Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/572 E. 2018/220 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/572 Esas
KARAR NO : 2018/220

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2017
KARAR TARİHİ : 14/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil …’nun davalı bankanın … şubesi nezdinde … nolu bir hesabı olduğunu, daha evvel müvekkilin anne kızlık soyadının hatalı işlendiğinden değiştirilmesi için müvekkilce bankadan talep edildiğini, 03/01/2017 tarihinde davalı bankanın müşteri hizmetlerinden aradığını bildiren bir şahsın anne kızlık soyadı hatasını değiştireceklerini ve kredi kart aidatlarını iade edecekelrini bildirmiş olup müvekkili ikna etmiş ve gerekli işlemler için gönderilen SMS leri telefona tuşladığını, SMS ler telefondaki şahısların söyledikleri anlarda ve herhangi bir ayrıca uyarı gelmeksizin ekrana düştüğünü, müvekkilin SMS lerd egelen şifreleri kimseye söylememiş sadece SMS lerle senkronize çalışan sisteme tuşladığını, müvekkilin eşinin banka tarafından aranarak şüpheli işlem bildirimi yapıldığını ve hesabına 37.930,00TL kredi çıkartıldığı ve toplam 42.000,00TL tutarın başka bir hesaba EFT yapıldığını öğrendiğini, bu aşamada davalı banka ile irtibat kurmaya ve durumu engellemeye çalışılmış ise de davalı bankada olan tüm kimlik bilgileri değiştirildiğinden büyük zorluk yaşadığını, olayla ilgili İstanbul anadolu CBS na suç duyurusunda bulunulduğunu, şubeye gidilmeksizin müvekkilin kimlik bilgilerinin sistemde 3. Şahıslar tarafından değiştirilebildiğini, şubeye gidilmeden internet ve telefon bankacılığı şifrelerinin değiştirilebildiğini, bu nedenlerle hesabından haksız olarak çekilen 42.008,00TL tutarın davalılardan hesaptan çekim tarihinden itibaren ticari reeskont avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmişitr.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkil …’ın, ikamet ettiği adrese gitmek üzereyken oturmakta olduğu semtten tanıdığı … isimli kişiyle karşılaştığını, …’ın müvekkile yakın arkadaşlarının ( Arkadaşlarından birisinin adı …) ticaret yaptığını ancak banka hesaplarının üzerinde bloke olduğundan ödemeleri alamadıklarını ve bu sebeple … hesabına ihtiyaç duyduklarını söylediğini, müvekkilden hesabını kullanmak istediğini söylediğini, müvekkilim de aralarındaki samimiyete inanarak ve güvenerek arkadaşı …’ ın isteğini yerine getirdiğini, ardından müvekkille birlikte … … Şubesine gittiklerini, …’ın kullanmış olduğu arabayı park edeceğini söyleyip müvekkilime “sen bankaya gir ben geliyorum” dediğini, bu sırada müvekkil bankaya gireceği esnada yine oturmuş olduğu semtten tanıdığı … ile karşılaşmış ve birlikte bankaya girdiklerini, müvekkilin 35.000,00 TL tutarında bir kısım çektiğini ve … ile görüşüp parayı kendisine teslim etmek üzere arabaya bindiğini ve teslim ettiğini, ardından … müvekkile 7.000,00 TL’ lik bir miktarın daha yatacağını söylediğini ve bu parayı da çekmesini istediğini, müvekkil kabul ettikten sonra …, … ile telefon aracılığıyla görüşerek … şubesine gideceklerini kendisinin de parayı teslim almak için oraya gelmesini söylediğini, bunun üzerine … ise … şubesine gitmelerini kendisinin oraya geleceğini söylediğini, müvekkilin … Şubesinden de 7.000,00 TL çektiğini ve bu parayı da bankanın içinde …’ a teslim ettiğini, ardından …’ ın sevk ve idaresinde olan arabaya yöneldiğini, o esnada …’un da arabaya bindiğini ve …’ın parayı …’ a teslim ettiğini, ardından müvekkilimi ikamet etmiş olduğu adrese bıraktığını, müvekkilin çekmiş olduğu 42.000,00 TL’ den tabiri caizse tek kuruş almadığını, müvekkilin yalnızca kendisinden ricada bulunan arkadaşına yardım etmek maksadıyla bir eylemde bulunduğunu, davacının açmış olduğu sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat davasının reddine karar verilmesine, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce … Tüketici Mahkemesi … esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, derdestlik itirazından dolayı ikinci açılan davanın reddedilmesi gerektiğini, haksız olduğu iddia edilen işlem bakımından ikrarla sabit olduğu üzere kusurun davacıda olmasına rağmen müvekkil bankaya dava açılması hakkaniyete aykırı bir durum olduğunu, davacıya ait sözleşmede de belirtildiği ve makul bir bilinç seviyesinde herhangi bir şahsın da öngörebileceği üzere kart şifresinin/dinamik(tek kullanımlık şifrenin) 3. kişilerle kesinlikle paylaşılmaması gerektiğini, bu çerçevede dava dilekçesindeki anlatılan olay örgüsünden ve davacının savcılık soruşturmasında esas alınacak olan ifadesinden de anlaşılacağı üzere davacının 3. kişilere şifresini ve onay kodunu kendi rızası ile vererek zararın doğmasına sebep olduğunu müvekkil Banka’nın herhangi bir kusuru bulunmadığını ortaya koyacak mahiyette bir beyanda bulunarak zararın doğmasında kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini ikrar ettiğini, davacının bilgilerin, üçüncü kişiye geçmemesi için gerekli tüm önlemleri alması gerektiğini, bilgileri saklaması gerektiğini, üçüncü kişilerin erişimini engellemesi gerektiğini ve kart ile bilgilerin muhafazasında gerekli özeni göstermesi gerektiğini, davacı, banka kartına ait şifre ve akıllı sms bilgilerini özensizlik / dikkatsizlik nedeniyle koruyamadığını, bu nedenlerle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddini, haksız olduğu iddia edilen işlemler bakımından sorumluluğun davacıda olduğu sabit olduğundan müvekkil Bankaya dava açılması usul ve yasaya aykırı olduğunu husumet itirazımızın kabulü ile davanın husumet yönünden reddini davacı tarafından açılan davanın açıkça hukuki dayanaktan yoksun olması ve müvekkilin zarar konusu eylemlerde kusurunun olmaması sebebi ile haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; davalı banka nezdindeki mevduat hesabından haksız olarak çekildiği iddia olunan bedelin tahsili istemine ilişkindir.
Yargılama kapsamında öncelikli olarak irdelenmesi gereken meselenin görev noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan tetkik neticesinde; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanının tüketici işlemleri ile sınırlandırıldığı, aynı yasanın 3/l maddesinde, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemin tüketici işlemi olarak tanımlandığı görülmüştür.
Somut olayda davacının anne kızlık soy isminin banka kayıtlarına hatalı işlenmesi ve sair sebepler nedeniyle davalı banka nezdinde bulunan hesabından haksız olarak çekilen bedelin iadesi için işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan ( 28/05/2014 ) 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca huzurdaki davada davacının tüketici olduğu, bireysel mevduat hesabından kaynaklanan davalara bakma görevinin bu nedenle tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alındığında, anılı yasal düzenlemeler gereğince davanın, açıldığı tarih itibari ile tüketici davası vasfında olup tüketici mahkemelerinin görev alanına girdiği anlaşılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3- HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4- Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı YKB ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/03/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza