Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/527 E. 2020/663 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/527
KARAR NO : 2020/663

DAVA : Şirket Hisselerinin Devri
DAVA TARİHİ : 02/10/2017
KARAR TARİHİ : 17/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Şirket Hisselerinin Devri davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı …’nun,…AŞ’nin Y.Kurulu Başkan Yardımcısı olduğunu, taraflar arasında borç ilişkisi tesis edildiği, davalı …’nın …A.Ş.’ye 1.350.000,00-TL borç para verdiğini, şirketin her ay 25.000,00-TL olmak üzere 60 ay boyunca toplamda 1.500.000,00-TL’yi …’ya ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, taraflar arasında tesis edilen borç ilişkisi kapsamında 60 adet ve her biri 25.000,00-TL olan tutarında tanzim edilen senetlerin davalıya teslim edildiğini, ayrıca teminat teşkil etmek üzere şirket hisselerinin % 20’sinin de davalıya Hisse Devir Protokolü ile devredildiğini, borç ilişkisi çerçevesinde davalıya bugüne dek 15 x 25.000,00-TL = 375.000,00-TL elden ödeme yapıldığı, ödenen bedel tutarında senetlerin müvekkiline iadesinin sağlandığını, davalıya teminat olarak devredilen şirket hisselerinin de borcun %25’i ödendiğine göre %25’ine tekabül eden kısmın iadesinin sağlanamadığını, teminat amacı ile devredilen şirket hisselerinin müvekkillere geri verilmemesi üzerine Beyoğlu … Noterliği’nin 29.08.2016 tarih …yevmiyeli ihtarname ile davalıya, ödenen tutar üzerinden teminat olarak verilen hisselerin geri verilmesi ihtar edildiği, ancak müspet bir geri dönüş olmadığını, davaya konu şirket hisselerinin taraflar arasındaki borç ilişkisine teminat teşkil etmek üzere devredildiği, bu hukuki işlemi gerçek bir hisse devir işlemi olmadığını, öncelikle ortada aynı borç için iki ayrı protokol olduğunu, davalının şirket hisselerinin ortaklık ilişkisi temin etmek amacıyla devredildiğine yönelik iddiaları ile hukuka ve taraflar arasındaki ilişkiye aykırı taleplerinin kötü niyetli olarak ileriye sürmeye devam etmesi üzerine davalıya Beyoğlu … Noterliği’nin 29.08.2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarname gönderildigini, şirket hisselerinin teminat amacı ile verildiği müvekkillerine iadesi gerektiğini, şirket hisselerinin dava konusu borç ilişkisi kapsamında müvekkillerce davalıya ödenen tutar orandaki kısmının iade edilmesine karar verilmesi gerektiğini beyanla hisse senetlerinin teminat amacıyla verildiğinin tespitine, devredilen şirket hisselerinin dava konusu borç ilişkisi kapsamında müvekkillerce davalıya ödenen tutar oranındaki kısmınin müvekkillere iade edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafı yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların huzurdaki davada aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın husumetten reddi gerektiğini, davacıların aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, söz konusu hisselerin devirden önceki dava dışı …’a ait olduğunu, hisse devrine ilişkin Protokol’de dava dışı …’ın …AŞ’deki hisselerinin %20’ninin müvekkiline devredildiginin görüleceğini, iadesi talep edilen hisselerin … tarafından müvekkiline devredilen hisseler olduğunu, davada hisselerin davacılar tarafından devredilmiş gibi beyanlarda bulunularak davacılara iade edilmesinin mümkün olmadığını, davacıların iddia ettiği bonoların borç karşılığında düzenlenen bonolar olmadığını, bunların alıcı müvekkilinin yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak atanması taahhüdü üzerine verilen senetler olduğunu, hisse devir protokolüne uygun olarak yönetim kurulu başkan yardımcısına aylık 25.000,00-TL tutarın ödenmesi için senetlerde; davacı … borçlu olduğunu, alacaklının ise … GIDA A.Ş. olduğunu müvekkiline ciro edildiğini ve 60 ay için düzenlendiğini, müvekkilinin İstanbul dışında olması nedeniyle oğlu dava dış…’nın 04.12.2016 tarihli 2015 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak seçildiğini ve imza yetkisi verildigini, hisse devrinden sonra, yeni ortaklık ilişkisine ilişkin düzenlemeler getirildiğini, devirden önceki döneme ilişkin tüm SGK ve Vergi borçlarının ödenmesine ilişkin yükümlülükler getirildiğini, devir öncesine ilişkin borçların satıcı tarafindan ödeneceği, devirden sonra her hangi bir borç tespit edilmesi ve alıcının sorumlu tutulması halinde 450.000,00-USD cezai şart ödeneceginin kararlaştırıldığını, taraflar arasındaki ortaklık ilişkisini gizlemek için müvekkilinin daha sonra şirketin %30 oranında hissesini de devir alarak şirketin % 50 oranında ortağı haline geldiği hususuna dava dilekçesinde bahis olunmadığını, davacılar tarafından kötü niyetli olarak ikinci devrin saklanmaya çalışıldığını, davacı … AŞ’nin %30 hissedarı olan …A.Ş. ile imzalanan hisse devir sözleşmesi ile şirketteki hissesinin devir alındığı ve şirketteki müvekkilinin payının %50’ye ulaştığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. ve … K. sayılı birleşen dosyada davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile davalı arasındaki akdedilen… Turizm Tic. A.Ş. hisselerinin devrine ilişkin protokol kapsamında dava dışı … A.Ş. ile davalı arasındaki borç ilişkisine teminat oluşturmak üzere Müvekkili tarafından davalıya devredilen şirket hisselerinin iade edilmesine karar verilmesini, davanın tensiple birlikte aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı bulunan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, davalıya devredilen şirket hisselerinin TBK.’nın 19. maddesi kapsamında değerlendirilerek teminat amacıyla verildiğinin tespiti ile, devredilen şirket hisselerinin …-… borç protokolüne dayanak olduğunu borç ilişkisin kapsamında davalıya ödenen tutar oranındaki kısmının müvekkiline iade edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davalı … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; Talep edilen hisseler yönünden dava değerinin düşük gösterildiği ve eksik harç yatırıldığı, yasaya aykırı ikame edilen davanın 375.000,00-TL üzerinden eksik harcın tamamlattırılmasının talep edildiği, taraflar arasında ortaklık ilişkisi olduğunu, aksi yöndeki iddiaların kabulünün mümkün olmadığı, davacı tarafından iddia edilen bonoların borç karşılığında düzenlenmediği, aksine müvekkilinin yönetim kurulu başkan yardımcılığı olarak atanması taahhüdüne istinaden verildiğini, hisse devir protokolü ile devirden önceki ve sonraki dönemlere ilişkin düzenlemeler somut olayda açıkça ortaklık ilişkisinin bulunduğunu gösterdiğini, taraflar arasındaki ortaklık ilişkisini gizlemek için müvekkili tarafından şirketin %30 hissesini devir alarak şirket hissedarlığını %50’ye çıkardığından bahsedilmemesi saklanması kötü niyetli olunduğunu gösterdiğini, şirketin genel kurul toplantılarına müvekkilinin çağrılı olduğu ve toplantılara katılımı sağlandığı ortaklık ilişkisinin varlığını gösterdiğini, huzurdaki davanın salt müvekkilinin ortaklık haklarını engelleme ve şirketten uzaklaştırılmasına yönelik olarak ikame edildiğini, davacının kötü niyetli iddialarına itibar edilmemesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Dosya kapsamına alınan 10.07.2019 Tarihli bilirkişi raporunda ;
“….. tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, taraflar arasında imzalanan protokoller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan ve detaylar yukarıda ilgili bölümlerde verilen inceleme ve tespitler birlikte değerlendirildiğinde; Mahkemenin taraflar arasındaki sözleşmeyi yukarıda verilen yorum kuralları çerçevesinde yorumlaması lazım geleceği, bunu yaparken de dosya münderecatından süzülerek (i) ila (viii) altında özetlenen hususlardan istifade edebileceği, bu bağlamda davalı …’nın … AŞ hisselerini teminat amaçlı devraldığına karar vermesi durumunda ilgili hisselerin davacıya iade edilmesine karar verilmek lazım gelecegi, davalı …’nın … Aş hisselerini iştirak amaçlı devraldığına karar vermesi durumunda ise ilgili hisselerin davacıya iade edilmemesine karar verilmek lazım geleceği “şeklinde mütalaada bulundukları anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 23.09.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle;
“Davacının (…AŞ’nin) 2016 yılına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulmadıkları anlaşılmakla (yevmiye defterinin kapanış tasdiki yaptırılmadığından) mali defterlerinin birbirini teyit ettiğini söylemenin mümkün olmadığı görülmekle, delil kabiliyetlerinin mahkemenin takdirinde olduğu,
…’nın Maliyeye beyan ettiği, 2017 ve 2018 yıllarına ait kurumlar vergisi beyannamelerinin incelenmesi ile davalı …’nın 2016 yılında davacı … AŞ’ye hissedar olması sonrasındaki 2016, 2017 ve 2018 yıllarında şirketin sürekli zarar ettiği, davacı … AŞ’nin kayıtlı ve tamamen ödenmiş olan 100.000,00-TL’lik sermayesinin tamamının kaybedildiği ve şirketin borca batık durumda olduğunun tespit edildiği,
Gerek esas ve gerekse birleşen dava bakımından (birleşen dava da aynı hukuki ilişki bütününden neşet ettiği cihetle ayrı bir inceleme gerektirmediğinden) hukuki bağlamda kök rapordaki kanaatimizin değişmesini gerektiren bir durumun olmadığı,” şeklinde mütalaada bulundukları anlaşılmıştır.
Dava; Davalı yana devredilen davacı şirket hisselerinin iadesi istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; Taraflar arasındaki ilişkinin karz ilişkisi olduğunu ve davalıdan alınan 1.350.000,00-TL’lik borcun, her ay 25.000,00-TL olmak üzere 60 ayda 1.500.000,00-TL olarak geri ödeneceğinin protokol ile kararlaştırıldığını, ayrıca alınan borcun teminatı için… A.Ş.’nin %20 hissesinin davalıya devir edildiğini, davalı yana toplamda 350.000,00-TL ödeme yapıldığını, yapılan ödeme karşılığına isabet eden oranda…A.Ş’nin hisselerinin iadesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Davalı yan ise; taraflar arasındaki ilişkinin bir borç ilişkisi olmadığını, hisse devir ilişkisi olduğunu, taraflar arasında imzalanan hisse devir protokolü ile davalılardan …’ın … A.Ş.’deki %20 hissesinin protokol ile devir alındığını, bedelinin birleşen dava davacısı …’a ödendiğini, ayrıca …A.Ş.’nin …A.Ş.’deki %30 hissesinin de devir alınarak şirketteki hissedarlık payının %50 olduğunu, taraflar arasında hisse devir protokolü bulunduğu ve ikame edilen davaların reddine karar verilmesini savunduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan kök ve ek bilirkişi raporlarında da belirlendiği üzere; Somut olayda; Davacı … ile davalı … arasında 07.01.2016 tarihinde imzalanan hisse devri protokolü bulunduğu, bu protokolde tarafların ve konunun; “…Bir tarafta … (Satıcı) diğer tarafta … (Alıcı) ve … LTD. ŞTİ. (Ortak) bir araya gelerek…Turizm ve Ticaret A.Ş. (Şirket) nezdindeki satıcı hisselerinin % 20 ‘nin alıcıya devredilmesi konusunda bu protokolü akdetmektedir.
Satıcının alıcıya maliki bulunduğu şirket hisselerinin % 20’ni bu protokolde yer alan termin ve koşullar ile alıcıya devredilmesine ilişkindir….” olarak belirlendiği, yine şirket hisse devri ile ilgili işlemin bedeli olarak ödenen tüm para … ile … arasında ikinci bir borç protokolü şeklinde tanzim edildiği ve bu protokolün de taraflarca onaylandığının belirlendiği, bu kapsamda düzenlenen davalı …’nın, davacı …’na 1.350.000,00-TL ödeneceğinin kararlaştırıldığı aynı tarihli borç protokolünde ise; “..Borçların teminatı olarak … borçlu, P… A.Ş. lehtar olup, Lehtarın cirosuna havi 60 ay için 60 adet 25.000,00-TL tutarında bono tanzim edilerek alacaklıya teslim edilecektir…” şeklinde bir düzenlemenin bulunduğu, bu bağlamda düzenlenen bonoları tanzim edenin …, ilk lehdarın…A.Ş. olduğu, bu bonoların bilahare davalı …’ya ciro edildiği anlaşılmıştır. Birleşen dosya davacısı …’ın, davalı …’ya … A.Ş.’nin hisselerinin %20’sini satması ve yin… A.Ş.’nin %30 hissesinin daha … A.Ş. tarafından davalı …’ya satılmasına ilişkin ikinci devirle birlikte davalı … Gıda A.Ş.’nin toplamda %50 oranında payını devralmış olduğu belirlenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;… Gıda A.Ş.’nin hisselerinin davalı … tarafından hangi amaçla devralındığı noktasında toplanmaktadır. Davacı taraf; hisselerin teminat amaçlı temlik edildiğini ve davacı …’nun davalı …’ya olan borcunun ödendiği ölçüde hisselerin geri verilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Davalı taraf ise; bu hisselerin davacıya verilen borcun teminatı olması maksadıyla devralınmadığını, aksine davalı …’nın bu şirkete iştirak maksadıyla hisseleri devraldığını savunmaktadır.
Davacı şirketin incelenen ticari defter ve belgelerinde; protokol konusu 25.000,00-TL bedelli toplam 1.500.000,00-TL’lik bonoların, davacı … A.Ş.’nin portföyüne şirket ortağı olmayan … tarafından…A.Ş. emrine düzenlendiği ve söz konusu borç senetlerine ilişkin muhasebe kaydı yapılmadan, … A.Ş. tarafından ciro edilerek davalı …’ya teslim edildiği anlaşılmıştır.
Devir Protokolünün ‘Satıcının Edimi’ başlıklı 3. maddesinde satıcının dava dışı … A.Ş.’den alacağı … A.Ş. hisselerinden %20 oranındaki kısmını alıcıya devredeceğini, alıcının Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı olması için gerekli işlemleri yapacağını, yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevi kapsamında 25.000,00-TL ödenmesinin ikrar ve taahhüt edildiği, …ünvanlı şirketin tüm hisselerini devir ederek şirket ile ilgisinin kalmayacak şekilde bir işlem yapacağını, anılan sulh ve ibra protokolü ile ilgili olarak eksiksiz taahhütlerini yerine getireceğini, aksi halde alıcıdan tahsil etmiş olduğu meblağın şirketin kayıtlı hisse değeri miktarını muhafaza ile kalanı her hangi bir davaya, ihtarnameye hacet kalmaksızın iade ile birlikte 450.000,00-USD cezai şartı ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğinin düzenlendiği anlaşılmıştır. Söz konusu Devir Protokolü’nün ‘Alıcının Edimi’ başlıklı bir diğer düzenlemesi de; “Şirket hisse devri ile ilgili işlemin bedeli olarak ödenen tüm para … ile … arasında ikinci bir borç Protokolü şeklinde tanzim edilmiş olup, bu Protokol taraflarca onaylanmaktadır.” şeklindedir. Devir Protokolü’nün ‘Alıcının Edimi’ başlıklı 5. maddesiyle de; Borç Protokolü ile Devir Protokolü arasında bağ kurulduğu anlaşılmıştır.
Devir Protokolü başlıklı sözleşmenin 4. maddesinde; “….Şirketin % 50 Hissesinin… Ltd Şti olup, bu protokole şirket temsilcisi onay vermektedir.
Ortak ve satıcı birlikte, alıcının yönetim kurulu başkanı yardımcısı olmasını ve Şirketi borç altına sokan işlemlerde alıcının imza yetkisi bulunmasını, her ay TTK 366-394 maddeleri uyarınca Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı Görevi kapsamında 25.000 TL ödenmesini kabul ikrar ve taahhüt etmektedir. Bu Taahhüt gereği alıcı ile ikinci bir protokol tanzim edilmiş bulunmaktadır.
Alıcıya ödenmesi belirlenen 25.000,00-TL’nin şirketin borcu olarak kabulünü ve aylık gider hesabına alınmasını, kar payının bu miktar gider olarak belirlendikten sonra dağıtılmasını, ana sözleşmenin kabul ve taahhüt etmektedir.
Ortaklık yapısı son halini alması ile birlikte TTK’nın gerektirdiği tüm değişikliklerin gerçekleştirilmesini, yönetim kurulunun oy birliği karar alması ile ilgili tüm değişikliklerin gerekleştirilmesini sağlayacaktır….” şeklinde düzenleme içerdiği, aynı tarihli Borç Protokolü başlıklı sözleşmede ise; borçların teminatı olarak 60 adet, 25.000,00-TL bedelli toplam 1.500.000,00-TL tutarında bono tanzim edileceğinin kararlaştırıldığı, söz konusu bonoların borcun teminatı olduğuna ilişkin belirlemenin; borcun ödenmesini temin amacıyla Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı için ödenecek tutarın ikinci bir protokolün tanzim edileceğinin belirlenmesi kapsamında borcun yenilenmesi amacını taşıdığı, dolayısı ile; bu bonoların Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı için ödenecek tutara ilişkin olduğunun anlaşıldığı, söz konusu protokol kapsamında belirtildiği üzere; 04.02.2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında davalı yanın oğlunun yönetim kurulu başkan yardımcılığına seçildiği; Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan…’nın dişhekimi olarak şahsına ait muayenede faaliyet göstermesi sebebiyle anonim şirket yönetim kurulu üyeliği yapamayacağı gerekçesiyle yönetim kurulu üyeliği için yasal şartları haiz olmaması sebebiyle üyeliğinin sona ermesine ve ilk genel kurul toplantısına kadar yerine TTK.’nın m. 363 gereğince …’nun seçilmesine ilişkin dair 24.08.2016 tarih … sayılı yönetim kurulu kararının … ile …’nun katılımı ile oybirliği ile alındığı, iş bu karar ile davalı …’nın oğlu …’nın davalı … A.Ş.’deki Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevinin 24.08.2018 tarihli yönetim kurulu karar tarihine kadar sürdüğü anlaşılmıştır.
Davalı …’nın oğlu…’nın davalı … A.Ş.’deki Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevinin verildiği 04.02.2016 tarihli olağan genel kurulu kararında; yönetim kurulu üyelerine ücret ödenmemesine de karar verildiği; ancak bu hususun davalı yana yapılan hisse devrinin teminat amacıyla yapıldığını ispata elverişli olmadığı, bu hususun bir an için davacı şirket ile davalı yan arasında sebepsiz zenginleşme konusu olabileceğinin düşünülmesi halinde dahi bu hususun eldeki davanın konusunu oluşturmadığı ve davacı tarafa hisse devri talep etme hakkı bahşetmeyeceği, davacı yanca; “teminat amaçlı hisse devri” ya da “inançlı işlem” iddiasına ilişkin devir olgusunun taraflar arasında düzenlenen protokollerde açıkça belirlenmediği gibi davalı yana yapılan hisse devrinin davacı şirketçe kabul edilerek tescil ve ilan edildiği, davacı yanın da hisse devri akabinde gerçekleşen genel kurullara katıldığı, davacı yanın iddialarının aksine taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerde, yapılan ödeme tutarında hisselerin davacı yana devrine ilişkin açık bir hükmün bulunmadığı, yine taraflar arasındaki ilişkinin ödünç sözleşmesi olduğu hususunun da davacı yanca kanıtlanamadığı, hisse devri kapsamında belirlenen 1.350.000,00-TL’nin davalı tarafça ödendiği hususunun da taraflar arasında ihtilafsız bulunduğu anlaşılmakla davacı yanın ispatlanamayan asıl ve birleşen davasının reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın ve Mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas ve … Karar sayılı birleşen davasının REDDİNE,
2-Asıl davada peşin olarak alınan 6.489,49-TL harçtan 54,40-TL karar ve ilam harcının düşümü sonucu başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kalan 6.435,09-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Birleşen davada; peşin olarak alınan 6.404,78-TL harçtan 54,40-TL karar ve ilam harcının düşümü sonucu başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kalan 6.350,38-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Asıl davada; Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacılar … ve … şirketinden alınıp davalı …’ya ödenmesine,
5-Birleşen davada; Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 34.700,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınıp davalı …’ya ödenmesine,
6-Asıl ve birleşen dosyada davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Asıl ve birleşen dosya davalısı … tarafından yapılan 352,00-TL yargılama giderinin asıl ve birleşen dosya davacılarından tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair ; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …