Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/499 E. 2020/463 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/499 Esas
KARAR NO : 2020/463
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2017
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen “Yetkili Servis Sözleşmesi” kapsamında müvekkilinin davalı şirketin ürettiği aracı satmaya yetkili olduğunu, müvekkil tarafından daha önce … isimli şahsa araç satıldığını ve aracın … Tüketici Mahkemesi’nce verilen ve Yargıtay tarafından onanan kararı doğrultusunda üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğunun belirtildiği, ayıptan doğan zararın sorumluluğunun müvekkili olmadığını, sorumluluğunun davalı şirkette olduğunu beyanla sözleşmeye dayalı müvekkilin alacağının tahsili, için takibe vaki davalının haksız itirazını iptalini, takibin devamını ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça … tarafından açılmış olan ayıplı mal davasına müvekkilini ihbar etmediklerini, savunma hakkını kısıtladıklarını, dava dışı …’e ödeme yapmış olduğunu ispat etmeyen davacının henüz ödemediği bir bedel için müvekkile rücuen icra takibi yapmasının hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafından likid bir alacak olmamasına, müvekkil şirkete rücu edebilmesi için gerekli olan ihbar şartını ve ödeme yapma şartlarını yerine getirmemesine rağmen müvekkil aleyhine icra takibi başlatmış olduğundan davacı aleyhine müvekkil lehine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı hükmedilmesi ve ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde özetle; icra takibine konu tutarın 12.576,56 TL’lik kısmının müvekkili tarafından icra takip tarihi itibariyle dava dışı …’e ödendiğini, dava konusu aracın üretimden kaynaklı olarak gizli ayıplı olduğu yönünde kesin karar olmasına rağmen sadece yetkili bayi olarak aracın satışını gerçekleştiren müvekkil şirketin söz konusu araç için açılan dava nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücreti ödemek zorunda bırakılmasının haksız ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının rücu hakkını kullanabilmesi için alacaklıya tam ve eksiksiz ödeme yapması gerektiğinin, ancak ödemeyi tamamen yapmadığının kendilerinin de kabulünde olduğunu, davacının kendi hukuki değerlendirmesinin ve izlemiş olduğu hukuki prosedürün ve davranışlarının sorumluluğunun müvekkil şirkete yükletilmeye çalışılmasının kötüniyetli ve hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine 18.742,99 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda mali müşavir bilirkişi …, finans bilirkişisi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 26/03/2019 tarihli bilirkişi kök raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler anılı kök raporunda özetle;
“Bilirkişiye verilen görevler ve sorulan sorular yukarıda belirtilen çalışma yöntemleri kapsamında aşağıda ayrı ayrı analiz edilerek tartışılmıştır. Buna göre;
Davacı … ve Tic. Ltd. Şti.davalı …. A.Ş.’nin yetkili bayisidir. Davacının davalıdan satın alarak satmış olduğu bir aracın “üretimden kaynaklı olarak ayıplı” olması nedeniyle Araç Sahibi … tarafından Davacı … ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine ….Tüketici Mahkemesinde açılan davada satışa konu “… 2011 Model” aracın ayıplı olduğundan misli ile değiştirilmesine karar verilmiştir. 1 Açılan dava ile ilgili olarak mahkeme masrafları da (Avukatlık ücreti dahil) bu davanın davacısı … ve Tic. Ltd. Şti. üzerinde bırakılmıştır. Dolayısıyla o dava nedeniyle Davacı … ve Tic. Ltd. Şti. tarafından 18.742,99 TL ödemekle yükümlü kılınmıştır. Ödenmesi gereken bu tutarın davalı …. A.Ş.’den tahsil edilmesi amacıyla ….İcra Dairesinin 2016/… Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takibe ise davalı …. A.Ş. tarafından itiraz edilmesi üzerine huzurdaki iş bu dava açılmıştır.
Davalı …. A.Ş.; davacının dava dışı …’e herhangi bir ödeme yapmadıklarını, yapmadıkları bir ödemenin de rücu edilemeyeceğini ileri sürmüştür. Dolayısıyla dava şartının bulunmadığını belirtmiştir. Gerek icra dosyasında ve gerekse bu dosyada ödeme yapıldığına ilişkin bir belgenin bulunmadığını açıklamıştır. Ayrıca da görülen davada BK m.73/2 hükmü gereği davalı … A.Ş.’yedavanın ihbar edilmediğini bu nedenle de ödenecek tutarlardan sorumlu olmayacağını bildirmiştir.
Davalı …. A.Ş. olaydan zamanaşımının da var olduğunu ileri sürmüştür. TBK m.73 uyarınca davanın açıldığı 05.07.2013 tarihinde davalı şirkete bir bildirimde bulunulmamıştır. Sonrasında da bildirimde bulunulmadığından dürüstlük kuralı gereğince 05.07.2013 tarihinde zamanaşımı başlayacak ve iki yıllık süre nedeniyle 05.07.2015 tarihinde sona ereceği belirtilmiştir.
Bu nedenlerden dolayı davalının sorumluluğu bulunmadığından davalı tarafından davanın reddi talep edilmiştir.
Davacı … ve Tic. Ltd. Şti. tarafından verilen cevaba cevap dilekçesinde dava dışı …’e 12.576,56 TL ödeme yapıldığı, kalan kısım ile ilgili haciz tehdidinin devam ettiği, zamanaşımına ilişkin savların gerçeği yansıtmadığı TBK, m.73 uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu belirtilmiştir.
Davacı … ve Tic. Ltd. Şti. aleyhinde, dava dışı … tarafından başlatılan icra takibi kapsamında … İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı dosyasına toplam 18.868,83 TL ödeme yapılmıştır.
Ayıplı maldan dolayı tüketicinin seçimlik haklarını düzenleyen TKHK m.11’nin 2. fıkrası gereğince ayıplı maldan dolayı ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda tüketici karşısında, satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.
TKHK m.11’nin 6.fıkrası gereğince seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır.
Belirtilen hükümler gereğince üreticinin ayıplı maldan dolayı satıcı ile müteselsil sorumlu olması durumunda, satıcının üreticiye rücu hakkı bakımından TBK m.73 hükmünün uygulanması kabul edilmektedir. (Bkz.Kadir Berk Kapancı, Satış Hukukunda Ayıptan Doğan Sorumluluk ve Sözleşmesel Garanti Taahhütleri, 2012, dipnot 325)
TBK m.73/1 gereğince “rücu istemi, tazminatın tamamen ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde tazminatın tamamının ödendiği tarihten itibaren başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.”
Hükümde rücu istemi açısından, 2 yıl ve 10 yıl olmak üzere iki zamanaşımı süresi öngörülmüştür. 2 yıllık süre, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır (Bkz.Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 18.baskı 2015, s.838). Hüküm gereğince borcun tâbi olduğu zamanaşımı süresi, ödemenin tamamen yapıldığı tarihten itibaren başlayacaktır. Dosyada mevcut belgelerden, Davacı … ve Tic. Ltd. Şti. aleyhinde, dava dışı … tarafından başlatılan icra takibi kapsamında ….İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı dosyasına, borcun tamamının 07.08.2017 tarihinde ödenmiş olduğu görülmektedir.
Bu davanın konusu ….Tüketici Mahkemesinde … ve Tic. Ltd. Şti. aleyhinde açılan davada hükmedilen dava giderleri olduğundan, rücu hakkının doğması için Tüketici Mahkemesi kararının kesinleşmesi gerektiği, dolayısıyla zamanaşımının işlemeye başlatılacağı tarih belirlenirken bu hususun dikkate alınması gerektiği hususunu, Sayın Mahkeme’nin takdirlerine arz ederiz.
