Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/371 E. 2018/830 K. 25.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/371
KARAR NO:2018/830

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/04/2017
KARAR TARİHİ:25/09/2018

Taraflar arasında mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan faturaya dayalı alacağının tahsili için yapılan takibe vaki davalının haksız itirazının iptalini, takibin devamını ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki, görev ve zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacı yanın iddialarını kabul etmediklerini, takibe konu faturanın ödeme süresinin 120 gün olduğunu, fatura tarihinin 25/11/2016 tarihi olup, ödeme süresinin beklenilmeden icraya konulduğunu, sözleşmede peşin ödeme hususunun yer almadığını, davacı tarafça iş yapılmadan ödeme istenildiğini, kabul anlamına gelememekle beraber 16/12/2016 tarihinde alacağın fatura bedeli kadar olmadığının davacı tarafın yetkilisince beyan edildiğini, faturanın haksız ve gerçek alacağı yansıtmadığının sabit olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine fatura alacağına istinaden 11.800,00TL’si asıl alacak, 768,13TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.568,13TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine ve yetkiye itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı yanın, yetkiye ilişkin itirazının taraflar arasındaki sözleşmenin 11. maddesi gereğince mahkememiz yetkili kılınmakla reddine, davalı yanın zamanaşımı itirazının BK’nun 146 maddesi gereğince reddine, davalı yanın göreve ilişkin itirazının ise; dava ticari nitelikli olmakla, TTK 4 ve 5. maddeleri gereğince reddine karar verilerek dosyanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda mali bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 25/12/2017 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi anılı raporunda özetle;”
Davacı şirket ile davalı şirket arasında 08.11.2016 tarihinde (1) yıl süreli Mobil-Web Reklam Sözleşmesi konulu (15) maddeden ibaret bir sözleşme akdedilmiştir. Sözleşmenin (4). maddesi uyarınca, 08.11.2016 tarihinde düzenlenen …’da davalı şirketin 10.000,00 TL+KDV tutarında bir reklam bütçesi ayırdığı, davalı şirketin imzası ile sabittir.
Genelde hukuk sistemimizde sözleşme hukukuna egemen olan esas ilke AKTE VEFA (Pakta Sunt Servanda) kuralıdır. Buna göre sözleşme koşulları sonradan her ne sebeple olursa olsun değişmiş olsa bile borçlu edimini yerine getirmekle yükümlüdür. Zira gerek hukuksal güvenlik ve gerekse doğruluk kuralı bunu emreder.
Davacı, davalı şirkete 08.11.2016 t. sözleşmeye istinaden takip ve dava konusu … nolu “Mobil Pazarlama Hizmet Bedeli” konulu KDV dahil 11.800,00 TL tutarında bir adet fatura kesmiştir. Davalı şirket, davacının kesmiş bulunduğu KDV dahil 11.800,00 TL tutarındaki bu faturayı, 25.11.2016 tarihinde giderler hesabına borç, davacının alacağına kaydetmek suretiyle muhasebeleştirmiş ise de, davacının 25.11.2016/11.800,00 TL bedelli faturasını, davacıya (8) günlük kanuni süresi geçtikten sonra kestiği 08.02.2017/11.894,80 TL bedelli iade faturasını, davacının hesabına borç, gelirler hesabına alacak kaydetmek suretiyle, davacı şirkete kayden vaki 25.11.2016/11.800,00 TL tutarındaki borcunu sıfırlamış ise de; takip borçlusu-davalı, takip alacaklısı-davacıya kestiği 08.07.2017/11.894,80 TL bedelli iade faturasına istinaden davacıdan alacak talebinde bulunamaz.
Davacı, … İcra Müdürlüğünün E:… sayılı dosyasından 01.03.2017 tarihinde başlattığı ilamsız takipte davalı şirketten TTK.m.18/1 yönünden kesinleşen 25.11.2016/11.800,00 TL tutarındaki fatura borcunu ödemesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, sözleşmenin (5). maddesi mucibi önceden düzenlemesi gereken … düzenlenmemiş ve davacının 25.11.2016/11.800,00 TL tutarındaki Mobil Pazarlama Hizmetinin müvekkiline teslim edilmemiş bulunduğunu, davacıdan teslim alınan Mobil Pazarlama Hizmet Bedelinin 6.217,00 TL+KDV’den ibaret olduğunu, davacının 25.11.20166/11.800,00 TL bedelli Mobil Pazarlama Hizmet Bedeli konulu faturasına istinaden müvekkilinden alacak talebinde bulunamayacağını, savunmaktadır.
Davalı şirket, davacının kesmiş bulunduğu 25.11.206/11.800,00 TL bedelli Mobil Pazarlama Hizmet Bedeli faturasını ticari defterlerinde davacının alacağına kaydetmiştir. Davalı şirket, davacının kesmiş olduğu 25.11.2016/11.800,00 TL bedelli Mobil Pazarlama Hizmet Bedeli faturasına (8) günlük kanuni süresi (6102 s.TTK.m.21/3) içinde itiraz etmemiş ise de; Fatura akit safhası ile değil, ifa safhası ile ilgili bir hesap pusulasıdır. Faturaya kanuni süresi içerisinde itiraz edilmiş ve/veya edilmemiş olması faturayı kesen tarafa mutlak bir alacaklılık hakkı doğurmaz. Taraflar arasında geçerli bir sözleşmeye istinat etmediği takdirde faturayı tebliğ alan kişi 6762 sayılı TTK.m.23/2 uyarmca kanuni süresi içinde (8 gün) itiraz etmemiş olsa dahi fatura muhatabını bağlamaz. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 27.06.2003 gün ve E.2001/1, K.2003/1 sayılı İçtihadı da bu doğrultudadır.) Davalının, 08.11.2016 t.de imzalamış bulunduğu … ile davacıya vermiş bulunduğu reklam bütçesinin KDV hariç 6.217,00 TL+KDV lik kısmı için şirket adına Mobil Pazarlama hizmeti yaptığı, davalının kabulündedir. (Bkz: davalının 09.06.2017 h. tarihli, davaya cevap dilekçesi 2/c bölümü, sayfa:l)
Davacının, davalı tarafından ayrılan bütçenin (10.000,00-6.217,00=) 3.783,00 TL lık kısmı için Mobil Pazarlama Hizmetini ifa ettiği, ispata muhtaç olmakla, davacının KDV dahil 25.11.2016/11.800,00 TL bedelli faturası kapsamında takip borçlusu-davalı şirketten KDV dahil (3.783,00×1,18=) 4.463,94 TL tutarında alacak talep etmiş olmasında kanuni ve akdi isabet bulunmamaktadır.Taraflar arasında münakit 08.11.2016 t. sözleşmenin (5). maddesinde, ödeme süresi “fatura kesim tarihinden itibaren 120 gün” olarak kararlaştırılmış olmakla davalının 25.11.2016/11.800,00 TL bedelli davacı faturasının ödeme tarihi 25.02.2017 tarihine isabet etmekle (KDV hariç) (10.000,00-3.783,00=) 6.217,00 TL, (KDV dahil) (6.217,00×1,18=) 7.336,06 TL tutarındaki alacağı için, davacı, davalıdan 25.11.2016-25.02.2017 arasında geçen (120) gün için temerrüt faizi talebinde bulunamaz. Takip alacaklısı-davacının, takip borçlusu-davalıdan talep edebileceği işlemiş faiz tutarı (25.02.2016-01.03.2017) arasında geçen (4) gün için (6.217,00×1,18=) 7.336,06 TL (asıl) tutarındaki alacağına TCMB Kısa Vadeli Krediler Avans faiz oranının tatbiki suretiyle aşağıdaki şekilde toplam 8,44 TL olarak hesaplanmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuştur.
Mahkememizce; diğer bilirkişinin yanına sekör bilirkişi …’nın da dahili ile itirazların karşılanması, hizmetin yerine getirilip getirilmediğinin tespiti, iade faturasının denetlenmesi ve neticeten davacı alacağının var ise tespiti ile temerrüt haliyle birlikte tespiti için ek rapor alınarak 10/07/2018 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Davalı vekilinin, dosyaya sunulu, 05.02.2018 h. tarihli dilekçesinde özetle; davacının 16.02.2016 tarihli maili ile 6.127 TL’lik bir harcaması olduğunu fakat bunu açıklayamadığını, bilirkişi tarafından davacının bu bedel ile ilgili hizmet verip vermediğinin incelenmesi gerektiğini, taraflar arasında 6.127 TL’ lik harcama konusunda anlaşma sağlanmadığı ve bu alacak miktarmm nasıl hesaplandığının açıklanması gerektiğini, 6.127 TL lik harcamanm ne kadarının kullanıldığını, kullanılan kısım bedelinin fahiş olup olmadığı hususunun ek raporda belirtilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin kök rapora vaki itirazlarının reklamcılık yönünden değerlendirilmesi;
… business sayfasından alınan reklam yönetim bölümünün ekran görüntüsü olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafın kestiği faturada ve düzenlediği ordinoda açıklama hanesinde … ve … kullanımları yazmakta olduğu, kullanım ifadesinden reklam kullanımı kast edildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında verildiği iddia edilen … reklam hizmetine ilişkin belge bulunamamıştır. … business sayfasından alınan reklam yönetim bölümüne ait ekran görüntüsü ve yayınlanmış … reklam görseli örneklerinin fotokopi olduğu görülmüş, dijital orijinal belgeler olup olmadığı tespit edilememiştir. Sunulan fotokopi belgelerinin orijinal olduğu var sayıldığında; davacı tarafın davalının markası için … platformu üzerinde 122.304 kişiye 414.498 defa sponsorlu reklam gösterimi yapıldığı tespit edilmiştir. İnternet reklamcılığı terminolojisinde; İmpession (IMP) ifadesi toplam gösterim anlamına gelmektedir. Cost Per Mille (CPM) ifadesi her 1.000 gösterim başına düşen maliyet olarak tanımlanmaktadır.
Bu bilgilerin yer aldığı tarafların imzası bulunan ordinoda, CPM bedeli olarak 15.00 TL kararlaştırıldığı görülmektedir. Tahmini IMP olarak 666.667 gösterim öngörülmüş yukarıda izah edildiği üzere, yapılan teknik inceleme neticesinde 414.498 adet gösterim yapıldığı anlaşılmıştır. İş bu gösterim sayısının bedelinin hesaplanması için her 1.000 gösterim sayısının CPM tutarı olan 15.00 TL ile çarpılması gerekmektedir. Bu hesaba göre; 414.498 X 15= 6.217,47 TL ( KDV hariç) tutarında reklam hizmeti verildiği tespit olunmaktadır. KDV’li bedel ise 7.336,61 TL olarak gözükmektedir. Bu tutarın davacının son ıslah dilekçesindeki talep ettiği tutar ile uyumlu ve aynı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin, dosyaya sunulu 06.02.2018 havale tarihli dilekçesinde özetle;
” hesap uzmanı bilirkişinin çelişkili kanaat belirttiğini, davalı ticari defterlerinde davacıya 11.894,80 TL borçlu gözüktüğünü ve defter kayıtlarının kesin delil teşkil ettiğini, davalının fatura kesim tarihi olan 31.12.2016 gününden 2 ay 8 gün sonra iade faturası kestiğini, bu faturayla borçtan kurtulmak istediğini, zira yasal süre olan 8 gün içinde iade faturası kesmediğini, bunun borcu kabul anlamına gelmesi gerektiğini ve o nedenle borçlu sayılması gerektiğini, sayın bilirkişinin raporunun adeta ticari ölüme yol açacağını, zira her iade faturası kesenin iade talebi kabul olursa bunun ticari ölüm sayılacağını, sayın bilirkişinin sırf iade faturası kesildi ve borcun bir kısmı davalıca kabul edildiğinden bahisle hiç bir somut delile dayanmadan rapor tanzim ettiğini” belirttiği görülmüştür.
Davacı vekilinin, dosyaya sunulu 20.04.2018 havale tarihli ıslah dilekçesinde;
” Hesap uzmanı bilirkişinin tanzim ettiği 25.12.2017 tarihli rapordaki kanaatlere tümüyle katıldıklarını, fazla hesaplanmış olan 772,40 TL faiz alacağından,4.463,94 TL asıl alacaktan ve bilirkişi ek rapor taleplerinden vaz geçtiklerini, asıl taleplerinin; 7.336,06 TL asıl alacak, 8,44 TL işlemiş faiz, % 20 tutarındaki icra inkar tazminatı talep ettiklerini” belirttiği görülmüştür.
Belirlenen davacının son ıslah dilekçesindeki talep ettiği tutar ile uyumlu ve aynı olduğu anlaşılmıştır.
Kurulumuz üyesi Reklamcılık Uzmanı bilirkişinin dava dosyası üzerinde yaptığı inceleme sonucu, davacının davalıya 7.336,61 TL tutarında reklam yayın hizmeti verdiği ve bu bedeli davalıdan talep ve tahsil etmeye hak kazandığı, yolunda oluşan görüşüne mali bilirkişi tarafmdan da aynen iştirak edilmiştir
Dava dosyası üzerinde yapılan ek inceleme sonucu bilirkişi görüşü;
“Takip alacaklısı-davacının, takip tarihi (01.03.2017) itibariyle 7.336,06 TL tutarında alacaklı bulunduğuf iş bu alacağını, asıl alacağa (7.336,06 TL) takip tarihinden itibaren TCMB Kısa Vadeli1 Krediler Avans faiz oranlarının tatbiki suretiyle hesaplanacak ticari faizi ile birlikte takip borçlusu-davalıdan talep edebileceği ” yolunda oluşmuştur.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde; hesap uzmanı bilirkişinin tanzim ettiği 25.12.2017 tarihli rapordaki kanaatlere tümüyle katıldıklarını, fazla hesaplanmış olan 772,40 TL faiz alacağından, 4.463,94 TL asıl alacaktan ve bilirkişi ek rapor taleplerinden vazgeçtiklerini, asıl taleplerinin; 7.336,06 TL asıl alacak, 8,44 TL işlemiş faiz, % 20 tutarındaki icra inkar tazminatı talep ettiği görülmüştür.
Dava; Mobil Web reklam sözleşmesi hizmetinden kaynaklı fatura alacağının tahsili için yapılan takibe ilişkin itirazın iptali isteminden ibarettir. Davalı taraf; davanın reddini savunmuştur.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında 08.11.2016 tarihinde (1) yıl süreli Mobil-Web Reklam Sözleşmesi konulu (15) maddeden ibaret bir sözleşme akdedilmiştir. Sözleşmenin (4). maddesi uyarınca, 08.11.2016 tarihinde düzenlenen …’da davalı şirketin 10.000,00 TL+KDV tutarında bir reklam bütçesi ayırdığı, davalı şirketin imzasının bulunduğu dosya kapsamıyla sabittir.
Davalı şirket vekili, sözleşmenin (5). maddesi mucibi önceden düzenlemesi gereken … düzenlenmemiş ve davacının 25.11.2016/11.800,00 TL tutarındaki Mobil Pazarlama Hizmetinin müvekkiline teslim edilmemiş bulunduğunu, davacıdan teslim alınan Mobil Pazarlama Hizmet Bedelinin 6.217,00 TL+KDV’den ibaret olduğunu, davacının 25.11.20166/11.800,00 TL bedelli Mobil Pazarlama Hizmet Bedeli konulu faturasına istinaden müvekkilinden alacak talebinde bulunamayacağını, savunmaktadır.
Mahkememizce görevlendirilen sektör bilirkişisinin de katıldığı ek raporda sözleşme konusu hizmetin yerine getirilmesine ilişkin davacı tarafça sunulan bilgi ve belgelerin nicelenmesi neticesinde; ihtilaf konusu 11.800 TL bedelli faturanın KDV dahil 7.336,61 TL bedelli kısmı yönünden sözleşme konusu reklam hizmetinin sosyal medya üzerinden yerine getirildiği görülmüştür.
Davacı vekili her ne kadar kanıtlanamayan kısım yönünden ıslah dilekçesiyle talebin daraltılması yönünde ıslah talebinde bulunmuş ise de; mahkememizce talebin daraltılmasına ilişkin ıslah kısmi feragat olarak kabul edilmiştir.
İzah edilen nedenlerle mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın kısmen kabulü ile; …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile davacının davalıdan 7.336,06 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara ilişkin itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren aylık %3 akdi faiz uygulanmak üzere takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, dava sırasında vaki ödemelerin infazda nazara alınmasına, davalı tarafın %20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile davacının davalıdan 7.336,06 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara ilişkin itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren aylık %3 akdi faiz uygulanmak üzere takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, dava sırasında vaki ödemelerin infazda nazara alınmasına,
2-Davalı tarafın %20 icra inkar tazminatı 1.467,20 TL ile sorumlu tutulmasına,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 501,10 TL. Karar harcından, peşin ve icra dosyasına yatan harçlar toplamı: 214,64 TL.nin mahsubu ile, bakiye 286,50 TL.nin davalıdan alınarak, hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş bulunduğundan, yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 2.180,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş bulunduğundan, yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 2.180,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.541 TL. Yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre hesaplanan 899,90 TL. nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından, Mahkeme ve İcra dosyasına yatırılan harçlar toplamı: 265,64 TL.nin, davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Davalının yaptığı gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansının bakiye kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzereoy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/09/2018

Katip …

Hakim …