Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/521 E. 2019/123 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/521
KARAR NO : 2019/123
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 31/05/2017
KARAR TARİHİ : 13/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil adresteki işyerinde otomobil tamir ve bakımı işi yapmakta olduğunu, davalı … yönetici olduğu diğer davalı şirkete ait … ve … plakalı araçları, Temmuz 2016 ayında müvekkile ait işyerine getirerek tamirlerini yaptıracağını bildirmiş olduğunu, araçlardaki hasar ve yapılacak bakım işleri kendisine izah edilmiş ve araçları tamir işlemlerini yapılması talimatıyla işyerine bırakmış olduğunu, … plakalı araç; sol ön tampondan hasarlı olduğundan ön tampon sökülerek tamiratının yapıldığını, ön tampon söküldüğünde alttaki bağlantı parçalarının ve sis farlarının far ayarlarının da kırık olduğu görülüp parçaların bakalit tamirleri yapıldığını, sol önden almış olduğu darbe, aracın sol yanına denk geldiği için, sol önünden sağ tarafa doğru bir kayma meydana gelmiş olduğunu, araç tezgaha bağlanarak sola doğru bir miktar çekilmiş olduğunu, tampon ve bakalit tamirleri bittikten sonra tampon-ön panjur boyanarak orijinal hale getirildiğini, bu işlemler, kaporta-boya-tampon tamiri ve şase işçiliği olarak gerçekleştirildiğini, aracın diğer arızası kalorifer kapak motoru arızalı olduğunu için kapak görevini yapmadığından, kapak motorunu tamiri için torpido alt tarafı sökülerek parça değişimi yapıldığını, bu işlem, elektrikçi tarafından yapıldığını, aracın komple periyodik bakımı müvekkil tarafından yapılmış olduğunu, motor yağı, yağ filtresi, hava filtresi, polen filtresi, ön takım kontrolü, fren bakımı, aracın komple alt kontrolü, yağ kaçakları kontrolü yapılmış ve gereken malzemelerin değişmiş olduğunu, ön taraf söküldüğü için far ayarları da yaptırılmış, rot balans ayarı da rot balansçıda yaptırılmış olduğunu, bu işlerim tümü davalının onayı alınarak yapıldığını, … plakalı aracın bakım zamanı geldiği için, … plakalı araç tesliminde sonra, davalı tarafından servise getirilmiş olup aracın periyodik bakımlarının yapıldığını, ön akslar sökülüp tornacıda boşlukları alındığını, gereken parçalar değiştirip kontrolleri yapıldıktan sonra bu araç ta davalı tarafından teslim alındığını, davalı taraf araçları tamir ettirmiş ve teslim aldığını, yapılan tüm hizmetler sonrasında müvekkil iyi niyetle hareket etmiş ve önceki işyerinden tanıyıp güven duyduğu davalıya, tamirat bedelleri ödenmeden araçlar teslim edildiğini, davalıya faturalar gönderildikten sonra, bedellerinin ödenmesi defalarca istenmiş, fakat ödeme sağlanamadığı için … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında takip başlatılmış ve davalı haksız itirazda bulunduğunu, borçluların itirazı haksız olmakla alacağın tahsilini güçleştirmek ve geciktirmek amacını taşıdığından itirazın iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatının da davalılardan alınarak tarafa ödenmesine karar verilmesini, sonuç olarak, itirazın iptaline, takibin devamını, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesini, yargılama giderleri ve av. Ücretlerinin davalılara yüklenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; esas numarası belirtilen mahkeme dosyası ile görülmekte olan davada davacı tarafından ileri sürülen hususların hiçbirini kabul etmediğini, haksız davanın her iki müvekkil yönünden de reddi gerekmekte olduğunu, davaya konu bakım ve onarımların gerçekletilmiş olduğu iddia edilen araçlar müvekkil …’a ait olmadığını, bu husus dava dilekçesinin ilk maddesinde de ” Davalı …, yönetici olduğu diğer davalı şirkete ait … ve … plakalı araçları” ifadesinden de görüleceği üzere davacının da kabulünde olduğunu, davacının dosyaya sunmuş olduğu faturalar ile de sabit olduğu üzere faturalar da müvekkil … adına kesilmediğini, müvekkilden borcu olmayan bir edimin ifasının beklenmesinin mümkün olmadığını, TTK’nın limited şirkete ilişkin düzenlemeleri uyarınca limited şirketlerin borçlarında ortak veya yöneticilerinin sorumlu tutulabilmesi mümkün olmadığını, diğer davalı yönünden borcun varlığını kabul anlamına gelmemek kaydı ile, müvekkil … sırf şriekt yöneticisi ve ortağı olması sebebiyle şirket borçlarından doğrudan sorumlu tutulamayacağını, bu sebeple esasa ilişkin itirazların saklı kalmak kaydıyla müvekkil … yönünden öncelikle husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi bir bakım onarım işlemi gerçekleştirilmemiş olduğunu, … plakalı araç açısından davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu fotoğraflarda herhangi bir bakım onarım faaliyeti gözükmekte olduğunu, faturada ve dava dilekçesinde her ne kadar bir takım onarım faaliyetlerinin gerçekleştirildiği belirtilmemişse de bu hususun gerçek dışı olduğunu, davacı tamamen hayali faturalar keserek müvekkile göndermiş olduğunu, davacı oto servisten araç alındıktan sonra da problemlerin devam ettiğini, bunlara ilişkin faturaların bilahare sunulacağını, davacının, … plakalı aracın şase çekmesi gerektirecek derecede hasarlı olduğu iddiasını kabul etmediğini, sadece sol ön tampondan hasarlı bulunan bir aracın önden kaymış olmasının mümkün olmadığını, bunun için aracın çok ağır bir hasar almış olmasının gerekeceğini, dolayısıyla şase çekmesine ihtiyacı olduğu iddiasının da gerçek dışı olduğunu, işlemin gerçekleştirildiğine ilişkin herhangi bir görüntü mevcudun olmadığını, bu açıdan davacının iddialarının kanıtlanamadığını, davacının yedek parça temin ettiğini iddia ettiği firmalardan kesilen faturaların tarihleri incelendiğinde her birinin, müvekkile kesilen faturadan sonraki bir tarihte kesilmiş olduğunun görüleceğini, müvekkil şirkete … plakalı araç için kesilen fatura 20.07.2016 tarihli, … plakalı araca kesilen fatura ise 23.07.2016 tarihli olduğunu, buna karşılık araçların bakım/onarımı için gerekli malzemenin temin edildiği iddia olunan firmalardan alınan parçaların faturaları 29.07.2016 tarihli olduğunu, hayatın olağan akışında öncelikle onarım/değişimi yapılacak olan parçaya ilişkin faturanın dava dışı yedek parçacı tarafından davacıya kesilmiş olmasını, bu faturada belirtilen parça bedeli de eklenerek müvekkilime tüm bakım/onarım işlemleri için bundan daha sonraki bir tarihte fatura kesilmesi gerektiğini, ancak bu sıra tam tersi şeklinde gerçekleştiğinden davacının kötü niyetle, haksız kazanç elde etme amacıyla hareket etmiş olduğu ortaya çıktığını, davacının değişecek parçayı temin etmeden, buna ilişkin kendisine bir fatura kesilmeden müvekkile fatura kesmiş olmasını, ezbere gelişi güzel bir fatura kesmiş olduğu anlamına geldiğini, davacının faturalara yansıtmış olduğu bakım/onarım ücretlerinin fahiş ücret olduğunu, ön tampon-kaporta-boya-onarım işçiliği için 1.600,00.-TL ücret hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğinin, zira ön panjur sökme dahil ön tampon sökme takma ücreti yetkili serviste maksimum 150,00.-TL olduğunu, ön tampon onarımı ise en hasarlı tamponda maksimum 150 tl civarında olduğunu, boya da yine yetkili sserviste maksimum 180-200 tl civarında olabileceğini, davacı özel servis olduğu halde 1.600,00.-TL fiyat çıkarttığını, aynı faturadaki diğer kalemlerin de her biri piyasa fiyatlarının çok çok üzerinde olduğunu, ayrıca her bir işlem için ayrıca işçilik ücreti yazılmış olmasına rağmen bir de faturanın en sonunda ikinci kez 300,00.-TL tutarında işçilik ücreti eklendiğini, mükerrer olarak talep edilen bu bedel de haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının faturada belirtmiş olduğu bakım/onarım/işçilik ücretlerinin neler olabileceği hususunun … Odası’na müzekkere yazılarak sorulmasını talep ettiğini, bakım/onarım ücretlerinin ortalama ne kadar olabileceğini göstermesi açısından huzurdaki dosyaya b ir takım örnek faturalar bilahare sunulacağını, davacının … plakalı araç için yaptığını iddia ettiği bakım faaliyeti, diğer tüm servislerde maksimum 200-250 TL civarında olduğunu, işbu faturalardaki bedeller ile davacının talep etmekte olduğu bedeller incelendiğini, davacının fahiş fiyatlar talep ettiğini ve bunun kabul edilemeyeceğini açıkladığını, davacının göndermiş olduğu faturaların hukuken bir geçerliliği bulunmamakta olduğunu, fatura, bir sözleşmenin ifasına ilişkin bilgileri içerdiğinden, faturayı düzenleyen ile faturayı alan taraflar arasında mevcut yazılı veya sözlü yapılmış bir sözleşme olmadan, bir tarafın diğerine göndermiş olduğu yazı, faturanın şekil şartlarını taşısa bile fatura olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davada da davacı tarafından faturalarda belirtilen bedeller hakkında müvekkile bilgi verilmediğini, sözleşmenin kurulmasının ilk ayağı olan icap-kabul aşaması gerçekleştirilmediğini, bu sebeple taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunmadığından, kesilen faturalar ancak ve ancak tek taraflı bir irade beyanı olarak kabul edilebileceğini, … plakalı araç, faturaların kesildiği tarihte her iki müvekkile de ait olmadığını, davacı yan, müvekkile ait olmayan bir araca ilişkin faturayı müvekkil Stil Tekstil adına kesmiş olduğunu, bu sebeple de faturalar usul ve yasaya aykırı şekilde tanzim edilmiş olduğunu, müvekkillere ait olmayan bir aracın bakım/onarım ücretinin müvekkillerden talep edilmesinin mümkün olmadığını, sonuç olarak, davanın her iki müvekkil yönünden reddini, takibin tümden iptalini, kötü niyetle haksız kazanç elde etme amacı ile hareket eden davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı yükletilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; araç tamir/onarım hizmet ilişkisi kapsamında faturaya dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Davaya konu alacak istemine dayanak iki adet fatura sureti eklenmek sureti ile davalının bağlı olduğu vergi dairesine ve davacının bağlı olduğu vergi dairesine ayrı ayrı yazı yazılarak ba-bs kayıtları celp edilmiş, … Odasına yazı yazılarak faturalarda belirtilen bakım onarım işçilik ücretlerinin yaklaşık maliyetleri hakkında mahkemenize bilgi verilmesi istenilmiştir.
Onarım hizmetinin verildiği beyan olunan araçlara ait tescil kayıtları celp edilmiştir.
İddia, savunma, faturalar, dosyaya sunulan deliller ve taraf ticari defterleri üzerinde yapılacak inceleme ile davacı tarafça davalılara hizmetin sunulup sunulmadığı, fatura içeriği ile uyuşup uyuşmadığı, savunma kapsamında talep edilen hizmet/ fatura bedelinin … olup olmadığının irdelenmesi, davacının mevcut ise talep edebileceği alacak miktarının takip dosyası ile tetkik edilerek tespiti babında mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … ve … marifetiyle hazırlanan 30/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davacı 2016 ticari defterleri ile muhasebe hesap ve kayıtları; davacı tarafın TTK’nın 64/3 maddesi gereği 2016 takvim yılı ticari defter, noter tasdik bilgilerinin tablo şeklinde sunulduğunu, davacı ticari defterlerin birbiri ile uyumlu olduğu ve doğruladığını, davacı şirketin 2016 takvim yılına ait kanuni defterlerinin; HMK’nun 222. Maddesi hükümlerine göre kendi lehine delil teşkil ettiği tespit edildiğini, davacı şirket, davalı şirketin hesaplarını; 120.01.021 hesap koduyla alıcılar hesabında takip ettiği, 2016 hesap döneminde davalı ile ilgili muhasebe hesap ve kayıtlarının tablo şeklinde sunulduğunu, davacı ticari defteri ile muhasebe hesap ve kayıtlarına göre 30.07.2016 tarihinden itibaren; davacının, davalıdan; 5.376,08.-TL alacağının olduğunu, davalı 2016 ticari defterleri ile muhasebe hesap ve kayıtları; davalı şirketin TTK’nın 64/3 maddesi gereği 2016 takvim yılı ticari defter noter tasdik bilgilerinin tablo şeklinde sunulduğunu, davalı ticari defterlerin birbiri ile uyumlu olduğu ve doğruladığını, davacı şirketin 2016 takvim yıllarına ait kanuni defterlerinin; HMK’nun 222. Maddesi hükümlerine göre kendi lehine delil teşkil ettiğini, davalı şirket, davacı şirketin hesaplarını; 320.01.032 hesap koduyla satıcılar hesabında takip ettiğini, 2016 hesap döneminde davalı ile ilgili muhasebe hesap ve kayıtlarının tablo şeklinde sunulduğunu, davalı ticari defterleri ile muhasebe hesap ve kayıtlarına göre 30.10.2015 tarihinden itibaren davacının davalıdan: 78.855,74.-TL alacağının olduğunu, ancak davalı ticari defterlerinde 2014 hesap döneminde davacıya yaptığı 17.100,00.-TL ödemenin yer almadığını, ayrıca 31.12.2015 tarih 491 numaralı yevmiye maddesi ile 78.855,74.-TL herhangi bir evraka dayandırılmadan ortaklara borçlar kalemine atılarak kapatıldığını, bu durumda davalının davacıya 61.755,74.-TL borcu olduğunu, … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı ödeme emrine davalılar tarafından 24.10.2016 tarihinden böyle bir borçlarının olmadığından bahisle takibe konu ödeme emrine, borca, yetkiye, faize ferilerine ve takibe itiraz ettikleri ve takibi durdurduklarını, tarafların BA-BS formları, vergi usul kanunu 396 sıra nolu genel tebliğine istinaden taraflar arasındaki ticari muamelelerin KDV hariç toplamı 5.000,00.-TL’yi aşmadığı için beyan etme zorunluluklarının olmadığını, vergi daireleri tarafından dosyaya sunulan BA-BS formlarında da tarafların uyuşmazlıkla ilgili bir beyanlarının olmadığını, … odası cevap yazısı, 12.09.2018 tarih … sayılı … odası yazısında; dava konusu faturalarda belirtilen işçilik ücretlerinin makul fiyatı aralığında olduğunun beyanının tespit edildiğini, sonuç olarak, taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğunu, davacı firmanın, davalı; … ve … plakalı araçlarına ait hasar ve bakım işlerini yaptığı ve davalıya 20.07.2016 tarihinde … seri nolu 4.381,34.-TL, 23.07.2016 tarihinde … seri nolu 994,74.-TL olmak üzere toplam: 5.376,08.-TL fatura düzenlediğini, davacı alacağının tahsili amacıyla, davalı aleyhine; … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı ödeme emriyle icra takibi başlattığını, 24.10.2016 tarihinde davalı vekili tarafından borcun tamamına itiraz edilip durdurulduğunu, uyuşmazlıktaki bahse konu faturaların iki tarafında ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, yapılan işle ilgili faturalardaki tutarın teknik değerlendirme neticesinde toplam tutarı 5.376,08.-TL olan faturaların piyasa şartlarına göre uygun olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını…” mütalaa etmiştir.
Huzurdaki davada davacının davalı şirkete ait araçların onarım hizmeti kapsamında alacak istemini ileri sürdüğü, davalı şirketin hizmet ilişkisini kabul ettiği, yalnızca faturaya yansıtılan hizmet bedelinin makul olup olmadığı yönünde itiraz ileri sürdüğü anlaşılmakla bu kapsamda faturaya konu onarım hizmetlerinin makul olup olmadığı yönünden ilgili oda ve sendika marifeti ile araştırma yapılmıştır.
Ayrıca Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; ”Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın m. 23/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6762 sayılı TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 23/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan Yasa’nın 23. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın içeriğinden söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK’nın m. 230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı takdirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.)
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.”
Anılı kanuni düzenleme ve içtihatlar doğrultusunda yargılama sonucunda yapılan değerlendirme neticesinde; her iki tarafın ticari defterlerinin açılış ve kapanış taktiklerinin yaptırıldığı böylece usulüne uygun olarak tutulduklarının tespit edildiği, davacı tarafın kendi ticari defterlerine göre her iki faturanın kayıtlı olduğu gibi, takibe konu faturaların davalı ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, davalının davacıya kendi ticari defterlerine göre borçlu olarak görüldüğü, içtihatlar ve davalı beyanları kapsamında takibe dayanak her iki faturada yer alan hizmetin davalıya ifa edilmiş olduğu, faturaya konu onarım işlemi ile ilgili fatura tutarının teknik bilirkişi marifeti ile sendika yanıtları mukayese edilerek değerlendirildiği ve yapılan tetkik neticesinde 5.376,08-TL fatura ve alacak bedelinin piyasa şartlarına göre uygun olduğunun tespit edildiği, anılı bedelin ödendiğine yönelik herhangi bir delilin ibraz edilmediği, tüm bu nedenlerle davacının takip tarihi itibari ile araç maliki şirket olan davalıdan 5.376,08-TL alacaklı olduğu, Türk Ticaret Kanununun ortakların sorumluluğu başlıklı 602. maddesi kapsamında şirketin, borç ve yükümlülükleri dolayısıyla sadece malvarlığı ile sorumlu olduğunun hükme bağlandığı, nitekim Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere limited şirket borcundan dolayı şirket ortağı veya müdürünün kişisel olarak sorumluluğunun bulunmadığı, şirket borcundan dolayı kişisel olarak sorumluluğu bulunmayan şirket ortaklarına bu nedenle husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenlerle davanın davalı ortak/yönetici … yönünden pasif taraf ehliyeti/ husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine dair karar verilmesinin gerektiği, araçta meydana gelen onarım miktarının tespiti bilirkişi incelemesi ve yargılama yapılmasını gerektirmekte olup, onarım miktarı likit, muayyen, belirli olmadığından şartları bulunmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine dair (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2014/20726 esas, 2015/17292 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla; davalı … yönünden davanın husumetten reddine, davalı şirket yönünden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı … yönünden davanın husumetten REDDİNE,
2-Davalı şirket yönünden davanın KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 5.376,08-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin 5.376,08-TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
3- Alacak likit olmadığından icra inkar tazminat isteminin REDDİNE,
4-Alınması gereken 367,24-TL harçtan peşin alınan 91,82-TL harcın mahsubu ile bakiye 275,42-TL harcın davalı …’den alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 91,82-TL peşin harç, 1.000-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 1.299,00-TL olmak üzere toplam 2.420,02-TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … yararına hüküm tarihindeki AAÜT 7/2 maddesi gereğince 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılı davalıya verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesi halinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/02/2019

Katip …

Hakim …