Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1002 E. 2019/580 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1002
KARAR NO : 2019/580
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2016
KARAR TARİHİ : 26/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil Türkiye … Bankası A.Ş’nin … Şubesinde 19/02/2014 tarihin 600.000,00-TL sözleşme tutarlı genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşme kapsamında 60 ay eşit taksitle ödemek üzere 325.000,00-TL ticari kredi kullandığını, müvekkil 20/03/2015 tarihinde krediyi erken kapatma talebini bankaya ilettiğini, banka cevabı yazı ile 20/03/2015 tarihi itibariyle 274.325,20-TL anapara, 21.366,00-TL erken kapama maliyeti ile toplam 295.691,20-TL’yi müvekkilden talep ettiğini, müvekkil işleyen faiz baskısı bankanın bu miktarı almadan krediyi kapatmayacağına ilişkin beyanı yüzünden malesef istenilen BSMV, faiz, havale, komisyon adı altında birden çok alacak kalemini erken kapama masrafı adı altında 03/04/2015 tarihinde ödemek zorunda kalmış olduğunu, banka müvekkilden talep ve tahsil ettiği miktarı sözleşme madde 11’deki düzenlemeye dayandırmakta olduğunu, ancak bu düzenlenme genel işlem koşullarına dürüstlük kurallarına ve sair hukuki düzenlemelere aykırı olduğunu, 19/02/2014 tarihli sözleşmeye ve hukuku aykırı olarak tahsil edilen şimdilik 1.000,00-TL’nin ödeme tarihi olan 03/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile banka arasında akdolulan sözleşmeye istinaden davacıya 325.000,00-TL tutarlı 60 ay vadeli taksitli kredi kullandırıldığını, davacının bu kredisini talebi ile 46 ay evvelinden sözleşmenin 11 maddesi kapsamında BSMV dahil 22.434,30-TL erken kapama maliyeti ödeyerek kapattığını, erken kapama maliyeti tahsilinin yasal düzenlemelere ve bankacılık teamüllerine uygun ve makul miktarda olduğunu, davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; GKS’nin erken kapatılması sebebine dayalı olarak davalı banka tarafından tahsil edilen bedelin hukuka ve sözleşmeye aykırı olduğundan bahisle tahsili istemine ilişkindir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı yetkisizlik kararı ile dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki GKS, ödeme planı, yapılan tahsilatları gösterir belgeler ile emsal erken kapama oranlarının tespiti amacıyla bankalara yazılan yazı cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … , … ve … tarafından hazırlanan 26/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”… Davaya konu kredinin erken kapatılması anında davalı banka tarafından, davacı kredi kullanandan; erkan kapatma tarihi itibariyle; 272.433,43-TL anapara alacağı, 3.547,08-TL işlemiş faiz, 22.434,30-TL kredi erken kapama maliyeti ile toplam 298.414,81-TL olduğunu, tahsilat yapılarak kredinin kapatılmış olduğunu, erken kapama komisyonlarının, bankalar tarafından erken kapama tarihindeki kalan anapara borcu üzerinden alınmakta olduğunu, davalı banka tarafından davacıdan 22.434,30-TL erken kapama komisyonunun tahsil edimiş olduğunu, kapatılan anaparaya oranlandığında; 21.366,00-TL / 272.433,43-TL= %7,8 nispetinde erken kapama komisyonu alındığının tespit edildiğini, mahkemenin celp etmiş olduğu belge ve bilgiler ile derlemiş oldukları bilgiler kapsamında, diğer bankalar tarafından alınan erken kapama komisyon oranı %4,25 civarında olmakla; davalı bankanın davacı firmadan almış olduğu %7,8 nispetindeki erken kapama komisyonunun fazla olduğunun söylenebileceğini, kredi erken kapamalarında makul oranın %4,25 civarında olması gerektiğini, bu gereklilik kapsamında; davalı bankanın davacı firmadan alabileceği erken kapama komisyonu miktarının; BSMV dahil 12.157,34-TL olması gerektiğini, davacı banka tarafından fazladan alınan; 10.276,96-TL’nin davacı firmaya ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile değişmesi halinde değişen nispetlerdeki faizi ile birlikte iadesinin gerektiğini, ancak davacı 1.000,00-TL talep etmiş olduğunu, talebi ile bağlı bulunduğunu, tarafların sair taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğunu…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesiyle netice-i talebini bilirkişi raporunda belirtilen miktara yükselttiği görülmüştür.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; taraflar arasında 19/02/2014 tarihinde akdedilen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun erken kapatılması nedeniyle erken kapama komisyonu adı altında alınan ücretin iadesi isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Genel kredi sözleşmesinin erken kapama ücreti alınmasıyla ilgili kısmının genel işlem şartı olduğundan batıl olduğu iddiası yönünden; somut olaya gelince, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi 6098 sayılı TBK yürürlük tarihinden sonra imzalanmış olup anılan Kanun hükümlerine tabidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un 21. maddesinde ise, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğu, aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının da yazılmamış sayılacağı düzenlenmiştir. Genel işlem koşulu olduğu tespit edilen sözleşme hükümlerinin, sözleşmenin kapsamında kalması için, bu hükümlerin, taraflar arasında sonuca etkili şekilde müzakere edilmiş ve düzenleyenin genel işlem koşulu hakkında yaptığı bilgilendirmenin açık olması gerekir. Aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı tartışmasızdır.
Yukarıda da açıklandığı üzere, TBK’nın 20-25. maddelerinde de genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup sözleşmelerde; taraflardan birinin üstün veya avantajlı konumunu kullanarak, karşı tarafa dayattığı, karşı taraf aleyhine düzenlemeler içeren ve iyi niyet kurallarına aykırı olan bölümlerin genel işlem koşulu olarak kabul edilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 11.HD’nin 17/01/2017 tarih ve 2016/981 Esas, 2017/293 Karar)
6098 Sayılı TBK’nın 96. maddesinde (mülga BK’nın 80. maddesi) “Sözleşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kastettikleri anlaşılmadıkça borçlu, edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebilir. Ancak, kanun veya sözleşme ya da âdet gereği olmadıkça borçlu, erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca kural olarak borcun erken ifasına engel bir durum bulunmamakla birlikte borcun erken ifası nedeniyle aksi sözleşme, kanun veya adet gereği olmadıkça indirim talep edilemeyecektir. TBK’nın 20-25. maddelerinde de genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup sözleşmelerde; taraflardan birinin üstün veya avantajlı konumunu kullanarak, karşı tarafa dayattığı, karşı taraf aleyhine düzenlemeler içeren ve iyi niyet kurullarına aykırı olan bölümlerin genel işlem koşulu olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bankaların gelir kaynaklarından birisi de müşterilerine sunduğu krediler nedeniyle elde ettiği faizlerdir. Kredinin erken ödenmesi halinde bankanın faiz gelirinden mahrum olacağı, erken ifanın bankanın mali tablolarını olumsuz etkileyeceği de tartışmasızdır. Bunun yanında ticari krediler bakımından erken ifa halinde indirim talep edilmesini gerekli kılan bir düzenleme veya adet bulunmadığından esasında erken ifa hali kredi borçlusunun lehine bir durumdur. Zira borçlu ödemek zorunda olduğu faizden kurtulacak veya daha düşük faizli veya daha uygun vadeli krediyle borcunu yeniden yapılandırabilecektir. (Yargıtay 11.HD’nin 25/01/2016 tarih ve 2015/9945 Esas, 2016/691Karar)
Dava konusu kredi sözleşmesinin 11. maddesinde ” Banka’nın mutabık kalması halinde erken ödeme, taksit vadelerinden birinde ve ödeme vadesinde işlemiş faizin ve kalan ana paranın, Banka’nın o gün itibari ile katlanmak zorunda kalacağı maliyetler çerçevesinde belirleyeceği miktarda bir erken kapatma ücreti ile erken ödeme nedeniyle doğabilecek vergi, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu gibi mali yükümlülüklerin nakden ve defaten ödenmesi kaydıyla mümkündür. Banka’nın erken ödeme tarihi ile vade tarihi arasındaki süre için, erken ödeme sebebiyle Bankanın mahrum kalacağı ilgili kredi faiz oranı üzerinden hesaplanmış faiz tutarını da talep hakkı saklıdır.” denilmek suretiyle erken ödemeye dair düzenlemelere yer verilmiştir. Bu hali ile sözleşmenin 11. maddesi erken ifa halinde her iki tarafın menfaatlerini korumaya yönelik bir düzenleme olduğundan genel işlem şartı olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Ancak, sözleşmenin anılan hükmü uyarınca davalı bankanın erken ödeme nedeniyle bir miktar komisyon talep edebileceği belirtilmiş ise de bu komisyonun hangi oranlarda alınacağı veya hesap şekline dair bir düzenlemeye sözleşmede yer verilmemiştir. Davalının alınan ücretlerin sözleşme ve bankacılık uygulamalarına uygun olduğunu savunması karşısında mahkememizce, diğer bankalardan benzer türdeki kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borcun erken ödenmesi halinde aldıkları erken ödeme komisyonu oranları sorulmak suretiyle davalı banka tarafından tahsil edilen ücretin fahiş olup olmadığı, işin niteliğine uygun ve makul olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bu kapsamda celp edilen davaya konu sözleşme, ekleri ve ödeme belgeleri, erken kapama komisyon oranları, yukarıda yapılan açıklamalar, değinilen ilkeler ve Yargıtay yerleşik uygulamaları doğrultusunda mahkememizce alınan bilirkişi raporunun hüküm kurulmaya elverişli olduğu, kredinin vadesi, kalan süresi nazara alınarak faiz oranı değişim riskinin, kalan sürenin uzunluğu ile orantılı olacağı düşüncesiyle erken kapama komisyonu oranının %4.25 olarak belirlenmesinin eldeki uyuşmazlığa uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın kabulü ile esas alınan oranın (%4.25) üzerinde tahsil edilen 10.276,96-TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
10.276,96-TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 702,01-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL harç ve 158,45-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 246,63-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 29,20-TL peşin harç, 158,45-TL ıslah harcı, 1.800-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 639-TL olmak üzere toplam 2.655,85-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.725-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/06/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır