Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/333 E. 2019/916 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/333 Esas
KARAR NO : 2019/916
DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Sona Erdiğinin Tesbiti
DAVA TARİHİ : 03/04/2017
KARAR TARİHİ : 24/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan 2015-109 Esas sayılı …nin Genel Kurul Kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine ilişkin davada oluşturulan ara karara istinaden açılan ve yine mahkememize tevzi edilen davalıların kooperatif üyeliğinin sona erdiğinin ve davalıların kooperatife üye olmadıklarının tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatifin, İstanbul/Fatih adresinde faaliyet gösteren bir konut yapı kooperatifi olduğunu, bu kooperatifin kurucusu olan …’in sahibi bulunduğu taşınmaz üzerinde kooperatifi kurduğunu ve akrabalarını da bu kooperatife üye yaptığını, ancak daha sonraki süreçte kooperatif üyelerinin hiç bir yükümlülüklerini yerine getirmeyerek kooperatif kurucusu …’i yüz üstü bıraktığını, 22.05.1991 tarihli genel kurul toplantısının 3. maddesinde … nde 7 parselde kayıtlı arazideki 70.000 m2 alana mütekabil arazi hissesinin toplam 2.800.000.000 bedelle …’den satın alınması, satış bedelinin peşin ödenemeyeceğinden satıcıya satış bedeli tutarında senet verilerek ayrıca satıcı lehine ipotek tesisi suretiyle arazinin alınması ve bu işlemleri yapmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesinin kabul edildiğini, 06.06.1992 tarihli genel kurul toplantısında gerektiği kadar üye kaydı yapılamadığından arsa borcunun ödenmesinde aksaklıklar olduğunun belirtildiğini, yine 30.06.1993 tarihli genel kurul toplantısında arsa sahiplerine olan borcun ödenmediği, ödenmesi için çare bulunamadığı veya arazi sahipleri ile yeni bir anlaşma yapılamadığı takdirde kooperatif hakkında takip yapılacağının kararlaştırıldığını, 30.06.1995 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulunun faaliyet raporu okunmuş olup kooperatifin arsa borcunun ödenmediği, kooperatifin diğer işlemlerini yürütülebilmesi için ayrıca hariçten borç alındığının bundan önceki toplantılarda da üyelere anlatıldığının belirtildiğini, davalılardan …’ın katılmış olduğu 23.05.1997 tarihli genel kurul toplantısının 9. maddesinde kooperatifin arsa borcunun ödenmediği ve ayrıca borçlandığı işler uzadıkça kooperatifin müşkül duruma düşeceğinin belirtildiği ve kooperatifin içine girdiği olumsuz koşulların daha da kötü bir hal alması ve üyelerin kooperatife yardım etmemesi üzerine kooperatif borcunun büyük bir kısmının … (…) tarafından ödendiğini ve taşınmazın 23.05.1995 tarihinde tanzim edilen protokol ile hisselere ayrıldığını, bu protokole göre. …’e %80 hisse, … ‘a %10 hisse, … ‘e %5 hisse, … ‘ye %5 hisse olarak devredildiğini, bu süreçten sonra …’ün Kooperatif başkanı olarak görevini ifa etmeye başladığını, davalıların 1995 tarihinde … tarafından kooperatif borcunun ödenmesinden sonra gerçekleşen genel kurul toplantılarının hiç birine katılmadıklarını, şifahen ayrıldıklarını beyan edip, eylemli olarak da gelmeyerek üyelikten çıktıklarını ve 1995-2016 tarih aralığında gerçekleşen hiç bir genel kurul toplantısına da katılmadıklarını beyan ederek; davalıların müvekkili kooperatife üye olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, cevap dilekçesinde özetle; kooperatif tarafından verilmiş tek bir aidat toplama kararı olmadığını, genel kurul toplantılarının kanuna uygun olmayan zam…da yapıldığını, 04.07.2014 tarihli genel kurul toplantı tutanağında üye tam sayısı ile toplanıldığının belirtildiğini ve hazırun cetvelinde 6 üyenin isminin yer aldığını, kooperatif üye sayısının 7’nin altına düşmesinin zaten kanunca dağılma sebebi olarak düzenlendiğini, 1995 yılı ve devamında yapılan genel kurulların tamamının çağrısız yapıldığını ve genel kurul tutanakları üye tam sayısı ile yapılmış gibi düzenlendiğini, davacı tarafın iddialarının haksız ve gerçek dışı olduğunu beyan ederek; haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gereken deliller de celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce; dosya ve kooperatif sicil kayıtları ile karar defter, pay defter, genel kurul tutanakları, hazirun cetvelleri ve gerekirse ticari defter ve belgeler üzerinde YMM Hesap Uzmanı …, Finans Uzmanı ve Hukukcu … ve İktisatçı ve YMM Dr. … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 11/05/2018 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Dava, davalıların davacı kooperatifin üyeleri olup olmadıklarının tespitine ilişkindir. 28.02.1991 tarihli kooperatif esas sözleşmesi incelendiğinde … , …, …, …, …, … , … , … ve … ‘nın 50.000’er TL sermaye ile kurucu ortak oldukları görülmüştür.
Davalı kooperatife ait, …. Noterliğinde 25.12.20İ2/… yevmiye numarası ile tasdik edilen karar defteri, … Noterliğinde 25.12.2012/… yevmiye numarası ile tasdik edilen karar defteri ile yine …. Noterliğinde 11.09.2013/… yevmiye numarası ile tasdik edilen karar defterleri örnekleri sunulmuştur. …nün dosyaya celbedilen … sayılı yazısı ekinde, davalı kooperatifin 1991, 1992, 1993, 1994 ve 1995 yıllarına ait Genel Kurul Toplantı Tutanakları ve Hazirun Cetvelleri sunulmuştur.
Dosyadaki bu belgeler incelendiğinde; 30.06.1993 tarihinde yapılan 1992 yılına ait olağan genel kurul toplantı tutanağı ekinde yer alan 1992 yılı hazirun cetvelinde (fotokopi) davacılardan, …, ve …’un her biri 50.000,00 TL hisse miktarı ile yer aldıkları, 30.06.1994 tarihinde yapılan 1993 yılına-ait olağan genel kurul toplantı tutanağı ekinde yer alan 1993 yılı hazirun cetvelinde (fotokopi) davacılardan, …, … ve …’un her biri 50.000,00 TL hisse miktan ile yer aldıkları, 13.06.1995 tarihinde yapılan 1994 yılına ait olağan genel kurul toplantı tutanağı ekinde yer alan 1994 yılı hazirun cetvelinde (fotokopi) davacılardan, …, …, … ve …’un her biri 50.000,00 TL hisse miktarı ite yer aldıkları, 27.04.1996 tarihinde yapılan 1995 yılına ait olağan genel kurul toplantı tutanağı ekinde yer alan 1995 yılı hazirun cetvelinde (fotokopi) davacılardan, …’ın 50.000,00 TL hisse miktarı ile yer aldığı, 23.05.1997 tarihinde yapılan 1996 yılına ait olağan genel kurul toplantı tutanağı ekinde yer alan 1996 yılı hazirun cetvelinde (fotokopi) davacılardan, …’ın 50.000,00 TL hisse miktan ile yer aldığı, sonraki dönemlerde yapılan genel kurul toplantılarına ilişkin hazirun cetvellerinde ise davacılardan hiç birinin yer almadığı görülmüştür.
Davacı …’ın 31.12.1991 tarihi itibariyle sermayesi (50.000×21=) 1.050.000 eTL olan davalı kooperatifte …’ın payı (50.000:1.050.000=) 0,0476 ya isabet etmektedir. …, davalı kooperatifin 06.06.1992 tarihinde yapılan 1991 yılına ait Genel Kurul Toplantısına kendisini temsilen …’ın katıldığı, Hazirun Cetvelinin (fotokopi) (18). sırasındaki … ismi ve … imzası ile sabittir. Davacı …’ın 31.12.1993 tarihi itibariyle sermayesi (17×50.000=) 850.000 eTL olan davalı kooperatifin 1993 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısının 30.06.1994 tarihinde yapıldığı, 30.06.1994 t. Genel Kurul Toplantısına ait Hazirun Cetvelinde (7). sırada …’ın isminin ve imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı …’ın; 31.12.1992 tarihi itibariyle sermayesi (17×50.000=) 850.000 eTL olan davalı kooperatifin 1992 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısının 30.06.1993 tarihinde yapıldığı, 30.06.1993 t. Genel Kurul Toplantısına ait Hazirun Cetvelinde …’ın isminin (Sıra No:9) yazılı bulunduğu, kendisini (3). davacı (babası) …’ın temsil ettiği görülmektedir. Davacı …’ın; 31.12.1991 tarihi itibariyle sermayesi (50.000×21=) 1.050.000 eTL olan davalı kooperatifte …’ın payı (50.000:1.050.000=) 0,0476 ya isabet etmektedir. Davacı …’un; 31.12.1993 tarihi itibariyle sermayesi (17×50.000=) 850.000 eTL olan davalı kooperatifin 1993 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısının 30.06.1994 tarihinde yapıldığı, 30.06.19941. Genel Kurul Toplantısına ait Hazirun Cetvelinde (fotokopi) (5). sırada …’un isminin ve imzasının bulunduğu görülmektedir. Davacı …’ın, davalı kooperatifin 06.06.1992 tarihinde yapılan 1991 yılına ait Genel Kurul Toplantısına asaleten katıldığı, Hazirun Cetvelinin (fotokopi) (20). sırasındaki imzası ile anlaşılmaktadır.
Kooperatifin genel kurul toplantılarının 1998-1999-2002-2003-2006-2011 yıllarına ait ol…ının ilanlı, diğerlerinin ise ana sözleşmenin 28. maddesi çerçevesinde ilansız olarak yapıldıkları anlaşılmaktadır. Kooperatif esas sözleşmesinin 11. maddesinde, kooperatife ortak olmak isteyenlerin yazılı olarak yönetim kuruluna başvurmaları gerektiği, ortaklığa kabulün ise yönetim kurulunun kararı ile gerçekleşeceği hükme bağlanmıştır. Yine esas sözleşmenin 19. maddesine göre: ‘Her ortağın üyelik haklarının ada yazılı ortaklık senedi ile temsil olunması şarttır. Bu senede kooperatifin unvanı, sahibinin adı ve soyadı, iş ve konut adresi, kooperatife girdiği ve çıktığı tarihler yazılır. Bu hususlar, senet sahibi ile kooperatifi temsile yetkisi olan kimseler tarafından imzalanır. Ortağın yatırdığı veya çektiği paralar tarih sırasıyla kaydedilir. Bu kayıtlar kooperatifin ödediği paralara ait ise ortak imza eder. İmzalı, ortak senedi makbuz hükmündedir. Mezkur senet anasözleşmeyi ihtiva etmek şartıyla ortaklık cüzdanı şeklinde de düzenlenebilir. Ortaklık senetleri kıymetli evrak niteliğinde olmayıp sadece beyyine vesikası hükmündedir “. Aynı şekilde davalı kooperatif esas sözleşmesinin m. 14/2 hükmüne göre: “Parasal yükümlülüklerini otuz gün geciktirmeleri üzerine, yönetim kurulunca noter aracılığı ile yapılacak ihtarı takip eden on gün içinde bu yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere yine aynı kurulca ikinci ihtar yapılır. İkinci ihtarı takip eden otuz gün içerisinde de yükümlülüklerini yerine getirmeyenler “. yukarıda yer verdiğimiz belgelerden davacıların bir dönem davacı kooperatife üye oldukları hususunda herhangi bir tartışma bulunmamaktadır. Davalıların parasal yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle esas sözleşmenin 14/2 hükmüne uygun olarak çıkarıldıklarının veya hisselerini devrettiklerinin geçerli delillerle davacı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Her ne kadar davacı tarafından davalıların parasal yükümlülüklerini yerine getirmedikleri ayrıca da kooperatif faaliyetlerine katılmadıkları bu nedenle üyeliklerinin düşürülmesi gerektiği iddia edilmiş ise de, parasal yükümlülüğün yerine getirilmesi için esas sözleşmenin 14/2 hükmüne göre iki ayrı ihtarın yapıldığına, aynı şekilde davalıların kooperatif faaliyetlerine ve genel kurula davet edildiklerine buna rağmen kayıtsız kaldıklarına ilişkin herhangi bir somut delil sunulmamıştır.
Şirket ortaklıkları zamanaşımına uğramaz. Bu nedenle adı geçen davacıların ortak sıfatlarının halen devam ettiği kabul edilmelidir. Davacı kooperatifin genel kurul toplantılarında düzenli aidat toplayan ve faaliyette bulunan bir kooperatif olmadığı dikkate alındığında; davalıların uzun yıllar kooperatifle ilişki kurmamış olmalarının ortaklık ilişkilerinin son bulduğu anlamında değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır. Yargıtay uygulamaları; normal işleyen bir kooperatifte ve ortaklarından devamlı aidat toplayan ve hayatiyetini sürdüren bir kooperatifte ortağın uzun yıllar kooperatif ile ilişki kurmamış olmasını ve kooperatif işlemlerine karışmamış ve genel kurullara gelmemiş olmasını ortağın zımnen ortaklığının son bulması şeklinde yorumlanacağına ilişkindir. Somut olayda incelenen genel kurul tutanaklarında herhangi bir aidat kararı alınmamış ve bu hususta davalılara herhangi bir ödeme çağrısında bulunulmamıştır. Aynı şeklide yukarıda ifade etmiş olduğumuz üzere, davalıların genel kurul toplantılarına çağrılmış olduklarına ilişkin olarak da herhangi bir delil bulunmamaktadır. Aidat toplama ve toplantıya davet yükümlülüğünü yerine getirmeyerek hukuka aykırı davranan davacının, bu hukuka aykırı eyleminden kendi lehine hukuka uygun sonuç çıkaramayacağı, Roma Hukuku’ndan gelen temel bir hukuk kuralıdır.
Sonuç olarak; davalıların, belli bir dönemde davacıya üye oldukları konusunda ihtilaf bulunmadığı, davacı tarafından davalıların parasal yükümlülüklerini yerine getirmemeleri sonucu haklı nedenle ortaklıktan çıkarıldıklarına veya hisselerine devrederek ortaklıktan çıktıklarına ilişkin geçerli deliller sunulması gerekirken bu yönde herhangi bir delil sunulmadığı, her ne kadar davacı tarafından, davalıların uzun süreden beri ortaklık faaliyetlerine katılmadıkları bu nedenle örtülü olarak üyelikten çıkmış olduklarının tespit edilmesi gerektiği iddia edilmiş ise de, böyle bir durumun normal aidat toplayan ve genel kurul çağrısında bulunan buna rağmen üyenin ilgisiz kaldığı kooperatifler için sözkonusu olabileceği, somut olayda ise esas sözleşmenin öngördüğü şekilde üyelerden iki kez ihtar yoluyla aidat talep edildiğine veya üyelerin genel kurul toplantılarına davet edildiğine buna rağmen davalıların kayıtsız kaldığına ilişkin herhangi bir somut delil bulunmadığı, dolayısıyla davalıların davacı kooperatife üye olduklarının kabul edilmesi gerektiği” şeklinde beyan ve mütalaada bulunmuşlardır.
Mahkememizce; davacı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi babında kök raporu hazırlayan bilirkişiler marifetiyle alınan 20/06/2019 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Dava, davalıların davacı kooperatifin üyeleri olup olmadıklarımı! tespitine ilişkindir. Dosyadaki bu belgeler incelendiğinde; 30.06.1993 tarihinde yapılan 1992 yılına ait olağan genel kurul toplantı tutanağı ekinde yer alan 1992 yılı hazirun cetvelinde (fotokopi) davacılardan. …. … ve …’ıın her biri 50.000,00 TL hisse miktarı ile yer aldıkları, 30.06.1994 tarihînde yapılan 1993 yılına ait olağan genel kurul toplantı lutanağj ekinde yer alan 1993 yılı hazirun cetvelinde (fotokopi) davacılardan, …. … ve …’un her biri 50.000.00 TL hisse miktarı ile yer aldıkları, 13.06.1995 tarihinde yapılan 1994 yılına ait olağan genel kurul toplantı luUınağı ekinde yer alan 1994 yılı hazirun cetvelinde (fotokopi) davacılardan. …, …, … ve … her biri 50.000,00 TL hisse miktarı ile ver aldıklar:, 27.04.1996 tarihinde yapılan 1995 yılına ait olağan genel kurul toplantı tutanağı ekinde yer alan 1995 yılı hazinin cetvelinde (fotokopi) davacılardan, …] …”in 50.000.00 TL hisse miktarı ile yer aldığı. 23.05.1997 tarihinde yapılan 1996 yılına ait olağan genel kurul toplantı tutanağı ekinde yer alan 1996 yılı hazirun cetvelinde (fotokopi) davacılardan. …’ın 50.000.00 TL hisse miktarı ile yer aldığı, sonraki dönemlerde yapılan genel kurul toplantılarına ilişkin ha/irun cetvellerinde ise davacılardan hiç birinin ver almadığı görülmüştür.
Davacı …’ın 31,12.1991 tarihi itibariyle sermayesi (50.000×21=) 1.050.000 eTL olan davalı kooperatifte … ‘ın payı (50.000:1,050.000-) 0,0476 ya isabet etmektedir. … davalı kooperatifin 06.06,1992 tarihinde yapılan 1991 yılına ait Genel K.urul Toplantısına kendisini temsilen …’ın katıldığı, Hazirun Cetvelinin (fotokopi) (18). sırasındaki … ismi ve … imzası ile sabittir. Davacı … “m 31,12.1993 tarihi itibariyle sermayesi (17×50.000”) 850.000 eTL olan davalı kooperatifin 1993 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısının 30.06.1994 tarihinde yapıldığı, 30.06.1994 ı. Genel Kurul Toplantısına ait Hazirun Cetvelinde (7). sırada …’ın isminin ve imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı … ‘ın; 31.12.1992 tarihi itibariyle sermayesi (17×50.000=) 850.000 eTL olan davalı kooperatifin 1992 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısının 30.06.1993 tarihinde yapıldığı, 30,06.1993 t. Genel Kurul Toplantısına air Ha/irun Cetvelinde … m isminin (Sıra No;9) yazılı bulunduğu, kendisini (3). davacı (babası) …’ın temsil ettiği görülmektedir. Davacı … ın; 31.12.1991 tarihi itibariyle sermayesi (50.000×21-) 1.050,000eTL oları davalı kooperatifte …’ın payı (50.000:1.050.000-) 0.0476 ya isabcı etmektedir. Davacı …’un; 31.12.1993 tarihi itibariyle sermayesi (17×50.000-) 850.000 eTl, oları davalı kooperatifin 1993 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısının 30.06.1994 tarihinde yapıJdığj, 30.06.1994 t. Genel Kurul Toplantısına ait Hazinin Cetvelinde (fotokopi) (5), sırada …’un isminin ve ım/asının bulunduğu görülmektedir. Davacı … m, davalı kooperatifin 06.06.1992 tarihinde yapılan 1991 yılma ail Genel Kurul Toplantısına asaleten katıldığı, Hazirun Cetvelinin (fotokopi) (20). sırasındaki imzası ile anjaşılmaktadır.
Kök raporda ifade etmiş olduğumuz üzere, yukarıda yor verdiğimiz belgelerden davacıların bir dönem davacı kooperatife üye oldukları hususunda herhangi bir tartışma bulunmamaktadır. Davalıların parasal yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle esas sözleşmenin 14/2 hükmüne uygun olarak çıkarıldıklarının veya hisselerini devrettiklerinin geçerli delillerle davacı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Her ne kadar davacı tarafından davalıların parasal yükümlülüklerini yerine getirmedikleri ayrıca da kooperatif faaliyetlerine katılmadıkları bu nedenle üyeliklerinin düşürülmesi gerektiği iddia edilmiş ise de; parasal yükümlülüğün yerine getirilmesi için esas sözleşmenin 14/2 hükmüne göre iki ayrı ihtarın yapıldığına, aynı şekilde davalıların kooperatif faaliyetlerine ve genel kurula davet edildiklerine buna rağmen kayıtsız kaldıklarına ilişkin herhangi bir somut delil sunulmamıştır.
Daha önce sunulan bilirkişi raporlarında da ifade edildiği üzere, şirket ortaklıkları zamanaşımına uğramaz. Bu nedenle adı geçen davacıların ortak sıfatlarının halen devam ettiği kabul edilmelidir. Davacı kooperatifin genel kurul toplantılarında düzenli aidat toplayan ve faaliyette bulunan bir kooperatif olmadığı dikkate alındığında; davalıların uzun yıllar kooperatifle ilişki kurmamış olmalarının ortaklık ilişkilerinin son bulduğu anlamında değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır. Yargıtay uygulamaları; normal işleyen bir kooperatifte ve ortaklarından devamlı aidat toplayan ve hayatiyetini sürdüren bir kooperatifle ortağın uzun yıllar kooperatif ile ilişki kurmamış olmasını ve kooperatif işlemlerine karışmamış ve genel kurullara gelmemiş olmasını ortağın zımnen ortaklığının son bulması şeklinde yorumlanacağına ilişkindir.
Somut olayda incelenen genel kurul tutanaklarında herhangi bir aidai kararı alınmamış ve bu hususla davalılara herhangi bir ödeme çağrısında bulunulmamıştır. Aynı şekilde yukarıda ifade etmiş olduğumuz üzere, davalıların genel kurul toplantılarına çağrılmış olduklarına ilişkin olarak da herhangi bir delil bulunmamaktadır. Aidat toplama ve toplantıya davet yükümlülüğünü yerine getirmeyerek hukuka aykırı davranan davacının, bu hukuka aykırı eyleminden kendi lehine hukuka uygun sonuç çıkaramayacağı. Roma Hukukumdan gelen temel bir hukuk kuralıdır.
Yine aynı şekilde ticari defter ve kayıtları tutma, ödemlerin düzenli olarak yapılmasını sağlama, genel kurul toplantılarını gerçekleştirme görevi davacıya aittir. Bu görevlerini verine getirmeyen davacının “kooperatife aktif olarak katılmayan, sermaye koymayan, aidat ödemeyen toplantılara katılmayan davalıların üyeliklerinin devam etliğinden söz edilemez … Davalı … ve diğerleri K.K. madde 18 ve Kooperatif Ana Sözleşme madde 19’da yazılı ortaklık senetlerini dosyaya ibraz etmemişlerdir. Dosyada ortaklık senedi bulunmadığından bu şahısların ortaklığa yatırdığı veya çektiği paraların tespiti mümkün değildir “şeklinde itirazlar da yerinde olmamaktadır, sonuç olarak; kök raporlarında görüşlerinde herhangi bir değişiklik olmadığı” yönünde beyan ve mütalaada bulunmuşlardır.
Dava; davalıların, davacı kooperatif üyeliklerinin sona erdiği ve kooperatife üye olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı yan, davanın reddini savunmuştur.
Yanlar arasında; davalıların bir dönem kooperatif üyesi olduğu yönünde her hangi bir ihtilaf yoktur.
Yanlar arasındaki ihtilaf; davalıların parasal yükümlülüklerini yerine getirmeme ve kooperatif faaliyetlerine katılmama şartlarının gerçekleşmesi sebebiyle üyeliklerinin düşüp düşmediği ve halen kooperatif üyesi olup olmadıkları hususlarına ilişkindir.
Davalıların parasal yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle esas sözleşmenin 14/2 hükmüne uygun olarak çıkarıldıkları veya hisselerini devrettikleri yönünde herhangi bir delil davacı tarafça dosyaya sunulmuş değildir.
Davacı taraf; davalıların parasal yükümlüklerini yerine getirmediklerini ve kooperatif faaliyetleri ile ilgilenmediklerinden bahisle üyeliklerinin kendiliğinden düştüğü ileri sürülmüş ise de; parasal yükümlülüğün yerine getirilmesi için esas sözleşmenin 14/2 hükmüne göre iki ayrı ihtarın yapıldığına, aynı şekilde davalıların kooperatif faaliyetlerine ve genel kurula davet edildiklerine buna rağmen kayıtsız kaldıklarına ilişkin herhangi bir delil sunulmamıştır. Her ne kadar ortaklarından devamlı aidat toplayan ve hayatiyetini sürdüren bir kooperatifte ortağın uzun yıllar parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi, kooperatif ile ilişki kurmamış olması ve kooperatif işlemlerine karışmamış ve genel kurullara gelmemiş olması ortağın zımnen ortaklığının son bulması şeklinde yorumlanacağı yerleşik Yargıtay uygulamaları arasında ise de; mübrez raporlarda da ifade edildiği üzere; incelenen genel kurul tutanaklarında herhangi bir aidat kararı alınmadığı ve bu hususta davalılara herhangi bir ödeme çağrısında bulunulmadığı , davalıların genel kurul toplantılarına çağrılmış olduklarına herhangi bir delil sunulmadığı, dolayısıyla davacı kooperatifin düzenli aidat toplayan ve faaliyette bulunan bir kooperatif olmadığı; bu anlamda davalıların uzun yıllar kooperatifle ilişki kurmamış olmalarının ortaklık ilişkilerinin son bulması sonucunu doğurmayacağı, aidat toplama ve toplantıya çağırma yükümlülüğünün davacı tarafça yerine getirilmemiş olması nedeniyle koopetarif lehine davalıların kooperatif üyeliklerinin düştüğü hukuki sonucuna varılamayacağı, kooperatif üyeliğinin zamanaşımına uğramayağı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç peşin alındığından, harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalılar, kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2,725,00TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzereoy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/10/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …