Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1066 E. 2018/222 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1066 Esas
KARAR NO: 2018/222
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/11/2017
KARAR TARİHİ: 14/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil … ile davalı şirket arasında 14/09/2013 tarihinde dört adet sözleşme imzalandığını, İstanbul Esenyurt ilçesinde bulunan dairelerin satımı konusunda anlaştıklarını, davalı şirketin sözleşme yükümlülüklerini tamamlayarak daireleri müvekkile eksiksiz teslim etmediğini, müvekkilin sözleşme gereği 36.600TL olan tüm ödemelerini 31/12/2014 tarihinde eksiksiz olarak tamamladığını, daireler teslim alınamadığından işbu belirsiz alacak davasını ikame ederek kira bedeli talebinde bulunma zorunluluğunun doğduğunu, bu nedenlerle sözleşmede öngörülen teslim tarihinden itibaren müvekkile ödenmesi gereken kira bedellerinin şimdilik 1.000TL’sinin davalıdan tahsilini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile müvekkil arasında 14/09/2013 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, bu nedenle mahkemenin görevsiz olduğunu, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, yetkili mahkemenin ise müvekkil adres yönünden Büyükçekmece mahkemeleri olduğunu, müvekkil şirketin taraflar arasında olan sözleşme kapsamında sözleşmede belirtilen tarihte taşınmazları davalı tarafa teslime hazır hale getirdiğini ancak davalı tarafın sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemekte ısrarcı davrandığını, teslime hazır hale getirilen taşınmazları iddia ettiği eksiklikler dolayısı ile teslim almaktan imtina ettiğini, bu nedenle müvekkilin bu taşınmazları teslim edemediğini, davacı tarafın taşınmazlarının hali hazırda kiraya verilebilir ve kira geliri elde edilebilir durumda olduğunu, kötü niyetli olarak kiraya vermekten imtina ettiğini, bu nedenlerle ikame edilmiş işbu davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; taraflar arasında akdedilen taşınmaz satım sözleşmesi gereğince davalı tarafın yüklendiği teslim borcunun gereği gibi ifa edilmemesi iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından taraflar arasında akdedilen gayrimenkul satımına ilişkin sözleşme örnekleri, ödeme planı tablosu, tapu senet suretlerinin ibraz edildiği görülmüştür.
Yargılama kapsamında öncelikli olarak irdelenmesi gereken meselenin görev noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan tetkik neticesinde; somut olayda davacı ile davalı şirketin … numaralı dairelerin satımı konusunda anlaştıkları, davacı yanın davalı şirketin sözleşmesel yükümlülüklerini tamamlamayarak daireleri eksiksiz olarak teslim etmediği iddiası ile alacak isteminde bulunduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Huzurdaki davada ise bahadır davalı yüklenici tacir ise de, davacı tarafın tacir olmadığı, 6102 sayılı TTK’nın 4/1.maddesinde TBK’nın 470 vd. maddelerine atıf yapılmadığından davanın mutlak ticari dava niteliğinin de bulunmadığı, somut uyuşmazlığın satım sözleşmesine konu bağımsız bölümlerin birden fazla olması hasebiyle de 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici davası olarak vasıflanamadığı anlaşılmaktadır. Anılı gerekçeler ışığında iş bu dava yönünden mahkememizin görevli olmadığı, somut uyuşmazlıkta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3- HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4- Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/03/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza