Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/426 E. 2018/121 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/426 Esas
KARAR NO: 2018/121
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/05/2016
KARAR TARİHİ: 14/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında .., sayaç no… olan ticari amaçlı elektrik abone sözleşmesi akdedildiğini, işbu abonelik sözleşmelerine istinaden davalı tarafından tahakkuk ettirilen faturalarda kayap kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletişim sistem kullanım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli adı altında ücretler de tahsil edildiğini, kayıp kaçak bedelinin elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp kaçak oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğunu, bu bedelin abonelere yansıtılamayacağını, başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsil edilmesinin hukuk devleti ile bağdaşmayacağını, bu nedenlerle taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesinin bir suretinin davalının istenilmesini, davalı şirketin …adresine müzekkere yazılarak dava konusu aboneye ilişkin olarak düzenlenen faturalar ile bu faturalar içinde yer alan okuma bebedil, iletim bedeli, kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, PSH bedeli ve bunların üzerinden alınan TRT payı ve bunların KDV’sini gösterir şekilde sözleşme tarihinden dava tarihine kadar olan bilgilerin istenilmesini, davanın kabulünü, haksız ve hukuka aykırı olarak değişik adlar altında müvekkilden tahsil edilen bedellerin fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik yargılama aşamasında belirlenecek alacağın şimdilik 1.000,00TL’lik tazminatın belirsiz alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini, işbu bilirkişi marifetiyle hesaplattırılacak olan bedeli müvekkilden haksız yere tahsilatın gerçekleştirildiği diğer bir deyişle haksız ödemelerin alındığı tahsilat tarihlerinden itibaren ayrı ayrı ticari faiz işletilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile müvekkil şirket arasında hukuki ilişki uyarınca elektrik tedarik etmesi ve davacı şirkete müvekkil şirket tarafından düzenlenen faturalarda yeralan kayıp kaçak bedeli ve diğer sistem kullanım bedelinin hukuka aykırı alındığından bahisle davayı müvekkil şirkete karşı açtığını, dava konusu bedellerin müvekkil şirket tarafından ilgili dağıtım şirketi ile imzalanan sistem kullanım anlaşması gereği enerji tedarik edildiği süre boyunca her bir ay …’a ödendiğini, davacının serbest tüketici olduğunu, dilediği tedarikçiden elektrik tedarik edebileceğiin, dolayısıyla serbest tüketici niteliği sebebiyle dilediği tedarikçiden diledii şartta pazarlık yapabileceği de dikkate alınarak, verilen hizmetin tekel niteliğinden bahsedilmesinin mümkün olmadığı, dava konusu edilen sistem maliyet bedellerinin hem müvekkil şirketten kaynaklanmamakta hem de müvekkil şirketin hesabında bulunmadığını, bu bedellerden dolayı müvekkil şirketin müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunmadığını, davalı yanın davasının haksız olduğunu, müvekkil şirketin taraflar arasındaki hukuki ilişkiye EPDK mevzuatına aykırı olarak tahsil edilmiş bir bedel olmadığını, bu nedenlerle müvekkil şirketten talep edilen bedeller yönünden …ve EPDK’ya ihbarını, esas yönü ile de hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:Dava; faturaya yansıtılan kayıp kaçak bedelinin haksız ve hukuka aykırı olduğundan bahisle haksız tahsil edilen bedellerin iadesi istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, taraflar arasındaki sözleşme, sayaç endeks surumu, sayaç çarpanı, her bir kalem için uygulana birim fiyatlar, talebe konu döneme ait faturalar celbedilmiştir.
Faturaya yansıtılan kayıp kaçak bedelinin iadesinin talep edilip edilemeyeceği hususunda en önemli referanslardan birisini Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/7-2454 ve karar 2014/679 sayılı 21.5.2014 tarihli kararı teşkil etmiştir. Nitekim istikrarlı surette atıf yapılan karar uyarınca; ”…Kayıp kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır. Kayıp kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ..şeffaflık hukuk devletinin ayrılmaz parçasıdır…” gerekçeleri ile kayıp kaçak bedeli tahsilinin hukuka aykırı olduğu yönünde pek çok hüküm verilmiştir.
Dava tarihinden sonra 04/06/2016 tarihinde kabul edilen ve 17/06/2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 6446 sayılı yasada bir takım değişiklikler yapılmıştır. 6719 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre; Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükmü uygulanacaktır. 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik, 6446 sayılı kanunun 17/10. maddesine göre de Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi bu bedellerin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacaktır.
Aynı zamanda yürürlükteki 6719 sayılı yasayla değişik 6446 sayılı yasanın geçici 20. maddesi gereği bu Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış davalarda da uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle bilirkişi tarafından yapılması gereken iş yalnızca 6719 sayılı yasa ile değişik, 6446 sayılı yasanın 17/10 maddesi gereği davalı kurum tarafından yapılan tahakkukların EPDK’nun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacaktır.
Bununla birlikte davacı vekilince uygunluk denetimi noktasında rapor alınması talebinde bulunulmamıştır. Bu durumda HMK’nın 26. maddesinde ifadesini bulan taleple bağlılık ilkesi gereğince Mahkememizce davacı tarafın talebi aşılarak anılan şekilde rapor alınıp EPDK kararlarının uygunluğunun denetimi mümkün görülmemiştir.
Anılan yasa değişiklikleri değerlendirildiğinde; EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan davalar, yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kalmıştır. Bu gerekçelerle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Son olarak değerlendirilmesi gereken husus, yargılama giderleri ile yükümlü olan tarafın belirlenmesi noktasındadır. Davacı taraf izah edilen gerekçelerle davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Dolayısıyla davanın açılmasına sebebiyet veren taraf, davaya konu bedelleri tahsil eden davalıdır. Karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, yargılama sırasında yürürlüge giren yasa değişikliğinin bir sonucudur ve dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu ortadadır. ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/2534 esas, 2017/3956 karar sayılı ilamı) Tüm bu nedenlerle; davacı yararına maktu vekalet ücreti ile davacının yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Konusu kalmayan davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınan 29,20 TL peşin harçtan, alınması gereken 35,90 TL ret harcının mahsubu ile bakiye 6,70TL Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliğinin 11/2. Maddesinde belirtilen 16,02 TL’den az olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafın yapmış olduğu masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili kendisini vekille temsil ettirmiş ise de; dava yargılama aşamasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa nedeniyle dava konusuz kaldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dava, yargılama aşamasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa gereğince konusuz kaldığından, davalı yan davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden ve davanın açılış tarihi itibariyle dava haklı görüldüğünden davacı tarafça yapılan 97- TL posta masrafı, 58,40TL harç masrafı olmak üzere toplam 155,40-TL masrafın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı yararına AAÜT gereğince taktir olunan 1.000-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/02/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza