Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1169 E. 2020/394 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1169 Esas
KARAR NO:2020/394

DAVA :Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:28/12/2017
KARAR TARİHİ:23/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … ve …, 25/06/2016 tarihinde akşam saatlerinde … Mah. … Cad. Karşıdan karşıya geçerlerken davalı …’ın kullandığı ve … adına tescilli … plaka sayılı aracın çarpması sonucu yaralandığını, olay tarihinde … … , … … yaşında, …, sol bacak ve sağ dirsek kırığı nedeniyle … … Eğitim ve Araştırma Hastanesinde … genel kabul numarası ile tedavi olduğunu, … çene kırığı nedeniyle … … Tıp Fakültesinde … protokol numarası ile tedavi edildiğini, trafik kazası nedeniyle …’nın … sor. Nolu dosyasında soruşturma başlatıldığını, davalı şahısların müvekkilleri mağdur etmeyeceklerine dair vaatleri üzerine müvekkillerin şikayetçi olmaması nedeniyle kavuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, ancak davalı şahıslar verdikleri sözleri tutmadığını, müvekkilleri ziyaret bile etmediğini, kaza tutanağı, müvekkillerin hastanede olması nedeniyle davalı …’ın yanlı beyanları doğrultusunda tanzim edildiğini ve müvekkillerin asli kusurlu olduğunu, tutanaktaki bu beyanı kabul etmediklerini, asli kusurun davalı sürücüde olduğunu, dava sonucunda verilecek olası tazminat hükmünün uygulanmasını temin için kazaya sebebiyet verilen … plaka sayılı aracın kaydına tedbir konulmasını, tazminat taleplerinin kabulü ve kaza tarihinden itibaren faiz uygulanmasını, 5.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, 150.000,00-TL manevi tazminatın davalı şahıslardan müştereken ve müteselsilen, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 6704 sayılı Torba Yasa’nın 5. Maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. Ve 115. Maddeleri gereğince davanın usulden reddini, esasa ilişkin cevap haklarının saklı kalması kaydıyla, davacı delillerinin tarafa tebliğini, tüm delillerin toplanması ve ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından kusur tespitinin yapılmasından sonra müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; maluliyet oranının özürlülük ölçütüne göre tespiti için davacının ATK … İhtisas Dairesi’ne veya Üniversite Hastaneleri’nin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümleri’ne sevk edilmesini, yine aktüer sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplanmasını, tazminat hesaplamasının özürlülük ölçütü’ne göre TRH-2010 mortalite tablosu ve %1,8 teknik faiz esas alınarak yapılmasını, …’ya müzekkere yazılarak davacı tarafa dava konusu kaza sebebiyle rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulmasını, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, müvekkil şirket dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilin kaza sebebiyle sorumluluğunun kusuru ölçüsünde olup bu nedenle doğacak zarardan ise davalı … şirketinin sorumlu olduğunu, davalı … ancak sigortaladığı araç işletenin sorumluluğu nispetinde zarardan sorumlu tutulabileceğini, bunun için öncelikle kazada araçların kusur durumunun tespitinin gerektiğini, müvekkilin sürücüsü olduğu ve annesine ait araca atfedilen kusuru kabul etmediklerini, her halükarda davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiğini, müvekkilin maliki olduğu araca atfedilen kusuru kabul etmemekle beraber, bir an için iddia edildiği üzere aracın kusurlu olduğu kabul edilse dahi, davacının iddia olunan zararın meydana gelmesinde ve artmasında müterafik kusurunun dikkate alınmasını, hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını talep ettiğini, davacı yanın manevi tazminat talepli dava dilekçesinde fahiş olan manevi tazminat talebinin reddini, ayrıca hastane masraflarının ve maddi tazminat istemlerinin ispatlanmasının gerektiğini, celp edilmesi gereken delillerinin toplanmasını, kusur durumu ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasını, ATK’dan maluliyete ilişkin rapor alınmasını, yalnız sürekli ve fiziksel nitelikteki arazların dikkate alınmasını, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilin kaza sebebiyle sorumluluğunun kusuru ölçüsünde olup bu nedenle doğacak zarardan ise davalı … şirketinin sorumlu olduğunu, davalı … ancak sigortaladığı araç işletenin sorumluluğu nispetinde zarardan sorumlu tutulabileceğini, bunun için öncelikle kazada araçların kusur durumunun tespitinin gerektiğini, müvekkilin sürücüsü olduğu ve annesine ait araca atfedilen kusuru kabul etmediklerini, her halükarda davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiğini, müvekkilin maliki olduğu araca atfedilen kusuru kabul etmemekle beraber, bir an için iddia edildiği üzere aracın kusurlu olduğu kabul edilse dahi, davacının iddia olunan zararın meydana gelmesinde ve artmasında müterafik kusurunun dikkate alınmasını, hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını talep ettiğini, davacı yanın manevi tazminat talepli dava dilekçesinde fahiş olan manevi tazminat talebinin reddini, ayrıca hastane masraflarının ve maddi tazminat istemlerinin ispatlanmasının gerektiğini, celp edilmesi gereken delillerinin toplanmasını, kusur durumu ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasını, ATK’dan maluliyete ilişkin rapor alınmasını, yalnız sürekli ve fiziksel nitelikteki arazların dikkate alınmasını, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; 25/06/2016 tarihli trafik kazasından kaynaklı işgöremezliğe dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı … şirketine yazı yazılarak poliçe ve hasar dosyası celp edilmiştir.
…’ya yazı yazılarak davacıya davaya konu trafik kazası nedeni ile ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin kurum kayıtları ve araç tescil kaydı celp edilmiştir.
Davacılara ait (… ve … yönünden) tedavi evraklarının celbine müteakip maluliyet raporu temin edilmiş olup kaza tarihinde 18 yaşından küçük olan anılı davacıların davaya konu trafik kazası neticesinde meslekte kazanma gücünden sürekli kayba uğramadığı, geçici iş göremezlik sürelerinin ise … yönünden 2 ay, … yönünden ise 4 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği görülmüştür.
Davacıların dava tarihinden önce davalı … şirketine başvuru yaptığı tespit edilmekle dava şartı yönünden eksikliğin mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … ve … marifetiyle hazırlanan 11/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…ATK tarafından 30/03/2013 tarihli ve … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik çerçevesinde düzenlenen raporda davacının tüm vücut engellilik oranının %0 olarak belirlendiğini, bu durumda sürekli iş gücü kaybı nedeniyle zarar hesabı yapma imkanının bulunmadığını, 25/06/2016 tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti ölüm/sakatlık ve sağlık giderleri bakımından ayrı ayrı 310.000,00-TL olduğunu, davalı sürücü …’ın %15 oranında hafif kusurlu olduğunu, …, …, … ayrı ayrı kendi yaralanmaları ile ilgili olarak %85 oranında asli kusurlu olduklarını, davalıların %15 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre, davacı …’ın iş geçici iş göremezlikten &100 kazanç kaybı nedeniyle maddi zararının 353,24-TL olduğunu, davacı …’ın geçici iş göremezlikte döneminde %100 kazanç kaybı nedeniyle maddi zararının 706,48-TL olduğunu, davacı …’ın olay tarihinde 9 yaşında ve davacı …’ın olay tarihinde 13 yaşında olması, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2014/17502 E. , 2014/8884 , 2016/9637 ve 2016/17823 E: sayılı emsal kararlarında yaşı küçük olan ve gelir getiren bir işte çalışmayan küçüğüm iyileşme döneminde mahrum kaldığı bir kazancının olmaması nedeniyle geçici iş göremezlik dönemi için zararının bulunmayacağını belirttiğini, belirlenen iş göremezlik dönemine ilişkin belirlenen maddi zarar tutarlarının hüküm altına alınıp alınmayacağının takdirin mahkemede olduğunu, ATK tarafından 30/03/2013 tarihli ve … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik çerçevesinde düzenlenen raporda her iki davacının da tüm vücut engellilik oranı %0 olarak belirlendiğini, davacıların sürekli iş gücü kaybı nedeniyle maddi zararının bulunmayacağını, manevi tazminat talepleri zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında olmadığını, davacıların belirlenen zararlarının poliçe limitleri içinde kaldığını, sigorta şirketinin 28/12/2017 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünü, sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımından temerrüdün 25/06/2016 olay tarihinde gerçekleşmiş olduğunu, dava dilekçesinde davacının yasal faiz talebinde bulunduğunu…” mütalaa ettikleri anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi de; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Huzurdaki davada; davalı …’a ait olup davalı … şirketinin ZMMS ile sigortaladığı, davalı sürücü …’ın idaresindeki aracın, 25/06/2016 tarihinde karıştığı trafik kazası neticesinde yaya olan davacıların (… ve …) yaralanmasına bağlı olarak iş göremezliğe dayalı maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulduğu görülmüştür. Bununla birlikte kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümleri kapsamında (Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine yönelik inceleme talebi bulunmamakla taleple bağlılık ilkesi gereğince değerlendirme yapılmıştır.) adli tıp raporu temin edilmiş olup davacı küçüklerin sürekli maluliyetine rastlanılmadığı, geçici iş göremezlik sürelerinin ise 2 ay ve 4 ay olarak tespit edildiği görülmüştür. Bu kapsamda davacıların kaza tarihinde 18 yaşından küçük olmakla gelir getiren bir işte çalışmalarının olmadığı, efor tazminatı verilmesini gerektiren kalıcı bir maluliyetlerinin de bulunmadığı, bu kapsamda tedavi müddeti boyunca mahrum kaldıkları herhangi bir kazançlarının da bulunmadığı göz önüne alındığında geçici işgöremezlik zararının mevcut olmadığı sonucuna varılmış, bu nedenlerle sübut bulmayan maddi tazminat istemleri yönünden davanın reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir. (Emsal karar: Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin … esas, 2018/12410 karar sayılı ilamı)
Davacıların aynı zamanda manevi tazminat isteminde bulunmaları nedeni ile tatbiki gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarının adalete uygun olması gerektiği ,hükmedilecek bu paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşıması gerektiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim manevi tazminat yönünde takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmış ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmıştır.
Anılı düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya bakıldığında; yaralamalı trafik kazası neticesinde çocuklarının 2 ay ve 4 ay süre ile geçici iş göremezliğe düçar olması nedeni ile anne ve baba ile birlikte davaya konu kaza neticesinde yaralanan davacı … ve …’ın manevi olarak zarara uğradığı ve davalı sürücünün haksız eylem faili, davalı araç malikinin araç işleteni sıfatı ile sorumlu olup davacıların manevi zararını gidermekle yükümlü oldukları sonucuna varılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi noktasında anılı düzenleme ve içtihatlar kapsamında değerlendirme yapılmış, olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, tarafların kusur oranı (davacı küçüklerin kazanın meydana gelmesinde %85 oranında asli kusurlu, davalı sürücünün %15 oranında tali kusurlu olduğu tespitleri mahkememizce hükme esas alınmış olup) , tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı anne ve baba yararına 1.000,00’er-TL manevi tazminatın, davacı … ve … yararına 1.500,00’er-TL manevi tazminatın davalı sürücü ve araç malikinden haksız eylem tarihi olan 25/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın maddi tazminat istemleri yönünden REDDİNE,
2-Manevi tazminat istemleri yönünden açılan davanın, davalılar Kubilay ve … yönünden Kısmen Kabulü ile,
A-Davacılar … ve … yararına takdiren 1.500,00’er-TL olmak üzere toplam 3.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’tan haksız eylem tarihi olan 25/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
B-Davacılar Hatice ve … yararına takdiren 1.000,00’er-TL olmak üzere toplam 2.000,00-TL manevi tazminatın … ve …’tan haksız eylem tarihi olan 25/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
3-Davacı tarafça peşin yatırılan 529,41 TL harçtan, kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 341,55 TL karar-ilam harcının mahsubu ile bakiye 187,86 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 529,41-TL peşin harç ve 31,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 560,81-TL’ nin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 1048,26 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 34,94 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır