Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1116 E. 2019/1146 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1116
KARAR NO : 2019/1146
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2017
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı borçlu şirket arasında hizmet-alım satımına dayanan ticari ilişki mevcut olup, bu kapsamda davalı borçlu şirket ile;
•20.01.2017 tarihli, … numaralı Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmesi,
•30.09.2015 tarihli, … numaralı Parça Dâhil Donanım Bakım Sözleşmesi,
•20.01.2017 tarihli … numaralı Parça Dâhil Donanım Bakım Sözleşmesi,
•30.09.2015 tarihli … numaralı Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmesi,
•30.09.2015 tarihli, … numaralı Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmesi” akdedildiğini,
Müvekkili şirketin işbu sözleşme kapsamında üzerine düşen tüm yükümlülükleri usulüne uygun bir şekilde yerine getirmiş olup, söz konusu hizmetlere ilişkin düzenlenen;
10.01.2017 tarihli … numaralı fatura,
30.03.2017 tarihli … numaralı fatura,
05.04.2017 tarihli … numaralı fatura,
05.04.2017 tarihli … numaralı fatura,
05.04.2017 tarihli … numaralı fatura,
03.07.2017 tarihli … numaralı fatura,
04.07.2017 tarihli … numaralı fatura,
04.07.2017 tarihli … numaralı fatura,
04.07.2017 tarihli … numaralı fatura,
04.10.2017 tarihli … numaralı fatura,
04.10.2017 tarihli … numaralı fatura,
04.10.2017 tarihli … numaralı fatura,
e-faturalar davalı şirkete tebliğ edilmiş ise de söz konusu fatura bedellerine ilişkin gerekli ödeme yapılmadığını, davalı tarafa verilen hizmetler kapsamında düzenlenerek tebliğ edilen faturalar nedeniyle, müvekkili şirketin, cari hesap ilişkisi kapsamında davalı borçludan 13.554,82-TL alacaklı olduğunu, tüm sözlü ve yazılı ihtarlara rağmen bu borcun ödenmemesi üzerine tarafımızca davalı borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden faturaya ve sözleşmelere dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu taraf kendisine tebliğ edilen ödeme emrine 01.11.2017 tarihinde borca itiraz ettiğini, müvekkil şirket, borçlu ile akdedilen sözleşme nedeni ile üzerine düşen tüm yükümlülüklerini usulüne uygun bir şekilde yerine getirdiğini, bu kapsamda davalı tarafından işletilen işletmelere yazılım donanım bakım hizmeti verildiğini, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında verilen düzenli bakım hizmetleri dışında davalı örneğin 04.08.2017 tarihindeki “UPS ‘den ses geliyor” sorununa “UPS devre dışı bırakılması istenildi” çözümünü üreterek yazılım desteği verdiğini, yine 30.05.2017 tarihinde ‘… şifresi unutulmuştur” sorununa standart ilk giriş şifresinin denenmesi istenmiştir ve sorun çözülmüştür” şeklinde çözüm ürettiğini, yine 20.05.2017 tarihinde bildirilen “imaj sonrası işler” konulu soruna “5.4 mr3 pate yapıldı. Ete dosyalan ve posutil dosyalan güncellendi. … servis kumlumu yapıldı. … kuruldu. … ayarları yapıldı. Lisanslar ayarlandı, test edildi” çözümünü ürettiğini, alınan hizmetlerin tespit edilmesi için müvekkilin ve davalının bilgisayar kayıtlarının bilirkişi marifeti ile incelenmesini talep ettiğini, Mahkememizce de re’sen dikkate alınacak olan nedenler ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile haklı davanın kabulüne, davalının, … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptal edilerek takibin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli itirazları nedeniyle alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, kötü niyetli davalı aleyhine HMK m.329 gereğince disiplin para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davacı …Ş. hizmet alım-satımına dayalı ticari ilişkide bulunduğunu, davacı şirket tarafından müvekkilimize gönderilen 27.10.2017 tarihli İhtarname başlıklı yazısı ve ekinde bulunan 01.01.2016 – 04.10.2017 tarihleri arasındaki davacı şirket tarafından tutulan cari hesap ekstresi ile müvekkilden haksız ve taraflar arasındaki sözleşmelere aykırı olarak 13.554,82-TL talep edildiğini, davacı şirketin göndermiş olduğu bu yazıya, tarafça 15.11.2017 tarihli yazıyla itiraz edilmiş ve iadeli taahhütlü olarak PTT vasıtasıyla göndermiş olduğu bu yazı davacı tarafa 16.11.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, söz konusu 15.11.2017 tarihli yazıda, davacı şirketin talep etmiş olduğu bu hizmet bedelini kabul etmediği, sözleşme gereği davacı şirketçe müvekkile herhangi bir hizmet sağlanmadığını, müvekkil şirketin hizmet alması gereken merkezinde davacı şirketin servisinin dahi bulunmadığını, bakım ve servis hizmetinin davacı şirketçe müvekkil şirkete gelerek ya da uzaktan erişim ile de sağlanmadığını, müvekkil şirkete sadece kasa kurulumu için gelindiği ve bunun da ücretinin ödendiğini, müvekkil şirketin hizmet alamaması sebebiyle taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmesi talebinde bulunduğu ancak karşı tarafça sözleşme ileri sürülerek bunun kabul edilmediğini, hiçbir hizmet sunmadan faturalandırmaya da devam edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmelerde yer alan müvekkilin sözleşme bitim süresinden önce tek taraflı fesih yapamayacağına dair maddelerin T.B.K. 20. Maddesi gereğince geçersiz olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmelerin tarafımızca fesih edilmiş olduğunu ve hiç bir hizmet sunmadan faturalandırmaya devam etmeye son vermeleri gerektiği davacı şirkete ihtar edildiğini, davacı taraf ihtarımıza karşın, 21.11.2017 tarihinde haksız ve hukuka aykırı olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine icra takibi başlattığını, tarafça süresi içerisinde sunulan 30.11.2017 tarihli itiraz dilekçesi ile söz konusu icra takibi durdurulduğunu, davacı tarafa, hem müvekkil şirketçe hem de yazılı ihtarımızla tarafça aralarındaki sözleşmelerin feshedildiğini, hizmet alınmak islenmediğini, faturalandırma yapmamaları bildirilmiş olmasına karşın, davacı şirket kötü niyetli olarak, taraflar arasındaki huzurdaki dava sürerken davacı tarafından düzenlenen; 05.01.2018 Tarih … Numaralı 2.670,93-TL bedelli. 05.01.2018 Tarih … Numaralı 1.365,27-TL bedelli, 05.01.2018 Tarih … Numaralı 801,31-TL bedelli üç adet e-fatura sureti 12.01.2018 tarihinde kargo yoluyla müvekkile ulaştığını, davacı şirketin göndermiş olduğu bu haksız faturalara ilişkin … Noterliği tarafından düzenlenen 17.01.2018 tarihli, … Yevmiye Nolu ihtarname davacı tarafa 19.01.2018 tarihinde tebliğ olduğunu ve hem ilgili faturalara itiraz edilmiş hem de aralarındaki sözleşmelerin tarafımızca feshedildiği bir kez daha kendilerine ihtar edildiğini, davacı şirket tarafından ihtarın tebliğ olmasından sonra müvekkile gönderilen 19.01.2018 tarihli cevap yazısında, itirazı üzerine söz konusu faturaların iptal edildiği müvekkil şirkete bildirildiğini, davacının davasının reddiyle; haksız ve mesnetsiz olarak yapılan itirazın iptali, icra inkâr tazminatı ve disiplin para cezası taleplerinin reddine, esasen takibinde kötü niyetli ve haksız olan alacaklının %20’den aşağı olmamak kaydıyla tazminat ödemesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğüne ait … takip sayılı dosyasında özetle; 13.554,82-TL tutarındaki toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faiz ile tahsilini talep ettiğini, davalı tarafça borca ve takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 21/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; İncelenen davacı şirkete ait 2017 yılı ticari defterlerinin açılış kapanış beratları ile envanter defterinin açılış tasdikinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, davacı yanın kendi kayıtlarına nazaran davalı yandan 21.11.2017 takip tarihi itibarıyla 13.554,82 TL alacaklı göründüğünü, incelenen davalı şirkete ait 2017 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğunu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, davalı yanın ticari defterlerinde davacı yan tarafından keşide edilmiş tüm faturaların kayıtlı olduğunu, bu itibarla kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 21.11.2017 takip tarihi itibarıyla davacı yana 13.554,82-TL borçlu göründüğünü, dava dosyasındaki mevcut deliller ile teknik anlamda sözleşmelerdeki bakım ve desteğin verilip verilmediği ya da kısmen verildiği konusunda kesin bir hükme varılamayacağını mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 31/05/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı taraftan alınan CRM kayıtlarının davacı tarafın sunduğu “hizmet döküm listesi” ile büyük oranda örtüştüğü ve telefon ses kayıtlarının da CRM kayıtları ile tutarlı olduğunu, ayrıca ses kayıtlarının loglarının davacı tarafın hizmet aldığı üçüncü taraf tarafından doğrulandığını, ses kayıtlarının dinlenmesi sonucu davacı tarafın davalı tarafa en azından Temmuz 2017 tarihine kadar bakım ve destek hizmeti sunduğunu, her ne kadar Mahkememizce 26/03/2019 tarihli duruşmada hem davalı hem de davacı taraf bilgisayarlarının yerinde teknik inceleme yapılmasına karar vermişse de, davalı tarafın şehir dışında olduğunun anlaşılması üzerine davalı tarafta yerinde inceleme yapılamadığını mütalaa etmiştir.
Dava; İtirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Taraflar arasında hizmet alım satımına dayanan ticari ilişki bulunduğu, bu kapsamda davalı şirket ile parça dahil bakım, onarım ve destek sözleşmeleri akdedildiği, bu kapsamda davalı aleyhine faturalar düzenlendiği ve bu e-faturaların davalı şirkete tebliğ edildiği; ancak söz konusu fatura bedellerine ilişkin gerekli ödeme yapılmadığından bahisle davalı taraf aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden faturaya ve sözleşmelere dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, davalı yanın takibe vaki itirazının iptali istemi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı yan ise cevap dilekçesinde; Davacı şirketçe taraflarına herhangi bir hizmet sağlanmadığı, davalı şirketin hizmet alması gereken merkezinde davacı şirketin servisinin dahi bulunmadığı, bakım ve servis hizmetinin davacı şirketçe davalı şirkete gelerek ya da uzaktan erişim ile de sağlanmadığı, davalı şirkete sadece kasa kurulumu için gelindiği ve bunun da ücretinin ödendiği, davalı şirketin hizmet alamaması sebebiyle taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmesi talebinde bulunulduğu; ancak karşı tarafça sözleşme ileri sürülerek bunun kabul edilmediği ve hiçbir hizmet sunmadan faturalandırılmaya da devam edildiği, taraflar arasındaki sözleşmelerde yer alan davalının sözleşme bitim süresinden önce tek taraflı fesih yapamayacağına dair maddelerin TBK’nın 20. maddesi gereğince geçersiz olduğu ve bu sebeple taraflar arasındaki sözleşmelerin davalı yanca fesih edilmiş olduğu savunularak davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan kök ve ek bilirkişi raporlarında da belirlendiği üzere; Davacı şirkete ait 2017 yılı ticari defterlerinin açılış kapanış beratları ile envanter defterinin açılış tasdikinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda davacı yan ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın kendi kayıtlarına nazaran davalı yandan 21.11.2017 takip tarihi itibarıyla 13.554,82-TL alacaklı göründüğü, incelenen davalı şirkete ait 2017 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın ticari defterlerinde davacı yan tarafından keşide edilmiş tüm faturaların kayıtlı olduğu, bu itibarla kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 21.11.2017 takip tarihi itibarıyla davacı yana 13.554,82-TL borçlu göründüğü belirlenmiştir. Her ne kadar davalı taraf, taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereğince herhangi bir hizmet almadığını iddia etmişse de; davacı taraftan alınan CRM kayıtlarının davacı tarafın sunduğu “hizmet döküm listesi” ile büyük oranda örtüştüğü ve telefon ses kayıtlarının da CRM kayıtları ile tutarlı olduğu, ayrıca ses kayıtlarının loglarının davacı tarafın hizmet aldığı üçüncü taraf tarafından doğrulandığı, ses kayıtlarının dinlenmesi sonucu davacı tarafın davalı tarafa en azından Temmuz 2017 tarihine kadar bakım ve destek hizmeti sunduğunun tespit edildiği, bu bağlamda taraflar arasındaki sözleşmenin uygulandığı ve taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalı yana hizmet verildiğinin ispatlandığı, kaldı ki davacı yanca düzenlenen faturaların davalı yan ticari defterlerine de işlenmiş olduğu nazara alındığında davalı yanın hizmet almadığına ilişkin savunmasının dinlenemeyeceği nazara alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, buna ilişkin …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında davalı yanın itirazının iptali ile koşulları oluştuğundan davalı yan aleyhine alacağın %20’si üzerinden hesap edilen icra inkar tazminatına hükmedilerek buna ilişkin aşağıdaki hükmü kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
… İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında davalı yanın itirazının iptali ile, takibin aynı kayıt ve şartlarla devamına,
Alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 2.710,96-TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 925,93-TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 163,72-TL harcın mahsubu ile bakiye 762,21-TL harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafça yapılan 2.354,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
5-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6- Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
7- Davacı tarafça yatırılan 163,72-TL peşin harç ile 31,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 195,12-TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2019

Katip …

Hakim …