Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/179 E. 2023/299 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2017/179 Esas
KARAR NO:2023/299

DAVA:Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:22/02/2017
KARAR TARİHİ:14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in 30.11.2016 günü davalı …’un kullandığı … plaka sayılı otobüsün kendisine çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında hayati tehlike geçirecek şekilde ağır yaralandığını, kaza sonucunda müvekkilinin beyin kanaması geçirdiğini , kaburgasının kırıldığını, bilincinin kapalı hale 18 gün süreyle yoğun bakımda kaldığını, kaza tespit tutanağında …’un ihlalinin tespit edildiğini, kazada yaralanan ve kaza anında otobüsün içinde yolcu olan …’ın ifadesinde şoförün aracı çok hızlı kullandığını, yaptığı ani fren sebebiyle kendisinin de yaralandığını, şoförden şikayetçi olduğunu belirttiğini, müvekkilinin kazadan sonra muhtaç hale geldiğini, maddi zararının yanı sıra manevi zararının da olduğunu, vücut bütünlüğünün ihlal edildiğini, müvekkilinin 18 gün komada kaldığını, taburcu edilmesine rağmen halen konuşmakta ve hareket etmekte zorlandığını, sol el ve ayağında güç kaybı yaşadığını, günlük ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığını beyanla 1.000,00 TL işten güçten kalma, 1.000,00 TL çalışma gücünün azalması / yitirilmesi, ekonomik geleceğin sarsılması, 1.000,00 TL mevcut tedavi gideri ile bilirkişilerce hesap edilecek sonraki döneme ilişkin tedavi giderleri ve 1.000,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 4.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 11.10.2016-2017 vadeli … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurulabileceğini, davacı tarafından; ZMM genel şartlar, KTK 99. Madde ve KTK 97. Madde dikkate alındığında usule aykırı olarak dava açıldığını, müvekkili şirkete başvuru yapılmadığını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, 2918 sayılı Karayolları trafik kanunu 99. Madde ve ZMM Genel Şartları B.2. maddesine göre temerrüdün; hesaba esas tüm belgelerin sigorta şirketine sunulması üzerinden 8 iş günü geçmesiyle gerçekleşeceğini, bu durum karşısında; temerrüt tarihi olarak kusur, maluliyet ve hesap raporlarının tarafımıza tebliği tarihinin esas alınmasını talep ettiklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalıların davaya karşı cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı geçici ve sürekli iş göremezlik ile tedavi ve bakım giderlerine dayalı maddi tazminat ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Poliçe / hasar dosyası, araç tescil kayıtları, tedavi evraklarına ilişkin belgeler, ilgili emniyet müdürlükleri marifeti ile düzenlenen ekonomik ve sosyal durum araştırma cevaplarının dosyada mübrez olduğu görülmüştür.
Davacıya ait tedavi evrakları celp edilmiş ve maluliyet raporu temin edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır.
… 11. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiştir.
Dosya kapsamına alınan Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan raporda özetle; “1) … … Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 30.11.2016 tarihli raporunda; trafik kazası, sol kaş kenarında 1.5 cm kesi, maksillada şişlik, sağ kaş lateralinde 3 cm abrazyon, BBT de oksipitalde fraktür, mikro kanama odakları, sol transvers proceste fraktür, sağ 3-4.kotta fraktür olduğu, hayati tehlikesi bulunduğu, yatış evrakında GKS: 3, entübe edildiği, genel cerrahi muayenesinde bilinç kapalı, toraksta 3-4.kotta fraktür, sol akciğerde enfeksiyon lehine bulgu olduğu, batında solid organ patolojisi yok, beyin cerrahi muayenesinde GKS: 3, sağ oksipitalde sol frontalde lineer tarzda fraktür olduğu, ameliyat düşünülmediği, yoğun bakım takibi yapıldığı, BBT de sol maskiller sinüs ön arka duvarında, orbita tabanında, sol orbita lateral duvarda multipl kırıklar, solda konveksite düzeyinde frontal lopta minimal SAK yönünde şüpheli dansiteler, benxer bulguların sağda sentrum semiovale seviyesinde, arka temporal alanda da izlendiği, bu bölgelerde şüpheli parankimal ödem olduğu, abdominopelvik BT de sağda L1-2-4 vertebralar sağ transvers procesinde nondeplase multipl fraktür hatları izlendiği,
2) Adli Tıp Kurumu … Şube Müdürlüğünün 19.04.2017 tarihli raporunda; yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, kemik kırıklarının müştereken hayat fonksiyonlarına etkisinin ağır 6 olduğu,
3) Op.Dr….Beyin Cerrahi Uzmanı imzalı raporda; 30.11.2016 tarihinde trafik kazası geçiren kişinin vertebra, kranial fraktür, intraserebral hemorajisi olması nedeniyle yoğun bakım ve servis takiplerinden sonra taburcu edildiği, 10 ayı aşkın süre ile takip ve tedavilerinin olduğu, ajitasyonlarında, kooperayon ve oryantasyon bozukluğunda iyileşme görülmediği, kendisini idare edebilmesinin mümkün olmadığı,
4) … Hastanesinin 04.10.2018 tarihli raporunda; Beyin MR: supratentorial subkortikal ve periventriküler derin ak maddede T2A flair hiperintens milimetrik iskemik gliotik odaklar izlendiği, akut iskemi lehine diffüzyon kısıtlanması saptanmadığı, PA akciğe grafisinde normal bulgular, lumbosakral vertebra grafisinde minimal dejeneratif değişiklikler, her iki sakroiliak ve koksafemoral eklem aralığı daralmış, dorsal vertebra grafisinde açıklığı sağa bakan skolyoz izlendiği, SFT raporunda, FEV1/FVC: %79,
5) … Prof.Dr…. Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin 20.09.2018 tarihli Psikiyatri raporunda; yapılan muayenesi tıbbi belgelerin incelenmesi ve aile görüşmesi neticesinde Organik Affektif Bozukluk ve Nörobilişsel Yetersizlik saptandığı, bu durumuyla ayırt etme gücünden yoksun olduğu, sürekli bakıma muhtaç olduğu, kendisine vasi atanması gerektiği, mahkemede dinlenmesinde yarar bulunmadığı,
6) … Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 28.07.2017 giriş tarihli psikiyatri raporunda; premorbid: olaydan önce ev hanımı, neşeli, herkesle iyi geçinen, madde kullanımı yok, uyku azalmış, libido artmış, evli, 2 çocuklu,
7) … Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 05.09.2017 tarihli raporunda; 7 ay önce trafik kazası geçirmiş, sol göz lateralinde 2 cm lineer skar, kollarda diseklerde postenflamatuvar hiperpigmentasyon mevcut, 24.05.2017 tarihli lomber MR da L4-L5 sağ parasentral taşma, dural kesi basısı, kosta fraktürleri mevcut, demans, engel durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %84 olduğu,
8) … Hastanesinin 04.10.2018 tarihli radyoloji raporunda; akciğer grafisinin normal olduğu, lumbosakral grafide L4-L5 intervertebral disk mesafesi daralmış, pelvis grafisinin normal olduğu, dorsal vertebra grafisinde açıklığı sağa bakan skolyoz görüldüğü,
9) Kişinin 17.10.2018 tarihinde Kurulumuzda yapılan muayenesinde; Nöroloji: bilinç açık, koopere, oryante, kranial sinirler intakt, kas gücü tam, taraf bulgusu yok, serebeller sitem muayenesi normal, denge ve yürüyüş normal, konuşma normal olduğu, Psikiyatrik muayenede evli, 2 çocuklu, ev hanımı, yolda yürürken … otobüsü çarpmış, 18 gün hastanede yatmış, Nöroloji Uzmanı önerisiyle … Hastanesi Psikiyatri Kliniğinde 2 hafta yatırılmış, Depakin CR 500×1, Seroquel 300×1, Risperdal 4mgx1 kullanıyormuş, ilaçla tedavi sonrası şikayetlerinde azalma olmasına rağmen uykusuzluk, çok konuşma, sinirlilik, herkesle kavga etme, evde durmak istememe semptomları devam etmekte, Psikolojik Tetkikler Şubesinin psikometrik değerlendirme raporunda; “Kişi ile yürütülen görüşmede, sık sık fiziksel yakınmalarının olduğu, var olan semptomlarını vurgulayarak testlere koopere olmakta zorlandığı, işbirliği için çok sayıda girişimde bulunulmuşsa da kişinin kendisine yöneltilen pek çok soruya “bilmiyorum” şeklinde yanıt verdiği görülmüştür. Kişinin bu tutumundan dolayı pek çok test geçerli sayılamamış, elde edilen skorların da kişinin gerçek performansını yansıtmayabileceği düşüncesi oluşmuştur. Kişiye uygulanabilen testler yorumları ile aşağıdadır. MMT ile test skoru 23/30 olarak belirlenmiştir. Oryantasyon Zamana: 2/5 (yıla 2007 demiştir, kaza tarihinin üzerinden 2-3 yıl geçtiğini belirtmiş olup, kaza tarihi 2016 dendiğinde 2017 yılındayız demiştir, mevsime kış, aya 8-9 uncu ay, güne Cuma, vakte öğlen demiştir). Mekana 3/4. Kisiye: 1/1 Bellek: Anlık bellek: 3/3 (aklında tutması istendiğinde istese de unutacağını belirterek kendini olumsuz güdüler). Yakın bellek: 1/3 (ipuçlarına rağmen diğer 2 kelimeyi hatırlamadığını belirtir) Dikkat ve Hesaplama: 4/5 (100’den 7 çıkararak hesaplamada zorlandı, günleri tersten sayması istendi) Dil fonksiyonları Obje tanıma: 2/2 Üç aşamalı komutu yerine getirme: 3/3 Praksi: 1/1 Cümle tekrarı: 1/1 Cümle kurma: 1/1 Sekil kopyalama-yapılandırma: 1/1, Planlama: Günlük işlevler düzeyinde kısmi düzeyde korunmaktadır. Kabak dolması yapmayı tarif etmesi istendiğinde sırası ile doğru biçimde tarif eder. Namaz rekatları ve abdest alma sırasını doğru biçimde tarif edemez. Saat Çizme Testi: Rakamları gelişigüzel ve eksik yazmış olup, istenen saati doğru gösterememiştir. Boston Naming Test: 31, itemin 23’ünü doğru adlandırmıştır, 5 itemi şematik ve fonemik ipucu ile adlandırmış olup, 3 itemi ise adlandıramamıştır. Adlandırma büyük oranda korunmaktadır. Soyutlama: Basit ve sık kullanılan atasözleri ve deyimleri basit düzeyde açıklayabilir. Kişisel demografik bilgiler ve güncel konular: Görüşmenin başlangıcında kişisel bilgilerine ilişkin (geldiği muhit, eşinin ismi vb.) oldukça kısmi bilgi veren kişi, motivasyon sağlandığında başlangıçta yanıtlayamadığı bilgileri verebilmektedir. Güncel bilgiler ve genel kültür ise kısmi olarak değerlendirilmiştir. Genel Yorum: Kişinin görüşme sürecinde egosantrik bir şekilde kendi sorunlarını aktarma ve görüşmeyi yönetme eğilimi dikkati çekmiştir. Dürtüsel/girici konuşma ve davranışlarını kontrol etmekte zorlanır. Ağlamaklıdır ve görüşme içeriğinde sık sık ağlamaklı bir ifade takınmıştır. Kişide belirli düzeyde kognitif bir yetersizlik olabileceği düşünülmüş, ancak kişinin var olan durumunu olduğundan fazla gösterme eğilimi nedeni ile bunun tam ölçümü yapılamamıştır.” şeklinde kayıtlı olduğu,
10) Dosyada mevcut Kurulumuzda yapılan radyolojik incelemesinde; 30.11.2016 tarihli BT lerinde sağ L1-2-3-4.vertebralar transvers proceslerde kırıklar, sağda multipl kot kırıkları, sol akciğer alt lopta atelektazik değişiklikler, BBT de sol maksiller sinüs duvarlarında, sol orbita duvarında, sol zygomada kırıklar görüldüğü, SAK açısından şüpheli dansite artımı görüldüğüne göre;
SONUÇ:
… kızı, 01.01.1966 doğumlu …’in 30.11.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30 Mart 2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre;
Kas-İskelet Sistemi Tablo 1.1 kategori I’e göre …formülüne göre: %28.36 bulunduğu,
1- Kişinin tüm vücut engellilik oranının %28 ((yüzdeyirmisekiz) olduğu,
2) İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği…” şeklinde oy birliği ile mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişi heyeti tarafından 05/05/2021 tarihli hazırlanan raporda özetle;” II-MADDİ ZARAR HESABI
A-Kazalının geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı:
3 Aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı
3.718,96 TL x 100% mal x 25% kusur = 929,74 TL
B-Kazalının sürekli(kalıcı) iş göremezlik dönemindeki maddi zararı:
a)57 Aylık işlemiş iskontosuz aktif devre maddi zararı
105.447,79 TL x28,0% mal x 25%kusur = 7.381,35 TL
b) 24 Yıllık işleyecek iskontolu aktif ve pasif devre maddi zararı
736.585,92 TL x 28,0% mal x 25% kusur = + 51.561,01 TL
C) Kazalının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zarar toplamı= 58.942,36 TL
C- Bakıcı ve tedavi gideri zarar talebi
a)Dava dosyasında davacının iyileşme döneminde bakıma muhtaç olduğunu ve süresini gösterir bir belge bulunmamaktadır. Adli Tıp Kurumu tarafından da davacının bakıma muhtaç olduğu yönünde bir tespitte bulunulmamıştır. Bu durumda bakıcı gideri nedeniyle zarar hesabı yapılması mümkün olmamıştır.
b)Davacı tarafından tedavi ve tedaviye bağlı zararlara ilişkin bir kısım belge ve faturalar ibraz edilmiştir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2020/680 E, 2021/2220 K. ve 03.03.2021 tarihli kararında özetle; “… Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesi kapsamında, tüm tedavi giderlerinden değil, ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir. Yukarıda verilen bilgiler ışığında, somut olayda 1.020,00 TL tedavi giderinden davalı tarafın sorumluluğuna karar verilmiştir. Davacı vekili davacıya protez uygulaması da yapıldığını belirterek temyiz talebinde bulunmuştur. Ancak bu hususta rapor aktüer bilirkişi ve hukukçu bilirkişiden oluşan bilirkişilerden rapor alınmıştır. Davacının tedavi gideri talebi açısından uzman doktor bilirkişiden rapor alınarak davacının belgeli ve belgeli olmayan tedavi giderlerinin tespiti ile oluşacak sonuca göre (kararı davacının temyiz ettiği de gözetilerek kazanılmış haklar gözetilerek) belgeli olan giderlerden SGK’nın sorumlu olduğu gözetilerek belgeli tedavi giderleri yönünden talebin reddine, belgeli olmayan tedavi giderlerinden davalının sorumlu tutulması gerekmektedir…” demektedir.
Bu durumda tedavi ve tedaviye bağlı giderler bakımından Yargıtay kararlarına uygun olarak hekim bilirkişiden rapor alınması gerektiğinden tarafımızca bu hususta bir hesap yapma imkanı bulunmamaktadır.
III-DAVALI SİGORTA ŞİRKETİNİN SORUMLULUK KAPSAMI VE TEMERRÜT TARİHİ
a)30.11.2016 kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu sigorta poliçesine istinaden sakatlık/ölüm ve tedavi gideri teminatları bakımından sorumluluk üst limiti ayrı ayrı 310.000,00 TL.dır.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarının A.5/b maddesinde “…Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir…” demektedir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarının A.5/b maddesinde açıkça geçici iş göremezlik dönemindeki zararın sağlık gideri teminatı kapsamında olduğuna dair bir ibare yer almamaktadır. SGK tarafından 01.06.2015 tarihinden sonra yapılan geçici iş göremezlik ödemeleri sorumlu kişilere rücu edilebilmektedir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/7731 E. sayılı başka bir kararında ise geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında, tedavi gideri klozundan talep edilebileceği belirtilmektedir. Bu durumda;
Davacının geçici iş göremezlik zararının poliçe kapsamında olup olmayacağı hususundaki hukuki durumun takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; davacının yukarıda belirlenen maddi zararları poliçe limitinin içinde kalmaktadır.
b)Dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edildiğinden ayrıca temerrüt tarihi tespiti yoluna gidilmeyecektir.
NOT: Davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 10.07.2018 tarihinde 71.000,00 TL ödeme yapıldığı belirtilmiştir. Ancak dosyada ödeme belgesine rastlanılmamıştır. Ödeme dava devam ederken yapılmış olduğundan bu konudaki Yargıtay kararlarına göre ödemenin güncellenmeden davacının zararından aynen tenzil edilmesi gerekmektedir. Buna göre de davalı tarafından 71.000,000 TL ödendiğinin tespiti halinde; bu tutar davacının yukarıda belirlenen geçici ve sürekli iş gücü kaybı zararından fazla olduğundan davacının geçici ve sürekli iş gücü kaybı için talep edilebilir bir zararı söz konusu olmayacaktır.
S O N U Ç: Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 30.11.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
1- Davalı sürücü … %25 (yüzde yirmibeş) oranında tali kusurlu,
2- Davacı yaya … %75 (yüzde yetmişbeş) oranında asli kusurlu olduğu,
3-Davalıların %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre kazada yaralanan davacı …’in;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 929,74 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%28 maluliyeti ile ilgili maddi zararının = 58.942,36 TL. olduğu,
c)Sigorta şirketi tarafından davacıya 10.04.2018 tarihinde 71.000,00 TL ödeme yapıldığı belirtilmiş olup, Sayın Mahkemece davalı sigorta şirketi tarafından belirtilen tutarın ödendiğinin tespiti halinde, yapılan ödeme davacının geçici ve sürekli iş göremezlik dönemi için uğradığı maddi zararından fazla olduğundan, davacının geçici ve sürekli iş gücü kaybı nedeniyle talep edilebilir maddi zararının söz konusu olmayacağı,
d)Dava dosyasında davacının bakıma muhtaç olduğuna ve süresine ilişkin belge bulunmadığından bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının belirlenemediği,
e)Yukarıda izah edildiği üzere; davacının tedavi gideri zararında ısrarlı olması halinde bu konuda ayrıca hekim bilirkişiden rapor alınmasının gerekeceği,
f)Davacının yukarıda belirlenen maddi zararları poliçe limitleri içinde kalmakta olup, manevi tazminat taleplerinin poliçe kapsamına girmediği,
g)Dava dilekçesinde dava(22.02.2017) tarihinden itibaren yasal faiz talep edildiği ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Doktor Bilirkişi … tarafından hazırlanan 03/10/2022 tarihli raporda özetle;
“..Ulaşım giderleri yönünden yapılan değerlendirmede Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nca düzenlenmiş 27/02/2019 tarihli 3736 sayılı Mütalaasında belirlenmiş iyileşme süresi esas alınarak 3 aylık zaman diliminde yapılan belgelendirilmiş ulaşım masrafları hesaplanmış olup 3 aylık zaman dilimi sonrasında yapılan ulaşım masrafları iyileşme süresinin bitiminde yapılmış olduğu için hesaplamaya dahil edilmemiştir. Yapılan inceleme neticesinde 3.193,00 TL hesaplanmış olup, bu hususta dosyaya yeni bir belge sunulmadığından söz konusu tutarda bir değişiklik yapılmamıştır.
Bakıma muhtaçlık hususunda; kişinin dava konusu trafik kazasında yaralanmasının niteliği ve son durum muayeneleri değerlendirildiğinde bir başkasının sürekli yardımına muhtaçlık kriterlerine uymadığı kanaatine varılmıştır. Her ne kadar dava dosyası içerisinde bakıcı giderlerine ilişkin bir fatura/ fiş veya sözleşme bulunmadığı görülmüş olsa da davacının iyileşme süresi içerisinde 2(iki) aylık süreyle başka birisinin yardımına gereksinim duyabileceği kanaatine varılarak ilgili tarihlerde brüt asgari ücret esas alınarak bakıcı gideri hesaplanmıştır. Yapılan inceleme neticesinde 3.516,31 TL hesaplanmış olup, bu hususta dosyaya yeni bir belge sunulmadığından söz konusu tutarda bir değişiklik yapılmamıştır.
