Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/951 E. 2019/201 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/951
KARAR NO : 2019/201
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/09/2016
KARAR TARİHİ : 12/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracıyla D-100 Kuzey yoldan Kadıköy istikametine seyir halindeyken Uzunçayır katılımına geldiğinde E-5 üzerinde karşıdan karşıya geçmeye çalışan müteveffa …’a aracının sağ yan kısımlarıyla çarpması sonucu 16/02/2014 tarihinde trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilin eşinin hayat fonksiyonları ağır derece etkilendiğini, kaza sonrasında 16/08/2014 tarihinde müvekkilin eşi …’ın vefat ettiğini, haklı davanın kabulüyle, davacı eş … adına 100.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davacı eş … tek destekçisi olan eşini kaybetmesinden ötürü fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve ileride arttırmak kaydıyla 20.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, davacılardan … ve … için de ayrı ayrı 50.000,00-TL olmak üzere toplamda 100.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, kazaya karşına davalı …’a ait … plaka sayılı aracın kaydına ihtiyati tedbir konulmasını, davalı …’ın aracı elden çıkartmış olması ve dava sonunda alınabilecek tazminatın sonuçsuz kalma ihtimali bulunduğundan başkaca araç ve taşınmaz mallarının kaydı üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasını, HMK’nın 329 maddesine göre davalılar kötüniyetli olduğundan diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkum edilebilir hükmü gereğince vekalet ücretine ayrıca hükmedilmesini, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini, zira davacı yanın tazminat talebi zamanaşımına uğradığını, Karayolları Trafik Kanunu 109/1.maddesine göre sorumluluk sigortası sözleşmelerinden doğan her türlü tazminat davası hak sahibinin zararı ve tazminat yükümlülüğü öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve herhalde zarara neden olan olay tarihinden itibaren 10 yıl sonra zamanaşımına uğradığını, bu talebin şimdilik kabul görmemesi halide, her durumda kazaya karışan araç sürücüleri ile birlikte Karayolları Genel Müdürlüğünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusur durumlarının belirlenmesi için dosyanın ATK’ya gönderilmesine, kusur durumunun tespitinden sonra aktüeryal hespalamanın Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen aktüerler tarafından TRH 2010 Ulusal Mortalite tablosuna göre yapılmasını, davaya yönelik beyanları dikkate alınmak suretiyle, şartların varlığı halinde sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ın cevap dilekçesinde özetle; Davanın kazanın meydana gelmesinde müvekkile atfı mümkün herhangi bir kusurun bulunmadığını, sigorta şirketine dava açılmadan önce başvuru zorunluluğunun olduğu bu usul eksikliğinde dikkate alınmak üzere davanın reddini, varsa SGK ve ilgili sigorta şirketinden emekli maaşı veya tazminat tutarlarının da tenzilat sebebi sayılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin de davacı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığının 13/05/2015 tarih ve … sayılı dosyasında alınan ATK raporunda özetle; kişinin 16/02/2014 tarihinde trafik kazasına bağlı meydana gelen yaralanması ile ölümü arasında tıbben illiyet bağı bulunduğunu mütalaa etmiştir.
…. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında alınan 17/12/2015 tarihli ATK raporunda özetle; Sanık sürücü …’ın olayda kusursuz, maktül yaya …’ın olayda asli kusurlu olduğunu mütalaa etmiştir.
…. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında 01/03/2016 tarihinde dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet suçundan sanık … aleyhine açılan kamu davasında sanığın olayda kusursuz olduğu anlaşıldığından üzerine atılı bulunan suçtan beraatine karar verilmiş olup, kararın 09/03/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 05/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Kazanın meydana gelmesinde, davalı … Sigorta AŞ tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalanmış olan … plakalı aracın maliki ve sürücüsü olan diğer davalı …’ın %20, davacıların miras bırakanı maktul yaya …’ın da %80 oranında kusurlu sayılmalarının uygun olacağı görüşüne varıldığını, davalıların %20 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre bu olaya bağlı olarak 16/08/2014 tarihinde vefat eden …’ın geride kalan hak sahiplerinden; davacı eş …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 20.362,22-TL olduğunu, davacının maddi zararı poliçe limiti içinde kalmakta olduğunu, zorunlu trafik sigorta poliçesinin manevi tazminatları kapsamadığını, davalı sigorta şirketinin 09/09/2016 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olduğunu, sigorta şirketi dışındaki davalı bakımından ise temerrüdün desteğin vefat ettiği 16/08/2014 tarihinde gerçekleşmiş olacağını mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 09/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı sürücü … kusursuz, davacılar murisi yaya … %100 kusurlu olduğunu, davacılardan bir tek …’nın müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını ve yoksun kaldığı destek miktarının 110.112,97-TL olduğunu, davalı sürücünün müteveffanın ölümüne sebep olan kazanın gerçekleşmesinde kusuru bulunmadığından davalı … ile araç sigortacısı olan … Sigorta’dan talepte bulunulamayacağını mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 24/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Tarafların itirazı doğrultusunda değişiklik gerektirmeyen 05/07/2017 tarihli raporda belirlendiği gibi; kazanın meydana gelmesinde davalı … Sigorta AŞ tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalanmış olan … plakalı aracın maliki ve sürücüsü olan diğer davalı …’ın %20, davacıların miras bırakanı maktul yaya …’ın da %80 oranında kusurlu sayılmalarının uygun olacağı görüşüne varıldığını, davalıların %20 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre bu olaya bağlı olarak 16/08/2014 tarihinde vefat eden …’ın geride kalan hak sahiplerinden, davacı eş …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 20.362,22-TL olduğunu, davacının maddi zararı poliçe limiti içinde kaldığını, zorunlu trafik sigorta poliçesinin manevi tazminatları kapsamadığını, davalı sigorta şirketinin 09/09/2016 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenemediğini, sigorta şirketi dışındaki davalı bakımından ise desteğin vefat ettiği 16/08/2014 tarihinde temerrüdün gerçekleşmiş olacağını mütalaa etmiştir.
Dava; Trafik kazası nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; 16/02/2014 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracıyla karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacıların murisi müteveffa …’a aracının sağ yan kısımlarıyla çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza nedeniyle davacılar murisinin hayat fonksiyonları ağır derece etkilendiği ve kaza sonrasında 16/08/2014 tarihinde vefat ettiğinden bahisle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talepli eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu kazanın meydana gelmesinde öncelikle tarafların kusur durumunun tespiti hususunda bilirkişi incelemeleri yapılmış ve dosya kapsamına alınmıştır.
Dosya kapsamına alınan davaya konu kazaya ilişkin …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan 17/12/2015 tarihli ATK raporunda; Sanık sürücü …’ın olayda kusursuz, maktül yaya …’ın olayda asli kusurlu olduğunun mütalaa edildiği, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında 01/03/2016 tarihinde dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet verme suçundan sanık … aleyhine açılan kamu davasının sanığın olayda kusursuz olduğu anlaşıldığından üzerine atılı bulunan suçtan beraatine karar verilmiş olup, kararın 09/03/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan 05/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda ise; davaya konu kazanın meydana gelmesinde; davalı … Sigorta AŞ. tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalanmış olan … plakalı aracın maliki ve sürücüsü olan diğer davalı …’ın %20, davacıların miras bırakanı maktul yaya …’ın da %80 oranında kusurlu sayılmalarının uygun olacağı görüşüne varıldığı, bu kapsamda ceza dosyasında belirlenen kusur durumu ile Mahkememiz dosyasına alınan 05.07.2017 tarihli kusur bilirkişi raporundaki kusur durumlarındaki çelişki nedeniyle İTÜ kürsüsünden seçilen bilirkişi heyetine dosya tevdi edilmiş ve bilirkişi heyetince düzenlenen 09.11.2018 tarihli rapor dosya kapsamına alınmıştır. Dosya kapsamına ve hükme esas alınan 09.11.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davalı sürücü …’ın mahal limitleri altında bir hızla seyrettiği mahalde, yolu yakın mesafede ve ani olarak yola çıktığı anlaşılan yayaya karşı kornaya ile uyarı, fren ve direksiyon manevrası dışında alabileceği başka bir tedbir bulunmadığı, bu tedbirlere rağmen çarpmayı önleyememiş olmasında kendisine atfedilebilecek herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacılar murisi yaya …’ın ise kazanın meydana geldiği yere 100 m mesafede üst yaya geçidi bulunmasına rağmen bu geçidi kullanmaması ve yoldan geçişi sırasında yaklaşan trafiği kontrol etmediği, duramayacak hızla yaklaştığı anlaşılan aracın önüne aniden çıkarak kendi can güvenliğini ve trafik güvenliğini tehlikeye atarak yola çıkmış olması nedeniyle asli kusurlu olduğunun belirlendiği anlaşılmakla davalıya ve davalının sigorta şirketine atfedilecek bir kusur bulunmadığından eldeki destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talepli davanın reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Davacı tarafından yatırılan 751,41-TL harçtan 44,40-TL’in mahsubu ile arda kalan 707,01-TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.725,00-TL maddi tazminat yönünden ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Davalılar, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.725,00-TL manevi tazminat yönünden ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/03/2019

Katip …

Hakim …