Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1025 E. 2018/1063 K. 23.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1025
KARAR NO : 2018/1063

DAVA : İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 23/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu … – … Restraurant aleyhine, davacı – alacaklı şirket tarafından kiralanan … marka aracın iadesinden sonra on beş günlük süreçte oluşabilecek zararlara karşı müvekkil firma tarafından depozit olarak ödenen 10.000,00-TL’nin, 22.07.2016 tarihli ihtarname ve müvekkil şirketin tüm iyi niyetli taleplerine rağmen davalı-borçlu tarafından, müvekkil firmaya iade edilmemesi sebebiyle 21/10/2016 tarihinde müvekkil şirket adına … 13. İcra Müdürlüğü’nün .. E. sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, … 13. İcra Müdürlüğü’nden ilgili dosyanın istenilmesini, borçlu 03.11.2016 tarihinde, tüm borca ve ferilerine itiraz ettiğini, borca itiraz üzerine ilgili icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, borçlu / davalı ile davacı müvekkil şirket arasında 17.06.2016 tarihinde müvekkil şirket otel müşterisinin talebi üzerine “…” marka aracın 3 günlük süre ile kiralanmış olup 24.780,00-TL kira bedeli ve 10.000,00-TL depozito bedeli 17/06/2016 ödeme tarihli ekli dekonttan da görüleceği üzere davalı-borçluya ödendiğini, müvekkil şirket ile davalı-borçlu arasında karşılıklı irade beyanları ile akdedilen 3 gün süreli araç kiralama sözleşmesinin müvekkil firmaya yüklediği tüm sorumlulukların yerine getirildiğini, davalı – borçluya belirtilen kira bedeli ve depozitonun eksiksiz ve zamanında ödendiğini, aracın kiralanma sürelerine de riayet edilmiş olup kira konusu aracın zamanında, hasarsız ve eksiksiz bir şekilde davalı-borçluya teslim edildiğini, kira konusu araçta herhangi bir hasarın mevcut olmadığını, eğer mevcutsa bu durumun davalı-borçlu tarafından ispat edilmesini, ispat edilemediği takdirde müvekkil şirket tarafından ödenen depozito bedeli olan 10.000,00-TL’nin davacı-alacaklıya iadesi gerektiğini, davalı / borçluya gönderilen 22.07.2016 tarihli ihtarnamede müvekkil şirket tarafından ödenen 10.000,00-TL depozito bedelinin, aracın teslim tarihinden itibaren 15 gün geçmesiyle birlikte iade edilmesi gerekmesine rağmen, ödeme tarihi üzerinden 15 gün geçmiş olmasına rağmen depozito bedelinin müvekkil şirkete ödenmemiş olması sebebiyle toplamda 10.000,00-TL’nin ödenmesinin ihtarında bulunulduğunu, müvekkili tarafından borçluya borcun ödenmesi hususunda keşide edilen ihtarnameye rağmen, iş bu davanın açılış tarihinde kadar borçlu tarafından herhangi bir ödemede bulunulmadığını, dolayısıyla dosya borçlusunun likit borca kötü niyetle ve vakit kazanmak üzere itirazda bulunduğunu, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu gereğince yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin davalı – borçlu tarafından ihlal edildiğini, müvekkil şirket tarafından ödeme yapılmasına rağmen basiretli tacir olarak tanzim edilmesi gereken hizmet faturasının davalı – borçlu tarafından tanzim edilmediğini, müvekkili şirkete ulaştırılmadığını, açıklanan nedenlerle davalı/borçlunun akdedilen araç kira sözleşme uyarınca icra takibine konu borçtan sorumlu olduğunu, İİK 67. maddedeki “Takip talebine itiraz eden alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmü gereğince huzurdaki davanın açıldığını, dolayısıyla davalı borçlunun haksız itirazının iptalini ve takibin devamını, İİK madde 67 gereğince alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini sonuç olarak bu nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; haksız ve dayanaksız itirazın iptalini ve takibin devamını, muhakeme giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmilini, takip konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra ödeme emrinin tarafına 01.11.2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup, tarafından 03.11.2016 tarihinde itiraz edildiğini, davacı tarafın, bir yıllık hak düşürücü süre içersinde dava açmadığı için dava açma süresinin geçtiğini, tarafıma dava dilekçesinin tebliğ edilmediğini, tarafının söz konusu davayı e-devlet üzerinden öğrendiğini, dava dilekçesinin tarafına tebliğ edilmesinden itibaren yasal süre içerisinde esasa ilişkin cevaplarını ve delillerini sunacağını, sonuç olarak süresinde açılmayan davanın usulden reddini, tarafına dava dilekçesi tebliğ olduktan sonra esas yönünden cevap sunma ve delil bildirme haklarının saklı olmak kaydı ile, yargılama giderleri ile ileride tarafını bir vekil ile temsil ettirmesi halinde vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; taşınır kira sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkindir.
… 13. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle görev noktasında incelenmiştir.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesine göre; “Kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mülga 1086 sayılı HMUK.’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm merci Sulh Hukuk Mahkemeleri olarak gösterilmiştir.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; araç kiralama ilişkisinden kaynaklı davacı kiracı tarafından ödenen depozit bedelinin iadesi istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptaline karar verilip verilemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yürütülen yargılama sırasında uyuşmazlığın taraflar arasındaki araç kiralama ilişkisinden kaynaklı davacı kiracı tarafından ödenen depozit bedelinin iadesi isteminden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla huzurdaki davada ileri sürülen istem kira sözleşmesinden kaynaklanmakla anılı kanuni düzenlemeler gereğince iş bu dava kapsamında Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, (Yargıtay 3 . Hukuk Dairesi’nin 2017/8807 esas, 2018/7475 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) anlaşılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekili ile davalının yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/11/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza