Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/14 E. 2018/1199 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/14
KARAR NO : 2018/1199

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2017
KARAR TARİHİ : 26/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … T.A.Ş. Kağıthane Şubesi ile kredili müşterisi … arasıda 11.03.2013 tarihli, 750.000,00 TL Bedelli, Genel Kredi Sözleşmesine istinaden, ticari krediler kullandırıldığını, diğer davalılar; …, …, … ve … ise, Genel Kredi Sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olduğundan sorumlu olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine, görülen lüzuma binaen haklı gerekçelerle, taraflarca imza edilen ve içeriği de bilinen Genel Kredi Sözleşmesinin ilgili maddeleri gereğince, borçlu asil ve müteselsil kefil sıfatıyla taahhütte bulunan davalılara; …. Noterliği vasıtasıyla, 07.09.2016 tarih ve … yevmiye sayısıyla hesabın kat edildiğine dair ihtarname keşide edildiğini ve alacak muaccel hale geldiğini, borcun ödenmemesi üzerine, borçlular aleyhine, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız haciz yolu ile takip yapıldığını, davalılar vekili tarafından, borca, faiz ve fer ilerine haksız ve mesnetsiz olarak alacağını sürüncemede bıraktırmak maksadıyla, dosyaya itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, sonuç olarak; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, borçlu …’nin kullanmış olduğu ticari kredilerden, ötürü davalıların …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile takibin devamını, itirazları haksız, kötüniyetli ve borcun ödenmesini geciktirmeye matuf olduğundan %20 den aşağı olmamak üzere icra ve inkar tazminatını, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerine dayanak olarak gösterilen sözleşmenin bir genel kredi sözleşmesi olup; iş bu dosya kapsamındaki taleplerin hangi kredi alacağına ait olduğunun belirsiz olduğunu, her ne kadar müvekkillerinin aleyhine icra takibi başlatıldığını ve sonrasında iş bu dava açılmış olsa da; kabul etmek gerekir ki; alacağın hangi krediye dayanarak istenildiğinin muğlak olduğunu, bu durumun, müvekkillerini ucu belli olmayan bir borca soktuğunu, hukuk düzeninin davalıları böylesi bir külfet altına sokmaması gerektiğinin mahkememizin takdirinde bulunduğunu, Genel kredi sözleşmesindeki kefil beyanlanndaki tarihlerin sonradan doldurulduğunu, çok basit bir inceleme yaparak anlaşılabileceği üzere; Kefil beyanlanndaki el yazıları ile 11.03.2013 tarihlerinin arasındaki el yazısının oldukça farklı bulunduğunu, tüm el yazılarının birbirinden farklı olmasına rağmen, tarihlerin tek bir elden çıktığının görüldüğünü, iş bu hususun kefil beyanlarının geçersiz olduğunu gösterdiğini, bu nedenle bu husus hakkında bir bilirkişi incelemesi talep ettiklerini, bilindiği üzere; Türk Borçlar Kanunünun yürürlüğe girmesi ile beraber, kefalet rejiminde değişikliklere gidildiğini ve kefalet veren kişinin eşinin de rızasının olması gerektiğini, ayrıca düzenlendiğini, fakat sonrasında bu düzenleme ile ilgili değişikliğe gidildiğini ve ticari hayatın kolaylaşttrılması adına kredi sözleşmeleri de dahil olmak üzere, bazı alanlarda eşin rızasının alınmasına dair şartın kaldırılmış olduğunu, 28.03.2013 tarih ve 6455 sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 77. Maddesi uyarınca 11.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren değişikliğin ise; Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmadığını, burada önemli olan hususun, her ne kadar sözleşmenin tarihine ilişkin itirazları baki olsa da, kefil beyanlarının 11.03.2013 tarihinde verildiği kabul edilirse, eşin rızasının alınmasına ilişkin düzenlemenin kredi sözleşmeleri açısından hala yürürlükte olduğunun anlaşılmakta olduğunu, başka bir deyişle, yukarıdaki tüm itirazları sabit olmakla beraber, bir an için kefil beyanlarının geçerli olduğu kabul edilse bile, evli olan kefillerin eşlerinin de kabul beyanlarının alınması gerektiğini, bu nedenle o tarihte evli olan davalılardan … açısından kefil beyanının geçerli olma imkanının olmadığını, sonuç olarak; bu nedenlerden ötürü delil ve karşı delil sunma hakkı saklı olmak üzere; davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; GKS’den kaynaklı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip, gerekli deliller celp edilerek dosyamız arasına girmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 20/12/2017 tarihli bilirkişi ön raporunda özetle; “…Mahkememizin 15/09/2017 tarihli duruşmasında verilen, 7 no.lu ara kararında; “Dosyanın davaya konu edilen icra takibine yapılan itirazın değerlendirilmesi ve tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak ayrıntılı, gerekçeli rapor hazırlanması için dosyanın bankacı bilirkişi …’a tevdiine, dosyanın bilirkişiye teslimi için inceleme gününün 20/10/2017 tarihine bırakılmasına, bilirkişiye tarafların defter ve kayıtlarını incelemek için yerinde inceleme yetkisi verilmesine…” karar verilerek, inceleme günü, dava dosyası ve ekli icra dosyasının tarafına tevdii edilmesi üzerine, davacı banka vekili Av. …’den, 01.12.2017 tarihli yazı ile bilirkişi incelemesi için ibraz edilmesi gereken hususların detaylı olarak açıklandığını, şöyle ki; davacı; … T.AŞ. (Kağıthane Şubesi) kredili müşterisi olan davalı; …’den, ….ncü Noterliğinin, 07.09.2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ve ayrıca, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasından talep edilen (huzurdaki davaya konu); Nakit Krediler;
1-)… ref. no.lu ticari kredisinin [diğer]…(hiç olmazsa 06.09.2016 kat tarihinden geriye doğru birkaç yıllık) borç / alacak / bakiyeli ve açıklamalı ekstrelerinin/yada ekran görüntülerinin ibrazı,
2-)… ref. no.lu ticari kredisinin [diğer]…(hiç olmazsa 06.09.2016 kat tarihinden geriye doğru birkaç yıllık) borç / alacak / bakiyeli ve açıklamalı ekstrelerinin/yada ekran görüntülerinin ibrazı,
3-)… ref. no.lu ticari kredisinin [diğer]…(hiç olmazsa 06.09.2016 kat tarihinden geriye doğru birkaç yıllık) borç / alacak / bakiyeli ve açıklamalı ekstrelerinin/yada ekran görüntülerinin ibrazı,
4-)… ref. no.lu ticari kredisinin [diğer]…(hiç olmazsa 06.09.2016 kat tarihinden geriye doğru birkaç yıllık) borç / alacak / bakiyeli ve açıklamalı ekstrelerinin/ya da ekran görüntülerinin ibrazı,
5-)… ref. no.lu çek bedeli kredisinin [diğer]… (hiç olmazsa 16.11.2016 takip tarihinden geriye doğru birkaç yıllık) borç / alacak / bakiyeli ve açıklamalı ekstrelerinin/yada ekran görüntülerinin ibrazı,
6-)İban-… ref. no.lu, ticari artı para kredisinin (hiç olmazsa 06.09.2016 kat tarihinden geriye doğru birkaç yıllık) borç / alacak / bakiyeli ve açıklamalı ekstrelerinin/yada ekran görüntülerinin ibrazı,
7-)…-…-…-… no.lu, biz.card kredisinin (hiç olmazsa 06.09.2016 kat tarihinden geriye doğru birkaç yıllık) borç / alacak / bakiyeli ve açıklamalı ekstrelerinin/ya da ekran görüntülerinin ibrazı ile,
8-)Söz konu kredi hesaplarına, 06.09.2016 kat tarihinden itibaren, günümüze değin yapılan tahsilat var ise, tarih ve tutar olarak döküm kayıtlarının ibrazı,
9-)Ayrıca, davalı; kredi borçlusu … ile davacı; … T.A.Ş. (Kağıthane şubesi) arasında akd’edilmiş olan, 11.03.2013 tarihli, 750.000,00 TL. bedelli, genel kredi sözleşmesinin (sadece ilk sahifesi ile imzaların bulunduğu sahifeler sunulduğundan ve sağlıklı bir sonuca ulaşılamayacağından,) tüm sahifelerinin ibrazı,
10-)Huzurdaki davaya konu edilen, …. Noterliğinin 07.09.2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi’nin, muhataplarına tebliğ edildiğine ilişkin, tebliğ şerhi nüshasının da sunulması,
11-)Yine, icra takibinde talep edilen faiz oranlarını ihtiva eden faiz genelgesinin ibrazının istendiğini ve bu hususların Av. … tarafından 04/12/2017 tarihinde, ilgili şubeye aktarıldığı bilgisi tarafına iletilmiş ise de henüz bir sonuca ulaşılamadığını, (Ayrıca, 18.12.2017 tarihinde, tarafından, 2 kez yazılı talepte bulunulduğunu.)
Sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan ibrazı istenilen belgelerin ibrazından sonra bilirkişi raporunun sunulacağını…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 10/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “… Davacı bankanın Kağıthane şubesi ile davalı kredili müşterisi … arasında dökümü tablo şeklinde sunulan Genel kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalılar; …, …, …, … tarafından 11.03.2013 tarihli ve 750.000,00 TL Tutarlı, Genel Kredi Sözleşmesini, 750.000,00 TL Kefalet Limiti üzerinden müteselsil kefil olarak imzalanmış olup, sorumluluk üstlendiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun Kefalet ilgili maddelerinin tablo şeklinde sunulduğunu, bu hüküm kapsamında, kefalet beyanı ile ilgili farklı tonda tarih yazıldığı ve davalı kefil; …’ın eşinin muvafakatının yazılmadığı hususundaki beyanının takdirinin mahkememizde olduğunu, Bilindiği gibi, Bankaların Muhasebe Uygulamalanna ilişkin usul ve esaslar hakkındaki yönetmelik, 5411 sayılı yasanın 37, 39, 42, 93 ve 95. maddeleri kapsamında hazırlanmış olup, “…bankaların; muhasebe ve raporlama sisteminde şeffaflık ve tekdüzenin sağlanması, işlemlerinin kayıt dışında kalmasının önlenmesi, faaliyetlerinin gerçek mahiyetlerine uygun alarak sağlıklı ve güvenilir bir biçimde muhasebeleştirilmesi, zorunluluk haline getirilmiştir. Bu cümleden olarak, muhasebe yazılım programları ile ekstreler kayıt altına alınmış ve bilgisayarlarda online olarak, banka genel müdürlükleri ve şubeler arasında koordineli olarak denetim altındadır.” denildiğini ve bu cümleden; Taraflar arasındaki, Genel kredi sözleşmesinin, “Delil” başlığı altındaki, 6.l. maddesinde; (Aynen); “Müşteri ve kefiller; Banka ile aralarında çıkacak her türlü anlaşmazlıkta tarafların defter ve kayıtları ve mikro filmlerden, mikrofişlerden alınan kopyalar, elektronik ya da manyetik ortamlardan çıkarılan bilgileri içeren belgeler ile CD ROM, kamera kayıtları, telefon ses kayıtlan, bilgisayar ve benzeri kayıtlar ile ATM kayıtlarının müstenidi olsun ya da olmasın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 193. maddesi uyarınca yegane geçerli, bağlayıcı ve kesin delil olacağını kabul ederler.” denildiğini ve bu hüküm uyarınca, davacı banka tarafından ibraz edilen kayıtlara itibar edildiğini, belirtilen Genel Kredi Sözleşmesi mukabilinde, davacı banka tarafından, davalı kredili müşterisi, … lehine, [Huzurdaki davaya konu,] dökümleri tablo şeklinde sunulan, nakit ticari krediler kullandırıldığını, 20.07.2015 tarihinde 28.750,00 TL tutar üzerinden kullandırılan kredi hesabı, borç ve alacak kayıtları şeklinde işlem gördüğünü ve 06.09.2016 tarihi itibariyle kat edildiğini, yapılan hesaplamanın tablo şeklinde sunulduğunu, 06.09.2016 kat Tarihi itibariyle, toplam davacı banka alacağının 41.621,32 TL olarak hesaplandığını, … Ref.No.lu, Ticari Kredinin tablo şeklinde sunulduğunu ve 19.08.2016 tarihinde 50.000,00 TL tutar üzerinden kullandırılan kredi hesabı, borç ve alacak kayıtlan şeklinde işlem gördüğünü ve 06.09.2016 tarihi itibariyle kat edildiğini, yapılan hesaplamanın tablo şeklinde sunulduğunu, 06.09.2016 kat tarihi itibariyle, toplam davacı banka alacağının 100.617,63 TL olarak hesaplandığını, … Ref.No.lu, Ticari Kredinin tablo şeklinde sunulduğunu ve 20.06.2016 tarihinde 24.994,56 TL tutar üzerinden kullandırılan kredi hesabı, borç ve alacak kayıtları şeklinde işlem gördüğünü ve 06.09.2016 tarihi itibariyle, kat edildiğini, yapılan hesaplamanın tablo şeklinde sunulduğunu ve 06.09.2016 kat tarihi itibariyle toplam davacı banka alacağının 25.875,93 TL olarak hesaplandığını, … Ref.No.lu, Ticari Kredinin tablo şeklinde sunulduğunu ve 17.06.2016 tarihinde 22.342,00 TL tutar üzerinden kullandırılan kredi hesabı, borç ve alacak kayıtları şeklinde işlem gördüğünü ve 06.09.2016 tarihi itibariyle kat edildiğini, yapılan hesaplamanın tablo şeklinde sunulduğunu ve 06.09.2016 kat tarihi itibariyle toplam davacı banka alacağının 23.160,14 TL olarak hesaplandığını, … Ref.No.lu Ticari Çek Taah.Kredinin tablo şeklinde sunulduğunu ve 25.08.2016 tarihinde … Seri No.lu, Çek Yaprağı Garanti Bedeli Hamil ödemesi tutarı olarak 1.290,00 TL tutar banka kaynağından borç kaydedilmiş olup, 06.09.2016 tarihi itibariyle kat edildiğini, yapılan hesaplamanın tablo şeklinde sunulduğunu ve 06.09.2016 kat tarihi itibariyle toplam davacı banka alacağının 1.306,25 TL olarak hesaplandığını, …-…-…-… no.lu kredi kartı bilgilerinin tablo şeklinde sunulduğunu ve toplam borç tutarının 1.773,79 TL olarak belirlendiğini, 06.09.2016 tarihi itibariyle kat edildiğini, yapılan hesaplamanın tablo şeklinde sunulduğunu, 06.09.2016 kat tarihi itibariyle toplam davacı banka alacağının 1.800,07 TL olarak hesaplandığını, … Ref.No.lu … Kredisinin tablo şeklinde sunulduğunu ve 06.09.2016 kat tarihi itibariyle toplam davacı banka alacağının 35,06 TL olarak belirlendiğini, sonuç olarak 06/09/2016 kat tarihi itibarîyle davacı bankanın kredi borçlularından olan alacağının hesaplanarak tablo şeklinde sunulduğunu ve toplam olarak 194.416,40 TL olarak belirlendiğini, 01.11.2006 tarih ve 26333 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, (ve Değişik; 23 Ocak 2009/ -06.03.2010-09.04.2011-28.052011-18.06.2011-30.12.2011-21.09.2012-25.12.2012 Tarihli Resmi Gazeteler) “Bankalarca kredilerin ve diğer alacakların niteliklerinin belirlenmesi ve bunlar için ayrılacak karşılıklara ilişkin usul ve esaslar hakkındaki yönetmelik” hükümlerine göre; (Bu yönetmelik; 19.10.2005 Tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 53 ve 93. maddelerine dayanılarak hazırlandığını,), davacı bankanın, dava dışı kredili müşterisi; …’nin, davaya konu olan kredi hesaplarını sözleşmenin 4. maddesindeki yetkisine dayanarak 06/09/2016 tarihi itibariyle kat ederek, kredi alacaklarını muaccel hale getirdiğini, davacı banka kredi sözleşmesinin belirtilen maddesi hükmüne dayanarak, davalı kredi borçlusu; … ile Genel Kredi Sözleşmesi müteselsil kefilleri; Davalılar; …, …, … ve …’a, …. Noterliğinin, 07.09.2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide edildiğini, bunun tablo şeklinde sunulduğunu, ihtarnamenin davalıların sözleşmede gösterdikleri adrese gönderildiğini, ancak davalıların ikametgah adreslerini değiştirmiş olmaları ve yeni adreslerinin tespit edilmemesi nedeniyle tebliğ edilemeyerek çıkış merciine iade edildiğini, taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinin, “Tebligat adresi” başlığı altındaki, 6.3. Maddesinin; “Müşteri ve kefiller, Sözleşme de yer alan hususların yerine getirilmesi ve Bankaca gerekli tebligatın yapılabilmesi için aşağıdaki yazılı yerin kanuni ikametgah kabul edildiğini, belirtilen yerde adres yazılmaması halinde ticaret sicili dosyalarındaki son adreslerinin kanuni ikametgah kabul edilerek bu adrese yapılacak tebligatların şahıslarına yapılmış sayılacağını, ikametgahlarını değiştirseler bile yeni ikametgahlarını ticaret siciline tescil ettirip aynca Bankaya noter aracılığı ile yazüı olarak bildirmedikleri takdirde, yukarıda kanuni ikametgah olduğu kabul edilen adrese yapılacak veya bu adresteki muhtarlığa tebligat evrakı bırakılmak suretiyle yapılacak her türlü tebligatın geçerli olacağını ve bu nedenle doğacak zararlardan Bankanın sorumlu olmayacağını kabul ederler, Müşteri, yurtdışında yerleşik dahi olsa Türkiye Cumhuriyeti sınırlan içinde bir adresi tebligat adresi olarak göstermeyi, bu durumda bu adrese yapılacak tebligatların geçerli olacağını ve hukuki sonuç doğuracağını kabul eder.” şeklinde olduğunu ve buna göre; ihtarnamenin tebliğ mazbatasının iade tarihinde tebliğin geçerli sayılacağını ve verilen mehil süresi sonunda, davalıların temerrütlerinin oluşacağının düşünüldüğünü, ancak davalı müteselsil kefillerin temerrütlerinin Yargıtay kararları kapsamında icra takibi ile başlayacağı kanaatine varıldığını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi; 2009/8485 Esas, 2010/4319 Karar ve 13.04.2010 Tarihli, kararında; “…hesap kat ihtarının kefillere tebliğ edilememesi nedeniyle, temerrütün takip ile başlayacağı ve kredi sözleşmesindeki kefilin durumunu ağırlaştırıcı mahiyetteki hükümlere atif yapılarak borçtan sorumluluğunum tespitine gidilmesi de isabetli değildir…” denildiğini, yine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 2012/13110 Esas, 2012/18922 Karar ve 13.04.2010 Tarihli, kararında; “…Davalı, dava konusu genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzalamıştır. Davalıya gönderilen hesap kat ihtarnamesinin “gösterilen adresten ayrıldığı ve yeni adresinin bilinmediği” gerekçesi ile tebliğ edilemediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Î.İ.K.’nun 4949 sayılı yasa ile değişik 68/b maddesinin son cümlesi hükmü kredi borçlusu yönünden uygulanabilir ise de kefil bakımından uygulama yeri bulun m a maktadır. Hal böyle olunca somut olay açısından davalının takipten önce temerrüde düşürülemediği ve bu nedenle takip tarihine kadar işlemiş faiz istenemeyeceği gözetilmeksizin mahkemece somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir…” denildiğini, davacı bankanın İcra takip talebi incelendiğinde, takip tarihine kadar akdi faiz, takip tarihinden itibaren de temerrüt faizi uyguladığından bu hususun hesaplamalarda gözetileceğini, açılan icra takibinde; davacı banka vekilinin davalılar; …-Kredi Asıl Borçlusu, …-Müteselsil Kefil, …-Müteselsil Kefil, …-Müteselsil Kefil, …-Müteselsil Kefil hakkında … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyadan 16/ 11 /2016 takip tarihi itibariyle; … ref. no.lu Kredi için toplam 37,08 TL, …-…-…-… no.lu Kredi Kartı için toplam 1.940,22 TL, … Ref no.lu Kredi için toplam 4.079,52 TL, … Ref No.lu Kredi için toplam 18.130,20 TL, … Ref No.lu Kredi için (… ve …’ın sorumlu olduğu miktar) toplam 21,90 TL ve (…, …, ve …’ın sorumlu olduğu miktar) toplam 3.251,46 TL, … Ref. No.lu Kredi için toplam 105.766,61 TL, … Ref. No.lu Kredi için toplam 44.081,76 TL, … San. Tic. A.Ş.; 174.057,29 TL ve kefiller, kefalet limitleri ve kendi temerrütlerinden sorumlu olmak kaydıyla oluşan takip alacağı/alacaklarının tamamının, Temerrüt Faizine Baz Asıl Alacak tanımına uygun olarak hesaplanan tutar /tutarlara takip tarihinden tamamen tahsiline kadar belirtilen kredi/krediler için, sunulan hesap tablosu/tablolarında belirtilen oranlardan işleyecek temerrüt faizleri, faizlerin gider vergisi, avukatlık ücreti, icra harç ve masraflarıyla birlikte, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, sözleşme(ler)deki teselsül hükümleri gereğince tahsili talebi olduğunu, TBK. 100 Md. uyarınca kısmi ödemeler öncelikle faiz ve masraflara mahsup edileceğini, Temerrut Faizine Baz Asıl Alacak = (Ana para) + (Kredinin Takip Hesaplarına intikal Tarihine Kadar işlemiş Akdi Faiz) + (BSMV), Harca Esas Toplam Alacak: 177.286,85 TL haciz yoluyla icra takibi yapıldığını, kredilerin kullandırıldığı tarihten itibaren 06.09.2016 kat tarihine kadar yapılan hesaplamalar sonucunda; 06/09/2016 kat tarihi itibariyle, davacı bankanın kredi borçlusundan olan alacağının hesaplamasının tablo şeklinde sunulduğunu ve toplam 194.416,40 TL olarak belirlenmiş olup, hesaplamalara devam edilerek, 16.11.2016 takip tarihine kadar olan sürede, akdi faiz ve gider vergisi eklenerek, ayrıca yapılan tahsilat tutarları da dikkate alınarak, yapılan hesaplamalar sonucunda; … Ref. No.lu Kredi için (yapılan hesaplamanın tablo şeklinde sunulduğunu) tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla, davacı banka alacağının toplam 43.916,39 TL olarak belirlendiğini, … Ref. No.lu Kredi için tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla davacı banka alacağının toplam 105.618,33 TL olarak belirlendiğini, … Ref. No.lu Kredi için tahsilde tekerrür etmemek olmamak üzere toplam 4.362,19 TL olarak hesaplandığını, ancak taleple bağlılık gözetilerek toplam 21,90 TL olarak belirlendiğini, yine diğer davalılar; […, İsmail Yıldın ve … Yönünden) taleple bağlılık gözetilerek toplam 3.251,46 TL olarak belirlendiğini, … Ref. No.lu Kredi için tahsilde tekerrür olmamak üzere toplam 19.340,94 TL hesaplanmış ise de taleple bağlılık gözetilerek toplam 18.130,20 TL belirlendiğini, … Ref No.lu Kredi için tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla toplam 4.077,24 TL hesaplandığını, …-…-…-… No.lu Kredi Kartı için tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla toplam 1.889,11 TL olarak hesaplandığını, ancak taleple bağlılık gözetilerek bu defa toplam 1.888,88 TL olarak belirlendiğini, … ref. no.lu Kredi için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla toplam 36,82 olarak hespalandığını, ancak taleple bağlılık gözetilerek bu defa toplam 35,46 TL olarak belirlendiğini, ya da başka bir deyişle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; … ve …’ın sorumlu olduğu miktar yönünden toplam 173.688,39 TL; …, … ve …’ın sorumlu olduğu miktar yönünden toplam 176.917,95 TL olarak belirlendiğini, davalı kefillerin sözleşmedeki kefalet tutarları 750.000,00 TL olduğundan, hesaplanan borçtan ve takip tarihinden itibaren de (talep gibi) kendi temerrütlerinden sorumlu olacaklarını, davalılar icra takibinde talep edilen borç tutarının tamamına itiraz ettiklerinden, hesaplanan tutarlar üzerinden itirazlarının iptali ile icra takibine devam edilmesinin mahkememizin takdirlerinde mütalaa edildiğini, taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinin, Temerrüt Faizine ilişkin, maddesinin tablo şeklinde sunulduğunu ve bu hükme göre davacı bankanın faiz genelgesinde gösterilen ve uygulanan kredi faiz oranları dikkate alınarak yapılan hesaplamanın tablo şeklinde sunulduğunu, ayrıca dava konusu kredilere uygulanan ve davalı kredi borçlusu tarafından geri ödenmek suretiyle itiraza uğramayan akdi faiz oranları ve sözleşmeye göre 2 katı üzerinden tespit edilen temerrüt faiz oranlarının belirlenerek tablo şeklinde sunulduğunu, 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı resmi gazetede de açıklanan hükmün tablo şeklinde sunulduğunu, 05.08.2013 tarihinden itibaren, Kurumsal Kredi Kartlarına, 5464 Sy.lı Kredi kartları yasasının, 26. maddesi, 3. bendinin uygulanacağının belirtildiğini, 5464 sayılı yasanın 26/3. Maddesine göre T.C. Merkez Bankası’nın üçer aylık dönemlerdeki faiz duyurularının tablo şeklinde sunulduğunu, öte yandan bilindiği gibi; 11/01/2011 tarihinde kabul edilip, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun, Temerrüt Faizine ilişkin 120. maddesi hükmü 12/01/2011 tarihinde kabul edilip, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun, yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında 6101 sayılı Kanun’un7. maddesi ile 13.01.2011 tarihinde kabul edilip, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 8. maddesindeki; (1) “Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir” Hükmü gözetilerek, sunulan tablolarda gösterilen temerrüt faizi ile sözleşme hükmüne göre de, faizin %5 gider vergisinin istenebileceği hususunun mahkememizin takdirlerinde mütalaa edildiğini, nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 3 yeni kararında (ilgili kararların tablo şeklinde sunulduğunu), görüldüğü gibi; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesinde ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği hükme bağlandığını, aynı maddenin 3. fıkrasında ise, tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklı tutulduğunu, başkaca bir istisna getirilmediğini, aynı Kanunun 9. maddesinde, ticari işlerde; Kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağının hükme bağlandığını, anılan Yasa hükmünde sözü edilen ilgili mevzuat olarak 3095 sayılı Yasa hükümlerinin amaçlandığının ve 6102 sayılı TTK.nun 8. ve maddelerinin ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olduğundan ticari işlerde bu hükümlerin uygulanması gerektiğinin, başka bir anlatımla 6098 sayılı TBK’nın 88. Ve 120. Maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağının kabulünün gerektiğini, bu suretle sözleşme serbestisi ve ticari işlerde faiz oranın taraflarca belirlenebileceği yönünde karar oluşturulduğu kanaatine varıldığını ve takdirin mahkememzie ait olduğunu, sonuç olarak; davacı banka vekili tarafından davalılar … San. Ve Tic. A.Ş,-Kredi Asıl Borçlusu, …-Müteselsil Kefil, …-Müteselsil Kefil, …-Müteselsil Kefil, …-Müteselsil Kefil hakkında … İcra Müdürlüğü’nün, … Esas sayılı dosyadan 16/11/2016 takip tarihi itibariyle, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, … San. Ve Tic. A.Ş. ve …’ın sorumlu olduğu miktar yönünden toplam 173.688,39 TL ve …, … ve …’ın sorumlu olduğu miktar yönünden toplam 176.917,95 TL olarak belirlendiğini, davalı kefillerin sözleşmedeki kefalet tutarları 750.000,00 TL olduğundan, hesaplanan borçtan ve takip tarihinden itibaren de, (talep gibi,) kendi temerrütlerinden sorumlu olacaklarını, davalılar icra takibinde talep edilen borç tutarının tamamına itiraz ettiklerinden, hesaplanan tutarlar üzerinden itirazlarının iptali ile icra takibine devam edilmesinin mahkememizin takdirlerinde mütalaa edildiğini, öte yandan; 11/01/2011 tarihinde kabul edilip, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun, Temerrüt Faizine ilişkin I20. maddesi hükmü, 12/01/2011 tarihinde kabul edilip, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar kanununun, yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında 6101 sayılı kanunun 7. maddesi ile 13.01.2011 tarihinde kabul edilip, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun, S.nci maddesindeki; (1) “Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir,” Hükmü gözetilerek, sunulan tablolarda gösterilen temerrüt faizi ile sözleşme hükmüne göre de, faizin %5 gider vergisinin istenebileceği hususunun mahkememizin takdirlerinde mütalaa edildiğini…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Dava; GKS kapsamında kullandırılan genel nakdi kredinin tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali isteminden ibarettir. Huzurdaki davada uyuşmazlığın; davacı bankanın davalılardan GKS’den kaynaklı kullandırılan kredi nedeniyle alacaklı olup olmadığı, temerrütün oluşup oluşmadığı, alacağın miktarına ve uygulanacak faiz oranına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Davalı müteselsil kefiller/ şahıslar yönünden kefalet tarihinin kefillerin el yazısı ile yazılmadığı, sonradan doldurulduğu, ayrıca davalı … yönünden ise 11/03/2013 kefalet tarihi itibari ile eş rızasının alınmaması nedeni ile geçersiz olduğu savunması öncelikli olarak irdelenmiştir. Nitekim Türk Borçlar Kanunumuza göre; kefalet sözleşmesi kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme olup ancak gelecekte doğacak veya koşula bağlı bir borç içinde, bu borç doğduğunda veya koşul gerçekleştiğinde hüküm ifade etmek üzere kefalet sözleşmesi kurulabilir ve kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacaktır. Somut olaya bakıldığında ise dosyamızda mübrez GKS aslında kefalet tarihinin kurşun kalemle tek bir el ürünü olarak atıldığının gözle yapılan incelemede fark edilebildiği, buna göre tarif edilen şekle aykırı düzenlenen kefalet sözleşmesinin somut olayda kesin hükümsüz olup hükümsüz olan sözleşmeye istinaden kefillerin sorumluluğundan bahsedilemeyeceği anlaşılmıştır. Ayrıca davalı …’ın genel kredi sözleşmesi imzalandığı tarihte evli olduğu, sözleşme düzenlenirken eşin rızasının alınmadığı, sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan TBK 584 maddesi gereğince kefalet için eşin rızası aranmakta olup TBK 584/3maddesi ile şirket ortak veya yöneticisi tarafından şirket lehine kefalet akti düzenlenmesi durumunda eş rızası aranmayacağına ilişkin düzenleme 11/04/2013 tarihinde yürürlüğe girmekle yürürlük öncesi akdedilen GKS nedeni ile geçerli bir kefalet akdinin gerçekleşmesi için zorunlu bulunan eş rızası alınmadığından davalı …’a da müteselsil kefil sıfatıyla başvurulmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu sonucuna varılmıştır. Tüm bu nedenlerle mahkememizce icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamından edinilen vicdani kanaat gereğince; mübrez raporlarla davalı şirketin dayanak genel kredi sözleşmesi istinaden sorumluluğu bulunduğunun belirlendiği, ayrıca alacak miktarının yanlar arasındaki sözleşme, kredi ilişkisi ve bankacılık mevzuatına uygun olarak saptandığı, dolayısıyla mahkememizce denetlenen raporun hükme esas alınabileceği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile davalılar …, …, …, … aleyhine açılan davanın reddine, Davalı … San. Tic. A.Ş. aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası kapsamında davacının davalı şirketten takip tarihi itibari ile; …-19-2 nolu kredi yönünden; 40.000TL asıl alacak, 3.144,80 TL işlemiş faiz, 157, 24 TL BSMV, 614,35 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 43.916,39 TL, …-18-27 nolu kredi yönünden; 99.849,11TL asıl alacak, 5.494,49 tl işlemiş faiz, 274,72TL BSMV olmak üzere toplam 105.618,32 TL, …-18-26 nolu kredi yönünden; 20,86 TL işlemiş faiz, 1,04TL BSMV olmak üzere toplam 21,90 TL, …-18-25 nolu kredi yönünden; 18.000TL asıl alacak, 124-TL işlemiş faiz, 6,20TL BSMV olmak üzere toplam 18.130,20 TL, …-3-2 nolu kredi yönünden; 3.870TL asıl alacak, 197,37TL işlemiş faiz, 9,87TL BSMV olmak üzere toplam 4.077,24 TL, …-…-…-… nolu kredi yönünden; 1.773,56TL asıl alacak, 109,83 TL işlemiş faiz, 5,49TL BSMV olmak üzere toplam 1.888,88 TL, … nolu kredi yönünden; 1-TL asıl alacak,32,82 TL işlemiş faiz, 1,64TL BSMV olmak üzere toplam 35,46 TL olmak üzere neticeten toplam 163.493,67TL asıl alacak, 9.124,17 TL işlemiş faiz, 456,20TL bsmv, 614,35TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 173.688,39TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki davalı şirket itirazının iptaline, asıl alacak miktarlarına takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz ve %5 BSMV uygulanmak sureti ile, takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-Davalılar …, …, …, … aleyhine açılan davanın reddine,
B- Davalı … San. Tic. A.Ş. aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile,
… İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası kapsamında davacının davalı şirketten takip tarihi itibari ile; … nolu kredi yönünden; 40.000TL asıl alacak, 3.144,80 TL işlemiş faiz, 157, 24 TL BSMV, 614,35 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 43.916,39 TL,
… nolu kredi yönünden; 99.849,11TL asıl alacak, 5.494,49 tl işlemiş faiz, 274,72TL BSMV olmak üzere toplam 105.618,32 TL,
… nolu kredi yönünden; 20,86 TL işlemiş faiz, 1,04TL BSMV olmak üzere toplam 21,90 TL,
… nolu kredi yönünden; 18.000TL asıl alacak, 124-TL işlemiş faiz, 6,20TL BSMV olmak üzere toplam 18.130,20 TL,
… nolu kredi yönünden; 3.870TL asıl alacak, 197,37TL işlemiş faiz, 9,87TL BSMV olmak üzere toplam 4.077,24 TL,
…-…-…-… nolu kredi yönünden; 1.773,56TL asıl alacak, 109,83 TL işlemiş faiz, 5,49TL BSMV olmak üzere toplam 1.888,88 TL,
… nolu kredi yönünden; 1-TL asıl alacak,32,82 TL işlemiş faiz, 1,64TL BSMV olmak üzere toplam 35,46 TL olmak üzere neticeten toplam 163.493,67TL asıl alacak, 9.124,17 TL işlemiş faiz, 456,20TL bsmv, 614,35TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 173.688,39TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki davalı şirket itirazının iptaline, asıl alacak miktarlarına takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz ve %5 BSMV uygulanmak sureti ile, takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davalı şirketin sorumlu olduğu alacak üzerinden hesaplanan % 20’sine tekabül eden 34.737,67TL icra inkar tazminatının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 11.864,65-TL harçtan peşin alınan 3.760,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.103,83-TL harcın davalı … San. Tic. A.Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 31,40-TL başvuru harcı ve 3.760,82-TL peşin harç olmak üzere toplam 3.792,22-TL’nin davalı … San. Tic. A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 600-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 236,35-TL olmak üzere toplam 836,35-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 659,63-TL’sinin davalı … San. Tic. A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 16.371,30-TL vekalet ücretinin davalı … San. Tic. A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 5.468,51-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, …, … ve …’a verilmesine,
8-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/12/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza