Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1136 E. 2018/394 K. 02.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1136 Esas
KARAR NO : 2018/394

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 19/12/2017
KARAR TARİHİ : 02/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil … Sigorta AŞ’ye … numaralı ticari genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın, 21/02/2015 tarihinde sigortalı sürücü … sevk ve idaresinde iken … ili … ilçesi, TEM bağlantı yolu … Viyadüğü … Kavşağı inişinde davalı … büyükşehir belediyesinin sorumluluğunda bulunan yol yüzeyinin karlı ve aşırı derecede buzlu ve kaygan olması nedeniyle meydana gelen zincirleme kaza sonucunda hasara uğradığını, kaza nedeniyle sigortalı araçta oluşan hasarın kasko sigorta poliçesinden karşılanmasna ilişkin müvekkil şirkete yapılan hasar ihbarı üzerine düzenlenen ekspertiz raporunda davaya konu kaza nedenile sigortalı araçta meydana gelen hasar miktarının 78.490,45TL olduğu şeklinde görüş bildirildiği, sigortalı araçta oluşan hasarın aracın rayiç değerine göre oldukça yüksek olmasından dolayı araç pert total işlemine tabi tutularak sigortalı aracın rayiç değeri olan 72.000,00TL 01/04/2015 tarihinde sigortalıya ödendiğini, hasarlı aracın müvekkil şirket nezdinde yapılan ihalesi sonucu 37.000,00TL sovtaj tahsilatı sağlanmış olup kaza nedeniyle sigortalı araçta oluşan zarar miktarının 35.000,00TL olduğu, davaya konu kazanın meydana geldiği yolun ana arter olup davalı … Büyükşehir Belediyesinin sorumluluk alanı dahilinde olduğunu, dava konusu kaza da … büyükşehir belediyesinin karlı, aşırı derecede buzlu ve kaygan olan yolda seyreden araç sürücülerine tehlike yaratmayacak şekilde yolun bakım, onarım, temizliği ile buz ve kar çözücü çalışma yapması gerektiği halde yolun temizliğinin yapılmayaak, trafik güvenliğini tehlikeye sokacak vaziyette bulundurması ve bu yolda araç kullanan sürücüleri uyarmak için gerekli güvenlik tedbirlerin de alınmaması neticesinde müvekkil şikete sigortalı aracın hasara uğramasından dolayı asli kusurlu olduğunu, bu nedenlerle 35.000,00TL sigorta rücu tazminatının sigortalıya ödeme tarihi olan 01/04/2015 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça hasar bedelinin tahsili talepli olarak açılan davanın hizmet kusuru sebebiyle meydana geldiği iddia edilen zararın tazminine yönelik olup, idarelerin hizmet kusurlarından dolayı meydana gelecek maddi hasarlar tam yargı davalarının konusu içine girmediğini ve tam yargı davalarının görülüp çözüme bağlandığı merci idare mahkemeleri olduğunu, bu sebeple davanın idari yargı da görülmesi gerektiğini, görevsizlik kararı verilmesini, davacının yolun tuzlanmamış ve buzlanmasının önlenmemiş olmasından dolayı kazanan meydana geldiği iddiasını kabul etmediğini, talep edilen tazminatın fahip olup kabul etmediklerini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere faiz isteminin de ödeme tarihinden başlatılması istemine de itiraz ettiğini, faiz istenebilecekse de faizin başlangıcı ancak idareye başvuru ve idarenin temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren olması gerektiğini, bu nedenlerle öncelikle görev ve esastan reddine, yargılam giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı dava dışı sigortalıya ödenen bedelin davalı Belediye’den rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Yargılama kapsamında öncelikli olarak irdelenmesi gereken meselenin görev noktasında toplandığı saptanmıştır. Bu kapsamda yapılan tetkik neticesinde; TTK’nun 4 ve 5.maddeleri ile ticari davaların; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki … ila … uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki … ve …, rekabet yasağına ilişkin … ve …, yayın sözleşmesine dair … ila …, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen … ila …, komisyon sözleşmesine ilişkin … ila …, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan … ila …, havale hakkındaki … ila …, saklama sözleşmelerini düzenleyen … ila … inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlandığı,
Anılı düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği,
İlgili kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında: davacı sigorta şirketinin trafik kazasından kaynaklı dava dışı sigortalısına ödenen bedelin davalı Belediye’den rücuen tahsilini talep ettiği, iş bu talebin TTK 4/2 maddesinde yer alan “a-f” bentlerindeki hususlara ilişkin olmadığı gibi davalının tacir olmadığı, bu hali ile dava konusunun ticari işletmeye ilişkin olmayıp ticari dava olarak nitelenemeyeceği, tüm bu nedenlerle mahkememizin iş bu davada görevli olmadığı, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği kanaatine varılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3- HMK nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4- Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/05/2018

Katip e-imza Hakim e-imza