Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1122 E. 2019/1106 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1122
KARAR NO : 2019/1106
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 14/12/2017
KARAR TARİHİ : 10/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/10/2014 tarihli sipariş formu ile 29.500-EURO bedelle ” tavan kayar branda sistemli treyler” satışı konusunda davalı ile anlaştığını, 900 TL kredi kartından çekim sureti ile ödeme yapıldığını, 30 gün sonra 10.000 TL ve kalan kısmı için senet verileceğinin sözleşmede kabul edildiğini, teslim süresinin 1 hafta sonra olarak tayin edildiğini, sipariş sözleşmesine konu kalan kısımlar için 11.11.2014 tarihli rehin sözleşmesinin eki olan Kambiyo evrakı teslim bordrosu başlıklı sözleşme ile davacının, davalı şirkete 23.880 EURO meblağlı bono verdiğini, davalının rehinli olarak kesilmiş faturası ve plaka çıkarmak için gerekli tüm evrakları vermesi üzerine davacı tarafından aracın plaka işlemlerinin yapıldığını, … sayılı plaka çıkarıldığını, ancak davalı şirketin 1 haftalık teslim süresine uymadığını, noter ihtarı ile satış gerçekleşmediğinden 11.11.2014 tarih ve … nolu faturanın kullanılmaması ve iadesi , aksi halde suç duyurusunda bulunulacağının ihtaren bildirildiğini, davacının satışa konu treyleri teslim etmediği ve satışın iptal edildiğini bildirdiği halde senetlerin 3640 EURO miktarlı kısmını icra takibi ve haciz işlemi yaptığını, davalının mallarını haczettiğini ve haciz baskısı ile davalıdan ödeme taahhhüdü aldığını beyanla davacı tarafından ödenen 900 TLnin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ayrıca …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında davalıya borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil … Ve Tic.Ltd.Şti unvanlı şirket, Treyler Kasası (Römork) imalatı ve satışı yapan bir firma olduğunu, müvekkil şirket tarafından imal edilen bu Treyler Kasası (Römork) “Ticari Araç” kapsamında olan bir mal olduğunu, davacı tarafından 30/10/2014 tarihinde Treyler kasası siparişi verildiğini, müvekkil firma tarafından da üretimi gerçekleştirilmiş ve “şase” numarası almış ve 11.11.2014 tarihinde Faturası düzenlendiğini, davacı tarafından aynı tarihte takibe konu bonoların da bulunduğu 42 adet bono tanzim edilerek müvekkile teslim edildiğini ve gerek söz konusu araç (treyler) gerekse plaka çıkartabilmesi için gerekli tüm evraklar, davacıya teslim edildiğini, nitekim davacı da teslim aldığı araca ilişkin plaka işlemlerini yapmış ve aracı plakalandırdığını, müvekkil üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirdiğini, davacı iddia ve beyanları gerçeği yansıtmadığını, borçtan kurtulmaya yönelik haksız iddia ve beyanlarda bulunmadığını, 2014 yılında teslim aldığını, araç bakımından yaklaşık 3 yıl sonrasında teslim almadığı iddiasında bulunmadığını, davacının iddia ettiği şekilde bir teslim yok ise niçin borcuna karşılık 42 adet bono tanzim ederek müvekkile teslim etmediğini, davacının bu iddiası gerek ticari teamüllere, gerekse yasaya aykırı olduğunu, davacının bu iddiaları ispata muhtaç olduğunu, davacı yaklaşık 3 yıl sonrasında, müvekkilin kendisine 08/12/2014 tarihinde yani satış ve teslimden 27 gün sonra keşide etmiş olduğu ihtarnameyi iddialarına dayanak ederek, aracın teslim edilmediği iddiasıyla borçtan kurtulmaya çalıştığını, … İcra Müd. … e sayılı İcra Takibine konu bonolardaki kefil sıfatı bulunan … Ltd.Şti ünvanlı firma da, müvekkil firmadan başkaca 3 adet Treyler kasası satın almış ve müvekkil firmanın başına sıkça gelen bir şekilde bu firmanın aldığı 3 aracı “change” yaptırdığı duyumu üzerine, organik bağı olan davacının da aynı yola tevessül edeceği şüphesi ile müvekkil tarafından “satışın iptal edildiği faturanın kullanılmadan iadesi” talebi ile kendisine ihtarname keşide edildiğini, ancak davacı tarafından bu ihtarnameye karşı herhangi bir cevap verilmediği gibi ne fatura ne de araç iadesi gerçekleştirilmediğini, davacının 42 adet bono tanzim etmesinin, aynı tarihte plaka çıkartabilmesi için gerekli tüm evrakları teslim alması ve hatta plakalandırma işlemlerini yapması, teslim aldığını açıkça gösterdiğini, davacının yaklaşık 3 yıl sonrasında, aracın teslim almadığını iddia etmesi kötü niyetini ortaya çıkardığını, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddi ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında özetle; Toplam alacağın ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TL karşılığı ile toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faizi ile tahsilini talep ettiğini, TBK’nın 100.maddesi gereğince kısmi ödemeler öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferrilere mahsup edileceğinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 24/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflar ticari defter belgelerini incelemeye sunamadıkları için maddi hesaplama yapılamamış olup, dosya tetkikinde aşağıda yazdı hususlar tespit edildiğini, davacı ticari defter ve belgeleri İl dışında Konya İlinde olması nedeniyle talimatla rapor alınması gerektiğini, davalı yanın yerinde inceleme talebi nedeniyle Avukatı ile görüşülmüş ticari defterlerini bulamadıkları için incelemeye sunamayacaklarını beyan etmiş olup, davalı yanın Ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmadığını, davalı tarafça Davacı yana 23.880 Euro Bononun teslim etmiş bulunduğunu, davacı tarafça 30.10.2014 tarihli kayar perde … Sipariş formu düzenlenmiş bulunduğunu, dava konusu araç için davalı tarafça 11.11.2014 tarih … no.lu rehinli faturanın kesilmiş bulunduğunu, davacı adına 14.11.2014 tescil tarihli … plakalı Tenteli Yan römork tecil edilmiş bulunduğunu mütalaa etmiştir.
Dava; Menfi tespit ile davalı yana yapıldığı iddia edilen ödemenin iadesi talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; 30/10/2014 tarihli sipariş formu ile 29.500,00-EURO bedelle “tavan kayar branda sistemli treyler” satışı konusunda davalı ile anlaştığını, 900,00-TL’nin peşin olarak ödendiğini, kalan kısmın ise; 30 gün sonra 10.000,00-TL’si ve senet verileceğinin sözleşmede kararlaştırıldığını, aracın teslim süresinin 1 hafta sonra olarak tayin edildiğini, 11.11.2014 tarihli rehin sözleşmesinin eki olan kambiyo evrakı teslim bordrosu başlıklı sözleşme ile davalı şirkete 23.880,00-EURO meblağlı bono verildiğini, davalının rehinli olarak kesilmiş faturası ve plaka çıkarmak için gerekli tüm evrakları vermesi üzerine davacı tarafından aracın plaka işlemlerinin yapıldığını, ancak davalı şirketin 1 haftalık teslim süresine uymadığını, noter ihtarı ile satış gerçekleşmediğinden 11.11.2014 tarih ve … nolu faturanın kullanılmaması ve iadesini aksi halde suç duyurusunda bulunulacağının ihtaren bildirildiğini, davacının satışa konu treyleri teslim etmediği ve satışın iptal edildiğinden bahisle ödenen 900,00-TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ayrıca …. İcra Müdürlüğ’nün … Esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği; ancak tarafların ticari defter ve belgelerini ibraz etmemeleri sebebiyle incelemenin gerçekleştirilemediği ve buna ilişkin bilirkişi raporunun dosya kapsamına alındığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça; 14.05.2019 tarihli dilekçe ile HMK’nın 222/5 maddesi gereğince delillerini davalı yanın ticari defter ve belgelerine hasrettiğine ilişkin beyan dilekçesi ibraz edilmiştir. 6100 sayılı HMK 222/5 maddesi “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir, ancak karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibraz eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” hükmünü taşımaktadır. Somut olayda; davacı yan bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alındıktan sonra 14.05.2019 tarihli dilekçesi ile delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasrettiklerini beyan etmiş, davalı vekili ise akabindeki celse bu talebe muvafakat etmemiştir. Davacı taraf, davanın başında dava dilekçesinde açıkça münhasıran davalının ticari defter ve belgelerine dayandıklarını ve tek delil olarak kabul ettiklerini belirtmemiş, yargılama sırasında bilirkişi raporu alındıktan sonra bu yönde bir talepte bulunmuştur. Davanın başında davalı defterlerine münhasıran delil olarak dayanmayan davacının deliller toplandıktan sonra yargılama sırasında bu şekilde bir talepte bulunamayacağı, davacının delil listesinde “taraflara ait ticari defter ve kayıtlara” dayandığı, münhasıran davalı defterlerine dayanmadığı, sunmadığı kendi defterleri ile başka delilleri de gösterdiği nazara alındığında HMK’nın 222/5. maddesi koşullarının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı yan; 30/10/2014 tarihli sipariş formu ile 29.500,00-EURO bedelle “tavan kayar branda sistemli treyler” satışı konusunda davalı yan ile anlaştıklarını; ancak davalı yanın söz konusu aracı teslim etmediğini iddia etmiş ve 14.12.2017 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. 30/10/2014 tarihli sipariş formunda davaya konu aracın 1 hafta sonra teslim edileceği kararlaştırılmıştır. … Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nden celbedilen ve dosya kapsamına alınan 11.11.2014 tarihli rehin sözleşmesinin 5. maddesinde; “İşbu sözleşmenin imzalanması ile rehin konusu aracı teslim aldığını/yedinde bulundurduğunu … kabul, beyan ve taahhüt eder” hükmünü içerdiği anlaşılmıştır. Bu bağlamda rehin sözleşmesi ile aracın davacı tarafa teslim edildiği, yine aracın ruhsat ve plakasının davacı adına çıkarıldığı açık olup, davacı taraf resmi şekilde yapılan rehin sözleşmesindeki teslimin yapıldığına ilişkin hususun aksini dosya kapsamı itibariyle ispat edemediği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı yan davalı tarafça kendisine gönderilen 08.12.2014 tarihli ihtarname ile satışın iptal edildiği ve faturanın kullanılmaksızın iade edilmesini beyan ettiğini iddia etmişse de; 11.11.2014 tarihli rehin sözleşmesi gereğince teslim aldığı anlaşılan aracın da davalı yana bu ihtarname sonucunda iade edildiği hususunu da ispatlayamadığı anlaşılmakla; davacı yanca açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Davacı tarafça peşin yatırılan 288,10-TL harçtan, 44,40-TL harcın düşümü sonucu başkaca harç alınmasına yer olmadığına, karar kesinleştiğinde ve talep halinde 243,70-TL harcın davacıya iadesine,
3-Dava red ile sonuçlandığından davacı tarafca yapılan masrafın üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Dava red ile sonuçlandığından davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
7- Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair ; davalı vekilinin yüzlerine karşı, davacının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/12/2019

Katip …

Hakim …