Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/122 E. 2018/377 K. 25.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/122 Esas
KARAR NO : 2018/377
DAVA : Çek İstirdat
DAVA TARİHİ : 07/02/2017
KARAR TARİHİ: 25/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil …’ın dava konusu çeki üzerindeki … isimli firmada şoför olarak çalışmakta olup aynı zamanda şirketin vermiş olduğu vekaletname ile bir takım işlemlerini takip ettiğini, bu sebeple müvekkile dava konusu çeki teslim ettiğini, … Yapı isimli firmanın da bu çeki … Yapı arasında bulunan ticari ilişki nedeniyle aldığını, müvekkilin 17/02/2016 tarihinde … Paşa Camiisinde cenaze namazı sırasında şadırvanda astığı ceketinin cebinde çekn bulunmadığını fark ettiğini, akabinde … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı dosyasından çek iptali davası açtığını, bu nedenlerle Türkiye … Bankasına ait … seri numaralı 3.340TL tutarlı 10/05/2016 keşide tarihli çekin bedelinin istirdatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu çekin hamili olmadığını ve bu çeklerden dolayı ciranta sıfatı bulunmadığı için aktif husumet ehliyetinin bulunmadığından davanın reddini, çekin istirdatı için kötü niyetin veya ağır kusurun iktisap tarihinde gerçekleşmesini aradığına göre çeklerin iktisap tarihinde müvekkilin kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunun ispat edilmesini, müvekkilin yükümlülüğünün faktoring mevzuatı gereği çekteki alacağı tevsik eden faturanın denetlenmesi ile sınırlı olduğunu, bu nedenlerle davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; kaybedildiği iddia olunan Türkiye … Bankası … numaralı, 3.340TL bedelli, 10/05/2016 tarihli çekin istirdadı istemine ilişkindir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılarak … soruşturma sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilmiştir.
… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazı yazılarak … esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilmiştir.
Davalı şirkete yazı yazılarak cevap dilekçesinde belirtilen factoring sözleşmesi, alacağı tevsik eden fatura ve davaya konu çek sureti celp edilmiştir.
Huzurdaki davada ihtilaf; dava konusu çek aslının veya çek bedelinin davalı faktoring şirketinden talep edilip edilemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Davaya konu çek bakımından uygulanması gereken 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun TTK 792. maddesi uyarınca; “Çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek sözkonusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü geçerlidir. Kanunun 710/3 c. 2 hükmüne göre ise; ödeyen kişi, cirolar arasında düzenli bir silsile bulunup bulunmadığını incelemekle yükümlü ise de; cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir. Bu hükmün ratio legis’i uyarınca, ödeyen kişinin (senet borçlusu gibi), senedi devralan kimselerin de ciro silsilesinde şeklen mevcut gözüken ciroların (imzaların) geçerliliğini (sıhhatini) araştırma yükümlülüğü mevcut değildir. Bu nedenle, ciro silsilesinde şeklen mevcut görünen imzalardan birinin temsil yetkisinin bulunmaması sahte imzanın söz konusu olması gibi bir nedenle geçersiz olması, ciro silsilesinde bir kopukluk olarak değerlendirilmez. Zira ciro silsilesinin, vadeden önce ödeme hali için TTK. m. 710/2 hükmünde öngörülen istisnai hal hariç olmak üzere, senedi ödeyecek olan kimse için dahi ancak ve sadece şeklen (imzaların teselsül edip etmediği yönünden) incelenmesi yasal bir yükümlülük olarak öngörülmüştür. Bu itibarla, kambiyo hukuku anlamında ciro silsilesinde bir kopukluğun mcvcut olmadığı ve davalının şeklen meşru hamil konumunda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu çek, davacının vekaleten işlerini takip ettiğini belirttiği dava dışı ak nakliyat isimli firmaya atfedilen ciro imzasından sonra … mimarlık Ltd şti’ne, adı geçenden … iç ve dış ticaret limited şirketi ‘ne, akabinde de davalı faktoring şirketine ciro edilmiştir.Her ne kadar genel kural olarak faktoring şirketine yapılan ciro alacağın temliki hükümlerine tabi olmakla şahsi defiler faktoring şirketine karşı ileri sürülebilirse de bu durum ancak lehtar veya ciranta açısından kendinden sonraki cirantaya karşı sahip olduğu defiler için uygulama alanı bulmakta olup somut olayda böyle bir durum söz konusu olmadığından şahsi defiler davalı faktoring şirketine karşı ileri sürülemez. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 710/3 c. 2 hükmüne göre; “Ödeyen kişi, cirolar arasında düzenli bir silsile bulunup bulunmadığım incelemekle yükümlü ise de; cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir. Bu hükmün ratio legis’i uyanırca, ödeyen kişi (senet borçlusu) gibi, senedi devralan kimselerin de ciro silsilesinde şeklen mevcut gözüken ciroların (imzaların) geçerliliğini (sıhhatini) araştırma yükümlülüğü mevcut değildir. Bu nedenle, ciro silsilesinde şeklen mevcut gözüken imzalardan birinin temsil yetkisinin bulunmaması sahte imzanın söz konusu olması gibi bir nedenle geçersiz olması, ciro silsilesinde bir kopukluk olarak değerlendirilmez. Zira ciro silsilesinin, vadeden önce ödeme hali için TTK. m. 710/2 hükmünde öngörülen istisnai hal hariç olmak üzere, senedi ödeyecek olan kimse için dahi ancak ve sadece şeklen (imzaların teselsül edip etmediği yönünden) incelenmesi yasal bir yükümlülük olarak öngörülmüştür ve şeklen ciro silsilesi düzgündür. Yine TTK 687 maddesine paralel olarak düzenlenen 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3 maddesi; “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla fakktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” şeklindedir ve davacı yan davalının iktisapta kötüniyetli olduğunu ve zararına hareket ettiğini kanıtlayamamıştır.
Tartışılması gereken bir diğer husus davalı faktoring şirketinin dava konusu çeki faktoring mevzuatına uygun olarak faturaya dayalı ciro yoluyla devralıp almadığı hususudur ki dava konusu çek davalı faktoring şirketince aralarında factoring sözleşmesi bulunan dava dışı … iç ve dış ticaret limited şirketi’nden faturaya dayalı olarak alınmış olup davalı meşru hamildir.
Davacı tarafından, çekin çalıntı olduğu ve bu hususun da davalı tarafından bilindiği, buna rağmen bile bile çekin devir alınarak tahsil için bankaya ibraz edildiği, dolayısıyla da bir kötü niyetin bulunduğu hususları geçerli delillerle ispat edilememiştir. Anılı gerekçeler ışığında sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL karar harcının davacının peşin yatırdığı 57,04 TL harçtan mahsubu ile artan 21,14 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.180-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama masraflarının üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa iadesine,
6- Hükümden sonra, gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliğine, masrafın talep eden tarafça karşılanmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/04/2018

Katip e-imza Hakim e-imza