Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/285 E. 2019/997 K. 19.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/285 Esas
KARAR NO : 2019/997
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2016
KARAR TARİHİ : 19/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 22/07/2015 tarihinde … Terazidere Mahallesi, 60. Yıl caddesi üzerindeki yaya kaldırımında yürüdüğü sırada plakasını sonradan öğrendiği … plakalı aracın kaldırıma çıkarak müvekkiline önden çarptığı, olay sonrası hastanede 2 gün tedavi gördüğü, polise verilen ifade de; şikayette bulunulmadığı, hastane masraflarının karşılandığı sürece uzlaşmak istenildiğinin beyan edildiği, ancak davalı şirketin 6.000,00 TL olan hastane masrafının 2.000,00 TL’sini karşıladığı, kalan tutarın davacının emekli maaşından SGK tarafından kesildiği, müvekkilinin sağlığının tamamen bozulduğu, by pass ameliyatı olduğu, kafatasının, göğüs kaburgalarının ve sol kolunun çatladığı, kazadan sonra unutkanlığın da baş gösterdiği, tedavi sürecinin halen sürdüğü, düzenlenen trafik raporunda % 100 oranında kusurun sürücüde olduğu belirtilerek, fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla, 5.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 15.000,00 TL tazminatın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde: Dava konusu kazaya karışan aracın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminat kapsamında olmadığını, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olacağını, dosyada öncelikle kusur tespitinin yapılması gerektiğini, yaralanmalarda geçerli olan ve müvekkili şirket tarafından sigorta edilen teminat tutarının her halükarda verilecek bir teminat olmadığını ve hesaplanacak tutar esas alınarak ödenecek bir tazminat olduğunu, hesap raporunda ise asgari ücretin esas alınması gerektiğini savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ürünleri LTD. ŞTİ. vekili cevap dilekçesinde: Taraflardan birinin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası olması nedeniyle Sigorta Hukuku Ticaret Kanununda düzenlendiği gibi davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu belirterek, görev itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; müvekkili şirketin kazadan sonra davacı ile yakından ilgilendiğini, davacının tüm hastane masrafının 2.000,00 TL olduğunu, bu miktarın da müvekkilince karşılandığını, kafatası çatlağı olduğuna dair iddianın da doktor raporlarından görüleceği üzere kaza nedeniyle oluşmadığını savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce delillerin ibrazısın müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Adli Tıp Kurumu … ihtisas Kurulu 30/01/2018 tarihli raporda;
“1. … oğlu 1963 doğumlu …’ın 22/07/2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri muvacehesinde maluliyetine neden olacak düzeyde olmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı,
2. İyileşme(iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 2 (iki) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.”şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu 10/10/2018 tarihli raporunda;
“… oğlu 1963 doğumlu …’ın 22/07/2015 tarihinde maruz kaldığı trafik kazasına bağlı yaralanması sorulduğu üzere 30.03.2013 tarih, 28603 Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verileecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu,
Kişinin dava konusu yaralanma nedeniyle iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 2 (iki) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütala olunur. ” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce tarafların dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda … Makina Mühendisi bilirkişi Prof. Dr. … , aktüerya uzmanı bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 15/10/2019 bilirkişi kök raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler anılı kök raporunda özetle;
“SORUMLULUK DURUMU:
Kusur değerlendirmesinde davalı … tarafından kaza tarihini kapsar şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanan ve diğer davalı şirketin maliki olduğu … plakalı aracın davalı sürücüsü …’nın %100 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş olmakla işbu raporda davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre zarar hesabı yapılarak takdire sunulacaktır.
DAVACININ GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK DÖNEMİNDEKİ MADDİ ZARARI
a)Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor ile davacının iyileşme(iş göremezlik) süresinin 2 aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir. Bu durumda;
b)Davacının 2 aylık geçici iş göremezlik dönemi için maddi zaran % 100 malul gibi hesaplanacaktır.
C)Dosyada mevcut belgelere göre davacının emekli olduğu anlaşılmaktadır. Bunun dışında davacının aktif olarak çalıştığına ve elde ettiği ücretlere ilişkin bir belge bulunmadığından zorunlu olarak hesaplamalar yasal asgari ücretlere göre yapılacaktır. Davacının emekli olması ve hesaba esas alınan asgari ücretin ücretli bir çalışmaya dayanmaması nedeniyle 22.07.2015 kaza tarihinde asgari geçim indirim hariç yürürlükte olan aylık net 910,43 TL. lık asgari ücret tutan hesaba esas alınacaktır. Buna göre;
d)Davacının 2 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı aşağıdaki gibidir;
910,43 x 2 ay x %100 mal. x %100 kusur = 1.820,86TL
DAVACININ SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK(MALULİYET) DURUMU
Adli Tıp Kurumu tarafından bu olayın davacıda maluliyet gerektirecek bir araz bırakmadığı belirlenmiştir. Bu durumda sürekli iş gücü kaybı nedeniyle zarar hesabı yapma imkânı bulunmamaktadır.
DAVALININ SORUMLULUK KAPSAMI VE TEMERRÜT TARİHİ:
a)22.07.2015 kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan tarifeye göre davalı … şirketinin sakatlık ve tedavi gideri teminatları bakımından sorumluluk üst limiti 290.000,00 TL.dır.
Sigorta poliçesinin düzenleme tarihi 01.06.2015 tarihinden Öncesine ait olduğundan somut olaya 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni poliçe genel şartlarını uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … ile … E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Yargıtay … Hukuk Dairesinin … E, sayılı başka bir kararında ise geçici iş göremezlik zararının zonınlu trafik sigorta poliçesi kapsamında, tedavi gideri klozundan talep edilebileceği belirtilmektedir. Bu durumda;
Manevi tazminat talepleri poliçe kapsamında olmayıp, davacının yukarıda belirlenen geçici iş göremezlik zararı poliçe kapsamında ve limitleri içinde kalmaktadır.
B)Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “.. .Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara İlişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuru tuşların dan birine İlettiği tarihten itibaren sekiz iş güııti içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içiııde kalan miktarları hak sahibine Ödemek zorundadırlar…” demektedir. Bu durumda;
Dava dosyasında davalı … şirketine yapılmış başvuru belgesi bulunmadığından sigorta şirketi bakımından temerrüt 29.03,2016 dava tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
Sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımından ise herhangi ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüt 22.07.2015 olay tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat talebine ilişkindir. Dava işleten sıfatındaki araç maliki, araç sürücüsü ve ZMSS sigortacısı sigorta şirketine karşı açılmış olup, sigorta şirketi poliçe nedeniyle araç sürücüsü davalı ise haksız fiil faili olması nedeniyle sorumludur. KTK’nun 3. maddesinde yer alan işleten tanımına göre; “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir.” düzenlemesi gereğince araç maliki davalı işleten olarak kabul edilmelidir. Aynı kanunun 85. maddesindeki; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” biçimindeki düzenlemeye göre, işleten sayılan malik de bu zarardan sorumludur.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; 22.07.2015 tarihinde yaya olarak kaldırımda yürüyen davacıya … plakalı aracın kaldırıma çıkarak davacıya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yararlandığından bahisle eldeki tazminat davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dava tarihi itibarıyla KTK’nun 97. maddesi gereğince sigorta şirketine başvuru dava şartı düzenlemesinin yürürlükte olmadığı görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 05/10/2018 tarihli raporunda; davacının 22.07.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren iki aya kadar uzayabileceği, bu dönemde %100 malul sayılması gerektiği, ancak olay nedeniyle davacının kalıcı maluliyetinin oluşmadığı tespit edilmekle, kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verileecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği”ne göre maluliyet hesaplamasının yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan 15/10/2019 tarihli bilirkişi raporunun kusura yönelik kısmında, davalı sürücünün %100 kusurlu olduğu, davcının kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Maluliyet raporu esas alınarak yapılan aktüer hesaplamasında davacı asilin hesap tarihi itibariyle talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatının 1.820,86 -TL, olduğu tespit edilmiştir.
Davacının kaza nedeniyle SGK’dan rücuya tabi bir ödeme almadığı ve kazadan sonra çalışmasının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı manevi tazminat talebi yönünden poliçe teminatı kapsamında yer almadığından sigorta şirketinden talepte bulunamaz ise de malik ve şoförden oluşan diğer davalılardan koşulların mevcudiyeti halinde manevi tazminat talebinde bulunabilecektir.
Davacı taraf manevi tazminat isteminde bulunmakla tatbiki gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşıması gerektiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim manevi tazminat yönünde takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmış ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmıştır.
Anılı düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya bakıldığında; yaralamalı trafik kazası neticesinde tedavi görmek zorunda kalıp bir müddet iş göremezliğe düşen davacının manevi zarara uğradığı ve davalı araç maliki ve araç sürücüsünün yasal düzenlemeler gereğince davacının manevi zararını gidermekle yükümlü olduğu sonucuna varılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi noktasında anılı düzenleme ve içtihatlar kapsamında değerlendirme yapılmış, olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, davacının iş göremezlik süresi, davalının %100 oranındaki kusur oranı, tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000-TL manevi tazminat taktir edilmiştir.
Davalı işleten ve sürücü yönünden temerrüt, kural olarak haksız fiil tarihi olan 22.07.2015 tarihi itibari ile oluşmuştur. 2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği, davacı tarafın dava tarihinden önce başvuru yapmaması üzerine temerrüt halinin davalı … yönünden dava tarihi olan 29/03/2016 tarihi itibari ile başladığı tespit edilmiştir. Davacının yasal faiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla; davanın maddi ve manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1.820,86 TL geçiçi iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın davalı … yönünden temerrüt tarihi olan dava tarihi 29/03/2016 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi 22/07/2015 tarihinden itibaren işleyeecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan temerrüt tarihi olan kaza tarihi 22/07/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, sürekli iş göremezlik tazminatı talebi ve fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
2-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan (manevi tazminat yönünden 341,55 TL + maddi tazminat yönünden 124,38 TL) toplam 465,93 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 256,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 256,17 TL harcın davalılar … ve … ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine, davalı …’nın ise 124,38 TLlik kısmından sorumlu tutulmasına,
3-Manevi tazminat yönünden; Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
4-Manevi tazminat yönünden; Davalı … ve … Sigorta kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı … ve … Sigortaya ödenmesine,
5-Maddi tazminat yönünden; Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 1.820,86 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
6-Maddi tazminat yönünden; Davalı … ve … taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara ödenmesine,
7- Davacı tarafça yapılan 2.149,2 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 45,47) hesaplanan 977,29 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine, davalı …’nın ise kabul oranına göre (%12,13) 260,77 TLlik kısmından sorumlu tutumasına, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8- Davalı … tarafından yapılan 85,5 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre (%87,87) hesaplanan 75,12 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalı …’ya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/11/2019…

Katip …
e imza

Hakim …
e imza