Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/475 E. 2019/550 K. 21.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/464
KARAR NO : 2019/566
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/05/2017
KARAR TARİHİ : 25/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24.01.2015 tarihinde davalı sigorta şirketine … numaralı ZMM(Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kusuru ile park halinde olan … plakalı araca çarpması sonucu … plakalı araçta YOLCU olarak bulunan müvekkil … … basit tıbbi müdahale ile giderilmeyecek şekilde yaralandığını, tahkikat sonucunda müvekkilin maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda (HMK madde 107) arttırılmak üzere 5.000 işgöremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğunu, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan azami poliçe teminatı limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Trafik sigorta poliçe muhteviyatına göre şahıs başına daimi sakatlık azami teminatın poliçede kayıtlı oludğunu, poliçede azami teminat limitin yazılı oması bu miktarın mutlak surette ödeneceği anlamına gelmediğini, müvekkil şirkete dava açılmadan önce davacı tarafça yapılan başvuru üzerine iletilen belgeler ve mevcut kusur oranı çerçevesinde Trafik Poliçesi Genel Şartlarında belirtilen esaslar ve maluliyet oranı doğrultusunda yapılan aktüerya hesabı neticesinde davacının daimi sakatlığı sebebiyle maruz kaldığını ve müvekkil şirketin sorumlu olduğu zarar 14.674,00-TL olarak hesaplandığını ve bu tutar 16/02/2017 tarihinde davacıya ödendiğini, görüldüğü üzere müvekkil şirket poliçeden kaynaklı sorumluluğunu tamamen yerine getirdiğini ve dava açılmasına sebebiyet vermediğini, müvekkil şirketin dava konusu kaza sebebiyle sormulu olduğunu, başkaca bir borcu bulunmadığını, müvekkil şirketçe poliçeden doğan sorumluluk tamamen yerine getirilmiş olduğundan haksız ve mesnetsiz açıldığını, işbu davanın müvekkil şirket yönünden reddini, temerrüt söz konusu olmadığından faiz talebinin reddini, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamına Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … İhtisas Kurulundan alınan 20/09/2018 tarihli ATK raporunda özetle; Hasan oğlu, 1986 doğumlu … …’nın 24/01/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği inşaat kalıp ustası (Grup 6) olunarak:
Gr6 XII (22H……15) A %19
E cetveline göre %16.2 (yüzdeonaltınoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğini mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 27/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış … plakalı kamyon sürücüsü … %100 (yüzde yüz) oranında tamamen kusurlu olduğunu, davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … …’nın; ödeme tarihindeki verilere göre; geçici ve sürekli iş göremezlik dönemine ait %16,2 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının = 86.602,04-TL olduğunu, davalı tarafından ise davacıya 14.674,00-TL ödeme yapıldığını, ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar tutarı ile yapılan ödeme arasında (86.602,04-14.674,00)= 71.928,04-TL gibi bir fark bulunduğunu, buna göre ödeme ile zarar arasında açık fark bulunup bulunmadığının ve buna göre maddi tazminat taleplerinin ödeme nedeniyle reddedilip reddedilmeyeceği hususundaki takdirinin Mahkememize ait bulunduğunu, Mahkememizce ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında açık fark bulunduğunu ve buna göre de ödeme üe borcun sona ermediği ve ödemenin kısmı ifayı içeren makbuz olarak kabul edilmesi halinde ise; günümüze kadar gerçeklesen veriler esas alınarak belirlenen zarar tutarından. öncelikle %20 hatır taşıması indirimi yapılarak kalan tutardan ödemenin güncel tutarın tenzili sonucu davacının;
-Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 6.989,77-TL,
-Sürekli iş göremezlik dönemine ait %16,2 maluliyet oranı ile ilgili bakiye maddi zararının=94.779,64-TL olduğunu, (Hatır taşıması indirimi yapılmayacağının kabulü halinde ise davacının geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı 8.737,21-TL ve sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı 122.770,82-TL olacaktır), Davacının maddi zararlarının poliçe limiti içinde kaldığını, temerrüt tarihinin 01.02.2017 olarak belirlendiğini, sigortalı aracın kullanım amacının ticari olduğunu mütalaa etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; Fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla; davacı müvekkil için 5.000,00-TL olarak talep edilen tazminatın 27.02.2019 tarihli bilirkişi raporuna istinaden 101.769,41-TL – 5.000,00-TL = 96.769,41-TL kadar arttırarak ıslah ettiğini ve davanın davalının sorumluluğu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan azami poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydıyla toplam 101.769,41-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Trafik kazası sebebiyle açılan maluliyet tazminatı talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; 24.01.2015 tarihinde davalı sigorta şirketine … numaralı ZMM(Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün park halinde olan … plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacı … …’nın maluliyetine sebep olacak şekilde yaralandığından bahisle maddi tazminat talepli eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … İhtisas Kurulunun 20/09/2018 tarihli ATK raporunda; Davacı … …’nın 24/01/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının E cetveline göre %16.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve maluliyet raporu esas alınarak düzenlenen 27/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış … plakalı kamyon sürücüsü Ali …’un davaya konu kazada %100 (yüzde yüz) oranında tamamen kusurlu olduğu, davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … …’nın; ödeme tarihindeki verilere göre; geçici ve sürekli iş göremezlik dönemine ait %16,2 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının = 86.602,04-TL olduğu, davalı tarafından ise davacıya 14.674,00-TL ödeme yapıldığı, ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar tutarı ile yapılan ödeme arasında (86.602,04-14.674,00) 71.928,04-TL gibi bir fark bulunduğu, buna göre ödeme ile zarar arasında açık fark bulunduğunun kabulü gerektiği, bu nedenle yapılan ödemenin makbuz hükmünde sayılarak ödemenin güncel tutarının hesaplanan tazminat miktarından tenzili gerektiği anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nun 87/1. maddesinde “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir” düzenlemesine yer verilmiş; aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Anılan kanun hükmünün atıf yaptığı genel hükümler, Türk Borçlar Kanunu’nun sorumluluğa ilişkin hükümleri olup, böylesi durumda 818 sayılı BK’nun 43. maddesi (6098 sayılı TBK md. 51) uygulama alanı bulacaktır.
Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. İşletenin veya sürücünün, araçta taşınandan, doğrudan doğruya ücret almasa bile taşıma, maddi veya manevi menfaati bulunuyorsa bu durumda hatır ilişkisinin varlığından söz edilemez. Somut olayda; davacının pazara gitmek amacıyla arkadaşının aracında yolculuk yaptığı sırada meydana geldiği, bu bağlamda davaya konu taşımanın işletenin veya sürücünün değil taşınan davacının yararına olduğu, bu nedenle davaya konu kazada davacının hatır için taşındığı nazara alınarak belirlenen tazminattan Yüksek Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince %20 indirim yapılması yoluna gidilmiştir.
Bu bağlamda; %20 hatır taşıması indirimi sonucu hesaplanan; geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının; 6.989,77-TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %16,2 maluliyet oranı ile ilgili bakiye maddi zararının ise; 94.779,64-TL olduğu, davacının maddi zararlarının poliçe limiti içinde kaldığını, davacı tarafın davalı sigorta şirketine başvurusunu müteakip 8 iş günü akabinde temerrüt tarihinin 28/01/2016 olarak belirlendiği, sigortalı aracın kullanım amacının ticari olduğu anlaşıldığından davacı tarafın ıslah dilekçesi nazara alınarak davasının kabulü ile; 101.769,41-TL tazminatın 28/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
101.769,41 TL tazminatın 28/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 6.951,86-TL ilam harcından 330,50-TL ıslah harcı, peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 6.589,96-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 330,50-TL ıslah harcı, 31,40-TL peşin harç ve 31,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 393,30-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.891,55-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.462,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair davacı vekilinini yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/06/2019

Katip …

Hakim …