Belgelendirilmiş tedavi giderleri hususunda; dosyaya ibraz edilmiş ve kişinin dava konusu trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle yapılmış tedavi giderleri hususunda da yeni bir belge ibraz edilmediği tespit edilmiş olup, hesaplanmış olan 1.258,00 TL’lik tutarda bir değişiklik yapılmamış olup söz konusu tutarın SGK sorumluluğunda olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının olası belgelendirilmemiş tedavi, bakım, reçete vb diğer giderleri de maddi tazminat kapsamında olup fiş/fatura vb. belgelerle tutarı belirtilemeyen masraflar davacı tarafından talep edilebilir olası giderler olup yaralanmanın tarihi ve niteliği göz önüne alınarak takdiren yapılan bir hesaplamadır. Söz konusu masraflar tarafımca takdiren 2.000 TL olarak değerlendirilmiş olup tutarın uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Yerleşik yasa, yönetmelik ve Yargıtay içtihatları kapsamında davalı sürücü, araç sahibi ve davalı Sigorta Şirketinin sorumluluğunda olduğu kanaatine varılmıştır.
Mevcut bilgi ve belgeler kapsamında;
Davacı … … dava konusu yaralanmasına bağlı olarak yapılmış olduğu değerlendirilen 1.258,0 TL tutarlı belgelendirilmiş muayene ve tedavi giderlerinin
SGK sorumluluğunda olduğunu,
Davacı …’in dava konusu yaralanmasına bağlı yapılmış olduğu değerlendirilen ve – Sosyal ” Güvenlik Kurumu — sorumluluğu dışında – kalan belgelendirilmiş ve belgelendirilmemiş harcamalarının tedavi giderleri kapsamında oldukları, davacının dava konusu yaralanması nedeniyle belgelendirilmiş ulaşım giderlerinin 3.193 TL, refakatçi ve bakıcı giderlerinin 3.516,31 TL, belgelendirilmemiş sağlık harcamaları kapsamında ilave ilaç, medikal malzeme ve tedavi giderlerinin takdiren 2000 TL olduğunu,
Davacı tarafından yapılam dava konusu yaralanmaya bağlı toplam giderin 3.193 * 3.516,31 4 2.000 – 8.709,31 TL olarak hesaplandığını,
Davalılar …(…) Sigorta A.Ş., …ve …’un sorumluluğundaki tutarın kusur oranına göre (9625); 8,709,31 x 9425: 2.177,33 TL olduğu ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 09/02/2023 tarihli ek raporda özetle;
“S O N U Ç: Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 30.11.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalıların %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre;
A)TEDAVİ VE BAKICI GİDERİNE İLİŞKİN OLARAK;
08.02.2022 kök ve 03.10.2022 tarihli ek raporlarda belirlendiği üzere;
a)Davacı … … dava konusu yaralanmasına bağlı olarak yapılmış olduğu değerlendirilen 1.258,0 TL tutarlı belgelendirilmiş muayene ve tedavi giderlerinin SGK sorumluluğunda olduğunu,
b) Davacı …’in dava konusu yaralanmasına bağlı yapılmış olduğu değerlendirilen ve Sosyal Güvenlik Kurumu sorumluluğu dışında kalan belgelendirilmiş ve belgelendirilmemiş harcamalarının tedavi giderleri kapsamında oldukları, davacının dava konusu yaralanması nedeniyle belgelendirilmiş ulaşım giderlerinin 3.193 TL, refakatçi ve bakıcı giderlerinin 3.516,31 TL, belgelendirilmemiş sağlık harcamaları kapsamında ilave ilaç, medikal malzeme ve tedavi giderlerinin takdiren 2000 TL olduğu,
Davacı tarafından yapılan dava konusu yaralanmaya bağlı toplam giderin 3.193,00 + 3.516,31 + 2.000,00 = 8.709,31 TL. olarak hesaplandığı,
Davalılar …(…) Sigorta A.Ş., …ve …’un sorumluluğundaki tutarın kusur oranına göre (8.709,31 x %25 kusur) = 2.177,33 TL olduğu
B)GEÇİCİ VE SÜREKLİ İŞ GÜCÜ KAYBI ZARARINA İLİŞKİN OLARAK
İşbu raporda belirlendiği üzere; Davalıların %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre kazada yaralanan davacı …’in;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 929,74 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%28 maluliyeti ile ilgili bakiye maddi zararının = 104.412,85 TL. olduğu,
c)Sigorta şirketi tarafından davacıya 10.04.2018 tarihinde yapılan 71.000,00 TL ödemenin dava devam ederken yapılmış olması nedeniyle bu konudaki Yargıtay kararlarına göre herhangi bir güncelleme yapılmaksızın ön ödeme gibi davacının maddi zararından aynen tenzil edilerek davacının bakiye maddi zararının belirlendiği,
Sayın Mahkemece aksi kanaate varılarak ödeme tarihindeki verilere göre hesap yapılarak ödemenin zararı karşılayıp karşılamadığının belirleneceğinin kabulü halinde ise; ödeme tarihinden 3 yıl sonrası olan 2021 yılındaki verilere göre dahi 05.05.2021 tarihli raporda davacının geçici ve sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zarar toplamı(929,74 +58.942,36)= 59.872,10 TL olarak belirlenmiş olup, buna göre de ödemenin zararı ödeme tarihindeki verilere göre her halükarda karşılamış olacağı,
d)Davacının yukarıda belirlenen maddi zararları poliçe limitleri içinde kalmakta olup, manevi tazminat taleplerinin poliçe kapsamına girmediği,
e)Dava dilekçesinde dava(22.02.2017) tarihinden itibaren yasal faiz talep edildiği…” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin talep arttırım dilekçesi ile; tedavi giderleri ve bakıcı giderleri bakımında 2.177,33.-TL, geçici iş göremezlik bakımından 929,74.-TL, sürekli iş göremezlik (maluliyet) bakımından 104.412,85.-TL olmak üzere toplam; 107.519,87.-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada; davacı yayanın 30/11/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile geçici ve sürekli iş göremezlik ile tedavi ve bakım giderlerine dayalı maddi tazminat ile manevi tazminatın davalı sürücü, davalı araç maliki/ işleten ve araç yönünden ZMSS’yi düzenleyen davalı sigorta şirketinden (davalı sigorta şirketinden yalnızca maddi tazminat talep edilmiştir) tahsili isteminin ileri sürüldüğü tespit edilmiştir.
Davanın hukuksal zemini kapsamında tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinin; ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, Kanun’un 85/son maddesinin ise; ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup anılı maddeye göre; gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahsın, o zararın tazmin ile yükümlü olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesi uyarınca; “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi gereğince ; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde düzenlenmekle, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasa gereğince yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olup anılı düzenlemeler kapsamındaki sorumluluğa dayalı olarak huzurdaki davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
Ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun tanzim edilmekle mahkememizce itibar edilir bulunan kusur raporu içeriği, kaza tespit tutanağı ve celp edilen ceza dava dosyasındaki maddi tespitler ışığında; davacı yayanın %75 (asli) davalı sigortalı araç sürücüsü …’un ise %25 (tali) kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Anılı tespitlerin KTT, ceza dosyası aşamasında alınan bilirkişi raporları ve ceza dosyasında varılan kanaatlerin mahkememiz dosya kapsamı ile çelişmediği ve aksi yönde delil ibraz edilmediği anlaşılmakla, usul ekonomisi ilkesi ışığında kusur yönünden yeniden inceleme yapılması yoluna gidilmemiştir.
Anılı kanuni düzenlemeler ışığında ve tüm delillerin tetkiki neticesinde somut olaya bakıldığında; davaya konu trafik kazası gerçekleştiği sırada yaya olan davacının tedavi ve muayene evraklarının celbine müteakip kaza tarihi (30/11/2016) itibari ile yürürlükte olan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri kapsamında Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu temin edilmiş olup davacının sürekli iş göremezliğinin %28 engel oranında bulunduğu, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 ay olarak tespit edildiği görülmüştür. ATK raporunun dosyada mevcut tedavi evrakları/raporları incelenmek sureti ile ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlandığı, raporlar arasında çelişkinin bulunmadığı anlaşılmakla, yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir.(Emsal ilam:Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/136 esas, 2020/1901 karar sayılı ilamı.) Hükme esas alınmaya elverişli adli rapor ve hekim bilirkişi tarafından hazırlanan rapor kapsamındaki tespitler ışığında, güncel asgari ücret hesaplaması ile yargılama sırasında davacı yana davalı sigorta şirketi yapılan 71.000TL ödemenin mahsubu neticesinde geçici iş göremezlikten kaynaklı 929,74TL maddi tazminatın davalılardan (… A.Ş) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, sürekli iş göremezlikten kaynaklı 104.412,85-TL maddi tazminatın davalılardan (… A.Ş) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, tedavi ve bakım giderinden kaynaklı 2.177,33-TL maddi tazminatın davalılardan (… A.Ş) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine ilişkin karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı yanın davalı sürücü ile davalı araç maliki/işleten yönünden manevi tazminat istemi tetkik edilmiş olup Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yer almadığından TBK’nın manevi tazminata ilişkin hükümlerinin tatbikinin gerektiği anlaşılmıştır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesinin; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde düzenlendiği görülmektedir. Bu yasal hükümler gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşımaktadır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Bu nedenle tazminatın miktarının amacına göre belirlenmesi gerekmiş olup tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara göre değerlendirme yapılmıştır. Bu kapsamda yaralamalı trafik kazası neticesinde tedavi görmek zorunda kalıp adli raporlar ve tedavi evrakları ışığında %28 engel ve 3 aylık geçici iş göremezliğe uğrayan davacının manevi zarara uğradığı ve davalı araç sürücüsünün % 25 (tali) kusuru ile meydana gelen trafik kazası kapsamında olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, maluliyet / iş göremezlik oranı ve derecesi ile davalının %25 oranındaki kusur oranı, tarafların mâli ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı yararına 20.000-TL manevi tazminat taktir edilmiştir.
Son olarak temerrüt tarihinin tespiti yönünden inceleme yapılmış olup taleple bağlılık ilkesi gereğince talep tarihi olan dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin gerektiği, değer arttırım dilekçesi ile arttırılan tazminat talepleri yönünden de HMK’nın 26. maddesi uyarınca haksız eyleme dayalı talebin tümü yönünden temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinin gerektiği kanaatine varılmakla; davanın kısmen kabulüne dâir aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A- Geçici iş göremezlikten kaynaklı 929,74TL maddi tazminatın davalılardan (… A.Ş) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
B- Sürekli iş göremezlikten kaynaklı 104.412,85-TL maddi tazminatın davalılardan (… A.Ş) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
C- Tedavi ve bakım giderinden kaynaklı 2.177,33-TL maddi tazminatın davalılardan (… A.Ş) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
D- Davacı yararına takdiren 20.000-TL manevi tazminatın davalılar …ve …’dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 8.710,89 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 1.954,44 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.756,45 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 184,44 TL peşin harç ve 1.770,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.985,84 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine, (davalı sigorta şirketinin 1.674,38 TL ile sorumlu tutulmasına)
4- Davacı tarafça yapılan 5.234,6 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 4.237,66 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, (davalı sigorta şirketinin 3.573,04 TL ile sorumlu tutulmasına)
5- Maddi tazminat yönünden; davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 17.127,99 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
6- Maddi tazminat yönünden; davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 70,26 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara ödenmesine,
7- Manevi tazminat yönünden; davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar …ve …’dan alınıp davacıya ödenmesine,
8- Manevi tazminat yönünden; davalılar …ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılar …ve …’a ödenmesine,
9- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekili ile Davalılar … ve …vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır