Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1149 E. 2019/382 K. 07.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1149 Esas
KARAR NO : 2019/382
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2017
KARAR TARİHİ : 07/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin aydınlatma, elektrik, inşaat işleri ve malzemelerini imalat, ithalat ve ihracatı ile uğraşmakta olup, toptan ve perakende olarak hizmet verdiğini, davalı şirket ise kozmetik alanında geniş çapta hizmet veren bir firma olmakla birlikte müvekkili şirket ile açık cari hesap şeklinde çalışma yürütüyor olması nedeniyle müvekkili şirketten mal ve hizmetin satın aldığını, müvekkili şirket tarafından bir takım aydınlatma malzemelerinin davalı şirkete satıldığını, bu satışın faturalandırıldığını, satışı yapılan malların bir kısmının bedeli ödenmiş ise de müvekkili şirketin ödenmemiş olan mutlak alacağının tahsili için davaya konu icra takibine başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız takibin başlatıldığını, davalı şirketin haksız olarak yapmış olduğu borca itiraz sebebiyle takibin durdurulduğunu, takibin durmuş olması sebebiyle müvekkili şirkete ait alacağın tahsili imkansız hale gelmiş olup davanın açılması zaruretinin doğduğunu, müvekkilinin haklı alacağının dayanağı davalı taraf ile aralarında yapılmış olan cari hesaptan kaynaklanması nedeniyle birlikte müvekkili tarafından alacağın dayanağını oluşturan ürünlerin davalı tarafından teslim alındığını, takibin kaldığı yerden aynen devamını, alacağın likit olması sebebiyle haksız ve kötü niyetli itiraz sebebiyle iş bu davanın açılmasına sebebiyet veren davalı/borçlunun %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen mahkememize cevap dilekçesi ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; İtirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında özetle; 5.985,20-TL toplam alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren için işleyecek yıllık %9,0 avans faizi, icra giderleri ve vekalet ücretini tahsilini talep ettiği, davalı tarafça borca ve takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 23/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin ticari defterlerinde, davalı ile aralarındaki ticari ilişkiye ait muhasebe hareketlerinin 120 numaralı “alıcılar” hesabından takip edildiğini, 31.10.2017 takip tarihi itibarıyla anılan hesap bakiyesine göre davacı tarafın davalı taraftan 5.985,20 TL alacaklı olduğunu, yerinde inceleme kapsamında davacı tarafın cari hesap alacağına dayanak oluşturan geriye dönük, davalı şirket unvanına düzenlenmiş 4 adet irsaliyeli faturaların sunulu olduğunu, faturaların “teslim alan” kısımlarında isim ve imzaların bulunmadığını, (sadece 18.05.2017 tarihli … no.lu Kdv dahil 619,50 TL lik irsaliyeli faturanın “teslim alan” kısmında … Bey isminin yer aldığı ancak imzanın bulunmadığı) bu anlamda davacı tarafın takibe konu cari hesap alacağında dayanak niteliğindeki faturalar ile muhteviyatı ürünlerin tamamını davalı tarafa teslim edip etmediği hususunun tespit edilemediğini, davacı şirkete ait 2017 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğunu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, 31.10.2017 takip tarihi itibarıyla anılan hesap bakiyesine göre davacı tarafın davalı taraftan 5.985,20 TL alacaklı göründüğünü, davalı tarafın incelemeye gelmeyip, ticari defterlerini ibraz etmediği nedeniyle davacı taraf alacağının davalı defterlerindeki durumu yönünden herhangi bir tespit ve değerlendirme yapılma imkanının bulunmadığını mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 15/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dosyasında … Vergi Dairesinin 20.12.2018 tarih, … sayılı cevabi yazısının mevcut olduğunu, anılan yazı ekinde davalı tarafa ait 2016/09-12 ve 2017/02-05 tarihleri arası BA formlarının sunulu olduğunu, formların incelenmesinde, cari hesap alacağına dayanak oluşturan geriye dönük, davalı şirket unvanına düzenlenmiş 4 adet irsaliyeli faturaların aylık bazda KDV hariç 5.000,00 TL’yi aşmaması nedeniyle BA formlarında yer almadığını, bu durumda davacı taraf faturalarının davalı şirket kayıtlarında yer alıp almadığı hususunun tespit edilebilmesi için davalı şirket defterlerinin incelenmesinin gerektiğini, ayrıca dava dosyasında davacı tarafın kayıtlı olduğu … Vergi Dairesinin 19.12.2018 tarih, … sayılı cevabi yazısının mevcut olduğunu, anılan yazı ekinde davacı yana ait 2016 ve 2017 yıllarına ait BA/BS formlarının sunulu olduğu, formların incelenmesinde, cari hesap alacağına dayanak oluşturan geriye dönük, davalı şirket unvanına düzenlenmiş 4 adet irsaliyeli faturaların aylık bazda KDV hariç 5.000,00 TL’yi aşmaması nedeniyle BS formlarında yer almadığını, davacı tarafın takibe konu ettiği cari hesap alacağına dayanak niteliğindeki, son bakiyeden itibaren geriye dönük, davalı şirket unvanına düzenlenmiş 4 adet irsaliyeli faturanın aylık bazda KDV hariç 5.000,00 TL’yi aşmaması nedeniyle her iki tarafın BA/BS formlarında yer almadığını, faturalarının davalı şirket kayıtlarında yer alıp almadığı hususunun tespit edilebilmesi için davalı şirket defterlerinin incelenmesi gerektiğini, mütalaa etmiştir.
Takibe konu faturaların BA BS formları davalı şirket ve davacı tarafın bağlı bulunduğu vergi dairesinden istenmiş; ancak davacı taraf ve davalı şirketçe işleme alınmadığı ve yasal sınırın altında bulunması sebebiyle de bildirilme zorunluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın cari hesaba dayalı alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı şirketin ticari defterlerin ibrazı için mahkememizce çıkarılan meşruhatlı tebligatın tebliğine rağmen ticari defterlerini ve sair herhangi bir delili dosyaya ibraz etmediği, bu nedenle yalnızca davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılabildiği, davacı tarafın alacak talebine konu faturaların ait olduğu dönem itibari ile 2017 yılına ait ticari defter ve belgelerini ibraz ettiği, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin davacı lehine delil vasfını haiz olduğu saptanmıştır. Ayrıntılı, gerekçeli hazırlanmakla itibar edilir bulunan bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere dosyaya sunulu 4 adet irsaliyeli faturalarda teslim alan imzasının bulunmadığı, yalnızca irsaliyeli faturalardan birinde isim olarak teslim alan kısmına … Bey yazılmış olduğu, bu haliyle faturaya konu malların davalı yana teslim edilip edilmediğinin ispatlanamamış olduğu, davalı şirketin vergi dairesine yazılan müzekkerenin cevabından da anlaşıldığı üzere fatura bedelleri yasal sınırın altında olduğundan bildirme yükümlülüğünün bulunmadığı, yalnızca davalı ticari defterlerinin incelenmesi halinde faturaların davalı taraf kayıtlarına alınıp alınmadığının tespit edilebileceği, ancak meşruhatlı davetiyeye rağmen davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden bu hususun tespit edilemediği, ispat hukuku kuralları gereğince davacı satıcının dava konusu satılanı davalı alıcıya teslim etmiş olduğu yönündeki iddiasını HMK’nun 200. maddesi gereğince yazılı delille kanıtlamak zorunda olduğu, davaya konu faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir tebliğ tebellüğ belgesi sunulmadığı gibi, kaldı ki faturaların davalı şirkete tebliğ edildiği varsayılsa bile; faturanın içeriğine 8 gün içerisinde itirazda bulunulmadığı takdirde sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesi doğacağından faturanın verilmesine neden olan malın alıcıya teslim edildiğinin kabulünün ayrıca ispat edilmesi gerektiği anlaşılmakla, davacı tarafça yemin deliline de başvurulmadığından takibe konu faturalara ilişkin malları davalı şirkete satıp, teslim ettiğini ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİ İLE,
2-Alınması gereken 44,40-TL peşin harcın davacıdan peşin alınan 72,29-TL’den mahsubu ile bakiye 27,89-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/05/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza