Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/354 E. 2020/306 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/354 Esas
KARAR NO : 2020/306
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 07/04/2017
KARAR TARİHİ : 09/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Belçika hukukuna göre kurulmuş … S.A. İle Davalı … … arasında imzalanan sözleşmenin geçerliliği hususunda ortaya çıkan anlaşmazlık sebebiyle Cenevre Ticaret Sanayi ve Hizmetler Odası Tahkim Merkezi tarafından … sayılı dosya numarası altında yapılan tahkim yargılaması sonucu verilen 16.9.2016 tarihli karar ile Davalı tarafın yargılama giderlerinin yarısı tutarındaki 97.555,00 CHF (İsviçre Frangı) ödemesine hükmolunduğunu, ancak davacı müvekkil şirketin ihtarlarına rağmen söz konusu alacağın Davalı tarafça ödenmediğini; Davacı Müvekkil Şirket ile Davalı’nın Türkiye’de sözleşmesi bulunduğunu, Davacı Müvekkil Şirket’in yönetim kurulu başkanı … ‘ın … Spor Kulübü’nün başkanlığını yaptığı sırada, aynı zamanda eski bir futbol oyuncusu olan iş adamı Davalı … … ile ticari sözleşmesi bulunduğunu; Davalı tarafın, … Spor Kulübü’ne karşı İsviçre Tahkim Kurumu (CAS) nezdinde başlatmış olduğu tahkim yargılamasını kazanarak hukuken alacaklı konuma geldiğini; Tahkim yargılamasına konu ticari ilişkilerin davalı tarafın Türkiye’de bulunduğu döneme ilişkin iş ve işlemlerden kaynaklanması sebebiyle söz konusu tahkim kararının Türk mahkemeleri nezdinde tanıma ve tenfizinin talep edilmesi zorunluluğunun doğduğunu; MÖHUK m. 62’de hangi durumlarda tenfiz talebinin reddedilebileceğinin açıkça hükme bağlandığını; taraflar arasında imzalanan 28.1.2015 tarihli sözleşmenin 8.2 maddesi uyarınca geçerli tahkim şartı bulunması, Hakem Kararı neticesinde hükme bağlanmış hukuki uyuşmazlığın niteliği itibarı ile tazminat talebine ilişkin olması ve yargılama neticesinde Davalı’nın 97.550,00CHF tutarındaki bedeli Davacı Müvekkil Şirket’e ödemesine ilişkin Hakem Kararı’nın genel ahlak kurallarına ve Türk kamu düzenine aykırılık taşımaması; Türkiye mahkemelerinin yetki alanına giren bir uyuşmazlık söz konusu olmadığından uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümünün mümkün olması; Davalının yargılamadan usulüne göre haberdar edilmiş, iddia ve savunma imkânından yoksun bırakılmamış, hakem önünde usulüne göre temsil edilmiş ve yapılan işlemleri kabul etmiş olması; Hakem Kararının verildiği ülke olan İsviçre Hukuku’na göre herhangi bir tenfiz engeli doğurmaması; Davalı’nın yargılama süresince herhangi bir usul kuralına aykırılığı ileri sürmemesi; Hakem Kararı’nın tahkim şartının sınırlarını aşmaması; Hakem Kararı’nın kesinleşerek, tenfiz edilebilir ve taraflar açısından bağlayıcı olduğunun Cenevre Kantonu ve Cumhuriyeti Yargı Erki Hukuk Mahkemesi’nin 15.2.2017 tarihli resmi yazısı ile açıkça tevsik olması sebepleriyle MÖHUK’un 62. Maddesinde sayılan herhangi bir tenfiz engelinin somut olayda bulunmadığını ve tenfiz için kanunen aranan şartların somut olayda sağlandığını; Taraf ülkelerin tabiiyetindeki şahısların Türkiye’de dava açmaları halinde yabancılık teminatı ödemekten muaf tutulacağını belirten 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi gereğince Müvekkil Şirket’in HMK’da öngörülen yabancılık teminatı ödemekten muaf olduğunu belirterek; Hakem heyeti tarafından verilmiş olan kararın kesin ve taraflar açısından bağlayıcı nitelikte olup bu durum dosyada mübrez bilgi ve belgelerle sabit olduğundan söz konusu hakem kararının tenfizine karar verilmesini, davalının Türkiye’de gerçekleştirmiş olduğu hukuka aykırı işlemler neticesinde Davacı Müvekkil Şirket’in alacağının tahsilinin imkânsız kılınması amacıyla malvarlığını kaçırmaya başladığı gerekçesiyle Davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, dava ve talep etmiştir.
Dava; Tanıma ve Tenfiz Davası.
Mahkememizde açılan işbu dava dosyası kapsamında 19/12/2019 tarihi itibari ile davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Karar tarihinden itibaren üç (3) aylık süre geçmiş olmasına rağmen, davacı tarafın davasını yenilemediği anlaşıldığından, HMK 150. maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- HMK 150. maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 6185,34-TL peşin harçtan mahsubu ile arta kalan 6130,94-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
4-Davalı banka vekili yararına karar tarihindeki AAÜT’nin 7. maddesi uyarınca 3.400-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
5-Bakiye gider avansının hüküm kesinleştiğinde ödeyen tarafa iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda, dava miktarı itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/07/2020

Başkan … Üye … Üye … Katip …