Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/175 E. 2019/903 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/928 Esas
KARAR NO : 2019/1095
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 03/10/2018
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 2004 yılında kurulan Davalı şirket, … (Otomatik Tanıma / Veri Toplama) sektöründe saygın ve önemli markalara ait el terminali, barkod yazıcısı ve okuyucusu, endüstriyel ve tüketici segmentine yönelik tablet bilgisayar, kablosuz haberleşme altyapısı, RFID donanımları ve sarf malzeme çözümleri sunmaktadır. MOBİSİS’in sunduğu çözümler, ağırlıklı olarak saha satış sistemleri, kargo ve lojistik firmalarının otomasyon altyapıları, depo otomasyonu, demirbaş takibi, sayaç okuma ve üretim takibini kapsamakta olduğunu, davalı şirket aynı zamanda …, …, …, …, …, …, …, …, …, … … firmalarının da temsilcisidir. Davalı şirketin yıllık cirosu ortalama 10.000.000,00-USD değerinde olduğunu, müvekkilinin, davalı şirketin 1.000.000,00-TL sermayesinin 500.000,00-TL’sinin sahibi olup, özetle davalı şirkete %50 nispetinde hissedardır(EK-1: 2015 Ve 2016 Yılı Olağan Genel Kurulu Hazirun Cetveli). Şirketin diğer ortağı …’de şirketin %50 nispetinde hissedar oldukları, … yönetim kurulu üyesi olsa da davalı şirkete uğramamaktadır. Şirket Yönetim Kurulu başkanı olan davacı müvekkilimiz tarafından sevk ve idare edilmektedir. Aşağıda Sayın Mahkemeye arz edeceğimiz nedenlerle, diğer ortak …’nün şirketi işlemez hale getirmeye yönelik tutum ve davranışları nedeni ile davalı şirketin feshine ilişkin davayı ikame etme zarureti hasıl olduğunu, hissedarların bir araya gelip tasfiye kararı alması ise fiilen ve hukuken mümkün olmadığını belirterek İşbu sebeplerle TTK m.531 hükmünce davalı şirketin haklı nedenle feshine karar verilmesini ayrıca dava sonuçlanıncaya kadar davalı şirkete kayyım atanmasını, bunun mümkün olmaması halinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … AŞ’nin olağan genel kurulu 2018 yılı itibari ile salt çoğunluk toplanamadığından yapılamadığını, davalı şirketin her yıl olduğu gibi geçen yıl da 14/09/2017- 14/09/2018 tarihleri arasında Yönetim Kurulu Başkanı ve imza yetkisi davacı …’de olduğu, 14/09/2018 tarihinde Yönetim Kurulu’nun görev süresi sona ereceğinden haftalar öncesinden yeni Yönetim Kurulu toplanması için defalarca davacı tarafından girişimde bulunulmuş, ancak hiç bir netice alınamayarak müvekkil şirket dava tarihi itibari ile organsız kaldığını, müvekkil şirkete tedbiren Yönetici Kayyumu atanması yönünde, şirketin CEBRİ İCRA ve İFLAS’a sürüklenmemesi için talepleri mevcut olduğunu, yukarıda izah edilen hususların bu şekilde devam etmesi halinde müvekkil şirketin iflasa ve cebri icraya sürükleneceği ve şirket organsız kalması nedeni ile her an bu tehlike ile karşı karşıya kalması kuvvetle muhtemel olduğu, en öncelikli olan müvekkil şirketin devamı, faaliyeti ve itibarı olduğundan, bu tedbir şirketi koruyucu nitelikte olduğundan, yönetici kayyumu atanması şuan gerekli hale geldiğini, davacı tarafın tedbiren Yönetici Kayyumu atanması yönündeki taleplerini şimdilik şirketin organsız kalması ve şirketin iflasa sürüklenmemesi nedeni ile kabul etiklerini, aksi durumda şirketin cebri icra tehditlerinden başlayarak, konkordatoya varabilecek bir süreç ile karşı karşıya kalma ihtimali muhakkak olduğnuu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Müdahale Talebinde bulunan … mahkememize sunmuş olduğu dilekçe ile müvekkilinin davalı şirketin %50 ortağı olduğunu, bu davanın sonuçlarının müvekkilinin haklarını etkileyeceğini, bu nedenle davaya müdahale talebinde bulunduklarını beyanla; davaya müdahil olarak katılmasının sağlanmasını, davanın reddini, mahkeme aksi kanatte ise şirketin feshi yerine davacı …’in ayrılma akçesinin hesap edilerek ortaklıktan çıkarılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Dava, ticari şirketin feshi istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış ve tarafların delilleri toplanmıştır.
Mahkememizce; Müdahale talep eden …’nün davanın vasıf ve mahiyeti nazara alınarak asli müdahil olarak müdahilliğine karar verilmiştir.
Davacı vekili 09/12/2019 tarihli dilekçesinde davadan ve tüm taleplerinden feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili 10/12/2019 tarihli dilekçesinde davadan ve tüm taleplerinden feragat ettiğini beyan etmiştir.
Asli Müdahil vekili mahkememize sunmuş olduğu 17/12/2019 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Tarafların vekaletnamelerinin incelemesinde davadan feragata yetkili olduğu görülmüştür.
Davacının ve Asli Müdahilin davasından feragati ile HMK’nun 307. Maddesinde ” Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” hükmü uyarınca davacının talebinden kısmen veya tamamen vazgeçmiş sayılacağından ve HMK’nın 311. Maddesinde; “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükmü uyarınca davacının davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği kanaatine varılmış ve açıklanan nedenlerle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın ve Asli Müdahilin açmış olduğu davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
Mahkememizce atanan kayyım …’nin kayyımlık görevine son verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubuna ile eksik kalan 8,5 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-ASIL DAVADA; Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-ASLİ MÜDAHALE YÖNÜNDEN; davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725 TL maktu vekalet ücretinin asli müdahil …’den alınarak davacı … ‘e verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …