Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1019 E. 2019/1070 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1019 Esas
KARAR NO : 2019/1070
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 03/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14.07.2017 günü … … sevk ve idaresindeki … yabancı plakalı aracın … … sevk ve idaresindeki … yabancı plakalı aracın çarpışması sonucu, … plakalı araçta yolcu olan müvekkili …’ın malul-sakat kaldığı trafik kazasının meydana geldiğini, trafik tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin ise araçta yolcu olup kusura katılımı-etkisinin bulunmadığını, kazaya ilişkin hazırlık soruşturmasının … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma numaralı dosyası üzerinden yürütülmekte olduğunu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Z013/1569B E. 2014/5046 K. numaralı 03.04.2014 tarihli kararında aynen; ‘Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunun çalışma esas ve usulleri hakkındaki 26.10.1991 gün ve 21033 saytlı Resmi Gazete1 de yayınlanan yönetmeliğin ‘Büronun amacı” başlığını taşıyan 5, maddesinin 3, bendi uyarınca; yurt dışında sigortalanmış bulunan ve geçerli olan sigorta sertifikası taşıyan motorlu kara taşit araçları sahipleri veya sürücüleri tarafından türkiyeve sebebiyet verilmiş hasarların, doğrudan doğruya idare ve ödenmesi hususundaki işlemleri yapmak, büronun amaçları arasında sayılmıştır. bu nedenle yabancı plakalı araçların türkiye’de karıştıkları kazalarda, şayet geçerli bir yeşil kart sigortaları varsa, bunların sigorta yaptırmalarına gerek olmaksızın araçlarının neden olacağı zararlar karşılanacağını, bir başka deyişle, yeşil kart poliçesi o ülkede düzenlenmiş zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gibi kabul edileceğini, buna göre yeşil kart sigortasının anlaşmaya dahil yabancı ülkelerin zorunlu mali sorumluluk sigortalarını bir araya getiren üniforma ve beynelminel bir sigorta poliçesi olarak tanımlanmakta olduğunu, memleketimizin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi mensuplarının 20 Nisan 1959 tarihinde imzaladıkları “Beynelminel Mecburi Mesuliyet Sigortasına dair Avrupa Sözleşmesi”‘ gereğince ülkemizde de tüzel kişiliği haiz Türkiye Sigorta ve Reasünans Şirketleri Birliği Motorlu Taşıt Bürosu kurulmuş olup, yeşil kart sistemi uygulandığını, KTK’NIN 91. maddesi ise ülkemizin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi mensuplarının 20 Nisan 1959 tarihinde Strazburg şehrinde imzaladıkları “Beynelminel Mecburi Mesuliyet Sigortası İhdası11’ ile İlgili anlaşma hükümleri uyarınca, yabancı plakalı motorlu araçların, şayet milletlerarası geçerli olup Türkiye’de de kabul edilen sigortaları varsa, bunların sigorta yaptırmalarına gerek olmaksızın araçlarının neden olacağı zararların, zorunlu trafik sigorta güvencesinde olacaktır,.. ” denildiğini, açıklanan nedenler ve örnek niteliğindeki Yargıtay kararı gereği; kazaya asli ve tam kusuru İle sebebiyet veren … plakalı aracın sigorta poliçesini tanzim eden şirketin yabancı olup, yeşil kartı bulunduğundan ülkemiz sınırları içerisindeki sorumluluk … ait olduğunu, müvekkili …’ın kaza neticesinde ağır şekilde yaralandığını, omzunda ve özellikle kolunda çok sayıda kırık-parçalı kırık meydana geldiğini, hareket kaybına uğradığını, kısaca malul-sakat kaldığını, bu nedenle Ankara üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından kesin rapor alınarak müvekkilinin net özür-vücut genel çalışma gücünden kaybı geçici-sürekli iş göremezlik durumunun tespit edilmesini talep ettiklerini, 13.07.1974 doğumlu olan müvekkili …’ın kaza tarihinde 43 yaşında olup tahmini yaşam süresinin; PMF yaşam tablosuna göre 28 yıl civarında olduğunu, bakiye ömür düşünüldüğünde müvekkilinin çalıştığı işte, sosyal yaşamında, aile hayatında ve kendi hayatının idamesinde normal insanlardan fazla güç-efor sarf edecek, kısaca maluliyeti-özrü oranında ömrü boyunca zorlanacağını, büroların, üyeleri aracılığı ile sigortalılarına Yeşil Kart sigorta sertifikası düzenleyeceğini ve zarar gören kimselere tedbir (hasarın çözümlenip giderimi) büroları aracılığı ile kazanın mevdana geldiği ülkenin yasal sigorta limitleri ve hukuksal kuralları dâhilinde zararın giderimi güvencesi sağlayacağını, bu nedenle büronun sorumluluğu, kaza tarihi İtibariyle geçerli teminat limiti olan 330.000,00-TL olduğunu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 97. Maddesi gereği tazminat ödemesi yapılması için davalıya başvurulduğunu, davalı yanın taleplerinden 12.10.2017 tarihinde haberdar olmasına rağmen, 15 günlük yasal süre İçinde ödeme yapmadığı gibi yazılı cevapta vermediğini, taleplerini sürüncemede bıraktığını, bu nedenlerle; HMK’NIN 107/1-2. Maddelerine göre dava açarken net tazminat miktarını bilmediklerinden ileride harcın arttırılması ve diğer hakları saklı tutarak şimdilik 200,00-TL geçici iş göremezlik ve 3,000,00-TL daimi iş göremezlik olmak üzere 3.200,00- TL maddi tazminatın (malullük/sakatlık tazminatının) ticari temerrüt faiz-avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili için iş bu davanın açılma zarureti doğduğunu, HMK. 107/1-2 maddesine göre dava açarken -belirsiz alacak davası- net tazminat miktarını bilmediklerinden ileride eksik harcı tamamlayarak dava değerini artırma ve diğer fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ŞİMDİLİK; davanın kabulü ile: 200,00-TL geçici iş göremezlik ve 3.00000-TL daimi iş göremezlik olmak üzere 3,200,00-TL maddi tazminatın (malullük/sakatlık tazminatının) davalıdan tahsili ile taraflarına verilmesini, davalıya başvuru tarihinden itibaren 15 gün sonrası temerrüt tarihi olduğundan bu tarihten İtibaren (30.10.2017) ticari temerrüt faizine-avans faize hükmedilmesine, (Harcın arttırılması halinde arttırılmış tüm değerler üzerinden ticari temerrüt faizi-avans faizi yürütülmesine), yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bilindiği gibi müvekkili kurumun yabancı plakalı araçların Türkiyede karışıkları trafik kazaları sebebi ile meydana getirdikleri hasarları kaza tarihindeki ZMMS limiti dahilinde ve kusurları oranında gidermekle yükümlü olduğunu, müvekkili kurumun temerrüde düşmesinin de yine kaza ile ilgili evrakların tamamının teslimini takip eden yasal süreden sonra olduğunu, ayrıca temerrüde düşmüş olması halinde dahi yasal faiz ile sorumlu olduklarını, çünkü haksız fiilden kaynaklı bir talep olduğunu, ticari avans faizi talebinin yasal dayanağının olmadığını, müvekkilinin büroya davacı yan tarafından 12.10.2017 tarihinde başvuruda bulunduğunu ve kazanın tedvirini yapan … Ltd. Şti ne başvurunun iletilmesi üzerine; davacı vekilinden yasal olarak lüzumlu olan ve başvuruda eksik olan belgelerin istendiğini ancak bu eksiklikler giderilmeden huzurdaki davanın açıldığını, dolayısıyla TMTB nun temerrüdünün söz konusu olmadığını, kazada müvekkilinin sorumluluğunun kusur ile olduğunu, yani kaza yapan yeşil kart sigortalısının kusurunun belirlenmesi gerektiğini, davacının araç içerisinde bulunma sebebinin hatır taşıması olduğunu, bu sebeple belirlenmesi halinde tazminattan uygun bir miktarın inmesi gerektiğini, iş görmezliğe ilişkin hesaplamalar yapılır iken, indirim gerektiren bütün etkenlerin dikkate alınması gerektiğini, bunların ölümü sebebi ile değişik kuramlardan elde ettikleri gelirlerinde indirime eklenmesi gerektiğini, davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 10/10/2019 tarihli dilekçesi ile; talep artırım dilekçelerinin kabulü ile 26.552,18 TL geçici iş göremezlik ve 73.975,88 TL daimi iş göremezlik olmak üzere toplam 100.528,06 TL daimi iş göremezlik tazminatı/maddi tazminat üzerinden davalarının kabulüne, davalıya başvuruyu izleyen 15 gün sonrası temerrüt tarihi olduğundan bu tarihten itibaren 30/10/2017 harcı tamamlanarak arttırılmış tüm dava değerine de ticari temerrüt-avans faizi yürütülmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, HMK 184-186 maddeleri uyarınca davalı yana bir sonraki duruşmada sözlü yargılamaya geçilebileceği uyarısını içeren davetin işbu talep arttırım dilekçeleri ile birlikte tebliğ edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce delillerin ibrazısın müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Adli Tıp Kurumunun 25/02/2019 tarihli raporunda; “… kızı 13/07/1974 doğumlu …’ın dosyasının incelenmesi, tarafımızca yapılan muayene ve değerlendirmesi sonucunda; 14/07/2017 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı hastada meydana gelen klavikula, ulna, raidus ve nazal fraktürleri, SAK, intrakranial hematom ve geçirdiği epileptik nöbetler dikkate alınarak;
30 Mart 2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik ve ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla bedensel özür oranı hesaplandığında,
-Epilepsi (Uygun ve yeterli tedavi altında)
Nöbeti olmayan ancak nöbet geçirme riski olanlar maddesi uyarınca %5 olduğu, -Nörojenik Kaynaklı Ağrılar
Günlük aktiviteyi kısmen etkileyen ağrı %5 olduğu,
b. KBB -Yüz
Sınıf 1: Yüzdeki anormallik daha çok cilt yapısındaki bozukluklar ve dış görünümle sınırlı
-Edinsel nedenlerle fiziksel görünümü bozan burun eğriliği..; %2,
e. Kas-İskelet Sistemi,
I Üst ekstremite eklem hareket açıklığına bağlı özürlülüğün hesaplanması,
l. Şekil 2.1 l’ye göre:
a. Abduksiyon %3,
b. Üst ekstremite özürlülük yüzdesinin %3 olduğu,
-Tablo 2.3’e göre üst ekstremite özürlülüğünün kişinin özürlülük oranına dönüştürülmesi sonucu kişinin özür oranı %2 olduğu,
-Balthazard formülü uygulandığında % 14(5+5+2+2) olduğu,
-14/07/2017 tarihli trafik kazasına bağlı kişinin bedensel özür oranının %14 (ondört) olduğu,
2. Tıbbi iyileşme süresinin 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği olduğu kanaatinde olduğumuzu bildirir Adli Tıp Kurulu Raporudur.” şeklinde rapor yazmışlardır.
Bilirkişi Raporu :
14/07/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; … yabancı plakalı aracın dava dışı sürücüsü … ‘nün %75 oranında kusurlu olduğu, … yabancı plakalı aracın dava dışı sürücüsü … …’in %25 oranında kusurlu olduğu, davalının müştereken ve müteselsilen %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’ın a) geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararı 27.949,66 TL olup, mahkemece %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmayacağının kabulü halinde ise davacının iş göremezlik dönemindeki maddi zararının (27.949,66x%80)=22.359,73 TL olacağı, b) sürekli iş göremezlik dönemine ait %14 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararı =77.869,35 TL olup, mahkemece %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmayacağının kabulü halinde ise davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararının (77.869,35x%80)=62.295,48 TL olacağı, c) Taleple bağlı kalınarak temerrüt tarihinin 27/10/2017 olarak belirlendiği, d) Kazaya karışan her iki aracında otomobil olması nedeniyle araçların kullanım amacının hususi olacağı” şeklinde rapor yazmışlardır.
Davacı vekili 17.12.2019 tarihli dilekçe ile; davalı ile sulh anlaşması yapıldığı için davadan feragat ettiklerini beyan etmiş olup davacı vekilinin vekaletnamesinden feragate yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili 19/12/2019 tarihli dilekçe ile; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, karşı vekalet ve masraf taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
HMK’nun 310. maddesine göre feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceğinden davanın feragat nedeniyle reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin olarak alınan 31,40 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 350,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 412,80 TL harçtan 44,40 TL harcın mahsubu ile arda kalan 368,40 TL harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça vekalet ücreti ve masraf talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgililere iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/12/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza