Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/246 E. 2022/786 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/246 Esas
KARAR NO : 2022/786
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 27/02/2017
KARAR TARİHİ : 22/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacı müvekkili şirketten 450.000,00 TL alacağı olduğu iddiasıyla … İcra Müd’nün 2009/… Esas sayılı dosyasından takip başlattığını, takibe konu evrağın şirket yetkilisi … … …’ın yurt dışında bulunduğu sırada gerektiğinde oğlunun kullanması için boş kâğıda atılan imzanın davalı tarafça kötü niyetli bir şekilde doldurularak bono haline dönüştürülmesinden kaynaklandığını, oysaki davalı ile müvekkili şirkct arasında veya şirket yetkilisi arasında herhangi hir ticari veya kişisel alacaktan kaynaklanan alacak verecek ilişkisi bulunmadığını, davalı tarafın müvekkili şirkete karşı icra takibini, şirket yetkilisinin Türkiye’de bulunmadığı sırada kesinleştirerek şirket adına kayıtlı Gayrimenkulü icra aracılığı ile satılmasını sağlamış ve elde edilen 160.000.00 TL geliri hesabına geçirdiğini, icra takibindeki aşamaların ve satışın şirket yetkilisinin haberi olamadan yapıldığı ilgili dosyanın incelenmesi halinde görüleceğini, müvekkilinin şirket yetkilisi … … … ile davalı … …’in 9 yıllık birlikteliklerinden sonra 2009 yılında aralarındaki sorunlar nedeniyle ayrılmış olduklarını, davalı taraf ilişkilerinin bitmesine yakın, … … …”in yurt dışma gittiği sırada herhangi bir iş için gerekeceğini düşünerek oğluna bırakmış olduğu imzalanmış boş kâğıdı iş yerinden haksız bir şekilde aldıktan sonra senet haline çevirdiğini, davacı şirket yetkilisince, haksız icra takibinin öğrenilmesinin ardından şikâyeti üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığının 23.03.2012 Tarih ve 2012/… Soruşturma 2012/… esas ve 2012/… İddianame No’lu iddianame ile davalı hal hakkında özel belgede sahtecilik ve kamu kurumunu aracı kılarak dolandırıcılık suçu işlediği bahisle kamu davası açıldığını, Kovuşturma … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/… Esas sayılı dosyası ile yargılama devam etmekte olduğunu, haksız ve kötü niyetli bir şekilde düzenlenen evrakın, soruşturma ve kovuşturma sırasında alınan bilirkişi raporları ve delillerin incelenmesi halinde taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin olmadığı ve kötü niyetli bir şekilde düzenlendiğinin görülmekte olduğunu, ayrıca takibe konu senedin incelenmesi halinde boş A4 kâğıdın da imza haricindeki her şeyin sonradan doldurulduğunu, şirket kaşesinin dahi sonradan eklendiğinin görülmekte olduğunu, bilirkişi raporlarında da görüleceği üzere davaya konu senetteki yazıların davacı şirket yetkilisine ait olmadığı, yazıların davalının el yazısına benzediği ve yazılar ile imzanın farklı tarihlerde yazıldığının sabit olduğunu, hatta bir an, kabul etmemekle beraber şirket yetkilisi … … … tarafından senedin düzenlendiği ve imzanın atıldığı düşünüldüğü takdirde dahi şirket kaşesi üzerinde imzanın bulunmaması ve imzanın boş bir erde bulunmasının dahi şirketin değil … … …’ın borçlu olduğunun kabul edilmesi gerekmekte olduğunu, davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi halinde dahi herhangi bir ticari alış veriş gerçekleşmeden davacı şirketin davalı şahsa borçlanması hayatın olağan akışma aykırı olduğunu, ayrıca ceza yargılaması sırasında davalının vermiş olduğu ifadeden de anlaşılacağı üzere, “yarın bana bir şey olursa çocuklar sana pay vermezler” diye beyanda bulunarak senet kabul edilmesi halinde teminat senedi olduğuna dair ikrar ettiğinin görülmekte olduğunu, davalının ikrar etmiş olduğunun kabul edilmesi halinde dahi senedin kayıtsız şartsız muayyen bir bedele ilişkin olmadığını, ifade doğrultusunda teminat senedi olabileceğinin görülmekte olduğunu, öncelikle kötü niyetle açılan takibin durdurulması akabinde iptaline, ….İcra Müd’nün 2009/… Esas sayılı İcra dosyasına konu 08.11.2008 Keşide tarihli ve 22.10.2009 vade tarihli 450.000,00 TL Bedelli senedin dolandırıcılık kastıyla düzenlendiğinin tespitine ve teminat vasfi taşıması nedeni ile Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağından takibin iptaline, davanın kabulü ile müvekkili şirketin borçlu olmadığı halde İcra dosyasından satış yolu ile elde edilen 160.000,00 TL.’nin ödeme tarihinden itibaren kanuni faizi ile istirdadına, kötü niyetle hareket ederek müvekkili şirketin ticari hayatına onarılmaz zararlar veren davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, müvekkili şirket adına talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının müvekkili aleyhine her ne kadar icra takibinin iptalini, takibin durdurulmasını talep ettiğini, 160.000.TL’nin istirdadı ile %20 den aşağı olmamak üzere tazminat talep etmiş ise de bu taleplerinin hukuki dayanağının olmadığını, hadisede zaman aşımının olmadığını, paraya çevirme işleminin üzerinden uzun bir süre geçtiğini, ayrıca hak düşürücü sürenin de geçtiğini, davanın bu nedenle öncelikle reddini talep ettiklerini, müvekkilinin davacı şirketten, şirket kaşesi altında, şirket yetkili temsilcisinin eli mahsülü imzalı bonoyu aldığını, bononun usulüne uygun yasal unsurları taşımakta olduğunu, iş bu bononun yasal işlemlerle icra takibine konu edildiğini, bir kısım alacak icra kanalı ile tahsil edildiğini, müvekkilinin, bonoyu elden verdiği borç nedeniyle alacaklı durumda bulunduğundan almış ve tahsile koyduğunu, davacının işbu bonoya bağlı alacağın, ödendiğini veya böyle bir borcun olmadığı iddiasını HMK uyarınca ancak yazılı delillerle ispat edebileceğini, senede karşı senet kuralı gereğince, davacı bir yazılı delil sunabilmiş olmadığını, davanın reddini talep ettiklerini, … Ağır Ceza mahkemesinde görülen 2016/… Esas sayılı davanın kesinleşmesinin beklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememiz tarafından tarafların delil listesinde gösterdikleri tüm deliller celp ve incelenmiş, dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizde açılan iş bu dava; İİK’nun 72. maddesine dayalı davacı şirketin dava konusu icra takip nedeniyle davalıya, dava konusu icra takibine konu bononun davalı tarafından, “şirket yetkilisi … … …’ın yurt dışında bulunması sırasında gerektiğinde oğlunun kullanması için boş kağıda atılan imzanın davalı tarafça kötü niyetli bir şekilde doldurularak bono haline getirildiği ” bononun bedelsiz olduğu iddiasına dayalı olarak açtığı, icra takibine konu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve icra dosyasında ödenen bedelin davalıdan istirdadına ilişkindir.
Mahkememiz tarafından celp ve incelenen …. İcra müdürlüğünün 2009/… esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davalı … …’in davalı şirket aleyhine, 08/10/2008 tanzim tarihli 22/10/2009 vadeli, 450.000,00TL meblağlı, borçlusu … Şirketi olan elle yazılı bedeli nakden ahz olunduğu belirtilen kambiyo senetlerine müstenit icra takibi yapıldığı ve borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine, 25/10/2009 tarihli icra dosyasında 30/06/2011 tarihinde 160.000TL tahsilat yapıldığı mahkememizdeki iş bu davanın gayri menkul satış suretiyle 160.000TL’lik tahsilat yapıldıktan sonra açıldığı anlaşılmıştır.
