Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/185 E. 2018/533 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/185
KARAR NO : 2018/533
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2017
KARAR TARİHİ: 29/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkil banka arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin bir sureti davalıya teslim edildiğini, davalı ilgili kredi kartı üyelik sözleşmesi hükümlerine aykırı davranarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu sebeple 08/06/2016 tarihli ihtarname keşide edilerek borçluya 15.113,26-TL’nin 7 gün içinde ödemesi, ödenmemesi halinde hesabın kesilerek ihtarname tarihi itibariyle 15.113,26-TL’nin yıllık %30,24 oranında işleyecek gecikme faizi, bu faizin BSMV’si ve masraflarla birlikte ödenmesi hususlarında davalının ihtar edildiğini, davalının söz konusu borcunu ödememiş olması sebebiyle İstanbul …3. Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça itiraz edildiğini, itirazın iptaline ve takibin devamını, asıl alacağın ihtarname tarihinden itibaren işleyecek %30,24 temerrüt faizi, faizin BSMV’si ve ihtarname masrafı ile birlikte tahsilini, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça herhangi bir cevap dilekçesi ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
İstanbul …. Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında özetle; “16.094,31-TL tutarındaki toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faiz ile birlikte… ” tahsilini talep ettiği, davalı tarafça takibe ve borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1035
KARAR NO : 2018/465
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/11/2017
KARAR TARİHİ: 22/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkil banka arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi imzalandığını ve imzalanan kredi sözleşmesine istinaden davalıya, kredi kartı kullandırıldığını, kullanılan kredilerin geri ödemelerinin zamanında yapılmaması üzerine davalıya PTT kanalı ile hesap kat ihbarnameleri ve ihtarnameleri gönderildiğini, 7 gün içinde ödeme olmadığını, ayrıca borçlu tarafından ihtarlara yasal süresi içinde itiraz edilmediğini, hesabın katı ile verilen süre içerisinde borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı borçlu tarafından icra dosyasını sürüncemede bırakmak amacı ile borca itiraz edildiğini, itirazının iptaline ve takibin devamını, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında özetle; “3.717,40-TL banka alacağının asıl alacak kısmına, takip tarihinden itibaren yukarıda belirtilen oranlarda işleyecek temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi, icra harç ve masrafları, avukatlık ücretleri ile birlikte…” tahsilini talep ettiği, davalı tarafça borca ve takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1035
KARAR NO : 2018/465
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/11/2017
KARAR TARİHİ: 22/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkil banka arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi imzalandığını ve imzalanan kredi sözleşmesine istinaden davalıya, kredi kartı kullandırıldığını, kullanılan kredilerin geri ödemelerinin zamanında yapılmaması üzerine davalıya PTT kanalı ile hesap kat ihbarnameleri ve ihtarnameleri gönderildiğini, 7 gün içinde ödeme olmadığını, ayrıca borçlu tarafından ihtarlara yasal süresi içinde itiraz edilmediğini, hesabın katı ile verilen süre içerisinde borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı borçlu tarafından icra dosyasını sürüncemede bırakmak amacı ile borca itiraz edildiğini, itirazının iptaline ve takibin devamını, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında özetle; “3.717,40-TL banka alacağının asıl alacak kısmına, takip tarihinden itibaren yukarıda belirtilen oranlarda işleyecek temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi, icra harç ve masrafları, avukatlık ücretleri ile birlikte…” tahsilini talep ettiği, davalı tarafça borca ve takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Dava, kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 44. maddesinin birinci fıkrasında, “tüketici olan kart hamili” tarafından açılacak davalarda 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22 ve 23. maddelerinin uygulanacağını ve dolayısı ile tüketici mahkemelerinin görevli olacağı, ikinci fıkrasında ise “kart çıkaran kuruluşlar” tarafından kart hamili aleyhine açılacak davalar yönünden HMK’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir. Aynı Kanunun 43. maddesinde ise, “tacirlere verilen kurumsal kredi kartları hakkında” 44. madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilerek ana kurala istisna getirilmiştir.
Ancak, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun Geçici-1/1. maddesinde ise “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan” davaların “açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam” edeceği belirtildiğinden, 28.05.2014 tarihinden önce açılmış davalar yönünden 5464 sayılı Kanunun 44. maddesindeki görev hükümleri geçerli olmaya devam edecektir. 6502 sayılı Kanun, kart hamili ya da kartı veren kuruluş gibi bir ayrıma gitmeksizin bütün bankacılık işlemlerini (m. 3/1-k kapsamına girmeyen tacirler hariç olmak üzere) kanun kapsamına aldığı ve 83/2. maddesi hükmü karşısında diğer kanunlardaki görev kuralları bu kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır.
Somut olayda uyuşmazlık, banka kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 04.07.2014 tarihinde açılmıştır. Davalı, tacir olmayıp 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketicidir. Bu haliyle uyuşmazlığın, anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca, tüketici mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Tüketici Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/05/2018

Katip Hakim