Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/514 E. 2018/234 K. 20.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/514
KARAR NO : 2018/234

DAVA : Tazminat

DAVA TARİHİ : 29/05/2017
KARAR TARİHİ : 20/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kolluk birimlerince kimliği belirlenemeyen şahsın sevk ve idaresindeki davalı … adına kayıtlı ve diğer davalı …Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı araç, … Caddesi üzerinden … istikametine seyrederken 10/10/2016 tarihinde gece saat 04:00 civarında hakimiyetini kaybederek kontrolden çıkmış ve takla da atarak … Caddesi üzerinde park halinde bulunan aralarında müvekkile ait … plaka sayılı aracın da bulunduğu birçok araca çarparak maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın akabinde araç sürücüsünün kaza yerinden kaçtığını, kolluk birimlerince kendisine ulaşılamadığını, daha sonra zararın tespitine yönelik delil tespiti yaptırıldığını, buna göre rapor doğrultusunda 2918 sayılı yasanın 98. maddesi uyarınca davalı …Ş. ‘ne zararın tazmini talepli 22/11/2016 tarihli dilekçe ile başvuru yapıldığnı, davalı …Ş. tarafından 15(onbeş) günlük yasal süresi içinde bir cevap verilmemiş olup müvekkilinee ait banka hesabına 08/12/2016 tarihinde 6.900,00 TL ödeme yapıldığnı, Müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığı halde mağdur olmasının yanında bir de zararın tamamen giderilmemiş olmaması nedeniyle bu davayı açtıklarını belirterek müvekkile ait … plaka sayılı araçta meydana gelen; 15.000,00 TL değer kaybı ve 4.500,00 TL onarım süreci boyunca araç mahrumiyetinden kaynaklanan zarar olmak üzere toplam 19.500,00 TL ‘den 2918 sayılı yasanın 98. maddesi uyarınca tazmin talebimize istinaden yapılan 6.900,00 TL kısmi ödemenin mahsubu ile bakiye 12.600,00 TL maddi zararımızın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yüksek Mahkemenin 22/03/1976 gün ve 1/1 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince delil tespit giderleri yargılama giderlerinden olduğundan 1.316,20 TL delil tespiti yargılama giderleri ve vekalet ücretinin huzurdaki davada yargılama giderleriyle birlikte davalılara tahmiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazının kabul edilerek dosyanın yetki yönünden reddini, aleyhine açılan davanın reddini, davacının davasının ispatı halinde, müvekkil şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmamasını, olmaz is asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
… 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında 09/03/2017 karar tarihinde görevsizliğine karar verildiği, tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine 10/05/2017 tarihinde kesinleşmiş olup, dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava; Trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı ve onarım süreci boyunca araç mahrumiyetinden kaynaklanan zararın tahsili talebine ilişkin tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ile toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça, 10/10/2016 günü meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı tarafın aracında meydana gelen değer kaybı ve onarım süreci boyunca araç mahrumiyetinden kaynaklanan zararın tahsili talebiyle eldeki davanın açıldığı, Mahkememizin 17/10/2017 tarihli celsesini 9 nolu ara kararı ile bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği ve bilirkişi incelemesi için gerekli delil avansını yatırması hususunda davacı tarafa 2 haftalık kesin süre verildiği, ancak davacı tarafça bilirkişi deliline dayanmadığından bahisle delil avansının yatırılmadığı ve dosya kapsamına sunulan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesinin talep edildiği, 6100 sayılı HMK’nın 324/2 maddesi uyarınca davacı tarafça delil avansı hükümlülüğü yerine getirilmediğinden davalı tarafa delil avansının ikmal edilmesi hususunda davetiye çıkarıldığı, ancak davalı tarafça da delil avansının yatırılmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK.nun 400-406.maddeleri gereğince, delil tespitinde, “Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir.” hükmünü içermektedir. Delil tespitinin konusunu maddi vakıalar oluşturur ve bilirkişi raporunda belirtilen zarar miktarı davacı lehine kazanılmış hak doğurmaz. Yani delil tespiti kesin delil niteliğinde değildir.
Diğer taraftan HMK 266. md. hükmüne göre, çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi inceleme yaptırılması, taraflarca öne sürülen itirazların yine bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerekir. Davalı tarafça açıkça veya örtülü olarak kabul edilmiş olmadıkça, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda davacı tarafça tek taraflı olarak yaptırılan delil tespiti sonucu düzenlenen tespit bilirkişi raporu benimsenerek hüküm verilemez.
Somut olayda; davacı tarafından, davadan önce yaptırılan delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporuna davalı tarafça da itiraz edildiği, eldeki davada öncelikle davaya konu trafik kazasında kusur durumunun ve araçta meydana gelen hasar ve aracın kullanılmamasından kaynaklı zarar miktarının tespiti gerektiği, bu bağlamda davacı tarafın taleplerinin çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren konuları içerdiği, bu nedenle tespit dosyasında sunulan bilirkişi raporu davalı aleyhine bir delil olarak kabul edilemez. Yukarıda anlatılan nedenlerle davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 215,18-TL harçtan 35,90-TL’in mahsubu ile artan 179,28-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı … şirketinin, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 2.180,00-TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalı … şirketine verilmesine,
4-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı asılın yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/03/2018

Katip … Hakim …