Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1057 E. 2022/374 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1057 Esas
KARAR NO : 2022/374

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/11/2017
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; 25/01/2011 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halindeyken karşı yönden gelen Mehmet Kandemir sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin … plaka numaralı araçta yolcu olarak bulunduğunu, kazada … plaka numaralı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin bu kazada ağır yaralandığını ve hayati tehlikesinin bulunduğunu, beş kaburga kemiğinin kırıldığını, akciğerinde yırtılma meydana geldiğini, iç kanama geçirdiğini, uzunca bir süre tedavi olduğunu ve ölüm korkusu yaşadığını beyanla müvekkilinin kaza nedeniyle uğradığı geçici kalıcı hasar, tedavi giderleri ve bakıcı giderleri olmak üzere 6.162,82 TL maddi tazminatın davalılardan ve 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili talep arttırım dilekçesi ile; bir kısım taleplerini arttırmış olup, 5.780,77 TL geçici iş göremezlik, 75.095,68 TL sürekli iş göremezlik ve 796,50 TL bakıcı giderleri olmak üzere toplam 81.672,95 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
Davalı Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, poliçelerinde kişi başına sakatlık ve ölüm teminatının 175.000,00 TL olduğunu, poliçede sadece davacının sürekli maluliyet halleri teminat altına alındığını, bu nedenle müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilebilmesi için davacının sakatlığına ilişkin Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, Trafik Sigortası Genel Şartları’na göre maluliyet oranının kesin olarak saptandığı tarihe kadar geçen süre içerisinde tedavi gideri ve geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerin poliçe kapsamında olmadığını, müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, bu talepler bakımından Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunun bulunduğunu, davacı tarafın sigortalı olması halinde geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerin kurum tarafından karşılanması gerektiğini, dava konusu olayda davacı ve araç işleteni arasındaki ilişki bakımından hatır taşıması bulunduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulması gerektiğini, davacının dava tarihinden önce müvekkiline yapmış olduğu başvuruda eksik evrak bulunduğunu, bu nedenle başvurunun değerlendirilemediğini, davacının usulüne uygun başvurusu bulunmadığından müvekkilinin temerrüde düşmediğini, zaten davacının müvekkili şirkete başvuru tarihinde dava konusu talep yönünden zamanaşımı süresinin dolduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediğini, meydana gelen kazada kendisi tarafından herhangi bir kural ihlalli yapılmadığını ve kusurun kendisinde olmadığını, asıl kusurlu tarafın … plakalı araç sahibi olan Mehmet Kandemir’de olduğunu, söz konusu kazanın yaklaşık yedi sene önce meydana geldiğini ve davacının bu davayı açmasında kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın Erzurum’da meydana geldiğini bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğunu, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını, kazanın davacının içinde bulunduğu araç sürücüsünün kusuru nedeniyle meydana geldiğini, … plakalı sayılı aracın sürücüsünün kusursuz olduğunu, kazada yaralanan davacının emniyet kemerini takmadığını, bu nedenle ağır kusurlu olduğunu, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kısa bir süre tedavi gördükten sonra sağlığına kavuştuğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER, TAHKİKAT VE GEREKÇE: Dava; trafik kazası nedeni ile maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı … vekili zaman aşımı definde bulunmuş ise de ceza zaman aşımı nazara alınarak zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Yine Davalı … vekili müvekkilinin adresi itibari ile mahkememizin yetkisiz olduğunu belirtmiş ise de HMK 7 uyarınca yetki itirazının reddi ile yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, maluliyet ve kusur hususlarında bilirkişi raporu alınmıştır.
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 23/08/2019-18870 karar numaralı raporunda özetle;
Dava dosyasının yeniden incelendiği, Kurulumuzun … tarih ve … karar nolu mütalaasına eklenecek bir husus bulunmadığı cihetiyle mevcut belgelere göre … ve … oğlu 1988 doğumlu …’ün 25.01.2011 tarihli trafik kazasına bağlı meydana gelen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak:
Gr1 XII (32a……….1) A %5,
E cetveline göre: %3,3 (yüzdeüçvirgülüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
2- İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği ” yönünde oy birliği ile mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 23/08/2021-14244 karar numaralı raporunda özetle;
Cevdet ve Hayriye oğlu, 1988 doğumlu …’ün 25.01.2011 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının; 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin, 15. Maddesi kapsamında, başka birinin sürekli olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme (iş göremezlik) süresi içerisinde 1 (bir) ay süresince bir başkasının yardımına gereksinim duyabileceği” yönünde oy birliği ile mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan ve PMF tablosu kullanılarak hessplama yapılan 04/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
1-… plakalı kamyonun (diğer davalının maliki olduğu ve sigorta şirketi tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan araç) davalı sürücüsü …’nın, meydana gelen kazada tam (%100) kusurlu olduğu,
2-… plakalı minibüsün(davacının yolcu olarak bulunduğu araç) sürücüsü Mehmet Kandemir’in ise, meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun görülmediği,
3-Davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı Abdurrahman Bingöl’ün;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının – 5.780,77 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%3,3 maluliyeti ile ilgili bakiye maddi zararının 35.640,69 TL.
c)Bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 796,50 TL. olduğu,
d)Davacının 6.132,82 TL.lık tedavi gideri zararının tamamının faturalı/belgeli olması, ekte ibraz edilen Yargıtay kararlarında, SUT kapsamında bir değerlendirme yapılmaksızın 6l11 Sayılı Kanun kapsamında kalan tüm belgeli tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olacağının belirtilmesi karşısında, davalıların tedavi giderlerinden sorumlu olup olmayacağının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
e)Manevi tazminat talepleri sigorta poliçesi kapsamında olmayıp, davacının yukarıda belirlenen maddi zararlarının poliçe limitleri içinde kaldığı,
f)Başvuru tarihine göre taleple bağlı kalınarak sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi 20.11.2017 olarak belirlenmiş olup, sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımında ise her hangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüdün 25.01.2011 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
g)Olayda sürücüsü % 100 kusurlu bulunan … plakalı aracın ticari taşımacılık yapacak nitelikte olduğu ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan ve TRH 2010 tablosu kullanılarak hesaplama yapılan 28/12/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının – 5.780,77 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%3,3 maluliyeti ile ilgili bakiye maddi zararının 75.095,68 TL.
c)Bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının 796,50 TL. olduğu,
d)Olay meydana gelmesinde … plakah araç sürücüsünün %100 kusurlu bulunması ve davacının olayda sürücüsü kusursuz bulunan … plakalı minibüste yolcu olarak
bulunması nedeniyle hatır taşıması indirim koşullarının gerçekleşmediği kanaatine varılmakla birlikte bu husustaki nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olduğu,
e)Davacının 6.132,82 TL.lik tedavi gideri zararının tamamının faturalı/belgeli olması,
önceki raporun ekinde ibraz edilen Yargıtay kararlarında, SUT kapsamında bir değerlendirme yapılmaksızın 6111 sayılı kanun kapsamında kalan tüm belgeli tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olacağının belirtilmesi karşısında, davalıların tedavi giderlerinden sorumlu olup olmayacağının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
f)Manevi tazminat talepleri sigorta poliçesi kapsamında olmayıp, davacının yukarıda belirlenen maddi zararlarının poliçe limitleri içinde kaldığı,
Davacı vekili tarafından verilen 04.11.2021 tarihli dilekçe ile dava dışı … Sigorta ile manevi tazminat talepleri hususunda anlaşıldığı, manevi tazminat yönünden davanın konusuz kaldığı ve yargılama gideri olarak ta dava dışı sigorta şirketinden 1.000,00 TL alındığının beyan ve kabul edildiği,
g)Başvuru tarihine göre taleple bağlı kalınarak davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi 20.11.2017 olarak belirlenmiş olup, sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımından ise herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüdün 25.01.2011 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
h)Sigortalı araç … model 10 tekerlekli kamyon olup, ancak ticari taşımacılık yapacak nitelikte olduğu ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; … plakalı minibüs içerisinde yolcu konumunda olan davacının 25/01/2011 tarihinde davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, minibüse çarpması sonucu oluşan kazada yaralandığı, davalı …’ın … plakalı araç sahibi ve davalı sigortanın da aracın ZMMS ile sigortacısı olduğu, kazanın oluşumunda mahkememizce alınan ve ceza dosyasında bulunan kaza tespit tutanağı ile alınan raporlarla da uyumlu olan kusur raporu uyarınca davalı sigorta sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrası geliştirilen içtihatlar uyarınca kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri uyarınca davacının maluliyetinin belirlenmesi ve yine hesaplamada TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak, %10 arttırım/indirim yapılması ile sonuca ulaşılması gerektiği , bu nedenle mahkememizce TRH 2010 yaşam tablosu kullanılan ve davalı sigorta sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu hesaplama yapılan ek bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, dava dışı Kasko Sigortacısı şirketin dava devam ederken davacı tarafa 8.000 TL manevi tazminat ve 1.000 TL tutarında yargılama gideri ve 4.080 TL vekalet ücreti yönünden ödeme yaptığı, davacı vekilinin, 04/11/2021 tarihli dilekçesi ile manevi tazminat isteminin konusuz kaldığı ve geri kalan yargılama ücreti yönünden taleplerinin devam ettiğini hususlarını beyan ettiği, davacının minibüste yolcu olması nedeniyle hatır taşımasının söz konusu olmadığı, davacının emniyet kemeri takmayarak müterafık kusuru bulunduğu yönündeki iddianın, iddia eden tarafından ispat edilmesi gerektiği, ancak buna ilişkin bir delil sunulmadığı gibi ceza dosyası ve kaza tespit tutanağında da davacının emniyet kemeri takmadığına dair bir bilginin yer almadığı, bu nedenle müterafık kusur indirimi de yapılamayacağı, davacının %3,3 oranındaki maluliyeti ve 9 ay kadar geçecek iyileşme sürecinde 5.780,77-TL geçici maluliyet, 75.095,68-TL sürekli maluliyet, 796,50-TL bakıcı gideri zararlarının doğduğu anlaşılmakla bu taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden, konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/3655 esas, 2020/1754 karar sayılı ilamında da işaret edildiği üzere; ”…Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinde kuşku yoktur. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.” Nitekim 25/02/2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş olup buna göre trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı düzenlenmiştir. Bu hali ile sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen anılı düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Her ne kadar belgesiz tedavi giderleri yönünden sigorta şirketi ile sürücü ve işletenin sorumluluğu devam etmekte ise de huzurdaki davada talep edilen tedavi giderleri belgeli ve faturalı olup dava dışı SGK’nın sorumluluğunda olduğu dikkate alınarak davalılar aleyhine yöneltilen tedavi giderlerine yönelik istemin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça, işbu dava dosyası ilgi tutularak dava dışı sigortadan tahsil edilen 1.000 TL yargılama gideri davacı lehine hükmedilecek yargılama giderinden mahsup edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-A)Manevi tazminat yönünden;
1-Dava konusuz kalmakla esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
B)Maddi tazminat yönünden;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
5.780,77-TL geçici maluliyet, 75.095,68-TL sürekli maluliyet, 796,50-TL bakıcı gideri tazminatının davalı sigorta yönünden 20/11/2017 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden 25/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
a-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 5.579,08 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan ( 123,52 TL peşin harç ile 279,00 TL ıslah harcı olmak üzere ) 402,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.176,56 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
b-Maddi tazminat yönünden; davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 11.417,48 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
c-Maddi tazminat yönünden; davalı … ve Sigorta Şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve Sigorta Şirketi’ne ödenmesine,
d-Davacı tarafça yapılan 3.728,41 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 2.468,17 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
e-Davacı tarafça yatırılan 123,52 TL peşin harç ile 279,00 TL ıslah harcı ve 31,40 TL başvuru harcı olmak üzere 433,92 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
f-Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, hazır bulunan tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır