Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/149 E. 2018/914 K. 16.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/149
KARAR NO : 2018/914

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2017
KARAR TARİHİ : 16/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı arasında akdedilen 26/02/2014 tarihli hizmet sözleşmesi uyarınca, müvekkil şirket davalıya sunucu hizmeti verdiğini, davalı sözleşme devam ederken ve ortada hiçbir haklı sebep yokken, akdedilen sözleşmenin 5.maddesine aykırı olarak sözleşmeyi fesih ettiğini beyan etmiş ve daha sonra ihtarname ile sözleşmeyi fesih ettiklerini ileri sürdüğü ihtarname keşide ettiğini, davalı tarafça keşide edilen ihtarnameye, ihtarname ile cevap verildiğini ve ileri sürdüğü iddiaların tamamen asılsız olduğunu ve kabul etmediğini, davalı hizmet aldığı süreler boyunca ödeme konusunda bir takım düzensizlikler gösterdiğini, müvekkil şirket yetkililerince bu durum davalı çalışanlarına sürekli iletilerek ödemelerin süresinde yapılması talep edildiğini, ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından dolayı davalı aleyhine … icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatılmış olup müvekkil şirketçe başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, kötüniyetli davalı aleyhine asıl alacak bedelinin %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra takibinin başlatıldığı icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiş olması ve yetkisiz icra dairesinde başlatılan takibin geçerli bir icra takibi olarak kabul edilmesi mümkün olmadığından öncelikle icra dairesinin yetkisine vaki itirazının kabulü davanın reddini, esasa ilişkin beyanları muvacehesinde haksız ve mesnetsiz işbu davanın reddi ile davacı tarafın haksız ve kötüniyetli olarak müvekkil şirket aleyhinde icra takibi başlatmış olması nedeniyle davacının icra takibinde talep etmiş olduğu tutarın %20’sinden az olmamak üzere tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin de davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında özetle; 50.307,13-TL tutarındaki toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faiz ile tahsilini talep ettiği, davalı tarafça borca ve takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 30/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalının dava konusu sistemi başka bir firmaya taşıdığı 08/05/2016 tarihine kadar üç günden fazla bir sorun veya arıza durumunun yaşanmadığını, dolayısıyla davacının gerek sözleşmenin 3.2 maddesi hükmünde yer alan üç günlük süreyi ve gerekse de sözleşmenin 5.maddesi hükmünde yer alan yedi günlük süreyi aşacak şekilde bir ayıplı ifaya neden olmadığını, bu durumda da davalı tarafından yapılan fesih bildiriminin sözleşmeye aykırı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.maddesi hükmünde yer alan “Müşteri, sorumlulukları nedeniyle sözleşmenin iptal olması durumunda sözleşme bitimine kadar olan ödeme müeccel hale gelecektir” hükmü dikkate alındığında davalının dava konusu bedelden sorumlu olması gerektiğini, icra inkar tazminatı şartlarının da oluştuğunu mütalaa etmiştir.
Dava; Taraflar arasında akdedilen 26.02.2014 tarihli hizmet sözleşmesi kapsamında düzenlenen faturalardan kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Taraflar arasında 26.02.2014 tarihinde hizmet sözleşmesi akdedildiği, bu hizmet sözleşmesi kapsamında davacı şirketin davalı tarafa sunucu hizmeti verdiği, davalı tarafça 04.10.2016 tarihinde … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin 31.05.2016 tarihinde feshinin ihtar edildiği, davacı taraf davanın sözleşmeyi haksız olarak feshettiğinden bahisle sözleşme bitimine kadar oluşacak hizmet ücretine ilişkin düzenlenen faturalarının ödenmediğinden bahisle davalı aleyhine icra takibine giriştiği, davalı tarafın icra takibine vaki itirazının iptali talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf ise sunduğu cevap dilekçesinde; Taraflar arasındaki sözleşmenin feshine davacı şirketin sistemlerinin OFF durumuna geçmesi, sürekli yaşanan kesintiler nedeniyle davalı şirketin müşterileri nezdinde ticari itibarının zedelenmesi ve çok ciddi maddi kayıpları uğraması ile uzun uğraşlara rağmen telefonla davacı şirkete ulaşılamaması, teknik destek alınamaması ve bunun üzerine davalı şirket yetkililerinin davacı şirketten kaynaklanan sorunların giderilmesi için davacı şirket merkezine gitmesine rağmen, davalı şirket yetkililerinin “destek kaydınız yok” denilerek davacı şirket merkezinden uzaklaştırıldığı, yine davacı şirketin web sayfaları ve davalının kullanımına açık olması gereken destek sayfalarının kapalı olduğu, davacı tarafa ne telefonla ne de e-mail yoluyla ulaşılamadığı, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin beyan edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 30.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; Tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, bu kapsamda lehlerine delil niteliği taşıdığı, davacının ticari defterlerinde 16.01.2017 takip tarihi itibariyle davalı yandan 50.307,13-TL alacaklı göründüğü, tarafların, davalı tarafın sözleşmeyi feshettiğini beyan ettiği 31.05.2016 tarihi itibariyle ticari defterlerinin ve cari hesap bakiyelerinin uyumlu olduğu ve davalı tarafın davacı tarafa 16.748,80-TL borçlu olduğu, daha sonra tarafların ticari defterleri arasındaki farkın 14.06.2016 – 11.01.1017 tarihleri arasında davalı yan unvanına düzenlenmiş olan 8 adet toplamda 33.558,31-TL bedelli e-arşiv faturalarının davalı yanın kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, bu faturaları hizmet faturası niteliğinde oldukları, dolayısıyla sevk irsaliyelerine bağlı olmadıkları anlaşılmıştır.
Davacı tarafça verilen sunucu hizmetinin 10.01.2016 tarihinde firmayı genel olarak etkiyen elektrik sistemi kaynaklı kesinti olduğu, bunun dışında 08.04.2016 – 10.04.2016 tarihleri arasında alınan PTRG raporunda; 9 Nisan ve 10 Nisan arasında bir bağlantı/hizmet kesintisi olduğu, bu kesintilere ilişkin davalı tarafından destek sistemine bırakılmış arıza kaydının tespit edilemediği, davalı tarafın kullandığı alan adının 08.05.2016 tarihinde dava dışı başka bir hosting firmasına taşınmış olduğu, 24.05.2016 tarihinden sonra dava konusu hizmetin verildiği sunucuda erişimin durduğu ve bu tarihten sonra davalı tarafından hizmetin kullanımının sonra erdiği, daha sonra davalı tarafça 31.05.2016 tarih itibariyle hizmet alımının durdurulup sözleşmeyi iptal etmek istediklerine ilişkin davacı tarafa e-mail gönderildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde; Sözleşmenin 3.2 maddesi hükmünde; “Sağlanacak hizmet çerçevesinde Yükfenici’nin bağlı bulunduğu … AŞ ve diğer Internet Erişim sağlayıcılarının hatlarında meydana gelebilecek hata veya sorunlardan dolayı yüklenici elinden gelen çabayı gösterecek fakat bunlardan sorun ya da arızalardan dolayı sorumlu tutulamayacaktır. Ancak bu türden bir sorun ya da arıza 3 günden daha uzun bir süre hizmetin ara verilmesine neden olursa müşteri sözleşmeyi tek taraflı olarak hizmetin kesildiği tarihten geçerli olmak üzere, o güne kadar olan kullanım ve hizmete ait ücreti gün hesabi ile ödeyerek tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebilir, Müşteri, fesih tarihinden sonraki döneme ait işbu sözleşmeye dayanan hiçbir ödeme yapamaz”; sözleşmenin 5.maddesi hükmünde; “Sözleşmenin süresi 1 aydır. Yüklenici tarafından kiralık sunucu ve hat hizmetleri müşteriye özel olarak yapılandırılarak müşterimin kullanımına teslim edilmektedir. Sözleşme süresi içinde yapılmış olan yatırımlar nedeniyle yüklenicinin sorumluluklarını yerine getirmediği durumlar haricinde müşterinin iptal talepleri kabul edilemeyecektir. Aksi durumlarda müşteri sözleşme bitimine kadar oluşacak ücreti ödemekle yükümlü olduğunu kabul ve taahhüt eder. Sözleşme süresince taraflardan biri yükümlülüklerini 7 günden daha uzun süre yerine getirmediği durumlarda tek taraflı olarak fesih edebilir. Müşteri sorumlulukları nedeniyle sözleşmenin iptal olması durumunda sözleşme bitimine kadar olan ödeme müeccel hale gelecektir.” hükümlerine yer verildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunun teknik değerlendirme bölümünde; “Nisan-Mayıs 2016 tarihinde davacı hizmet sağlayıcının verdiği internet hizmetlerinde bütün müşterilerini etkileyen genel bir arızanın olmadığı, bahsi geçen tarihlere en yakın 10 Ocak 2016 tarihinde genel arıza yaşanmış olduğu, kesintinin toplam süresinin … 8-10 Nisan 2016 için; 2 saat, 42 dakika, 36 saniye … Bu tarihler arasındaki en uzun kesintinin 10/04/2016 tarihinde 00:30 01-30 saatleri arasında yaşanan 1 saatlik kesinti olduğu … sürekli olmamakla birlikte çeşitli zamanlarda bağlantıda kesinti ve yavaşlama yaşandığı, haricindeki süre toplamlarının aşağıdaki şekilde olduğu; 01-31/03/2016 için; 3 saat, 38 dakika, 14 saniye, 01-30/04/2016 için, 5 saat, 57 dakika, 49 saniye … davalı tarafından hizmet kesintileriyle ilgili olarak destek sistemine bırakılmış razıa kaydı tespit edilemediği..dava konusu sunuculardaki hizmete konu lenoi.net adresinin 08/05/2016 tarihinden sonra dava dışı başka bir firmaya taşınmış olduğu..24/05/2016 tarihinden sonra dava konusu hizmetin verildiği sunucuda erişimin durduğu, bu tarihten sonra davalı tarafından hizmetin kullanımının sona erdiği tespit edilmiştir..” yönündeki tespitler dikkate alındığında; davalının dava konusu sistemi başka bir firmaya taşıdığı 08/05/2016 tarihine kadar üç günden fazla bir sorun veya arıza durumunun yaşanmadığı, dolayısıyla davacının gerek sözleşmenin 3.2 maddesi hükmünde yer alan üç günlük süreyi ve gerekse de sözleşmenin 5.maddesi hükmünde yer alan yedi günlük süreyi aşacak şekilde bir ayıplı ifaya neden olmadığı, bu durumda da davalı tarafından yapılan fesih bildiriminin sözleşmeye aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Her ne kadar davalı taraf davacının üzerine düşen edimleri yerine getiremediği ve ayıplı hizmet verdiğini iddia etmişse de; davacı tarafa ulaştırılmış bir arıza kaydı oluşturmadığı gibi bir ihtar ile bildirimde bulunmak yolu ile usulünce yapılmış bir ayıp başvurusu da olmadığından davalı tarafın taraflar arasındaki sözleşmeyi feshinde haksız olduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenle; taraflar arasındaki sözleşmenin 5.maddesi hükmünde yer alan “Müşteri, sorumlulukları nedeniyle sözleşmenin iptal olması durumunda sözleşme bitimine kadar olan ödeme müeccel hale gelecektir.” hükmü dikkate alınarak davalının sözleşme süresi 12 ay olduğundan 31.01.2016 ila 01.01.2017 tarihleri arasındaki hizmet bedelinden sorumlu olması gerektiği anlaşılmış, tarafların 31.05.2016 tarihi itibariyle ticari defterlerinin ve cari hesap bakiyelerinin uyumlu olduğu tarih itibariyle davalı tarafın davacı tarafa 16.748,80-TL borçlu olduğu kısım ile 14.06.2016 – 11.01.1017 tarihleri arasında düzenlenmiş olan 8 adet toplamda 33.558,31-TL bedelli hizmet faturalarının toplamı olarak 50.307,13-TL yönünden davalı tarafın itirazının iptaline karar vermek gerekmiş, yine icra takibi faturaya dayanılarak yapıldığından, ödenmeyen miktarda bilinebilecek durumda bulunduğundan ve koşulları oluşması sebebiyle davacı taraf lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş, buna ilişkin davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE ;
… İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasında davalı tarafın vaki itirazının iptali ile, takibin 50.307,13-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 10.061,42-TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.436,48-TL ilam harcından peşin alınan 859,13-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.577,35-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 859,13-TL peşin harç ve 31,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 890,53-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.883,78-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.007,50-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/10/2018

Katip …

Hakim …