Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/98 E. 2018/673 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/98 Esas
KARAR NO : 2018/673
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/01/2016
KARAR TARİHİ : 04/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı şirketin, … Köyü … Ovası …/… adresindeki tersanesinde … abone no ile, davalı şirketten 01/01/2013 tarihli Elektrik Satış Sözleşmesi ve eki tadil protokolü ile 01/01/2013-31/12/2014 tarihleri arası elektrik tedarik ettiği,davalı şirket tarafından kesilen faturalarda bir hizmet karşılığı olmadığı açıkça belli olan ve kötü niyetli diğer kullanıcıların kaçak kullanımı ile davalı firmanın ağır ihmal ve kusuru, alt yapısının eksiklikleri nedeniyle kaynaklanan kayıp ve kaçak tüketim bedellerinin, müvekkil şirket ve diğer tüketicilerden taksil edilmesinin bir hukuk devletinde kabul edilemeyecek, hukuka aykırı bir durum olduğu, elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kaybın ve başka kişilerce hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı.kayıp kaçak bedelinin tüketiciden tahsil edilemeyeceği, elektrik enerjisinin nakli esnasında oluşan kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsil edilmesinin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmayacağı, davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil ettiği şimdilik 4.000,00 TL kayıp, kaçak enerji bedelinin iadesine,fazladan hesaplanan ve yine tahsil edilen şimdilik 300,00 TL TRT payı ve şimdilik 300,00 TL KDV’nin iadesine, şimdilik 100,00 TL iletim/iletim sistemi, 100,00-TL dağıtım/dağıtım sistemi,100,00 TL sayaç okuma, 100,00TL perakende satışhizmetleri bedellerinin iadesine davalı şirkete yapılan ödemelerin ödemetarihinden itibaren avans faizinden düşük olmamak üzere bankalarca uygulananen yüksek mevduat faizi uygulanmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yukletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı yönünden davanın reddi gerektiğini, davanın, öncelikle görev, zamanaşımı, husumet ve belirsiz alacak davası yönündeki itirazlar doğrultusunda, reddine, davanın, esasa ilişkin itirazlar doğrultusunda, reddine,davanın … Elektrik Dağıtım A.Ş,’ye, TRT Genel Müdürlüğü’ne ihbarına, yargdama masrafı ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; faturaya yansıtılan kayıp kaçak bedelinin haksız ve hukuka aykırı olduğundan bahisle ödenen fatura bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, sözleşme, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarifelerinin onaylandığı kurul kararları ve dayanak ek tarife tablolarının dosyada mübrez olduğu görülmüştür.
Davacı ve davalı taraflar tacir olup uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevli olduğu, ayrıca somut olaya uygulanması gereken TBK’nın 146. maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılan dava kapsamında davalı zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … ve elektrik mühendisi bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 14/07/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “… Davacı; … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi Yıden elektrik satım lisansı kapsamında elektrik sağlayıp, toptan satışını yapan Davalı … Çelik Enerji Tersane ve Ulaşım Sanayi Anonim Şirketi tarafından, 01/01/2013 – 31/12/2014 tüketim dönemlerine ait elektrik tüketim faturalarına yansıtılan kayıp-kaçak bedelleri ite fazla alınan TRT payı ve KDV İle bunlardan ayrı olarak iletim/iletim sistemi kullanma bedeli, dağıtım/dağıtım sistemi kullanma bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmetleri bedeli ki şimdilik 5000,00 TL’nin, her bir faturadaki tutarın ödeme tarihlerinden itibaren avans faizinden düşük olmamak üzere bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi uygulanmasını talep ettiği,
Davalı yanın ise; söz konusu davacı taleplerinin yerinde olmadığını, kayıp-kaçak miktarının, dağıtım sistemine giden enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı gösterdiğini, kayıp-kaçak bedelinin, elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kayıp maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğunu, EPDK’nın 07/12/2011 toriM “Kayip-Kaçak Bedeli” ne ilişkin duyurusunda bu bedellerin neden faturalarda yer aldığının açıklandığım, bunun gibi birçok kararın EPDK Kurul Kararlan ile düzenlendiğini, ülke genelinde 21 elektrik dağıtım şirketi tarafından uygulanacak tarifelerin, dağıtım şirketlerinin elektrik piyasası faaliyetlerine ilişkin düzenlemelerinin, ilgili mevzuat kapsamında EPDK tarafından belirlendiğini,
Kanunda yer alan tarifelerin düzenlenmesi kapsamında, EPDK’nca düzenlenen tarifelerde enerji bedeli hesaplarımalannda hedef kayıp-kaçak oranları 2003 yılından beri alınmaya başlanmıştır. 2003 yılı öncesinde de enerji fiyatlan içerisinde eneıji maliyetlerinin bir unsuru olarak kayıp-kaçak maliyetleri dikkate alınmaktaydı. 2006-2010 dönemini kapsayan tarife uygulama döneminde de hedef kayıp-kaçak oranlan, yine 2011-2015 döneminde olduğu gibi her bir şirket için ayrı ayrı belirlenmiştir. Yani 2006-2010 döneminde enerji bedeli hesaplanırken o dönem için belirlenmiş olan hedef kayıp oranları dikkate alınmıştır. 2011 yılından itibaren ise maliyet kalemlerinin ayrıştırılması söz konusu olup, faturada daha önce “Perakende Satış (Aktif enerji) Bedeli” içerisinde yer alan kayıp-kaçak bedelleri, ayrıştırılarak serbest tüketiciler de dahil tüm dağıtım sistemi kullanıcılarına yansıtılması, uygulamasına geçildiği,
Dolayısıyla, daha önce uygulanan bir bedelin; 2011 yılından itibaren, maliyet kalemlerinin ayrıştırılarak faturalarda da gösterilmesi söz konusu olduğu,
Son yasal düzenleme ile elektrik dağıtım şirketlerinin tahakkuk ettirdiği kaçak ve usulsüz elektrik tahakkuklarının tüketici tarafından ödenmesi halinde kamu davasının ortadan kalkacağı konusunda yeni bir yasal düzenleme yapılmış ve yürürlüğe konulduğu,
Türkiye de kayıp oranı %5-8’ler mertebesinde olup dünya ortalamasından uzak değildir. Ancak “Kaçak” yeni “Çalıntı” kısmına gelince işler değiştiği, ülkemiz için de bu değerler verilirken “Kaçak” miktarı ayn gösterildiği,
Türkiye’de kaçak oranı %17-20 seviyelerinde olup vilayet bazında %40-50 üzerinde kaçağın olduğu iller bile mevcut olduğu,
EPDK tarafından alınan Kurul Kararları’na karşı; “Elektrik Piyasası Kanunu’nun “Dava Hakkı” başlıklı 12. Maddesi, “İdari para cezaları dahil, Kurul tarafından alınan bütün kararlara karşı açılan iptal davaları ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülür. Danıştay, Kurul Karartan’na karşt yapılan başvuruları acele işlemden sayar” hükmü geçerlidir. Doğal olarak düzenleyici işlemin iptali için tüketicilerin ve/veya dava hakkı bulunan tüketici demekleri ve/veya Enerji Mühendisleri Odası v.b., gibi davacıların Danıştay’da dava açması gerekecektir.
Uluslararası hukukta da benzer şekilde tüketiciye haksız dayatmaların yüklendiği durumlarda ödevlerini yerine getiren tüketicilerin korunması gerektiği söz konusu olduğunda, ülkemizdeki Yargıtay düşüncesinde olan yasa önünde, özel sektör veya kamu sektörünün bir farkı yoktur. Esasen tüketici hakları konusunda tartışmasız şekilde öncü ülkelerden olan Almanya’da da uygulama bu yöndedir.
Sonuç olarak; bu çok açık hukuka aykırılığın giderilmesi, kaçak elektrik bedelinin …’ca tahsil olunanlarının bir havuzda toplanıp önümüzdeki yıla mahsubu ile, tüketicinin yükünün hafifletilmesi sayesinde, olanaklıdır. Oysa ki, yaptığımız araştırmalarda bu tahsilatların …’lerine pirim ve teşvik olarak bırakıldığı saptanmıştır. Öyle anlaşılıyor ki, yetkililerce tercih edilen bu model ile, dağıtım şirketlerinin desteklenmesi ve fakat tüketicilerin haklarının ise göz ardı edilmesi hatta ağır ihlali, sonucu doğmuştur
Konuyla ilgili yasa hükmü, çok açık bir şekilde yol göstermektedir (Elektrik Piyasası Kanunu (No: 6446, 30/03/2013 Cumartesi, Resmi Gazete Sayı: 28603) 10. Maddesi gereği). Yine aynı Kanun’un 9. Maddesi; … … gibi elektrik dağıtım şirketlerinin görev, yetki ve sorumluluklarını açıkça belirttiği, yasa maddesi ile açıkça elektrik dağıtımında, yani sayaçların okunması, muayenesi, değişmesi, kaçak elektrik kullanımının tespiti, elektrik ihtiyaçlarına göre trafo, yeraltı kablo tesisi gibi hususlarda imtiyaz usulü ile tekel olarak … … yetkilendirildiği,
Dolayısıyla daha önce uygulanan bir bedelin; 2011 yılından itibaren maliyet kalemlerinin ayrıştırılarak faturalarda gösterildiği,
“Rapor”da, somut olayla ilgili olan kısmı dahil, mevzuat ve ona dayalı uygulamanın anlatımı yapılmış, “… (Olması gereken hukuk)” yönünden de, somut çekişmedeki durum değerlendirilmiş ve ayrıca/genel, mer’i mevzuat ile ona dayalı uygulamaların bilhassa kayıp-kaçak bedelinin tahsili kapsamında tarafımızdan benimsenmeyen yönlerine değinilmiş ve fakat mevzuatın değişmediği durumda ona uyma gereğinden hareketle;
“Kaçak elektrik kullanımının suç olduğu, elektrik dağıtım şirketleri, kaçak elektrik enerjisi tüketimini elemanları ile tutanakla saptayıp, derhal elektrik enerjisini keserek, bir yandan Cumhuriyet Başsavcılıkları’na “Kaçak Elektrik Kullanmak, Elektrik Hırsızlığı Suçu” isnadı ite suç duyurusunda bulunduğu, öte yandan kaçak elektrik tüketimi ve elektrik enerjisinin sayaç değerlerinin düşmeye başladığı ihtilafstz dönemden tutanak tarihine kadar, ek tahakkuk (Noksan Etektrik=Revizyon) tahakkuk ile, tüketici aleyhine icra takibi başlattığı” gerçeği de düşünülerek; elektrik enerjisi tüketim bedellerine her ay %(9-10) oranında artış getiren “Kaytp-Kaçak Bedeli” içerisinde yer alan “Kayıp (Teknik) Bedeli”nin tüketiciden talep edilmesinin hukuksa) açıklamaları yapılabilir ise de, tüm ülkemizi kapsar şekilde; “Kaçak Elektrik Enerjisi Bede!i”uin tüm tüketicilere yansıtılmasının hukuka uygunluğunun ileri sürülmesinin olanaksız olduğu,
Kayıp-kaçak bedelleri dışında faturaya yansıtılan diğer bedellerin (İletim Bedeli, Dağıtım Bedeli, Perakende Satış Hizmeti (PSH)Bedeli, Sayaç Okuma Bedeli) alınmasının 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu çerçevesinde EPDK’nın yasal mevzuatına uygun olduğu, bu mevzuat değiştirilmedikçe kayıp-kaçak bedeli dışındaki bedellerin tahsil edilebileceği, ancak kayıp-kaçak bedelinin 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu kanunla ilgili diğer mevzuatlarda alınma gerekçesini açıklayan tanı bir yasal karşılığı olmadığı, zira; özellikle alçak gerilim hatlarının iyi işletilmemesinden dolayı meydana gelen teknik kayıpların bir türlü istenilen düzeye indirilememesi ve buna ek olarak kaçak olarak kullanılan elektrik enerjisinin fiili kullanıcısı ve hukuki abonesinden değil tüm dürüst kullanıcılardan tahsil edildiği,oysa hatların iyi işletilmesi ve kaçağın önlenmesi dağıtım şirketlerinin sorumluluğunda olduğu, dolayısıyla, Davacı tarafın 01/2013 – 12/2014 tüketim dönemleri sürecinde ödediği Kayıp-Kaçak Bedeli (65.029,08 TL)’ne, bu bedel üzerinden alınan %2 TRT Payı (1.300,58 TL), eklendiğinde oluşan 66.329,66 TL’ye; %18 KDV (11.939,34 TL) ilave edildiğinde bulunan toplam 78.269,00 TL’yi Davalı Elektrik Tedarikçisi … Çelik Enerji Ter. Ve Ulaşım San. Anonim Şirketinden geri istemekte haklı olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun kapsamında bilirkişi heyetinden ek rapor istenilmiştir.
Anılı 10/11/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; “…Dava Dosyasındaki bilgi ve belgeler 14/07/2016 tarihli bilirkişi raporunda detaylı bir şekilde incelendiği, ek Raporunda bu tarihten sonra dosyaya eklenen belgeler ve Mahkeme’nin 26/04/2017 günlü ara kararında belirtilen hususlar dikkate alındığı,
Davacı vekilinin Mahkeme’ye sunduğu; 05/08/2016 tarihli “14/07/2¿16 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarımızın sunulnjası hakkında” konulu, dilekçesinin “istem ve sonuç” kısmı özetle; bilirkişilerden İletim/İletim sistemi bedeli, dağıtım sistemi bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmetleri bedelleri ile bu bedeller üzerinden hesaplanan TRT payının tespiti için ek rapor alınmasını, dosyanın yeniden bilirkişiye tevdii edilmesine karar verilmesini şeklinde olduğu,
Davalı vekili’nin Mahkemeye sunduğu; 15/08/2016 tarihli, “Bilirkişi raporuna karşı itirazlarımızın sunulmasıdır” konulu, dilekçesinde özetle; Resmİ Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, söz konusu kaçak elektrik için oluşan maliyet kalemlerini ve bu bedellerin alınacağını netleştirilerek, mahkemelerin yetkisini; alman bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygun olup olmadığının denetimi ile, sınırlandınldığı dosyanın itiraz etmiş olduklan hususlar doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor alınmasına, karar verilmesini talep ettiği,
Dava konusu bedellere ilişkin, davacı şirket tarafından dosyaya tetkik edilen 2013/2014 arası tüketim dönemlerine ait elektrik Faturaları incelendiğinde; söz konusu dava edilen bedellerin (Kayıp-Kaçak, Dağıtım, PSH Sayaç Okuma, İletim Sistemi Kullanım, TRT Payı) Davalı Şirket tarafından Miktarları aşağıda verildiği gibi tahakkuk ve tahsil edildiği ve yine bu dökümden, davacı Şirket’in Abone Grubumun “Tek Terimli, Tek Zamanlı, O.G. Sanayi” statüsünde olduğu, görüldüğü,
Davacı Şirketin; 37.115,97 TL Dağıtım Bedeli, 21.649,9 TL İletim Bedeli, 119,46 TL PSH – Sayaç Okuma Bedeli, 65.008,08 TL Kayıp-Kaçak Bedeli ile bu bedel üzerinden; %2 o larak alınan L300f16 TL (65.008,08 x 0,02=1.300,16) TRT Payı, tahsil edildiği,
17 Haziran 2016 tarihli 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 6l9 no.lu Elektrik Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmaima Dair Kanun5 un 21 İnci Maddesi kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olduğu, bu kapsamda, 6446 sayılı Kanun’un 17ncİ maddesine yeni eklenen 10 uncu fıkra uyarışça, hakem heyetleri ve mahkemelerin yetkisi; sadece faturalarda yer alan bedellerin EPDK tarafından ilan edilen tarifelere uygun olup olmadığ mn denetlenmesi/kontrolü İle sınırlandırılmış durumda olduğu,
6719 Sayılı Kanun’un 26, Maddesiyle ayrıca, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu1 na Geçici Madde 20 ilave edilmiş olup, anılan Geçici Madde uyar nca 6446 sayılı Kanunun 6719 sayılı Kanunla değişik dava konusu bedelinin düzenlendiği 17. Maddesinin, açılmış davalar hakkında da uygulanacağı hükme bağlandığı,
Buna göre, huzurdaki davada; 6719 sayılı yasa kapsamında faturalarda yer alan bedellerin, EPDK tarafından ilan edilen tarifelere uygun olup olmadığının kontrolünü gerektirdiği,
Bu bağlamda, davalı Şirket tarafindan dosyaya temin edilen “Elektrik Faturaları” ndaki, Davacı’ nın geri ödemesini talep ettiği dava konusu bedelleri oluşturan birim fiyatlar; Enerji Piyasası Düzemente Kurumu(EPDK)fnca dava konusu dönemlerde “atman Kurul Kararlarıyla onaylanarak yürürlüğe giren perakende satış tarifelerinde yer atan abone grubuna (Tek Terimli, OG Sanayi) uygun dava konusu bedt ilere ilişkin “TL/kWh” bazındaki birim fiyatlar ile tek tek karşılaştırılma ve faturalara yansıtılan bedellerin; tüketicinin yapmış olduğu değerindeki sarfiyatın» bu birim fiyatlar (TL/kWh) ile çarpılarak bulunduğu, sonuç olarak: EPDK tarafından ilan edilen tarifelere aykırı bir durumun olmadığı tespit edildiği,
Davanın konusuz kalması halinde, mahkemece; yargılamaya devam edierek davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haklı olduğunun tespit edilmesi, o taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesi geı ekin Başka bir deyişle, yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada, yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine “maktu vek ilet” ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline arar verilmesi gerekmektedir”, düşünceleriyle konuya yaklaşılmış ve devamın da;
Bu durumda, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yeni y ısa nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, mahkemece; “Karar verilmesine yer olmadığına” Hiç hüküm kurulması gerekirken, “Davanın reddine” karar verilmesi ve davasını avukat ile takip eden davacı lehine vek ilet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline yönelik hüi üm kurulmaması doğru görülmemiştirşeklînde bir sonuca varıldığı,
Verilen İstinaf Mahkemesi kararı çerçevesi somut olaya bakıldığında 6719 saydı Kanun’dan önce yerleşik Yarg içtihatlanna göre, Davacı’mn davasında haklı olduğu anlaşıldığı,
Davacının, dava dosyasında sunulan elektrik enerjisi tüketimine ilişkin “Elektrik Faturaları ” incelendiğinde de görüleceği üzere, ilgili tesisatı; “Tek Terimli, O.G. Sanayi Grubu’ nda olup, tüketmiş olduğu elektrik enerjisinin tarifesinde belirtilen abone grubuna ait, “Tek Terimli, OG Sanayi Alpif Enerji Tarifesi”ne göre, faturalandırldığı,
Dava dosyasından dava konusu uyuşmazlığın; davacının elektrik fatuıası ile birlikte ödediği kayıp-kaçak, TRT payı, dağıtım, iletim, PSH-Sayaç okuma bedellerini talep edipt edemeyeceğim ilişkin olduğu,
6719 Sayılı Kanun değişikliği olmasaydı Davacı’ nın Davalı dan talep ettiği miktarda (Dava Esas Değeri; 5.000,00 TL olup, gerçek değerler “Rap içeriğinde sunulmuştur), alacaklı olacağı,
Ancak, gerekçeleri “Rapor” içeriğinde arz ve izah olunduğu üzere;
Yürürlükteki 6719 saydı yasanın geçici 20. Maddesi Hükmü’nün “Kırul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perake ide satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 inci madde hükümleri uygulanır şeklînde, 6446 saydı yasanın 17. Maddesinın ise; “İlgili tüzel kişiler Kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygulamakla yükümlüdür ve itgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul ortaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlay şeklinde olduğu,
Sonuç olarak bağlayıcı nitelikteki bu yasal hükümlere ve en son yargı içtihatlarına göre, 6719 sayılı Kanun kapsamında yapılan tespitlerde; cava konusu edilen abonelik adına tahakkuk ettirilmiş bedeller incelendiğinde, yapılan uygulamanın V er aylık periyotlar halinde EPDK tarafından onaylanmasına takiben yayımlanarak yürürlüğe giren, ilgili abone grubu çin belirlenen tarifelerle örtüştüğü,
Dolayısıyla, EPDK tarafından yayımlanan tarifelere dayanılarak d^va konusu bedeller ile ilgili kesintiler üzerinde yapılan kontrollerde dağıtım perakende satış şirketlerince bu bedellerin tahsil edilmesinin, uygun olduğu ve bu nedenle, Davalının: söz konusu kesintileri yapmasında bir edim ifasına davalı haksız sebepsiz zenginleşme durumunun bulunmadığı, bu durumda iade yükümünün de söz konusu edilemeyeceği…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Faturaya yansıtılan kayıp kaçak bedelinin iadesinin talep edilip edilemeyeceği hususunda en önemli referanslardan birisini Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/7-2454 ve karar 2014/679 sayılı 21.5.2014 tarihli kararı teşkil etmiştir. Nitekim istikrarlı surette atıf yapılan karar uyarınca; ”…Kayıp kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır. Kayıp kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ..şeffaflık hukuk develitinin ayrılmaz parçasıdır…” gerekçeleri ile kayıp kaçak bedeli tahsilinin hukuka aykırı olduğu yönünde pek çok hüküm verilmiştir.
Dava tarihinden sonra 04/06/2016 tarihinde kabul edilen ve 17/06/2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 6446 sayılı yasada bir takım değişiklikler yapılmıştır. 6719 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre; Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükmü uygulanacaktır. 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik, 6446 sayılı kanunun 17/10. maddesine göre de Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi bu bedellerin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacaktır.
Aynı zamanda yürürlükteki 6719 sayılı yasayla değişik 6446 sayılı yasanın geçici 20. maddesi gereği bu Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış davalarda da uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle bilirkişi tarafından yapılması gereken iş yalnızca 6719 sayılı yasa ile değişik, 6446 sayılı yasanın 17/10 maddesi gereği davalı kurum tarafından yapılan tahakkukların EPDK’nun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacaktır.
Bahsedilen yasal düzenlemeler kapsamında dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti raporunda özetle; dava konusu faturalar üzerinde yapılan kontrollerde dağıtım ve perakende satış şirketlerince bu bedellerin tahsil edilmesi işlemlerinin, 6719 sayılı Kanunun 20. maddesi kapsamında Kurumun düzenleyici işlemlerine uygun olduğu yönünde izahta bulunmuştur.
Anılan yasa değişiklikleri ve bilirkişi raporu bütün olarak değerlendirildiğinde; EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan davalar, yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kalmıştır. Bu gerekçelerle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Son olarak değerlendirilmesi gereken husus, yargılama giderleri ile yükümlü olan tarafın belirlenmesi noktasındadır. Davacı taraf izah edilen gerekçelerle davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Dolayısıyla davanın açılmasına sebebiyet veren taraf, davaya konu bedelleri tahsil eden davalıdır. Karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, yargılama sırasında yürürlüge giren yasa değişikliğinin bir sonucudur ve dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu ortadadır. ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/2534 esas, 2017/3956 karar sayılı ilamı) Tüm bu nedenlerle; davacı yararına maktu vekalet ücreti ile davacının yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Konusu kalmayan DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınan 85,39-TL peşin harçtan, alınması gereken 35,90 TL harcının mahsubu ile bakiye 49,49TL nin kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı tarafın yapmış olduğu masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili kendisini vekille temsil ettirmiş ise de; dava yargılama aşamasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa nedeniyle dava konusuz kaldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dava, yargılama aşamasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa gereğince konusuz kaldığından, davalı yan davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden ve davanın açılış tarihi itibariyle dava haklı görüldüğünden davacı tarafça yapılan toplam 85,39TL peşin harç ve 29,20TL başvuru harcı, 1.900TL bilirkişi ücreti, 188,50TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.203,09TL masrafın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı yararına AAÜT gereğince taktir olunan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/07/2018

Katip e-imza Hakim e-imza