Sonuç olarak;
Dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile … İcra Dairesinin 2016/… Esas ve ….İcra Dairesinin 2015/… Esas sayılı dosyaları üzerinde yapılan incelemeler ile yukarıda açıklamaya çalıştığımız tespit ve değerlendirmeler sonucunda;
Davacı … ve Tic. Ltd. Şti.davalı …. A.Ş.’nin yetkili bayisi olup davalıdan aldığı arabaların satışını yaptığı, dava konusu ürünlerin ayıplı olmasından ve üretim hatasından davalının sorumlu olduğu,
Davacı … ve Tic. Ltd. Şti.‘nin satışını yaptığı“… 2011 Model” aracın ayıplı olduğunun …Tüketici Mahkemesi tarafından tespit edildiği ve bu kapsamda mahkeme masrafları olarak o davada Davacı … ve Tic. Ltd. Şti. ‘nindava dışı …’e verilmek üzere ….İcra Dairesinin 2015/… Esas sayılı dosyasına 18.868,83 TL ödemiş olduğu” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce tarafların itirazlarının karşılanması ve her iki takip dosyasındaki alacak kalemleri ayrı ayrı tetkik edilerek davacının mevcut ise talep edebileceği alacak kalemlerinin tespit edilmesi bababında bilirkişilerden ek rapor alınarak konuya ilişkin 27/01/2020 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Bilirkişiye verilen görevler ve sorulan sorular yukarıda belirtilen çalışma yöntemleri kapsamında aşağıda ayrı ayrı analiz edilerek tartışılmıştır. Buna göre;
Davacı … ve Tic. Ltd. Şti. davalı …. A.Ş.’nin yetkili bayisidir. Davacının davalıdan satın alarak satmış olduğu bir aracın “üretimden kaynaklı olarak ayıplı” olması nedeniyle Araç Sahibi … tarafından Davacı … ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine ….Tüketici Mahkemesinde açılan davada satışa konu “… 2011 Model” aracın ayıplı olduğundan misli ile değiştirilmesine karar verilmiştir. 1 Açılan dava ile ilgili olarak mahkeme masrafları da (Avukatlık ücreti dahil) bu davanın davacısı … ve Tic. Ltd. Şti. üzerinde bırakılmıştır. Dolayısıyla o dava nedeniyle Davacı … ve Tic. Ltd. Şti. tarafından 18.742,99 TL ödemekle yükümlü kılınmıştır. Ödenmesi gereken bu tutarın davalı …. A.Ş.’den tahsil edilmesi amacıyla ….İcra Dairesinin 2016/… Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takibe ise davalı …. A.Ş. tarafından itiraz edilmesi üzerine huzurdaki iş bu dava açılmıştır.
Davalı …. A.Ş.; davacının dava dışı …’e herhangi bir ödeme yapmadıklarını, yapmadıkları bir ödemenin de rücu edilemeyeceğini ileri sürmüştür. Dolayısıyla dava şartının bulunmadığını belirtmiştir. Gerek icra dosyasında ve gerekse bu dosyada ödeme yapıldığına ilişkin bir belgenin bulunmadığını açıklamıştır. Ayrıca da görülen davada BK m.73/2 hükmü gereği Davalı …. A.Ş.’ye davanın ihbar edilmediğini bu nedenle de ödenecek tutarlardan sorumlu olmayacağını bildirmiştir.
Davalı …. A.Ş. olayda zamanaşımının da var olduğunu ileri sürmüştür. TBK m.73 uyarınca davanın açıldığı 05.07.2013 tarihinde davalı şirkete bir bildirimde bulunulmamıştır. Sonrasında da bildirimde bulunulmadığından dürüstlük kuralı gereğince 05.07.2013 tarihinde zamanaşımı başlayacak ve iki yıllık süre nedeniyle 05.07.2015 tarihinde sona ereceği belirtilmiştir.
Bu nedenlerden dolayı davalının sorumluluğu bulunmadığından davalı tarafından davanın reddi talep edilmiştir.
Davacı … ve Tic. Ltd. Şti. tarafından verilen cevaba cevap dilekçesinde dava dışı …’e 12.576,56 TL ödeme yapıldığı, kalan kısım ile ilgili haciz tehdidinin devam ettiği, zamanaşımına ilişkin savların gerçeği yansıtmadığı TBK, m.73 uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu belirtilmiştir.
Davacı … ve Tic. Ltd. Şti. aleyhinde, dava dışı … tarafından başlatılan icra takibi kapsamında … İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı dosyasına toplam 18.868,83 TL ödeme yapılmıştır.
Ayıplı maldan dolayı tüketicinin seçimlik haklarını düzenleyen TKHK m.11’nin 2. fıkrası gereğince ayıplı maldan dolayı ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda tüketici karşısında, satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.
TKHK m.11’nin 6.fıkrası gereğince seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır.
Belirtilen hükümler gereğince üreticinin ayıplı maldan dolayı satıcı ile müteselsil sorumlu olması durumunda, satıcının üreticiye rücu hakkı bakımından TBK m.73 hükmünün uygulanması kabul edilmektedir. (Bkz.Kadir Berk Kapancı, Satış Hukukunda Ayıptan Doğan Sorumluluk ve Sözleşmesel Garanti Taahhütleri, 2012, dipnot 325)
TBK m.73/1 gereğince “rücu istemi, tazminatın tamamen ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde tazminatın tamamının ödendiği tarihten itibaren başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.”
Hükümde rücu istemi açısından, 2 yıl ve 10 yıl olmak üzere iki zamanaşımı süresi öngörülmüştür. 2 yıllık süre, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır (Bkz.Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 18.baskı 2015, s.838). Hüküm gereğince borcun tâbi olduğu zamanaşımı süresi, ödemenin tamamen yapıldığı tarihten itibaren başlayacaktır. Dosyada mevcut belgelerden, Davacı … ve Tic. Ltd. Şti. aleyhinde, dava dışı … tarafından başlatılan icra takibi kapsamında … İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı dosyasına, borcun tamamının 07.08.2017 tarihinde ödenmiş olduğu görülmektedir.
Bu davanın konusu ….Tüketici Mahkemesinde … ve Tic. Ltd. Şti. aleyhinde açılan davada hükmedilen dava giderleri olduğundan, rücu hakkının doğması için Tüketici Mahkemesi kararının kesinleşmesi gerektiği, dolayısıyla zamanaşımının işlemeye başlatılacağı tarih belirlenirken bu hususun dikkate alınması gerektiği hususunu, Sayın Mahkeme’nin takdirlerine arz ederiz.
Davalı …. A.Ş. tarafından sunulan itiraz dilekçesinde davacının kaybettiği …Tüketici Mahkemesindeki davayı, bu davanın davalısına ihbar etmediği, davayı yeterince takip etmediği, savunma vermediği, bilirkişi raporuna itiraz etmediği bu yüzden kendilerinin sorumlu olmaması gerektiği belirtilmiş ise de bu durumun değerlendirilmesi mahkemeye ait olacaktır.
Sonuç olarak;
Dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile … İcra Dairesinin 2016/… Esas ve ….İcra Dairesinin 2015/… Esas sayılı dosyaları üzerinde yeniden yapılan incelemeler ve de davalının itirazları ile yukarıda açıklamaya çalıştığımız tespit ve değerlendirmeler sonucunda;
Davacı … ve Tic. Ltd. Şti.davalı …. A.Ş.’nin yetkili bayisi olup davalıdan aldığı arabaların satışını yaptığı, dava konusu ürünlerin ayıplı olmasından ve üretim hatasından davalının sorumlu olduğu,
Davacı … ve Tic. Ltd. Şti.‘nin satışını yaptığı“… 2011 Model” aracın ayıplı olduğunun ….Tüketici Mahkemesi tarafından tespit edildiği ve bu kapsamda mahkeme masrafları olarak o davada Davacı … ve Tic. Ltd. Şti. ‘nin dava dışı (o davanın davacısı) …’e verilmek üzere … İcra Dairesinin 2015/… Esas sayılı dosyasına 18.868,83 TL ödemiş olduğu,
Zamanaşımı, rücu edebilme ve dava şartına ilişkin hukuki değerlendirmeler ile Davacının kaybettiği ….Tüketici Mahkemesindeki davanın yeterince takip edilmediğinden kusurun tamamının davacıda olması gerektiği savının değerlendirmesinin ve de takdirinin mahkemeye ait olduğu” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Eldeki dava, davalı şirketin ithalatçısı olduğu otomobilin satışını yapan davacı şirkete karşı malın ayıplı olduğundan bahisle dava dışı tüketici tarafından … Tüketici Mahkemesi’nde açılan davada, aleyhine verilen karar nedeniyle tüketiciye ödeme yapmak zorunda kalan davacının ödediği bedelleri davalıdan tahsil etmek amacıyla … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… esas sayılı dosyasında başlattığı takibe davalı yanca yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir.
Uyuşmazlığın hukuki sebebi, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11/2. maddesinde düzenlenen “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz.” şeklindeki hükme dayanmaktadır.
Davalı yan, davacının tüketiciye tam ve eksiksiz olarak ödeme yapmadığı takdirde iş bu davanın açılmasında hukuki yararının olmadığını ayrıca davacı talebinin TBK’nun 73. maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını ileri sürmekle; … Tüketici Mahkemesi’nde tüketici lehine verilen karar akabinde …. İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı dosyasında davacı aleyhine başlatılan ilamlı takipte 07/08/2017 tarihli kapak hesabı gereğince bakiye borcun icra dosyasına ödenerek borcun sona erdirildiği, bu nedenle başlangıçta kısmen mevcut olan hukuki yararın mahkememizin ön inceleme duruşmasının yapıldığı tarih itibarıyla tamamlandığı tespit edildiğinden HMK’nun 115/3. maddesi uyarınca davanın usulden reddedilmeyerek esasına geçildiği; zamanaşımı definin incelenmesinde, dava dışı tüketici ve davacı satıcı arasındaki uyuşmazlık satılan maldaki ayıba ilişkin olmakla sözleşme hukukundan kaynaklandığı, bu nedenle davacı satıcının davalı ithalatçıdan olan eldeki talebinin de müteselsil sorumluluk ilkesi kapsamında taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine dayandığı, TBK’nun 146. maddesi kapsamında davacı talebinin on yıllık zamanaşımına tabi olduğu, zamanaşımının tüketiciye son ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, nitekim son ödemenin dava açıldıktan sonra yapıldığından zamanaşımının söz konusu olmadığı anlaşılmakla, her ne kadar sonucu etkilemeyecek ise de davalı yanın beyanının aksine iş bu davada haksız fiillerdeki rücu davası için öngörülen TBK’nun 73. maddesi yerine sözleşme ilişkilerinde uygulanması gereken genel zamanaşımı süresinin geçerli olduğu tespit edilmiştir.
Hakimin hukuku kendiliğinden uygulaması ilkesi gereğince mahkememizce yapılan hukuki değerlendirme kapsamında, az önce ifade edildiği gibi TBK’nun 73/2. maddesine uygun ihbar yapılmamasının davalının sorumlu tutulmasına engel olduğu beyanının aksine iş bu davada HMK’nun davanın ihbarına ilişkin 61. maddesine göre dava dışı tüketicinin açtığı davada davacı yanca davalı yana uygun bir ihbarda bulunulup bulunmadığı hususu tetkik edilerek varılacak sonuca göre davalının sorumluluğunun tespit edilebileceği, bu kapsamda HMK’nun 61/1. maddesinin “Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir.” hükmünü içerdiği, aynı kanunun 64. maddesine göre ihbar edilen davada verilen hükmün ihbar eden kişiye etkisi hakkında 69 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyasen uygulanacağından anılı maddeye bakıldığında; HMK madde 69/2: “Fer’î müdahilin, tarafla rücu ilişkisinde, asıl davadaki uyuşmazlık hakkında yanlış karar verildiği iddiası dinlenilmez. Ancak, müdahil, zamanında ihbar yapılmadığı için davaya geç katıldığını veya yanında katıldığı tarafın iddia ve savunma imkânlarını kullanmasını engellediğini ya da kendisince bilinmeyen iddia ve savunma imkânlarının, tarafın ağır kusuru sebebiyle kullanılamadığını belirterek, yanında katıldığı tarafın yargılamayı hatalı yürüttüğünü ileri sürebilir.” düzenlemesinin mevcut olduğu saptanmakla, tüketici mahkemesinde açılan davaya cevap vermeyerek davayı takip etmeyen, savunma hakkını kullanmayarak aleyhine gelen bilirkişi raporlarına itiraz etmeyen ve ayıplı olduğu iddia edilen otomobil hakkında davalıyı davadan haberdar etmeyen davacı yanın, HMK’nun 69/2. maddesinin mefhumu muhalifinden davalı yana yanında savunma yapma imkanı vermemesi nedeniyle tüketiciye yapmak zorunda kaldığı ödeme nedeniyle talepte bulunamayacağı anlaşıldığından mahkememizce ayıplı araç üzerinde inceleme yapılması gerekli bulunmaksızın tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince yerinde görülmeyen davanın reddine, takibin kötü niyetle başlatıldığı hususu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan 320,09 TL peşin harçtan 54,40-TL’in mahsubu ile arda kalan 265,69 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza