Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/364 E. 2022/289 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/364 Esas
KARAR NO : 2022/289
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2017
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı borçlu arasında 22.08.2012 tarihinde Acentelik Sözleşmesi akdedildiğini, ayrıca taraflar arasında 23.01.2013 tarihli 2013-37 sayılı protokol ile 01.09.2013 tarihli 2012-107 sayılı prefinansman ve ek destek protokolü imzalandığını, sözleşmeler doğrultusunda acentelik ilişkisini başlatmak üzere acenteye ürün satış hedeflerinde kullanılmak üzere komisyon ödemeleri yapıldığını, taraflar arasında acente üretim yaptıkça hak kazanacağı komisyon bedellerinin düşülmesi ile acentelik ilişkisinin kurulması için zorunlu olarak müvekkilince ödenen peşin komisyon bedellerinin kapatılması şeklinde cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalı borçlu acente ile kurulan acentelik ilişkisinin sözleşmeler uyarınca üstlendiği yükümlülüğü yerine getirmemesi üzerine müvekkilince acentelik sözleşmesinin 22. Maddesi kapsamında feshedildiğini, fesih sonucu davalı borçlunun üstlendiği edime yerine getirmemesi doğrultusunda oluşan cari hesap bakiyelerinin kapatılması yönünde iyi niyetli bir biçimde yapılan tüm görüşmelere rağmen borçlu tarafından bir ödeme yapılmadığını, bu sebeple müvekkilince … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlunun söz takibe itiraz ettiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında ödenen komisyon bedellerinin kapatılması şeklinde bir cari hesap ilişkisi bulunmadığını, taraflar arasında acente üretim yaptıkça hak kazandığı komisyon bedellerinin peşin olarak müvekkiline ödenmesi, iptal müşteri ödemesinin yapılmaması, ara verme gibi durumlarla tahsil edilemeyen komisyon bedelinin peşin ödenen komisyon bedellerinden düşülmesi şeklinde bir cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, Protokol ile de komisyon, ofis kira, prefinansman destekleri de belirli kriterlerde gerçekleşen üretimler neticesinde acentenin hak kazanacağı söz konusu komisyon ve desteklerin tutarının cari hesap bakiyesinden düşülmesi suretiyle kapatılacağının ön görüldüğünü, davalı şirketin sözleşmenin, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirmediği nedeniyle haklı sebeplerle feshedildiği iddiasının hukuki dayanağının bulunmadığını, 21.01.2016 tarihinden çok önce tarafların karşılıklı anlaşmaları İle müvekkilinin kendi acentesinde kullandığı lisansının iptal edilerek davacı şirketin de ortağı olduğu … A.Ş.’ye Şube Müdürü olarak atanması ile 01.09.2013 tarihinde sona erdiğini, müvekkilinin lisansının da … isimli firmaya geçtiğini, bu hususun Sigorta Gözetim Merkezi kayıtlarında da bulunduğunu, takip dosyasına göre müvekkilin borcunun 47.923,85 TL, dava dilekçesine göre ise 47.825,41 TL olduğunu, hayat ve ferdi kaza poliçelerinin yenilenmesi nedeniyle ne kadar alacaklı bulunduklarını Aralık 2015 tarihi itibariyle sigorta ekran portalının davacı şirketçe kapatıldığından bilemediklerini, ancak sunulan örnek maillere göre müvekkilinin alacaklarının bulunduğunu belirterek davanın reddini ve takibin %20’sinden aşağı olamamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce dosya arasına alınan … İcra Dairesi’nin 2016/… sayılı dosyasında özetle; … tarafından … Sigorta Aracılık Hizmetleri aleyhine icra takibi başlatıldığını, 47.923,85 TL asıl alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faiz ile tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce deliller toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 16/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda;
“..
Davacı tarafın yapıları incelemede bulunmadığı, resmi defter ve belgelerini (zorunlu olan mutabakat yazıları, ihtarname,sözleşme feshi vb. Sunmadığı, savunmalarının ve iddialarının sadece yazılı beyana dayandığı;davalı tarafında sunduğu resmi defter/ belge ve kayıt incelemelerinde, 213 sayılı V.U.K ve 6762 (1 Temmuz 2012 de yürürlüğe giren yeni T.T.K.6102) sayılı T.T.K.’na göre Ticari defter ve kayıtlarının yasal delil niteliği taşıdığı, 2014 yılı sonu itibariyle davacı ile ilgili … hesabının Sıfır bakiye verdiği davacı tarafa borcu gözükmediği)kayıtlı olarak yer aldığı; ancak, sözleşmenin uygulamasından çıkacak ihtilaflarda Acentelik Sözleşmesi Madde:26-ANLAŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜ VE DELİL ANLAŞMASI’nda yazılanlara göre ; uyuşmazlıkların hal mercii İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğu ve taraflar arasındaki ihtilaflarda DAVACI ŞİRKET’in defter ve kayıtlarının tek geçerli ve bağlayıcı delil olacağı , H.M.U.K.nun 287. Maddesine göre DAVACI ŞİRKET defter ve kayıtlarından başka delil kabul olunmayacağını kabul ettikleri” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 18/09/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda;
“..
Sayın mahkemenizce belirlenen her iki dosya inceleme günüve saatine (26/02/2018 ve 10/09/2018 tarih) de gelmeyen davacı tarafın bu tutumu, haklılığını ispatlayabilecek kayıt ve belgelerin bulunmadığı intibamı oluşturduğu,
Davacı tarafın,ticari defter ile belgeleri bilirkişi heyetine sunmak ve sayın mahkeme dosya kayıtlarına girmesi için ek süre ile ek heyet raporu talep ettiği halde ikinci (10/09/2018 gün, saat 13.30) incelemeye gelmemesi bu şüpheleri daha da pekiştirdiği,
Davalı tarafın sunduğu resmi defter/ belge ve kayıtlarından başka somut bir delil bulunmadığı; Bilirkişi heyeti kök raporunda da belirtildiği üzere, davalı tarafın sunduğu resmi defter/ belge ve kayıtlarından incelemelerinde, 213 sayılı V.U.K ve 6762 (1 Temmuz 2012 de yürürlüğe giren yeni T.T.K.6102) sayılı T.T.K.’na göre Ticari defter ve kayıtlarının yasal delil niteliği taşıdığı, 2014 yılı sonu itibariyle davacı ile ilgili 120.120.04 ING Hayat Emeklilik hesabının Sıfır bakiye verdiği(davacı tarafa borcu gözükmediği)kayıtlı olarak yer aldığı ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 21/02/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda;
“..
Davalı şirketin incelenen ticari defterlerinde 2014 yılı sonu itibariyle davacı ile ilgili … Emeklilik hesabının Sıfır bakiye verdiği kayıtlı olarak yer almakta olup, taraflara ilişkin Cari Hesap dökümü sunmadığını,
Davacı şirketin incelenen ticari defterlerinde icra takip tarihi itibariyle (10.03.2016) Davacı şirketin davalı şirketten 49.699,59 TL alacak bakiyesi bulunduğunu, davaya konu icra takip tutarının isc 47.923,85 TL asıl alacak tutarında olduğunu, ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 03/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda;
“..
1. Sigortacılık mevzuatı açısından bakıldığında acentenin, salt verilen hedefleri gerçekleştirememesi sebebiyle sözleşmenin davacı şirket tarafından tek taraflı olarak sonlandırılması için yeterli bir dayanak oluşturduğu söylenemez.
Ancak acentenin muaccel hale gelmiş borcunu ifa etmemiş olması ve/veya ödemede direnmesi sigorta şirketinin fesih işlemini gerçekleştirmesi için yeterli bir sebep olarak görülebilir.
Sözleşmenin feshedildiğini bildirir. ihtarnamenin davacı tarafından ibraz edilememesi ve Protokolün 12. Maddesinde belirtilen 1 aylık ihbar öneline uyulup uyulmadığının anlaşılamaması fesih ve sonuçları bakımından dikkate alındığında, hukuki boyutu ile birlikte gerçekleşen feshin haklı fesih olup olmadığına ilişkin nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
2. Davacı … A.Ş nezdindeki davalı acenteye ait hesap bakiyelerine göre, takip tarihi (10.03.2016) itibariyle davacı şirketin davalı acenteden 40.914,72 TL tutarında alacaklı olduğu,
3. Davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre; 40.676,37 TL olarak görülen hesap bakiyesinden, borca dâhil edilmemesi gereken 5.334,.70 TL’lik tutarın düşülmesinden (40.676,37-4334,70) sonra 31.12.2017 tarihi itibariyle davalının ana borcunun 35.341,67 TL olacağı,
4. Davalının takip tarihinden önce temerrüdünün oluşmadığı, bu çerçevede sözleşmenin haklt feshe dayalı olarak gerçekleştirilmiş olması şartı ile davacının, icra takip ödeme emrinin davalıya tebliği tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden faiz talebinde bulunabileceği ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 13/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda;
“..
1. Kök Raporda da belirtildiği üzere, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre; 40.676,37 TL olarak görülen hesap bakiyesinden, borca dâhil edilmemesi gereken icra ödeme/iptal işlemlerine ilişkin toplam 5.334,70 TL’lık tutarın düşülmesinden (40.676,37-5.334,70) sonra 31.12.2017 tarihi itibariyle davalı acentenin ana borcunun 35.341,67 TL tutarında olduğu,
2. Mavi ile işaretli olan söz konusu kalemlerin davacı şirket nezdindeki ekstre kayıtları olup, bunlara ilişkin gerekli muhasebe kayıtlarının yapıldığı, dolayısıyla tespit edilen hesap bakiyesinin bu kayıtları da kapsadığı, dolayısıyla davalı acentenin tespit edilen borç tutarında bir değişiklik söz konusu olmadığı,
3. Davalı tarafın takip tarihinden önce 28.01.2016 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, temerrüt tarihinin değişmesi yönündeki kanaatimiz dışında, 03/02/2020 tarihli Bilirkişi heyet Raporumuzda belirtilen görüşlerimizde başkaca bir değişiklik olmadığı ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında 22.08.2012 tarihinde Acentelik Sözleşmesi akdedildiği, ayrıca 23.01.2013 tarihli protokol ile 01.09.2013 tarihli ek destek protokolü imzalandığı, davacı tarafça sözleşme feshedildikten sonra avans komisyon alacağı, cari hesap alacağı, hayat hesabı ve bes hesabı borçları uyarınca takip başlatıldığı, mahkememizce acente ve sigorta konusunda uzman bilirkişilerin de yer aldığı ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere taraflar arasında davacının da belirttiği gibi acenteye peşin ödenen avans komisyonunun, acentenin hak edeceği komisyona mahsup edilmesi şeklinde bir cari hesap ilişkisi bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 26. Maddesi uyarınca davacının defter ve kayıtlarının münhasır delil olduğu, davacının defter kayıtlarına göre davalıdan 35.341,67 TL alacaklı olduğu, acentenin muaccel olan bu borçlarını ifa etmemesinin davacı bakımından haklı bir fesih sebebi teşkil edeceği, yine sözleşmenin 22. Maddesi uyarınca davacının haklı sebeplerle her zaman tek taraflı fesih hakkı bulunduğu, yine aynı maddede feshin şekline ilişkin değil fesihten sonra sonuçlarına ilişkin olarak protokollere atıfta bulunduğu, bu nedenle davacı tarafça geçerli bir feshin yapılmış olduğu, davalının fesih ihtarına verdiği cevapla da taraflarına bir fesih ihtarının ulaştığının anlaşıldığı, görülmekle davanın kısmen kabulüne, alacaka belirlenebilir olmakla icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
…. İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 35.341,67-TL asıl alacak tutarı kadar alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
Alacağın % 20’si oranındaki 7.068,33-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 2.414,19 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 544,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.869,51 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafça yapılan 4.345,70 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 3.344,02 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yerolmadığına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.301,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7- Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
8- Davacı tarafça yatırılan 544,68 TL peşin harç ile 31,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 576,08 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır