Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1050 E. 2019/180 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1050 Esas
KARAR NO : 2019/180
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2017
KARAR TARİHİ : 06/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin alacağının tahsili için icra takibi açıldığını, davalı borçlu tarafından takibi itiraz edildiğini, müvekkilin alacağının davalı ile aralarındaki cari hesap ilişkisine ve içeriğindeki faturaya bağlı olduğunu, itiraz da haksız ve kötü niyetli olduğunu bildirerek itirazın iptaline davalı aleyhine %20 icra tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin, davacı ile … mağazası giriş duvar zemin ve zaman epoksi boyası ile ilgili görüşüldüğünü, davacıya zemin duvar ve tavanda tek renk olmasını, ürünlere zarar verilmemesi ve yapılacak uygulamanın eksiksiz olması gerektiğini, … yetkilileri tarafından kontrol edileceğinin söylendiğini, davacı tarafından uygulama yerinin görüldüğü, kabul ederek işe başlamış olduğunu, davacının yaptığı uygulamanın ayıplı olduğunu, zemin ile duvar renk boyalarının farklı olduğunu, çalışma sırasında ürünlere zarar verildiğini, bantlama yapılmadığı için kestirme sırasında seramikler ve ürünlerin zarar gördüğünü, buna ilişkin müvekkilin fotoğrazflar çektiğini, işbu ayıplara ilişkin davacıya bildirimde bulunulduğunu, davacınına yıbı gidermediğini, davacının yaptığı işin iş sahibi …’un tarafından kabul edilmediğini, bunun üzerinde dava konusu bedeli için iade faturası kesildiğini, davacının kabul etmediğini, davacının yaptığı iş ayıplı ve kabul edilemez olduğundan icra takibinin haksız olduğunu bildirerek davanın reddini, %20 tazminata hükmedilmesini, masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; eser sözleşme ilişkisinden kaynaklı faturaya dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 1.345,20 TL alacağın takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) işleyecek yıllık %9,75 avans faizi ile takip başlatıldığı, davalı takip borçlusunun borca ve borcun ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi … marifetiyle hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; ”… Davacı tarafından sunulan ticari defter tasdik bilgilerinin tablo şeklinde sunulduğunu, davacı tarafın 2017 yılı ticari defterlerinin 6102 SY. 64. Mdsinin 3. Fıkrası son cümlesi kapsamında 06/06/2013 tarihli resmi gazete sayı: 28669 ile yapılan değişikliğin 15/a md.si kapsamında tasdiklerinin süresi içersinde yapıldığını, HMK 222./2 maddesi kapsamındaki koşulları taşıdığını belirttiğini, davalı tarafından sunulan ticari defter tasdik bilgilerinin tablo şeklinde sunulduğunu, davalı tarafın 2017 yılı ticari defterlerinin 6102 SY 64.mdsinin 3. Fıkrası son cümlesi kapsamında 06/06/2013 tarihli resmi gazete sayı: 28669 ile yapılan değişikliğin 15/a md. Si kapsamında tasdiklerinin süresi içersinde yapıldığını, HMK 222./2 maddesi kapsamındaki koşulları taşıdığını belirttiğini, davacı tarafından sunulan 120 10 09 proje mimarlık inşaat hesabına ilişkin hesap dökümü ve yevmiye defteri kayıtlarına ilişkin onaylı suretlerini sunmuş olduğunu, sunulanlar uyarınca davacı tarafından davalıya tanzim ettiği 4.130.-TL tutarındaki faturasının davalı hesabına borç kaydedildiğini, karşılığında davalı tarafın toplam 2.784,80.-TL ödemesinin alacak kaydedilmesi neticesinde, takip tarihinde davacının davalıdan 1.345,20.-TL alacağı olduğunu, davalı tarafından sunulan … düzey mimarlık hesabında davacının tanzim ettiği 4.130,00.-TL tutarında faturasının davacı alacağı olarak kaydedildiğini, davalı tarafından yapılan 2.784,80.-TL ödemesinin ve 1.345,20.-TL tutarında tanzim ettiği faturasının davacı borcu olarak girilmesi neticesinde borç-alacak bakiyesi olmadığını, davalının tanzim etmiş olduğu 1.345,20.-TL tutarındaki iade faturasının davacı kayıtlarında mevcut olmamasından kaynaklı olduğunu, davalının tanzim etmiş olduğu iade faturasının içeriğinin tablo şeklinde sunulduğunu, davalı tarafından telefon yazışmalarının sunulmuş olduğunu, 24.07.2017 tarihinde iade faturasının kesildiğini ve kala bakiyenin ödendiğinin bildirildiğini, faturanın kabul edilmediğini, iade edildiğini, uygulama hatalarının olmadığını, en son 25.07.2017 tarihinde rötuş yapılırsa ödemenin kalanının yapılabileceği hususları ve diğer yazmışların mevcut olduğunu, 24.07.2017 tarihinde …@… com mail adresinden …@ … com mail adresinin mail içeriğini tekrar ettiğini, iade faturasının 04.08.2017 tarihinde iadeli taahhütlü olarak davacıya gönderildiğini, davacı ve davalı arasında Epoksi boya uygulaması hususunda ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davacı tarafından yapılan işin bedelinin davalıya 02.06.2017 tarihinde fatura edildiğini, davalı tarafından yapılan işin istenilen şekilde davacı tarafından yerine getirilmediğinden bahisle 24.07.2017 tarihinde zeminde oluşan renk farkından dolayı iade faturası açıklaması ile 1.345,20.-TL tutarının iade edildiğini, ve ihtilafın da bu tutardan oluştuğunu, davacının davalıya yerine getirmesi gereken husus yer-zemin epoksi uygulaması olduğunu, davalı tarafından, meydana getirilen işin/eserin ayıplı ve istenilen şekilde duvarla tutturulması gereken rengin tutturulmamasından kaynaklı bedelde indirim yapılması istendiğinin anlaşıldığını, davacının 02.06.2017 tarihli faturasına ilişkin görüşme dökümleri dosyaya sunulduğu görüldüğünü, keza bir kısım resimler de davalının iddiasına ilişkin dosyaya sunulduğunun görüldüğünü, davalı şirketin mimarlık şirketi olduğunu, davacıya epoksi uygulaması işini verdiğini, 01.06.2017 günlü görüşme dökümündeki ayruca eksikler var, çok sıkıntı, … bey ile konuşmam lazım, ifadelerinin ayıp tespit ve bildirimi olarak değerlendirilmesi halinde bu defa davalının iddia ettiği ayıbın tespitinin gerekecek olduğunu, ve davalının 1.345,20.-TL olarak yapmış olduğu indirimin yerinde olup olmadığı hususunda ayrıca araştırılması gerektiğini, ticari defterlerde işin bedeline ilişkin davacı tarafından tanzim edilen 4.130,00.-TL tutardaki faturanın her iki taraf kayıtlarında mevcut olduğunu, faturaya itiraza ilişkin dosyada bilgi mevcut olmadığını, davalının 26.05.2017 tarihinde peşin ödediği 2.000.-TL’den sonra 02.06.2017 tarihli davacı faturasının kayıtlarda mevcut olduğunu, 21.07.2017 tarihinde davalı tarafından 784,80.-TL daha ödeme yapıldığı kalan 1.345,20.-TL’nin davalı tarafından tanzim edilen 24.07.2017 tarihli fatura ile davacıya borç kaydedildiğini, davacıda söz konusu iade faturasının kayıtlı olmadığı bu nedenle taraf kayıtlarında fatura bedeli olan 1.345,20.-TL tutarda fark oluğunu, davacıda bu miktarda alacak mevcut olduğunu, davalıda borç-alacak olmadığını, sonuç olarak, taraf kayıtları kapsamında davacı ve davalı arasındaki ticari ilişkide davacının epoksi uygulaması için tanzim ettiği 4.130,00.-TL tutarındaki faturanın taraf kayıtlarında mevcut olduğunu, davacının bu tutar alacaklandığını, davalının 2.784,80.-TL ödemesi neticesinde 1.345,20.-TL kalan davacı alacağı olduğu tespit edildiğini, bakiye için davalı tarafından davacıya renk farkı açıklamalı iade faturası tanzim edildiği davacıda bu faturanın kayıtlanmadığını, farkın bu miktar ve bu faturadan kaynaklı olduğunu, davacının yaptığı işteki davalının bildirdiği ayıplu hususların işin tesliminde davacıya ihbar edildiğine ilişkin sunulan telefon görüşmelerindeki hususlar ile sonradan tanzim edilen iade faturasına konu indirim bedelinin de yerinde olup olmadığı hususlarında taktirin mahkemeye ait olduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesine dayalı olup eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme sözleşmesidir. Yüklenicinin edimi eseri meydana getirmek, iş sahibinin karşı edimi ise kendisine teslim edilen esere bedel (ücret) ödemektir. Teslim edilen eserin ise fen ve sanat kurallarına uygun, iş sahibinin beklentilerini karşılar özelliği taşıması gerekir. Aksi halde eser, ayıplıdır ve yüklenicinin ayıptan dolayı sorumluluğu ortaya çıkar. Bir tanımlama yapmak gerekirse eserdeki ayıp, sözleşmede üzerinde anlaşılan (yüklenicinin esere ilişkin olarak zikrettiği) niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu niteliklerin meydana getirilen eserde bulunmamasıdır. Başka bir ifadeyle, eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki fark ayıptır. Açık ayıp ise, eserin iş sahibine teslimi anında kolaylıkla görülebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanımı sırasında kendini gösteren ayıp türüdür. Eser sözleşmesinin ayıplı meydana getirilmesi halinde, ayıp ihbar süresi TBK’nın 474. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre açık ayıplı işlerde iş sahibinin imal olunan şeyi teslim almasından sonra işlerin mutat cereyanına göre imkan bulur bulmaz muayene etmesi, kusurlu ise bunları yükleniciye bildirmesi gerekir. Açık ayıplarda TBK’nın 474/1. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz (geç sayılmayacak bir süre içinde) eseri gözden geçirip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekmektedir. Ayıptan doğan zararın varlığı ve miktarı ile zarardan sorumluluğu gerektiren kusurun kanıtlanması konusunda ise ispat kurallarına bakılmalıdır. HMK’nın 190/1. maddeye göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu nedenle ayıptan doğan hakların kullanılması için iş sahibi eserin ayıplı olduğunu kanıtlamak zorundadır.
Somut olayda ise, eserdeki ayıpların nedeni ısmarlananla fiilen yapılıp teslim edilen arasındaki renk farkı ve bantlama yapılmamasından kaynaklı zarar olarak ifade edilmişse de davacı yükleniciye, eserdeki açık ayıpların uygun bir süre içinde ihbar edildiği davalı/iş sahibi tarafından kanıtlanamamıştır. Bu haliyle eser kabul edilmiş sayılmıştır. Ayrıca davalı tarafın 4.130-TL bedelli faturayı defterine kaydettiği, davalı tarafından davacıya 2.784,80-TL ödeme yapıldığı ve davalının teslimden uzun süre sonra 1.345,20-TL’lik iade faturası düzenlemesinin anılı gerekçelerle yerinde olmadığı, davacı defterlerinde ise davalı tarafından yapılan ödeme sonucunda 1.345,20-TL alacağın göründüğü, bu hali ile davacı yanın takip tarihi itibari ile 1.345,20-TL alacak isteminde haklı olduğu, kısa kararda sehven davanın kısmen kabulüne dair ibarenin bulunduğu, ayrıca; İİK’nın 67/II. maddesi uyarınca alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için takibe itirazın haksız olması yanında alacağın likid (hesaplanabilir) olmasının zorunlu olduğu, yanlar arasındaki eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında alacak yargılamayı gerektirmekte olup, likit olmadığından davacının şartları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddine dair karar verilmesinin gerektiği anlaşılmakla; davanın kabulü ile davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 1.345,20-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin 1.345,20-TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Alacağın likit olmadığı anlaşılmakla icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 91,89-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 60,49-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 31,40-TL peşin harç, 600-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 121,50-TL olmak üzere toplam 784,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 1.345,20-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, dava miktarı itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/03/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza