Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1172 E. 2021/163 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1172 Esas
KARAR NO : 2021/163
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 24/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin davalı şirketten olan alacağının tahsili için 26.07.2017 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas Sayılı dosyasında İcra takibine başlandığını, ancak davalı tarafça söz konusu takibe yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulduğunu, davalı şirket ile ticari ilişkilerinin bulunduğunu, ticari ve iş ilişkisinden doğan alacaklara hizmet karşılığında yapıldığını, itirazın iptaline, takibin devamına, kötü niyetli davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından, … İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibi ile alacak iddiasının sebebi olarak, muhtelif tarihli faturaların, cari hesap ekstresi gösterilmek suretiyle 5.707,36-TL alacağın tahsilinin istendiğini, icra takip dosyasında alacak iddiasının somut bir belgeye dayandırılmadığını, her biri başlı başına bir dayanak olabilecek birden çok belgeye atıf yapıldığını, alacak iddiasının dayanağının somut olarak gösterilmediğinden davalı müvekkili şirketin sebebi belli olmayan alacak iddiasına haklı olarak itirazda bulunduğunu, davacı tarafın, davaya konu alacak iddiasının dayanağını dava dilekçesinde belirtmediğini, genel olarak fatura alacağı ve cari hesaptan doğan borç dediğini, davacı tarafın iddia ettiği “yapılan hizmet” ibaresini açıklamasının gerektiğini, davanın reddine, davacının %20′ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine dayalı faturalardan kaynaklı cari hesap alacak istemine yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali istemine konu … İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı takip dosyası, cari hesap ekstresi, alacak istemine dayanak faturaların ibraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 15/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davalı yasal defter kayıtlarında yer alan 23.09.2016 tarih ve 3.000 TL ile 29.09.2016 tarih ve 296 TL olmak üzere toplamda 3.296,00 TL tutarındaki ödemeler davacı tarafça sunulan cari hesap ekstresinde yer almakta olduğunu, buna karşı davacı tarafça sunulan cari hesap ekstresinde yer alan 21.10.2016 tarih ve 5.000 TL ile 10.11.2016 tarih ve 4.000-TL olmak üzere toplam 9.000,00 TL tutarındaki ödemeler davalının yasal defterlerinde yer almadığını, taraflarca kaydedilen söz konusu ödemeler arasındaki fark davalı lehine (9.000-3.296=) 5.704 TL olup davacı tarafça bu ödemeler kabul edildiğinden hesaplamalarda 5.704 TL tutarındaki ödeme davacı tarafça davalıya kesilen faturalardan tenzil edildiğini, davalı yasal defter kayıtlarında yer alan ancak davacı tarafça sunulan cari hesap ektresinde yer almayan 12.04.2017 tarih ve 9.900 TL tutarındaki davacı aleyhine yapılan BORÇ ÖDEME kaydı ile ilgili davalı tarafça herhangi bir kanıtlayıcı bilgi ve belge sunulmadığından söz konusu kayıttan davacının sorumlu olmayacağı kanaatine varıldığını, davacı firma 2016 ve 2017 yılında İşletme Defteri tuttuğu, İncelemeye ibraz edilen 2016 ve 2017 yıllarına ait İşletme defterinin açılış tasdikinin yasal süresinde yaptırıldığını, davalı tarafça incelemeye 2016 ve 2017 yılları defter-i kebir ve envanter defterlerinin ibraz edilmediği, incelemeye ibraz edilen 2016 ve 2017 yılları yevmiye defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin mevcut olduğunun her iki tarafında kabulünde olduğunu, davalı yasal defteri kayıtları incelendiğinde dava konusu alacak dayanağı 9.648,11 TL tutarındaki irsaliyeli faturaların davalının yasal defterlerinde kayıtlı olmadığı ancak icra takip dosyasında bulunan irsaliyeli faturalar üzerinde davalının kaşe imzasının bulunduğu, davalı tarafça söz konusu faturalarda yer alan keşe ve imzaya itiraz edilmediği, sadece herhangi bir borçlarının bulunmadığının belirtildiğini, davalı yasal defter kayıtları incelendiğinde davalı tarafça davacı aleyhine kayıtlanan 9.900,00 TL tutarındaki ‘‘BORÇ APAMA’’ kaydı ile ilgili olarak davalı tarafça incelemeye ve dosyaya herhangi bir kanıtlayıcı bilgi ve belgenin sunulmadığını, açıklamalar neticesinde davacı tarafça davalıya kesilen takip konusu alacak dayanağı irsaliyeli faturaların muhteviyatlarıyla birlikte davalı kaşe ve imzasına teslim edildiğini, takdirin yüce mahkemeye ait olmak üzere davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği asıl alacak tutarının 5.707,36 TL olarak hesaplandığını, davacı tarafça icra takibinde işlemiş faiz talep edilmediğinde icra takip tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanmadığını…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; mal satım ticari ilişkisine dayalı faturalara bağlı alacak isteminin yerinde olup olmadığı, davacının davalıdan takip tarihi itibari ile alacaklı olup olmadığı noktasında toplandığı saptanmış olup yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın faturaya dayalı bakiye cari hesap alacak istemi ile başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı şirketin ticari defterlerin ibrazı için mahkememizce çıkarılan meşruhatlı tebligatın tebliğine rağmen defteri kebir ve envanter ticari defterlerini ibraz etmediği tespit edilmiştir. Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesi; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi gerekir… (22/07/2020) ” hükmünü içermekte olup yargılama sırasında yürürlüğe girmekle derhal uygulama ilkesi kapsamında tatbiki gereken usul düzenlemesi gereğince davalı tarafın mahkememizce ibrazdan kaçınılmış sayılacağı ihtarı ile verilen süre içerisinde ticari defterlerini ibraz etmemekle davacı ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil teşkil ettiği, davacı yanın anılı delilini hükümden düşürecek şekilde aksi yönde delil ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlamakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ibraz edilen davacı (işletme defterleri) ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, davacı tarafın takibe konu alacak istemine dayalı faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı yanın ticari defter kayıtlarına göre ise takip tarihi itibari ile 5.707,36-TL alacaklı göründüğü tespit edilmiştir. Her ne kadar irsaliyeli faturalar üzerindeki imzalar davalı şirket yetkilisi tarafından kabul edilmemiş ise de incelemeye ibraz edilen davalı şirket yevmiye defter kayıtlarında yanlar arasındaki ticari ilişkinin ve faturaların dökümünün yapıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca davalı şirket yevmiye defterlerinde davacı aleyhine 9.900-TL borç ödeme kaydı yer almış ise de anılı ödemenin dayanakları ve delillerinin mahkememiz ara kararına rağmen ibraz edilmediği saptanmıştır. Kanaate varılan hukuksal durum ışığında; davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 5.707,36-TL (asıl alacak) alacaklı olduğu, bu noktadan sonra cari hesap bakiyesinin ödendiğinin ispat yükünün davalı/alıcı üzerinde bulunduğu, davalı şirketin ise HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delillerle ödemelerini ispat edemediği anlaşılmıştır. Anılı gerekçeler ışığında davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 5.707,36-TL alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu tespit edilmiştir. Son olarak alacağın faturalara dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne, davacı yararına %20 icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 5.707,36-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 5.707,36-TL takip tarihinden itibaren yıllık %9,00 oranını geçmemek üzere yasal faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 1.141,47-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 389,87-TL ilam harcından peşin alınan 68,93-TL’nin mahsubu ile bakiye 320,94-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 68,93-TL peşin harç ve 31,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 100,33-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 780,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davanın tam kabul ile sonuçlanması nedeni ile davalı tarafından yapılan 12,70-TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı asil ve vekilinin yüzüne karşı, dava miktarı itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır