Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/116 E. 2018/517 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/116
KARAR NO : 2018/517
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2017
KARAR TARİHİ: 29/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı dava dışı … Gıda San ve Tic. Ltd. Şti aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … ve … esas sayılı dosyaları üzerinden icra takibi başlatıldığını, fazlaya ilişkin her türlü talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, yapılan haksız haciz nedeniyle, maddi tazminat miktarının tamamı belirsiz olduğundan dolayı şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın 12/10/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak müvekkil şirkete ödenmesini, müvekkil şirketin tüzel kişiliğinin manevi değerleri içerisinde bulunan ticari itibarının zedelenmesinden dolayı 15.000,00-TL manevi tazminatın 01/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak müvekkil şirkete ödenmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı açısından manevi zarar oluşturan bir fiil bulunmadığını, davacı için manevi tazminata hükmedilemeyeceğini, Mahkemenin görevsizliğine karar verilmesini, Mahkememiz aksi kanaatte ise davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında özetle; 15.242,25-TL olan borç miktarının borçluların adresinde ve gösterilecek diğer adreslerindeki taşınırlarının ihtiyaten haczi ile muhafazasına kapalı yerlerin çilingir marifetiyle açılmasını, 3.kişilerdeki hak ve alacakları ile bankalardaki vadeli vadesiz Türk Lirası ve döviz bazındaki ticari ve mevduat hesaplarından doğmuş hak ve alacaklarının haczine karar verildiği anlaşılmıştır.
İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında özetle; 16.019,25-TL olan borç miktarının borçluların adresinde ve gösterilecek diğer adreslerindeki taşınırlarının ihtiyaten haczi ile muhafazasına kapalı yerlerin çilingir marifetiyle açılmasını, 3.kişilerdeki hak ve alacakları ile bankalardaki vadeli vadesiz Türk Lirası ve döviz bazındaki ticari ve mevduat hesaplarından doğmuş hak ve alacaklarının haczine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 22/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Haksız haciz nedeniyle davacının 01/10/2012 tarihinden 14/10/2016 tarihine kadar 42.416,00-TL üzerinde tasarrufa bulunamamasından kaynaklanan zararların tazmin edilmesi gerektiğini, davacı yanın kar mahrumiyeti yönündeki talebi, ödemiş olduğu paranın şirket faaliyetlerinde kullanılması halinde karlılık yaratıp yaratmayacağı, ya da karlılığına hangi oranda etki edebileceği hususları belirlenemez nitelikte olduğundan davacının uğradığı kazancın faiz kaybı olarak dikkate alınması gerektiğini, bu durumda söz konusu bedelin ödeme ve iade tarihleri arasında geçen süre dikkate alınarak mevduata uygulanan en yüksek faiz üzerinden hesaplanması sonucu davacının uğradığı zararın 31.260,59-TL olarak hesaplandığını mütalaa etmiştir.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin zararı belirlenebilir hale geliş olup, dava dilekçesinde talep edilen 1.000,00-TL maddi tazminatı 30.000,00-TL daha arttırıp 31.000,00-TL’ye çıkarttığını, netice itibariyle 31.000,00-TL maddi tazminatın 12/10/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak müvekkil şirkete verilmesini, Mahkememizce davayı belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmediğinde maddi tazminat talebinin ıslah yoluyla 30.000,00-TL daha arttırıp 31.000,00-TL maddi tazminatın 12/10/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak müvekkil şirkete verilmesini, müvekkil şirketin tüzel kişiliğinin manevi değerleri içerisinde bulunan ticari itibarının zedelenmesinden dolayı 15.000,00-TL manevi tazminatın 01/10/2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan alınarak müvekkil şirkete verilmesini talep etmiştir.
Dava; haksız haciz ve muhafaza nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; dava dışı … Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. ve … esas sayılı dosyaları üzerinden icra takibi başlatıldığını, 17.05.2012 tarihi ile 07.08.2012 tarihleri olmak üzere iki defa davacı şirket iş yerine hacze gidildiği ve birtakım menkul malların haczedildiğini, yapılan bu hacizler esnasında haciz tutanaklarına istihkak iddialarının yazıldığı, istihkak iddiasını değerlendiren İstanbul …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin takiplerin devamına karar verdiği, bunun üzerine davalı şirketin talebi üzerine her iki icra dosyasından 01.10.2012 tarihinde yeniden davacı şirkete hacze gelindiği, bunun üzerine önceki hacizler nedeniyle sıkıntı yaşadığı ve ticari itibarı zedelendiğinden bahisle icra dosyalarına toplam 42.416,00-TL parayı ihtirazi kayıt koyarak yatırmak zorunda kalındığı, İstanbul …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan istihkak davası sonucunda yapılan bu ödemelerin davacı şirkete 26.09.2016 tarihinde iadesine karar verildiği ve davacı tarafın mahkeme ilamı doğrultusunda 04.10.2016 tarihinde ödediği bedeli iade alabildiği, bu kapsamda geçen süre zarfında dosyaya yatırılan paranın kullanılamaması nedeniyle uğradığı maddi zararları ve davacı şirketin ticari itibarının zedelendiğinden bahisle manevi zararlarının tahsili talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 22.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; Davacı tarafın haksız haciz nedeniyle 01.10.2012 tarihinden 14.10.2016 tarihine kadar 42.416,00-TL üzerinde tasarrufta bulunamamasından kaynaklanan zararlarının tazmin edilmesi gerektiği, söz konusu bedelin ödeme ve iade tarihleri arasında geçen süre dikkate alınarak mevduata uygulanan en yüksek faizi üzerinden hesaplanması sonucunda davacının uğradığı zararın 31.260,59-TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
İstanbul …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ve Yargıtay …. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile kesinleşen dosyasında da belirlendiği üzere; davaya konu haczin davacıya ait iş yerinde yapıldığı, bu adresin takip veya tebligat adresi olmadığı, borçlu şirket ve davacı şirket ortaklarının farklı kişiler olduğu, yalnızca borçlu şirket ortağı Abdurrahman’ ın davacı şirket ortağı …’ın kardeşi olduğu, her iki şirketin aynı iş kolunda çalıştıkları; ancak iş yerlerinin farklı olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır.
Dava, haksız eylem savına dayalı olup; sorumluluğun kaynağı konusunda da özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Şu durumda, uyuşmazlığın çözümünde TBK.’nın 41 ve devamı maddelerinin gözönünde bulundurulması gerekir. Somut olayda; davacının üçüncü kişi sıfatı ile istihkak iddiası üzerine İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca işlem yapılmış ve yargılama sonucunda da lehine karar verilmiştir. Haczin borçlu olmadığını bildiği veya borçluya ait olmadığını bildiği kişi ve eşyaya yönelik yapılması durumunda haksız haciz söz konusu olur. Bu durumda davacının maddi zararının karşılanması gerekir ise de, kişilik haklarına saldırı oluşturacak şekilde bir haciz işlemi yoktur. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir.
Somut olayda ise; alacaklı vekilinin talebi üzerine davacıya ait iş yerinde yapılan aramada borçlu şirkete ait bir takım evraklarının bulunması üzerine haciz ve muhafaza işlemi yapıldığı, davacı tarafın iş yerinde borçluya ait bu evrakların bulunması sebebinin açıklanamamış olması nedeniyle sonradan açılan istihkak davasının kazanılmış olmasına karşın haczin yapılması sırasında davacı tarafında kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, bu kapsamda haczin kasten zarar verme amacıyla yapılmamış olması nedeniyle davacıların manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş, yine açıklanan nedenlerle davacı tarafın iş yerinde muhafaza işlemi yapılması sırasında bölüşük kusurlu olmasından dolayı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi uyarınca hüküm altına alınan maddi tazminat tutarından takdiren %20 oranında indirim yapılması gerektiği anlaşılmış, bu kapsamda 24.800,00-TL tazminatın davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar vermek gerekmiş, maddi tazminat olarak davacı tarafça ödenen bedelin faizine hükmedildiğinden ve faize faiz işletilemeyeceğinden hükmedilen alacağın faizine hükmedilmemiş, buna dair davanın kısmen kabulüyle kısmen reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
Davacı tarafın maddi tazminat talebinin TBK’nın 52. md. gereğince takdiren %20 oranında indirilerek 24.800,00TL tazminatın davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davacı tarafın manevi tazminat talebinin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.694,08-TL ilam harcından 513,00-TL ıslah harcı ve peşin alınan 273,24-TL’nin mahsubu ile bakiye 907,84-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat k…a,
3-Davacı tarafından yatırılan 273,24-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı ve 513,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 817,64-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.976,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.353,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair taraf vekillerini yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/05/2018

Katip Hakim