Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/195 E. 2021/525 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/195 Esas
KARAR NO : 2021/525
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2017
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalının daha önce müvekkili aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2009/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, buna istinaden aralarında protokol yaptıklarını ancak protokole rağmen davalının takibe devam ettiğini, bunun üzerine … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… Esas numarasıyla menfi tespit davası açıldığını ve mahkemenin lehlerine karar verdiğini, temyiz edilmeden kararın kesinleştiğini, davalının dava süreci boyunca müvekkilinin borçlu olmadığını bildiği halde kasıtlı olarak icra takibine devam ettiğini ve davacının … plakalı aracını haczederek muhafaza altına aldığını, bu süreç zarfında müvekkilinin tek geçim kaynağı olan aracın muhafaza altına alınmasından dolayı, nakliyatçılık yapamadığını, otoparka ücret ödediğini tüm bunların davalının kasıtlı ve haksız fiilinden kaynaklandığını beyanla 15.000,00.-TL maddi 15.000,00.-TL manevi tazminatın fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla işleyecek faiz ile davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili yasal cevap süresi içinde sunulmayan beyan dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında bir protokol imzalandığını ancak davacının protokol hükümlerine aykırı davrandığını bu nedenle 24.01.2011 tarihinde davacı aracının üzerine yakalama şerhi konduğunu, daha sonra zamanaşımı suretiyle hacizlerin düştüğünü, ancak …. İcra hukuk mahkemesinin 24.02.2016 tarih 2015/…Esas, 2016/ … Kararıyla yapılan haciz ve yakalama şerhinin yasalara uygun olduğu kararının verildiğini, davacının müvekkiline ait borcu ödememek adına her türlü yolu denediğini, hatta ödediği senet üzerinde bile tahrifat yaptığını, sonucunda bu davanın açıldığını beyanla haksız olan bu davanın reddini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememiz dosyasının delillerini, ekonomik sosyal durum araştırmaları, trafik tescil kayıtları, …’ndan celp edilen emsal ücret araştırması, Otopark yazı cevapları, … Kaymakamlığı ve vergi dairesi yazı cevapları, tanık beyanları, bilirkişiler tarafından hazırlanmış bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm cevabi yazılar oluşturmaktadır.
Mahkememizce celp edilen … İcra Müdürlüğünün 2009/… (yeni esas: 2012/ … ) takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davalı tarafça davacı aleyhine 40.000 TL bedelli bono alacağına istinaden toplam 57.525,55 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan icra takibinden ibaret olduğu görülmüştür.
Mahkememizce celp edilen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… E. ve 2015/ … K. Sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; dosyanın mahkememiz dosyası davacısı tarafından davalısı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2009/… esas sayılı dosyası nedeniyle açılan menfi tespit davası olduğu ve 07/10/2015 tarihinde verilen karar ile …. İcra Müdürlüğü’nün 2009/… esas sayılı dosyası nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine dair davanın kabulüne karar verildiği görülmüş, kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2016/… E. ve 2017/… K. Sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yazılan talimat doğrultusunda, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/11 Talimat numarası ile dinlenilen;
Davacı tanığı … beyanında özetle:
“Davacının oğlu ile uzun yıllardır arkadaşız, bu sebeple davacıyı da tanırım. Ben davalı ile davacı arasındaki alacak borç ilişkisini bilmiyorum. Ancak bu borç sebebiyle davacının kamyonetine haciz konulduğunu biliyorum. Davacı köyde çiftçilik ile uğraşmaktadır, çocuklarının hepsi evlidir. Babalarına ayrıca bir katkıları yoktur. Davacı kendi imkanlarıyla geçinir, bu borçtan dolayı ailecek zor zamanlar geçirdiklerini biliyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … beyanında özetle:
“Davacıyı köylüm olması nedeniyle tanırım. Ben davalı ile davacı arasındaki alacak borç ilişkisini bilmiyorum. Ancak bu borç sebebiyle davacının kamyonetine haciz konulduğunu biliyorum. Davacı bu kamyon ile nakliye işi yapmaktadır. Kamyona haciz konulması sebebiyle ekonomik anlamda büyük zorluklar yaşamıştır. Başka bir geçim kaynakları da yoktur. Maddi açıdan yaşadıkları bu zorluklar sebebiyle ailecek çok zor zamanlar geçirmişlerdir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … beyanında özetle:
“Davacı benim üvey kardeşim olur. Davalı taraf ile aralarında bir alacak borç ilişkisi olduğunu biliyorum. Borç sebebiyle davacının kırkayak kamyonuna haciz konuldu. Bu haciz sebebiyle davacı taraf mağdur olmuştur. Ekmeğini kazandığı kamyonunu kullanamamış. Maddi ve manevi olarak zarara uğramıştır. Bu haciz sebebiyle davacı taraf zor günler geçirmiştir. Ailenin başkaca geçim kaynağı bulunmamaktadır. Benim bilgim bundan ibarettir. Tanıklık ücreti talebim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunma doğrultusunda, dosya üzerinde hukukçu bilirkişi … ve mali müşavir bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 27/01/2020 bilirkişi kök raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler anılı kök raporunda özetle;
“Tespit Edilen Vakıalar:
Muhafaza sonucu ödenen otopark ve çekici ücretleri:
17.07.2011-21.02.2012 Tarihleri arasında davacının …a 215 gün karşılığı 2.150,00.-TL ödeme yaptığı,
14.10.2012-28.12.2012 Tarihleri arasında davacının … … Otoparkına çekici ücreti ile 76 gün otopark ücreti karşılığı, 1.300,00.-TL ödeme yaptığı,
07.03.2015-10.03.2016 Tarihleri arasında davacının … otoparkına 370 gün karşılığı 4.500,00.-TL ödeme yaptığı, tespit edilmiştir.
Muhafazası yapılan aracın aylık getirisi
… nın yazısına göre 2012 yılından muhafaza altına alınan aracın aylık 2.000,00.-TL getirisinin olduğu,
Bu durumda 2,000,00/30 gün 66,67.-TL günlük getirisinin olacağı 2012 yılında aracın 215+76=291 gün muhafaza altında olduğu bu durumda:
291 gün x 66,67= 19.400,97.-TL hesaplanabileceği,
2015-2016 yılı için dosyada bir verinin olmadığı araç getirisi olarak …nın 2012 yılında 2.000,00.-TL 2019 yılında ise 4.000,00.-TL bildirimde bulunduğu bu nedenle 2016 yılı için aylık 3.000,00.-TL üzerinden hesap yapılacağı
Bu durumda 3,000,00/30 gün 100,00.-TL günlük getirisinin olacağı 2015- 2016 yılında aracın 370 gün muhafaza altında olduğu bu durumda:
370 gün x100,00.-TL = 37.000,00.TL olarak hesaplanabileceği, değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak;
Dosyanın incelenmesinden, davalının alacağı bulunmamasına rağmen davacının aracına haksız haciz koyduğu ve aracı muhafaza altına aldığı anlaşılmaktadır. Davalı savunmasında, davacının evrakta tahrifat yaptığı ve ceza mahkemesinde mahkûm edildiğini, aslında davacının kamyonuna konulan haczin haksız olmadığını, kendisinin davacıdan alacaklı olduğunu ileri sürmüştür. Davacının … Asliye Ticaret Mahkemesinde davalı aleyhine menfi tespit davası açtığı ve işbu davanın kabul edildiği, böylece davacının davalıya bir borcunun olmadığı kesinleşmiştir. O dava dosyasına ceza mahkemesinde davacının mahkûm edildiği karar da mübrezdir. Bu mahkumiyet kararına rağmen, … Asliye Ticaret Mahkemesi, davacının davalıya borcunun bulunmadığına karar vermiştir. Dolayısıyla, davalının, davacının ceza mahkemesinde mahkûm edildiği ve bu itibarla kendisine (davalıya) borçlu bulunduğu, haczin haksız olmadığı savunmasına itibar edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Bir kimse, alacağı olmamasına rağmen bir başkasının malına haciz koyarsa ve muhafaza altına aldırırsa, ortada haksız haciz bulunduğu anlamına gelir. Haksız haciz konulması bir çeşit haksız fiil sayılır ve işbu haksız haciz sebebiyle mahcuz malın sahibi bir zarara uğrar ise, haciz koyduran (sözde) alacaklı, diğerinin uğradığı zararların tümünü tazmin etmek zorundadır. Tazminat mükellefiyetinin kaynağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49 ile sonraki maddelerine dayanır. Somut olayda da bu durum vardır ve davacının kamyonetine haksız haciz koyduran davalı taraf, tespit ve hesap edilen davacı zararlarını tazmin etmek zorundadır.
Tüm dava dosyası ile dosyada bulunan deliller üzerinde yapılan bilirkişi heyet incelemesi neticesinde: Davalı tarafından davacıya ait … plakalı aracın haksız olarak muhafaza altına alınması nedeniyle davacının;
Araca ait otopark ve çekici ücreti olarak;
1-21.02.2012 tarihinde 2.150,00.-TL
2-28.12.2012 tarihinde 1.300,00.-TL
3-10.03.2016 tarihinde 4.500,00.-TL olmak üzere toplam: 7.950,00.-TL otopark ve çekici ücreti ödediği,
Aracın getirisinin ise; 2012 yılında; 291 gün x 66,67= 19.400,97.-TL hesaplanabileceği,
2015-2016 Yıllarında 370 gün x 100,00.-TL = 37.000,00.TL olarak hesaplanabileceği, davacının tüm bu zararlarının toplamı olan 64.350.97 TL’yi (talep ile bağlılık kuralı saklı kalmak kaydıyla) davalıdan talep edebileceği sonucuna ulaşılmıştır.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce … cevabi yazısının da tetkiki ile, davalı itirazlarının karşılanması baabında bilirkişilerden ek rapor alınarak konuya ilişkin 21/04/2021 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler ek raporlarında özetle;
“Tespitler:
Davalı tarafa ait Gelir Vergisi Beyanları:
… Vergi Dairesi yazına ekli Gelir Vergisi Beyannamelerinin 2005-2011 Hesap dönemine ait olduğu, vakıanın gerçekleştiği döneme ait davalı ile ilgili bir gelir beyanı olmadığı tespit edilmiştir.
2015- 2016 yılında aracın 370 gün muhafaza altında olduğu, 2015 Hesap döneminde bu tarih aralığının 07.03.2015-31.12.2015, 2016 Hesap döneminde ise 01.01.2016-10.03.2016 olduğu, bu durumda:
a- 07.03.2015-31.12.2015 ARASI 300 GÜN
2.750,00.-TL/30 =91,66.-TL X 300 GÜN=27.500,00.-TL
b- 01.01.2016-10.03.2016 70 GÜN
3.500,00.-TL/30=116,66.-TL X70 GÜN=8.166,67.-TL olarak toplam 27.500,00+8.167,67=35.667,67.-TL hesaplanabileceği,
Vakıaların Değerlendirmesi:
Davacıya ait … Plakalı aracın davalı tarafından aşağıda belirtilen tarihler arasında 3 kez muhafaza altına alındığı,
Davacının; 17.07.2011-21.02.2012 Tarihleri arasında …a 215 gün karşılığı 2.150,00.-TL, 14.10.2012-28.12.2012 Tarihleri arasında … … Otoparkına çekici ücreti ile 76 gün otopark ücreti karşılığı, 1.300,00.-TL, 07.03.2015-10.03.2016 Tarihleri arasında … otoparkına 370 gün karşılığı 4.500,00.-TL olmak üzere toplam 7.950,00.-TL ödeme yaptığı,
…nın yazısına göre 2012 yılından muhafaza altına alınan aracın aylık 2.000,00.-TL getirisinin olduğu,
Bu durumda 2,000,00/30 gün 66,67.-TL günlük getirisinin olacağı 2012 yılında aracın 215+76=291 gün muhafaza altında olduğu bu durumda:
291 gün x 66,67= 19.400,97.-TL hesaplanabileceği,
…nın yazısına göre 2015 ve 2016 Yıllarında muhafaza altına alınan aracın 2015 Yılı için aylık 2.750,00.-TL, 2016 Yılı için aylık 3.500,00.-TL getirisinin olduğu,
2015- 2016 yılında aracın 370 gün muhafaza altında olduğu, 2015 Hesap döneminde bu tarih aralığının 07.03.2015-31.12.2015, 2016 Hesap döneminde ise 01.01.2016-10.03.2016 olduğu, bu durumda:
a- 07.03.2015-31.12.2015 ARASI- 300 GÜN
2.750,00.-TL/30 =91,66.-TL X 300 GÜN=27.500,00.-TL
b- 01.01.2016-10.03.2016 arası- 70 GÜN
3.500,00.-TL/30=116,66.-TL X70 GÜN=8.166,67.-TL olarak toplam 27.500,00+8.167,67=35.667,67.-TL hesaplanabileceği,
Davacı iddiası olan vakıa dönemindeki davalı vergi kayıtlarının esas alınması gerektiği iddiasının yersiz olduğu, çünkü tek geliri araç olan davalının aracı muhafaza altındayken bu araç üzerinden gelir elde etmesinin mümkün olmadığı yani Gelir Vergisi beyanlarının gerçeği yansıtmayacağı,
Sonuç olarak;
Dosyanın incelenmesinden, davalının alacağı bulunmamasına rağmen davacının aracına haksız haciz koyduğu ve aracı muhafaza altına aldığı anlaşılmaktadır. Davalı savunmasında, davacının evrakta tahrifat yaptığı ve ceza mahkemesinde mahkûm edildiğini, aslında davacının kamyonuna konulan haczin haksız olmadığını, kendisinin davacıdan alacaklı olduğunu ileri sürmüştür. Davacının … Asliye Ticaret Mahkemesinde davalı aleyhine menfi tespit davası açtığı ve işbu davanın kabul edildiği, böylece davacının davalıya bir borcunun olmadığı kesinleşmiştir. O dava dosyasına ceza mahkemesinde davacının mahkûm edildiği karar da mübrezdir. Bu mahkumiyet kararına rağmen, … Asliye Ticaret Mahkemesi, davacının davalıya borcunun bulunmadığına karar vermiştir. Dolayısıyla, davalının, davacının ceza mahkemesinde mahkûm edildiği ve bu itibarla kendisine (davalıya) borçlu bulunduğu, haczin haksız olmadığı savunmasına itibar edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Bir kimse, alacağı olmamasına rağmen bir başkasının malına haciz koyarsa ve muhafaza altına aldırırsa, ortada haksız haciz bulunduğu anlamına gelir. Haksız haciz konulması bir çeşit haksız fiil sayılır ve işbu haksız haciz sebebiyle mahcuz malın sahibi bir zarara uğrar ise, haciz koyduran (sözde) alacaklı, diğerinin uğradığı zararların tümünü tazmin etmek zorundadır. Tazminat mükellefiyetinin kaynağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49 ile sonraki maddelerine dayanır. Somut olayda da bu durum vardır ve davacının kamyonetine haksız haciz koyduran davalı taraf, tespit ve hesap edilen davacı zararlarını tazmin etmek zorundadır.
Tüm dava dosyası ile dosyada bulunan deliller üzerinde yapılan bilirkişi heyet incelemesi neticesinde: Davalı tarafından davacıya ait … plakalı aracın haksız olarak muhafaza altına alınması nedeniyle davacının;
Araca ait otopark ve çekici ücreti olarak;
1- 21.02.2012 tarihinde 2.150,00.-TL
2- 28.12.2012 tarihinde 1.300,00.-TL
3-10.03.2016 tarihinde 4.500,00.-TL olmak üzere toplam: 7.950,00.-TL otopark ve çekici ücreti ödediği,
Aracın getirisinin ise; 2012 yılında; 19.400,97.-TL hesaplanabileceği,2015-2016 Yıllarında 35.667,67 .TL olarak hesaplanabileceği, davacının tüm bu zararlarının toplamı olan 63.018,64.- TL’yi (talep ile bağlılık kuralı saklı kalmak kaydıyla) davalıdan talep edebileceği sonucuna ulaşılmıştır” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Davacı vekili 12/02/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile, 15.000 TL’lik maddi tazminat talebini 49.350,97 TL artırarak toplam maddi tazminat talebini 64.350,97 TL olarak ıslah etmiştir.
Dava; davalının haksız haciz ve muhafaza işlemi nedeniyle davacının maddi ve manevi zarara uğradığından bahisle açılan tazminat davasıdır. Davalı yan …. İcra Müdürlüğünün 2009/… esas sayılı dosyasında davacı aleyhine başlattığı takibe istinaden davacıya ait kamyonet üzerinde haciz ve muhafaza işlemi uygulatmış olmakla, iş bu haczin haksız olduğu gerekçesiyle eldeki dava açılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… esas sayılı dosyasıyla taraflar arasında menfi tespit davası görülmüş olmakla, anılı mahkeme ilamında davacının 05/12/2011 tarihli 3 ayrı makbuzla yaptığı ödemeler neticesinde …. İcra Müdürlüğünün 2009/… esas sayılı takip dosyasına konu davalı alacağının sona erdiği tespit edildiğinden söz konusu takip dosyası nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığına dair davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı yanca borcun sona erdiği 05/12/2011 tarihinden sonra haciz ve muhafazanın kaldırılması istenmediği gibi icra dosyasının tetkikinde, bu tarihten sonraki 23/02/2012 ve devamı tarihlerde araç üzerinde muhafaza işleminin uygulanmasının talep edildiği görülmüş olup, 05/12/2011 tarihinden sonraki haciz ve muhafaza işlemlerinin haksız haciz olduğu kesinleşmiş mahkeme ilamıyla sabit olduğundan davacı yanın bundan doğan tazminat istemi yerinde bulunmuştur. Ayrıca davacıya ait kamyonet hakkında uygulanan haciz ve muhafaza işlemleri 11/03/2016 tarihine kadar sürmüş olup, borcun sona ermesi nedeniyle davalı tarafça haczin kaldırılmasının talep edilmesinin gerektiği en geç 06/12/2011 tarihinden itibaren haczin sona erdiği 11/03/2016 tarihine kadar davacı yanın zarara uğradığı kesindir.
Mahkememizce celp edilen bilirkişi raporlarında yapılan hesaplamalarda, haksız haczin başlangıç tarihi … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… esas sayılı kesinleşmiş ilamı ile kabul olunan borcun sona erdiği 05/12/2011 tarihi yerine, 17/07/2011 tarihi olarak esas alınmış olup, bu tarih itibarıyla davacının davalıya borcu mevcut olup 05/12/2011 tarihli 3 ayrı makbuzla yapılan ödeme üzerine borcun sona erdiği tespit edildiğinden bilirkişi raporlarındaki söz konusu başlangıç tarihi mahkememizce yerinde görülmemiş olup, taraflarca getirilme ve usul ekonomisi ilkeleri nazara alınarak yalnıcza tarihlerin değiştirilmesi suretiyle basit matematik hesabı yapılmak suretiyle davacı yanın maddi tazminat miktarı resen hesaplanmıştır.
Bu kapsamda aracın …’ta 17/07/2011 ila 21/02/2012 tarihleri arası bulunduğu 215 gün için 2.150 TL’lik ödeme yapıldığı görülmekle, 1 günlük otopark ücretinin 10 TL olduğu, mahkememizce esas alınan başlangıç tarihi 06/12/2011 ila 21/02/2012 tarihi arasındaki aracın otoparkta bulunduğu gün sayısının 77 olduğu, toplam gün sayısı ile günlük otopark ücretinin çarpılması sonucu aracın …’ta kaldığı süreye ilişkin otopark ücretinin 770 TL olarak bulunduğu anlaşılmıştır. 14/10/2012 tarihi ila 28/12/2012 tarihi arasındaki 76 günlük otopark ücreti ile çekici ücreti nedeniyle … … ‘ına ödenen 1.300 TL’lik makbuz da dosyaya mübrezdir. Böylece davacıya ait haczedilen aracın 2012 yılında 77 ve 76 gün olmak üzere toplam 153 gün boyunca kullanılamadığı anlaşıldığından, …’nın emsal gösterir yazısına göre aracın 2012 yılı günlük getirisi olan 66,67 TL’nin 153 gün ile çarpılması sonucu davacının 2012 yılındaki kazanç kaybının da 10.200,51 TL olduğu mahkememizce resen hesaplanmıştır.
Yalnızca haksız haczin başlangıç tarihi yönünden bilirkişi raporundan ayrılındığından, 07/03/2015 ila 10/03/2016 tarihleri arasındaki … ‘a 370 gün için ödenen 4.500 TL ve aracın 2015 ve 2016 yıllarındaki kazanç kaybına ilişkin ek bilirkişi raporundaki 35.667,67 TL’ye ilişkin hesaplamalar mahkememizce benimsenmiştir.
Somut hesaplamalar ışığında davacı yanca otopark ücretleri olarak ödenen 770 TL + 1.300 TL + 4.500 TL olmak üzere toplam 6.570 TL’nin davalı yandan geri istenebileceği anlaşılmış, ayrıca 2012 yılı kazanç kaybı olan 10.200,51 ve 2015-2016 yılları kazanç kaybı olan 35.667,67 TL olmak üzere toplam 45.868,18 TL’den, haczedilen aracın ayın her günü çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olması, tatil günlerinde çalışmamış olması vb. sebeplerle TBK’nun 51-52. maddeleri uyarınca mahkememizce takdiren %5 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak bulunan 43.574,77 TL’nin talebinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır (Bkz: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2017/3387 Esas, 2017/6902 Karar sayılı, 07/11/2017 tarihli ilamı). Böylece davacı yanın talep edebileceği toplam maddi tazminat 6.570 TL + 43.574,77 TL olmak üzere 50.144,77 TL’dir.
Davacı yan davayı ıslah ederek dava dilekçesindeki maddi tazminat talebini artırmış ve faiz türünü avans faizi olarak tercih etmiş olup, davalı yan bu ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunmuş ise de, ıslahın yeni bir dava olmayışının karşısında davaya süresinde cevap vermeyen davalı yanın davacı yanın açıkça muvafakatinin bulunmadığı hallerde zamanaşımı definde bulunamayacağı, aksi durumun savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının ihlali anlamına geleceği anlaşıldığından, süresinde cevap dilekçesi sunmayan davalı yanın ıslaha karşı zamanaşımı definin incelenmesi gerekli görülmemiştir. Yine ıslah ile faiz türünün değiştirilmesi mümkün olduğundan hesaplanan 50.144,77 TL maddi tazminata haksız haczin sona erdiği 11/03/2016 tarihinden itibaren tarafların tacir olması nedeniyle avans faizi işletilmesi talebi de yerinde bulunmuştur.
Davalı vekili, …’ndan celp edilen verilere göre yapılan bilirkişi incelemelerine yeterli olmadığından bahisle itiraz etmiş ise de, benzer uyuşmazlıklara ilişkin Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi ilamlarında bu şekilde yapılan incelemenin yeterli olmadığına dair ilama rastlanılmadığından emsale göre yapılan hesaplamanın yeterli olduğu anlaşılmış olup, bu nedenle davalı vekilinin itirazları mahkememizce hüküm aşamasında yerinde bulunmamıştır. Nitekim emsale göre yapılan hesaplamada dahi Yargıtay içtihatlarına uygun olarak hakkaniyet indirimi yapılması yoluna da gidilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden, davalı tarafça yapılan haciz başlangıçta yerinde ise de, borcun sona ermesi üzerine haczin kaldırılmaması suretiyle haksız hacze dönüştüğünden, dosya kapsamında toplanılan deliller doğrultusunda, manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmadığı da gözetilmek suretiyle davacının manevi anlamdaki mağduriyetinin kısmen de olsa giderilmesi açısından davacı yanın manevi tazminat talebi mahkememizce kısmen haklı bulunmuş olup, 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Maddi tazminat yönünden; 50.144,77 TL maddi tazminatın haksız haczin sona erdiği 11/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Manevi tazminat yönünden; 10.000 TL manevi tazminatın haksız haczin sona erdiği 11/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 3.425,39 TL karar harcından maddi tazminat yönünden yatırılan 256,16 TL peşin harcın mahsubu ile 3.169,23 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Maddi tazminat yönünden davacı tarafından yatırılan 256,16 TL peşin harç, 842,80 TL ıslah harcı ve 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.130,16 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Maddi tazminat yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 7.318,82 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 683,10 TL karar harcından manevi tazminat yönünden yatırılan 256,16 TL peşin harcın mahsubu ile 426,94 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
7-Manevi tazminat yönünden davacı tarafından yatırılan 256,16 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 2.209,60 TL (bilirkişi ücreti, tebligat v.s posta masrafları) yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 1.674,78 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza