Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1021 E. 2019/1102 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1103
KARAR NO : 2019/1097
BİRLEŞEN … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2018/3 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/12/2017
KARAR TARİHİ : 10/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket, davalı … firması ile yaptığı bu anlaşmaya istinaden anlaşmadan doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve dava dışı muhatap … Turizm ile “Grup Kontenjan Satış Sözleşmesi” akdetmiş olup, bu sözleşmeye istinaden … Turizm’e bu tarihe kadar 20.000,00-TL nakit ödemiş ve 480.000,00-TL vadeli çek verdiğini, davalı … firması müvekkil şirket ile arasındaki anlaşma gereğince (e-mailler ile de sabit olduğu gibi) anlaşmanın 6. maddesinde düzenlenen 1. ön ödeme olarak müvekkil şirket lehine kaşeli ve imzalı bir mail order ilettiğini ve 15.000-EURO karşılığı 61.179-TL ödeme yaptığını, hal böyle iken, aynı anlaşmanın 6. maddesinde düzenlenen ve 17 Ekim 2017 tarihinde yapması gereken 2. ön ödemeyi (15.000-EURO) gerçekleştirmediğini, bunun yanı sıra, müvekkil şirkete iletmiş olduğu e-mailde; taraflar arasında bir anlaşma bulunmadığını, 61.179-TL bedelli ön ödemenin sehven yapıldığını ve bu nedenle iade edilmesi gerektiği gibi akıl, mantık ve hukuk kurallarıyla bağdaşmayan beyan ve taleplerde bulunduğunu, yaşanan bu durum nedeniyle tarafımıza davalı yana ve dava dışı … Turizm’e … Noterliği’nin 18.10.2017 T. ve … Yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek “i) muhatapların sözleşmeden doğan yükümlülüklerini tam, eksiksiz, zamanında ve ayıptan ari olarak ifa etmesi, ii) yükümlülüklerden herhangi birinin gereği gibi ifa edilmemesi halinde müvekkil şirketin ilgili sözleşmeyi haklı nedenle fesih hakkı saklı kalmak kaydıyla, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücreti ilgili muhataba ait olmak üzere tarafımızca derhal yasal yollara başvurulacağı, iii) işbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 (yedi) gün içinde muhatap … firmasının diğer muhatap … otelinde 14-18 Aralık tarihleri arasında yer ayırıp ayırtmadığı / ödeme yapıp yapmadığı / hususlarında tarafımıza ilgili belgeleri ile birlikte yazılı bilgi verilmesi, belirtilen süre içerisinde herhangi bir cevap verilmemesi halinde söz konusu iddianın zımnen kabul edilmiş sayılacağı” ihtar ve ihbar edildiğini, davalı … firması …. Noterliği’nin 10.11.2017 T. ve … yevmiye nolu cevabi ihtarnamesinde; taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığını, müvekkil şirket yetkililerine sözleşme konusu organizasyonu iptal ettiklerini bildirdiklerini, dolayısıyla müvekkil şirkete gönderilen 61.179-TL ön ödemenin herhangi bir hizmet olmaksızın gönderildiğini, bu nedenlerle bedelin kendilerine iade edilmesi gerektiğini iddia ve talep ettiğini, işbu cevabi ihtarnameden de anlaşılacağı üzere davalı yanın iddiaları kendi beyanlarıyla çeliştiğini, şöyle ki; ihtarlaşma sürecinden evvel müvekkil şirkete gönderilen e-mailde yazılı bir anlaşma olmadığı ve 61.179,00-TL bedelin sehven ödendiğini iddia etmişken, daha sonra gönderilen cevabi ihtarnamede ise bir yandan taraflar arasında yazılı bir anlaşma olmadığını, diğer yandan ise oranizasyonun iptal edildiği ve bu nedenle organizasyon için ödenen 61.179,00-TL’nin geri ödenmesi gerektiği ifade edildiğini, dolayısıyla davalı yan aslında cevabi ihtarnamesi ile anlaşmayı ve organizasyonu iptal ettiğini (sözleşmeyi haklı bir neden olmaksızın feshettiğini), ön ödemeyi de bu organizasyon için yaptığını kabul ettiğini, davalı yanın mal varlığını kaçırmasının engellenmesi ve malvarlığının 3. kişilere satışının veya devrinin önlenmesi maksadıyla, Mahkememizce tespit edilecek mal varlıkları üzerine dava sonuna kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı yanca haksız nedenle feshedildiğinin tespitini, davanın niteliği itibariyle belirsiz alacak davası olması hasebiyle, dava bedelini sonradan artırmak üzere, 6100 Sayılı Kanunun 107. maddesine göre müvekkil şirketin sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğradığı kar kaybı için şimdilik 10.000,00-TL’nin haksız fesih tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri, harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin kayıtlı adresi; “… Mah. … Cad. No: … Başakşehir/İstanbul” olup, Bakırköy Adliyesi yargı alanı içerisinde kaldığını, bu sebeple huzurda görülen dava yetkisiz mahkemede açılmış olup, davanın yetkili Mahkeme olan “Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri”nin yetkisi kabul edilerek, usulden reddi gerektiğini, yetkisiz yerde açılan davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini, alacak rakamını hesaplayabilecek durumda olan davacının, buna rağmen “belirsiz alacak davası” olarak açtığı davanın usulden reddini, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesinde davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davalı şirkete 28/06/2017 tarihinde 61.179,00 TL ödeme yapıldığını, ödemenin taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi nedeniyle ilerleyen süreçte hizmet alınması amacıyla avans olarak verildiğini, davalı taraftan hizmet alınmadığını, yapılan ödemenin iade edilmesinin ihtarname ile talep edildiğini, davalının bedeli iade etmediğini, alacağın tahsili için … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile davalı hakkında takip yapıldığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesinde davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında toplantı ve organizasyon yapılması amacıyla 10/05/2017 tarihli anlaşma yapıldığını, anlaşmaya istinaden dava dışı … Turizm ile Grup Kontenjan Satış Sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, anlaşmanın 6.maddesi uyarınca 1.ön ödeme olarak davacının müvekkiline 15.000,00 Euro karşılığı 61.179,00 TL ödeme yaptığını, 2.ön ödemenin davacı tarafça yapılmadığını, davacı tarafından yapılan ödemenin avans ödemesi olmadığını, taraflar arasında yapılan anlaşmaya istinaden alındığını, davacının anlaşmayı haksız feshetmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, zararın tahsili için davacı aleyhine … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, müvekkilinin davacıdan alacaklı durumda olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 04/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2017 ve 2018 yılı yasal defterlerinin E-Deftere tabi olduğunu, E-Deftere tabi olan 2017 ve 2018 yılı envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, e-defter beratlarının ise yasal süresinde verildiği tespit edildiğini, davalı tarafça incelemeye ibraz edilen 2017 yılı yasal defterlerinin E-Deftere tabi olduğunu, E-Deftere tabi olan 2017 yılı envanter defterlerinin açtlış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını, e-defter beratlarının ise yasal süresinde verildiği tespit edildiğini, taraflar arasındaki ihtilafın davacı tarafça akdedildiği iddia edilen sözleşmenin davalı tarafça haksız nedenle fesh edilip edilmediği edilmiş ise davacı tarafın fesih nedeni ile uğradığı kar kaybının olup olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 2017 yılında yapıldığı iddia edildiğini, HMK. m. 200 uyarınca bir hakkın doğumu için yapılmış olan hukuki işlemin değerinin 2017 yılı itibariyle 2.590 TL’yi aşması durumunda senetle ispat edilmesinin gerektiğini, ancak HMK. m. 202 senetle isnat zorunluluğunun bulunduğu hallerde bir delil başlangıcının bulunması durumunda, söz konusu hukuki işlemin tanık ve diğer takdiri delillerle ispatına da olanak sağladığını, somut olayda, taraflar arasında kurulduğu iddia edilen sözleşmenin değeri 2.590 TL’nin üzerinde olduğunu, bu sebeple, söz konusu sözleşmenin varlığının kural olarak senetle ispat edilmesinin gerektiğini, bununla birlikte dosya muhtevasında hulunan taraflar arasındaki elektronik posta yazışmalarının delil başlangıcı olarak kabul edilebilmesi mümkün olduğunu, dosyadaki diğer hususlardan da taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi bulunduğu sonucuna varılabiliyorsa, senede gerek olmadan taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin mevcut olduğunun söylenebileceğini, bu hususun değerlendirilmesinin Mahkememizin takdirinde olduğunu, sözleşme bedeli olarak kar kaybı bedeli 9.450-EUR + 4.800-EUR= 14.250-EUR karşılığı (14.250-EUR • 4,555,00-TL=) 64.908,75-TL olarak hesaplandığını, birleşen dava yönünden Mahkememizce bilirkişi heyetine görev verilmediğinden birleşen dosya yönünden herhangi bir inceleme yapılmadığını mütalaa etmiştir.
Dava; Taraflar arasında akdedildiği iddia edilen sözleşmenin haksız feshinden kaynaklı kar kaybı alacağı talebi ile birleşen dava ise; cari hesaptan kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça, taraflar arasında Antalya İli, Belek İlçesi’nde bulunan bir otelde toplantı ve organizasyon yapılması hususunda bir anlaşma yapıldığı, davacı tarafça varılan anlaşmaya istinaden anlaşmadan doğan yükümlülüklerini yerine getirerek dava dışı şirket ile “Grup Kontenjan Satış Sözleşmesi” akdettiği ve yine bu sözleşmeye istinaden dava dışı şirkete ödemelerde bulunduğu, taraflar arasındaki anlaşma gereğince davalı tarafça anlaşmanın 6. maddesinde düzenlenen 1. ön ödeme olarak 15.000,00-EURO karşılığı 61.179,00-TL ödeme yaptığı; ancak aynı anlaşmanın 6. maddesinde düzenlenen ve 17.10.2017 tarihinde yapması gereken 2. ön ödemeyi gerçekleştirmediği iddia edierek taraflar arasındaki sözleşmenin davalı yanca haksız nedenle feshedildiğinden bahisle davacı şirketin sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğradığı kar kaybı için şimdilik 10.000,00-TL’nin haksız fesih tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı yandan tahsilinin talep ve dava edildiği anlaşılmıştır.
Davalı yan süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile; yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı yanca dosya kapsamına sunulan 10.05.2017 tarihli sözleşmenin taraflarınca imzalanmadığını savunarak takas mahsup talebi ile davanın önce usulden akabinde talepleri doğrultusunda esastan reddini savunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça sunulan cevaba cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmede bulunan yetki şartı gereğince; İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun iddia edildiği anlaşılmıştır. Ancak; taraflar arasında akdedildiği iddia edilen sözleşmede davalı tarafın imzası bulunmamaktadır. Davacı yan her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin uygulandığını iddia etmiş ise de; sözleşme hükümlerinin uygulanması hususu taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen anlaşmanın yetki şartını geçerli kılamayacağından, davalı yanın imzasını ihtiva etmeyen sözleşmedeki yetki şartının ve 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulanmasının mümkün olmadığı anlaşılmış, bu nedenle genel yetki kuralları gereğince Mahkememizin yetkili olup olmadığına ilişkin inceleme yapmak gerekmiştir.
6100 sayılı HMK’nın genel yetkili mahkeme başlıklı 6. maddesi; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” şeklindeki düzenlemeyi içermektedir. Yine aynı Kanun’un sözleşmeden doğan davalarda yetki başlıklı 10. maddesi “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” hükümlerine haizdir.
Somut olayda; Davalı şirketin adresinin; Başakşehir / İSTANBUL olduğu, eldeki davada 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahı mahkemesi olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu, bir an davacı tarafın iddia ettiği gibi taraflar arasında fiilen sözleşme ilişkisinin varlığı değerlendirilse bile HMK’nın 10. maddesinde sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceğinin düzenlendiği, somut olayda ise; sözleşme ilişkisi kapsamında ifa yerinin Antalya/Belek olduğu ve bu durumda da Mahkememizin yetkili olmadığı nazara alınarak mahkememizce yetkisizlik kararı vermek gerekmiş, buna ilişkin HMK’nın 116/1 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin yetkili olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 116/1a maddesi uyarınca mahkememizin yetkisiz olması sebebi ile usulden REDDİNE, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili BAKIRKÖY ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere BAKIRKÖY ASLİYE TİCARET Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli ve yetkili mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair ;taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/12/2019

Katip …

Hakim …