Davacının şikayeti üzerine … CBS’a başlatılan soruşturmada 23/02/2012 tarihli ve 2012/… sayılı iddianame ile … Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/… sayılı ve 29/09/2012 günlü kararı ile;takibe konu suçun dayanağı olan 08/11/2008 düzenlenme tarihli 22/10/2009 450.000TL’LİK senet altındaki imzanın katılan … … …’ın el ürünü olduğu, … Polis Kriminal labaratuvarı 02/03/2012 tarihli ve 2012/… sayılı raporla tespit edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Kural olarak TBK 74. Maddesi gereğince, ceza mahkemesinin beraat kararı, hukuk hakimini bağlamaz. Ancak maddi tespitler hukuk hakimini bağlar.
Davalının … Ağır Ceza mahkemesiinn 2012/… talimat sayılı dosyasında savunmasında; kendisinin ticaretle uğraştığını, reklam ajansı olduğunu, davacı şirket temsilcisinin ise, ayrıldığı eşinden 4 tane çocuğunun bulunduğunu, Türkiye de iş yeri açamadığını kendisinin hsb emlak adında bir şirketi olup, bir evini de davacı şirket temsilcisine devrettiğini, dava konusu senedi, “yarın sana bir şey olursa çocuklar sana bir şey vermezler” verdiğini, senedin verilmesinden sonra aralarındaki yaş farkı ve kendisinin aldatılması sebebiyle davacı şirket temsilcisinden ayrıldıktan sonra icra takibine koyduğunu kesinlikle boş kağıda şirket kaşesi basarak imzaladığı iddialarını kabul etmediğini beyan etmiş, olduğu görülmüştür. Davacı şirket temsilcisinin senedin başlangıçta sahte olduğu iddiası ceza yargılaması sırasında senedin kendisine ait olduğu tespit edilerek, mesnetsiz kaldığı ve dosya kapsamı ile sabittir.
Ceza dosyasında, davacının iddia ettiği gibi, beyaza boyalı imzalı kağıdın davalı tarafından doldurulduğuna ilişkin iddiasına yönelik bir tespit mevcut değildir. Davacının iddiasının aksine beyaza imzanın davalı tarafından doldurulduğuna dair bir delil de elde edilememiştir. Davalının davacı şirket temsilcisi ile aralarında ticari ilişki mevcut olduğu ve dava konusu bononun kendisine verildiğine ilişkin iddiasının dosyaya sunulmuş olan tapu kayıtları ile tarafların birlikte fiilen eş olarak yaşadıkları ve ticari ilişkilerinin bulunduğuna ilişkin davalı iddiasını destekler niteliktedir.
Bahsi geçen ceza dosyasında tarafların beyanları ile; davacı şirketin temsilcisi … … … ile … …’in İngilterede başlayan arkadaşlıklarını …da devam ettiği yaklaşık 9 yıl kadar fiilen birlikte yaşadıktan sonra ayrıldıkları, davalının sanık olarak dava konusu bononun müşteki şirket temsilcisi tarafından kendisine verildiğine ilişkin aksine bir delil bulunmadığı kanaatiyle beraatine karar verildiği ve kararın Yargıtayca onanarak 14/09/2021 tarihinde kesinleştiği dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davacı şirket temsilcisi dava konusu bononun bedelsiz olduğu iddiasıyla İİK 72. Maddesi gereğince iş bu menfi tespit davasını açtığı tartışmasızdır.
Takibe konu kambiyo senedinin esasen tarafların İngilterede başlayan birlikteliklerin …da fiilen birlikte yaşama olarak devam eden arkadaşlıkları sırasında, davalıya verildiği davalının başlangıçta Cumhuriyet Savcılığı hazırlık beyanlarında, davalı … … savunmasında, davacı şirket temsilcisince kendisiyle 9 yıl gibi bir süre birlikte yaşadıktan sonra ayrıldıkları, aralarındaki ilişki devam ederken, oluşan hukuklarına dayalı olarak davacı şirket temsilcisine verildiği aralarında çok sayıda ticari ilişki yaptıklarını, katılandan alacaklı olduğunu, savunduğu, borç ilişkisinin mevut olup olmadığının araştırılması konusunda yarım mahkemece verilen kararın önce Yargıtayca bozulduğu ve sonrasında 2. kez beraat kararı verildiği, anlaşılmaktadır.
Davacı şirket ve yetkilisi tarafından dava konusu bononun evden rızası hilafına alındığına ilişkin iddiası 6100 sayılı HMK’nın 200 vd. maddeleri gereğince aynı nitelikteki yazılı bir delille ispat edilmemiştir. Dava konusu icra takibine konu bono nakden kaydına içermekte olup, şirketin kaşeli ve yetkilisinin imzasını taşıyan bir kağıdın, sonradan tamamlandığı veya doldurulduğuna ilişkin iddia ispatlanmış değildir.
Mahkememizce dava konusu bononun aksine ispat eden bir delilin bulunmaması ve davacının bononun rızası hilafına davacı eline geçen açığa imzalı kağıdın, davalı borçlu tarafından kötüye kullanıldığını iddia ederek yapılan icra takibinden çok sonra ve özellikle evin satılmasından iş bu menfi tespit davasının açılmış olduğu, hayatın olağan akışına göre boş ve imzalı bir kağıdın ihtiyatlı bir tacir tarafından herkesin kolayca ulaşabileceği bir yere bırakılması mümkün değildir.
Davacı şirket temsilcisi … … …, davalı ile evlilik dışı birlikteliği devam ederken bononun verildiği ve bu birlikteliğin devamı sırasında tarafların aralarında ve üçüncü şahıslar ile ticari ilişkiler yaptığı, hatta bu konuda davacı şirket ile … … mahallesi … ada, 4 parsel 2 numaralı bağımsız bölümün davacı şirket adına 20/09/2005 tarihinde tescil edildiği sonrasında taşınmazın 06/07/2011 tarihinde … … tarafından alacağa mahsuben satın alındığı, ancak yine tapu kaydı örneği sunulan … merkez … mevkii parsel no … olan 416 m2’lik arsa üzerinde kurulu 2/12 arsa paylı bodrum kat 1 nolu mesken niteliğinden taşınmazın … Kızı … … adına ( iş bu kaydın 21/10/2004 tarihinde yapıldığı) kayıtlı iken 28/01/2005 tarihinde … … …’a tapuda devir edildiği anlaşılmakta olup, bu devir işleminin dahi taraflar arasındaki ilişkinin boyutunu ve ticari alışverişin birlikte yapıldığını gösterdiği mahkememizce benimsenmiştir.
Mahkememiz tarafından, davacının bedelsiz kaldığını iddia ederek dava konusu edilen bononun, davacı tarafından rızası hilafına şirket temsilcisinin evinden alındığına ilişkin iddiasının yazılı delille ispat edilememesi nedeniyle, özellikle kambiyo senedine alacağın aksine ancak yazılı delille ispat edilebileceği göz önünde bulundurulmakla 25/11/2021 tarihli celsesinde davacı yanın yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davacı yan kendilerinin yemin konusunda beyanda bulunacaklarına beyan etmesine rağmen, herhangi bir yemin dosyaya yansımamış olması karşısında davacının bedelsizlik iddiasını ispat edemediği, davacı şirket temsilcisi ve davalı arasındaki birlikte yaşamdan kaynaklanan, dosyadaki bilgilere göre … …’in … ajansın 02/11/1998 tarihinden itibaren sahibi olduğu ve mesleki faaliyet belgesinin bulunduğu, modelist, giyim konusunda eğitim alan ticari faaliyetlerde bulunan biri olarak davacı şirket temsilcisi ile ticari ilişki ve birlikte yaşamın devamını sağlamayı amaçlayan ilişki içerisinde bononun tanzim edildiği mahkememizce benimsenmekle, ispatlanamayan davanın reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı menfi tespit davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan 4.952,48 TL harç ile 2.740,00 TL tamamlama harcı ve 31,40 TL başvuru harcından alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatan 7.643,18 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av.A.Ü.T’ne göre hesaplanan 43.600,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacının HMK 120 maddesi gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/12/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır