Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/997 E. 2021/123 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/997 Esas
KARAR NO : 2021/123

DAVA İHBAR OLUNAN : … –
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/03/2016
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 02/03/2015 günü sürücü … yönetimindeki … plakalı araçla 01 kuzey yolda seyrederken önünde seyreden araçtan fırlayan taşıt davacı … yönetimindeki …plakalı aracın önüne çarparak hasar verdiğini, davacının aracında değer kaybına neden olduğunu, kaza tutanağında sürücü …’ın tamamen kusurlu bulunduğunu, davacının manevi tazminat talep ettiğini, aracının hasarlı hale geldiğini, bu nedenle şimdilik 10.000,00-TL manevi tazminatın ve 15.000,00-TL değer ve yol parası kaybının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Olayda kusursuz olduğunu, kusur oranının bilirkişilerce tespitinin gerektiğini, TBK 66. Maddesine göre adam çalıştıranın sorumluluğunun ispat edilmesi gerektiğini, talep edilen maddi tazminatın fahiş olduğunu, manevi tazminatın dayanaksız olduğunu ve fahiş olduğunu, zenginleşme aracı olmaması gerektiğini, kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle;… plakalı aracın davalı şirkete 16/09/2014/2015 vadeli ZMMS poliçesiyle sigortalı olduğunu,…Sigorta A.Ş’ye rücüen 16.235,00-TL ödendiğini, davacının haksız taleplerinin reddinin gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin ZMMS poliçesi teminatı dışnda kaldığını, değer kaybı hesaplanırken 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartların dikkate alınması gerektiğin, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı değer kaybı ve araç mahrumiyetine dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Dosyanın İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas ve … karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Davalı … şirketine yazı yazılarak poliçe ve hasar dosyası celp edilmiştir.
Değer kaybı istemine konu aracın…kaydı ve araç tescil kayıtları celp edilmiştir.
Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının tespiti amacı ile Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılarak evraklar celp edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler…ve… marifetiyle hazırlanan 02/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, … plakalı otomobilin kasko ekspertiz raporunda aracın hasarının plastik aksamlarının mevcut bulunduğu ön panel ile aracın ön kaput içerisinde ve altında bulunan görünmeyen mekanik parçalarında hasar olduğunu, bu parçaların onarılıp veya yenisi ile değişim yapıldığında işlevsel özelliklerinin bozulmadığını, bu nedenle bu parçaların değer kaybı taşımadığını, ancak aracın yaşı ve kilometresi dikkate alındığında araçta bir boya işleminin gerçekleştiğini, bununda orjinal boya bütünlüğünü bozduğundan dolayı aracın ikinci el piyasa rayiç bedel üzerinden 1.000,00-TL değer kaybının oluştuğunu, davalı … şirketine ZMMS trafik poliçesi bulunan…plakalı beton mikser kamyon sürücüsü davalı …’ın olayda kusursuz olduğunu,… plakalı davacı otomobil sürücüsü …’ın olayda kusursuz olduğunu, olay mahallinde yol üzerinde kim tarafından bırakılan veya düşürüldüğü tespit edilemeyen kütlesel hacim büyük olan malzemenin veya taşın olayın meydana gelmesinde %100 müessir olduğunu, davaya konu 2014 model 9.760KM’de bulunan… 1.2 TSI BMT 90 … otomobildeki hasar durumu dikkate alındığında plastik ve cam parçaların değişimlerinin yapılması halinde değer kaybı yaratmaması nedeniyle hesaplamada dikkate alınmadığını, aracın Yargıtay içtihat kararları doğrultusunda ikinci rayiç bedeli üzerinden piyasa reel şartlarına göre değer kaybının 1.000,00-TL olduğunu, davalı araç maliki …Tic. A.Ş’nin dava konusu kazada aracı kullanan sürücünün ve davalı … kuruluşunun bilirkişi kurulunca yapılan incelemelerde sorumluluğunun bulunmadığını…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …ve…marifetiyle hazırlanan 22/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Dava konusu aracın ülkemizde düşük-orta seviye fiyatlı araç sınıfında olduğunu, markası , tipi, 2014 model olması nedeniyle hızlı alınıp satılan araç kategorisinde yer aldığını, yapılan onarım işleminin orjiinal parça ve malzeme ile yetkili serviste yapıldığını, yapılna piyasa araştırması sonucunda aracın kaza tarihi itibariyle ikini el rayiç satış değerinin, internet ortamındaki araç ilanlarındaki yüksek oranlı rutin pazarlık payı dikkate alındığında, ortalama 55.000,00-TL olduğunu, aracın markası, modeli, km seviyesi, ikinci el pazar payı, satış hızı, araçtaki hasarın türü, değiştirilen parçaların cinsi ve miktarı hususları birlikte değerlendirildiğinde, araçta değer kaybına etki edecek tek bir parçanın işlem gördüğü hususunun da göz önünde bulundurulduğunda aracın kazdan sonra onarılan haldeki ikinci el rayiç satış değerinin 54.000,00-TL olduğunu, araçtaki değer kaybının 1.000,00-TL olduğunu, araçtaki hasarın ağırlığına, yetkili servislerin iş yüküne, parça sayısı ve türüne, aracın marka ve modeline göre aracın tamir süresi, dosyadaki kasko ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere toplam 7 gün olacağını, aynı marka ve model bir aracın kaz tarihi itibariyle günlük kşira bedelinin ortalama 75,00-TL olduğunu, aracın 7 günlük tamiri süresince 525,00-TL araç kiralama gideri oluşacağını, bu süre zarfında kendi aracı kullanılmayacağından aracın eskimemesi nedeniyle amortisman kazancı ortalama 50,00-TL olacağını, bunun düşülmesiyle gerçek zararının 475,00-TLolduğunu, davacının toplam zararının 1.475,00-TL olduğunu, dava konusu olayda davalı sürücü …’ın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, davacının toplam maddi zararının 1.475,00-TL olduğunu, tüm davalılardan talep edebileceği değer kaybı zararının 1.000,00-TL olduğunu, … hariç diğer davalılardan talep edebileceği maddi zararının 475,00-TL olduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …ve …marifetiyle hazırlanan 03/02/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; ”…Kök raporda belirtildiği üzere olaya ilişkin kaza tutanağında kazanın oluşumunda … 2918 sayılı KTK’nın 65. Maddesinde belirtilen yola dökülecek şekilde yük taşımaktan tamamen kusurlu bulunduğunu, görevli trafik polis memurlarının kazadan hemen sonra yaptıkları incelemede, davacı aracına çarpan taşın davalının aracından geldiğinin kesin olarak tespit edildiğini ve tutanağa geçirildiğini, bu nedenle bir kısım davalılar vekilinin kusur yönünden yaptığı mesnetsiz itirazlarına itibar edilemediğini, kök rapordaki kusur değerlendirmesinde herhangi bir hata bulunmadığını, davalı şirket vekilinin mesnetsiz ve afaki itirazlarına itibar edilmediğini, yine davalı şirket vekili araçtaki değer kaybı için birtakım formüller verdiğini, kök raporda yerleşik Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere aracın kazadan önceki hasarsız değeri ile kazadan sonra onarılan haldeki değeri arasındaki fark kriterine göre hesaplama yapıldığını ve herhangi bir maddi hata bulunmadığını, davalılar vekillerinin itiraz yönünden yeniden yapılan incelemede herhangi bir maddi hataya rastlanılmadığını ve davalılar vekillerinin mesnetsiz itirazlarına itibar edilmediği…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Davalı sürücü ve işleten şirket vekili tarafından zamanaşımı savunması ileri sürülmüş ise de Karayolları Trafik Kanununun 109/1. maddesinde düzenlenen motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin, zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenilme tarihinden itibaren başlayan iki yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağının düzenlendiği, somut olayda kaza tarihi 02/03/2015, dava tarihinin ise 02/03/2016 olduğu tespit edilmiş olup bu hali ile 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla; anılı savunmaya itibar edilmeyerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davanın hukuksal zemini kapsamında tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1. maddesi uyarınca; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Kanunun 85/son maddesi gereğince ise işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
TBK’nın 49. maddesi uyarınca; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre; gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur. Ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek sebebiyet veren şahıs o zararı tazmine mecburdur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesi uyarınca; “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi gereğince ; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” Anılan yasal düzenlemeler gereğince Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasa gereğince yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türüdür.
Anılı kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında huzurdaki davada; 02/03/2015 tarihinde davacı …’a ait olup diğer davacı … sevk ve idaresindeki araç ile davalı … şirketinin ZMSS ile sigortaladığı, davalı şirketin maliki olup diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki aracın karıştığı trafik kazası nedeni ile değer kaybı bedeli, aracın onarım süresince kullanılamamasından kaynaklı maddi tazminat ile davacı sürücü yönünden manevi tazminat talep edildiği, uyuşmazlığın davacıların anılı istemlerinin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur durumlarının tetkiki amacı ile ilk olarak 02/11/2018 tarihli bilirkişi raporu alınmış olup anılı rapor kapsamında teknik bilirkişinin oy ve görüşünün olay mahallinde yol üzerinde kim tarafından bırakıldığı/ düşürüldüğü tespit edilemeyen kütlesel hacmi büyük olan malzemenin/ taşın kazaya neden olduğu, bu hali ile davalıya atfı kabil kusurun bulunmadığı yönünde olup anılı tespitlere itiraz edilmesi ve tespitlerin kaza tespit tutanağı ile çelişmesi nedeni ile kaza tespit tutanağının, aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli resmi belge niteliğinde olması (Emsal: Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/7144 esas, 2014/6492 karar sayılı ilamı) hususları da göz önünde bulundurulmakla heyet değişikliğine gidilmiş olup… Mühendisliği/Trafik kürsüsünden seçilen kusur bilirkişi ile aktüerya bilirkişisine dosya tevdi edilerek 2. kök ve ek rapor alınmıştır. Bu kapsamda dosyada mübrez trafik kazası tespit tutanağı ve anılı bilirkişi raporlarındaki kusura vaki tespitler konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık olması nedeni ile mahkememizce itibar edilir bulunan işbu raporlardaki kusur tespitleri doğrultusunda değerlendirme yapılmıştır. Bu noktada yapılan inceleme neticesinde; görevli trafik polis memurlarının kazadan hemen sonra yaptıkları incelemede, davacı aracına çarpan taşın davalının sevk ve idaresindeki araçtan geldiğinin tespit edildiği, aksinin tüm dosya kapsamında ispatlanamadığı, bu hali ile KTK’nın 65/h maddesi kapsamında davalı sürücünün yola dökülecek şekilde yük taşıması ve taşınan malzemenin arkasından gelmekte olan davacıya ait araca çarpması ve zarar görmesi nedeni ile olayda %100 asli kusurlu, davacı sürücünün ise çarpmayı önlemek bakımından alabileceği tedbir olmadığından kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır.
Değer kaybı istemi yönünden yapılan teknik ve hukuki değerlendirme kapsamında ise …esas,… karar sayılı ve 09/10/2020 yürürlük tarihli Anayasa Mahkemesinin iptal kararı kapsamında genel şartlar ifadesi iptal edilmekle (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.07.2011 tarihli ve 2011/1-421 Esas, 2011/524 K. sayılı kararında da “Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek olan yasa metni Anayasa Mahkemesince iptal edilip, yürürlüğün durdurulmasına karar verildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 05.09.1960 tarihli, 21/9 sayılı YİBK’da da belirtildiği üzere maddi anlamda kesinleşmemiş olup, derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.” denilmiş, aynı yöndeki içtihat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2012 tarihli ve 2012/20-12 E., 2012/232 K. sayılı kararında da oy birliği ile kabul edilmiştir. Keza 21.01.2004 tarihli ve…E., … K. sayılı ve 03.02.2010 tarihli ve …-40 E., … K. sayılı kararlarında da: “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulî kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme ve açıklama yapılmıştır. ) derdest dava yönünden bağlayıcı olup 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartlarına göre belirlenen değer kaybı hesaplama yöntemine göre değerlendirme yapılamayacağı sonucuna varılmıştır. Kabul edilen hukuksal durum gereğince Yargıtay 17 . Hukuk Dairesinin istikrar kazanan içtihatları doğrultusunda aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2. el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. el piyasa değeri arasındaki fark, aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki onarılmış halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya (farka) göre hesaplanması gerekmiş olup bu kapsamda yapılan inceleme neticesinde davacı yanın talep edebileceği değer kaybına dayalı maddi tazminat miktarının 1.000-TL olduğu tespit edilmiş olup anılı kanuni düzenlemeler kapsamında neticeten 1.000-TL değer kaybından kaynaklı maddi tazminat miktarının zorunlu poliçe limitini aşmadığı, anılı kanuni düzenlemeler kapsamında davalı araç maliki, davalı kusurlu sürücü ve davalı … şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında davacının işbu maddi zararını tazminle mükellef olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Onarım sürecinde aracın kullanılamamasından kaynaklı tazminat talebi yönünden yapılan inceleme sonucunda ise Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda zarar görenin aracında kaza nedeniyle oluşan ve doğrudan zarar niteliğinde bulunmayan hasara konu aracın kullanılamamasından yahut kiralanamamasından doğan iş bu talebin kazadan kaynaklanan dolaylı zarar mahiyetinde olduğu ve davalı trafik sigortacısının sadece doğrudan zararlardan sorumlu olduğu, bu zararın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve poliçe özel şartları uyarınca teminat kapsamında bulunmadığı, davacıya ait aracın ekspertiz ve onarımının 7 gün sonunda tamamlandığı, kaza tarihinde eşdeğer araçların günlük kirasının ortalama 75-TL olduğu, onarım süresince davacının kendi aracı yıpranmayacağı için sağlanan avantaj/amortisman karşılığı kira bedelinden 50-TL indirim yapılmasının uygun olduğu, anılı tazminat kalemi yönünden davacı araç malikinin toplam zararının 475-TL olduğu anlaşılmakla; aracın kullanılamamasından kaynaklı 475-TL’nin davalı araç maliki /işleten şirket ve davalı sürücüden tahsilinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı sürücü … yönünden ise manevi tazminat isteminde bulunulmakla tatbiki gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarının adalete uygun olması gerektiği , hükmedilecek bu paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşıması gerektiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim manevi tazminat yönünde takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmış ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmıştır.
Anılı düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya bakıldığında; davalı sürücünün %100 kusurlu eylemi nedeni ile kendisine ait olmayan araç sevk ve idaresi iken gerçekleşen kaza nedeni ile yaşanan üzüntü ve olayın oluş şekli itibari ile manevi olarak zarara uğradığının kabul edilmesinin gerektiği, olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, kusur oranı, tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı … yararına 3.000,00-TL manevi tazminatın davalı sürücü ile davalı işleten şirketten müteselsilen tahsili gerektiği kanaatine varılmıştır.
Son olarak temerrüt tarihi yönünden değerlendirme yapılmış olup davalı araç maliki/ işleten şirket ile davalı sürücünün haksız fiilin gerçekleştiği kaza tarihi olan 02/03/2015 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü anlaşılmıştır. 2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği, davadan önce yapılmış bir başvuruya rastlanılmamakla temerrüt halinin davalı … yönünden ise dava tarihi (02/03/2016) itibari ile başladığı, davacı yanca yasal faiz isteminin ileri sürüldüğü anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-1.000-TL değer kaybından kaynaklı maddi tazminatın davalı … yönünden dava tarihinden , davalı sürücü … ve davalı malik/işleten… A.Ş yönünden olay tarihi 02/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
B- 475,00-TL araç mahrumiyetinden kaynaklı maddi tazminatın davalı sürücü … ve davalı malik/işleten …A.Ş yönünden olay tarihi 02/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a ödenmesine, fazlaya dair istemin ve davalı … yönünden istemin reddine,
C-Davacı … yararına taktiren 3.000-TL manevi tazminatın davalı sürücü … ve davalı malik/işleten…A.Ş yönünden olay tarihi 02/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 305,69-TL ilam harcından peşin alınan 426,94-TL ‘ nin mahsubu ile bakiye 121,25-TL ilam harcının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan 2.952,00-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 528,41-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … Tic. A.Ş tarafından yapılan 130,00-TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 106,73-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan 426,94-TL peşin harç ve 29,20-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 456,14-TL davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Maddi Tazminat yönünden;
6-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.475,00-TL vekalet ücretinin davalı sürücü …, davalı … ve davalı malik/işleten… A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
7-Davalı davalı sürücü …, davalı … ve davalı malik/işleten … A.Ş kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.475,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı sürücü …, davalı …, davalı malik/işleten …A.Ş’ye verilmesine,
Manevi Tazminat yönünden;
8-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.000,00-TL vekalet ücretinin davalı sürücü … ve davalı malik/işleten…A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
9-Davalı sürücü … ve davalı malik/işleten… A.Ş kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı sürücü … ve davalı malik/işleten… A.Ş’ye verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacılar vekili ile Davalı … A.Ş ve … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır