Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/950 E. 2018/1098 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/950 Esas
KARAR NO : 2018/1098
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 31/08/2016
KARAR TARİHİ : 05/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; iş bu davada yetkili mahkemenin davalının yasal ikametgahında olan mahkemeler olduğunu, bu sebeple iş bu davanın Çağlayan/İstanbul Nöbetçi Ticaret Mahkemesinde ikame edildiğini, dava konusu kazanın 24.09.2008 tarihinde gerçekleştiğini, söz konusu kaza sebebiyle zamanaşımının 8 yıl olduğunu, fakat ekte sunmuş oldukları Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … E. … K, sayılı son tarihli kararına göre belirsiz alacak davalarında zamanaşımının yalnızca dava açılan kısım değil tüm alacak yönünden kesileceğinin belirtildiğini, hal böyle iken davanın açılması ile müvekkilinin kazaya bağlı tüm alacak kalemleri için zamanaşımı kesildiğini, 24.09.2008 tarihinde, sürücü …’in sevk ve idaresindeki zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan araç ile seyir halinde iken müvekkil … ‘ın sevk ve yönetimindeki motosiklet ile çarpışmaları neticesinde davacı % 24 oranında malul hale geldiğini, meydana gelen çift taraflı trafik kazasında araç sürücüsü …’in tam kusurlu olup müvekkiline atfedilecek kusur bulunmadığını, müvekkili …’in 04.123.1987 doğumlu olup kaza tarihinde 22 yaşında olduğunu, davacıya ilişkin aktüer hesabının ekte sunulan gelir durumunu gösterir belgelere göre yapılmasını talep ettiklerini, … Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu raporuna göre davacının en az % 24 oranında sürekli malul kaldığını, davalı sigorta şirketinin tedavi teminatı kapsamında geçici bakıcı giderinden sorumlu olup geçici bakıcı gideri taleplerinin bulunduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle tedavisine başlanmasından sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresi olarak tanımlanan bu sürenin travma sonrası bir bankasının bakımına muhtaç olduğu dönem olduğunu, bu dönemin; kişinin giyinme, beslenme, kişisel hijyen(bakım), tuvalet bakımı, fonksiyonel mobilite vb. günlük yaşam aktivitelerini sağlayamadığını ve temel bakımını yardımsız yerine getiremediğini, başkasının bakımına muhtaç olduğu süreyi tanımladığını, bu sürenin kişide meydana gelen tıbbi rahatsızlığın şiddeti ile doğru orantılı olduğunu, davalının avans faizinden sorumlu olduğunu, temerrüt tarihinin öncelikle haksız fiilin meydana geldiği tarih olan 24.09.2008 tarihinin esas alınmasını, mahkememizin aksi kanaatte olması halinde davalıya yapılan basvuru tarihinin temerrüt tarihi olarak esas alınmasını talep ettiklerini, sonuç oalrak bu sebeplerle; öncelikle tensiple … Cumhuriyet Başsavcklığı … Sor. Sayılı dosyanın istenilmesini, davalı …na tezkere yazılması suretiyle kazaya ilişkin olarak varsa hasar dosyasının istenilmesini, … nden müvekkiline ait hasta dosyasının istenilmesini, bilirkişi incelemesi neticesinde belirli hale gelecek zarar miktarı dikkate alınarak talepleri genişletilmek üzere fazlaya ilişkin hakları ve munzam zarardan kaynaklanan hakları saklı kalmak kaydıyla; davacı için şimdilik 2.500 TL maluliyet tazminatı, 500 TL geçici bakıcı gideri, 500 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 3.500 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın delillerinin tarafımıza tebliğini talep ettiklerini, olay tarihinde yürürlükte olan yasa maddeleri TTK’nın 1268. ve KTK’ nın 109. Maddeleri ile Sigorta Genel Şartları’nın C.8 maddesi uyarınca davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, 24/09/2008 tarihinde trafik sigorta poliçesi bulunmayan aracın karıştığı kaza sonucunda motosiklette sürücüsü olarak bulunan davacı …’in malul kaldığını, bu poliçelerden dolayı sorumlulukları davacının kusuru oranında olmak üzere, yaralanma ve sürekli sakatlık halinde olay tarihi itibariyle kişi başı azami 125.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamında olmadığını, gerçek zararın belirlenebilmesi için konusunda uzman kişiler tarafından bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, dava dilekçesinin incelenmesinde “Geçici iş göremezlik” ile “Kazanç kaybı”na ilişkin bir talebinin olup olmadığı anlaşılamamakla birlikte bu kalemlere ilişkin bir talep söz konusu ise bu talebe ilişkin itirazlarını sunduklarını, hesaplanan tazminattan müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, olay ”haksız fiilden” kaynaklandığından, davacının hükmedilecek tazminat bedeline ”avans faizi” uygulanması talebinin haksız olup reddinin gerektiğini, bu nedenlerden ötürü söz konusu davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, sonuç olarak bu sebeplerle; maluliyet oranının tespiti açısından Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, tazminatına girmeyen kazanç kaybı, tedavi gideri, bakım, yol masrafı ve diğer dolaylı zararların tümden reddini, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı maluliyete dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Güvence Hesabı’na müzekkere yazılarak, davacının başvuru evrakları ile birlikte hasar dosyasının celp edildiği anlaşılmıştır.
SGK’ya müzekkere yazılarak, davacıya dava konusu kazaya ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davacıya ait tedavi evrakları celp edilmiştir.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana bilim Dalı marifeti ile tanzim edilen maluliyete ilişkin rapor temin edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen kusur bilirkişi … ve aktüer bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 29/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Olay mahalli eş değerde iki sokağın oluşturduğu dörtlü, kontrolsüz kavşak olduğunu, yolların çift yönlü, 7 m. genişliğinde, düz ve asfalt kaplama olup vaktin gece, hava ve görüşün açık, zeminin kuru ve meyilsiz olduğunu, kaza yeri krokisinde 1711 sokaktan gelen motosikletin kavşakta sağdan önüne çıkan otomobili görünce sola yönelip … sokağa girdiğini, otomobilin ise soldan gelen motosikleti görünce hafifçe sağa yöneldiğini, araçlann … sokak girişinde çarpıştıklarını, otomobilin çarpışma noktasından 5 m ileride ve motosikletin ise 27 m ileride durduklarının işaretlendiğini, davacı sürücü … ifadesinde saat 21.00 sıralarında kendisi ve arkadaşı … ile birlikte … plakalı motosiklet ile … mahallesine giderken … sokak üzerinde seyri sırasında karşıdan gelen bir otonun aniden kendilerine çarptığını, kendisi ve arkadaşının yere düştüklerini beyan ettiğini, motosiklet yolcusu … ‘nın ifadesinde … mahallesi yönünde seyir halinde olduklarını, … sokağa geldiklerinde aniden bir otonun kendilerine çarptığını beyan ettiğini, otomobil sürücüsü …’in ifadesinde yönetimindeki araç ile Mevlana mahallesi … sokak üzerinde seyir halinde olduğunu, tali yol olan … sokak üzerinden önüne çıkan … plakalı motosiklet sürücünün şaşırdığını ve sola doğru gitmek istediğini, kendisinin de kurtarmaya çalıştığını, ancak iki sokağın kesiştiği yerde çarpıştıklarını beyan ettiğini, eş değerde yolların oluşturduğu kontrolsüz kavşaklarda kavşağa soldan gelen sürücülerin sağdan gelen sürücülere öncelikli geçiş hakkı vermelerinin zorunlu olduğunu, bir kavşağa yaklaşan sürücülerin kavşaktaki şartlara uyacak şekilde dikkatli bulunmak ve araçlarını ilk geçiş hakkı olan araçların geçmesine izin vermek üzere durabileceği hızda sürmek zorunda olduklarını, olayda kavşağa yaklaşırken hızını yeteri kadar azaltmayan, kavşak girişinde sağdan gelen, hızına göre yakın ve frenle duramayacak mesafede bulunan otomobil sürücüsüne öncelikli geçiş hakkı veremeyen davacı sürücünün kavşaklarda geçiş önceliğine aykırı davranışı nedeniyle olayda asli oranda kusurlu olduğunu, sürücüIerin kavşaklara yaklaşırken hızlarını azaltmaları, kavşaklardan dikkatli ve kontrollü geçiş yapmaları gerektiğini, olayda soldan kavşağa giren araç sürücülerine göre öncelikli geçiş hakkı bulunmakla beraber kontrolsüz kavşağa hızlı, dikkatsiz ve tedbirsiz giriş yapan ve soldan gelen motosiklet ile çarpışan otomobil sürücüsünün de olayda tali oranda kusurlu olduğunu, sonuç olarak (kusur yönünden); sürücü …’in % 25 (yüzdeyirmîbeş) oranında kusurlu, davacı sürücü …’in % 75 (yüzdeyetmişbeş) oranında kusurlu olduğunu, 26.04.2016 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6704 sayılı torba yasada 01.06.2015 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan Sigorta Poliçesi Genel Şartlarına atıf yapıldığını ve anılan Genel Şartlarda ve ekinde cismani zarar hesaplarının TRH-2010 tablosu ve %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılacağının belirtildiğini, ancak kazanın 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlardan Önce ve 24.09.2008 meydana geldiğinden iş bu raporda maddi zarar hesabının, kaza tarihînde geçerli mevzuat ve içtihatlar dikkate alınarak PMF-1931 tablosu ve progresslve rant yöntemine göre yapılacağını, ayrıca davaya konu trafik kazasının 02.08.2016 tarihli Genel Şartlar öncesinde ve 24.09.2008 tarihinde meydana geldiğinden davacının maddi zarar hesaplamasında özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulları Hakkında Yönetmeliğine ve Tüm Vücut Fonksiyon Kaybı Oranında göre değil, Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranına göre maddi zarar hesabı yapılacağını, 04.12.1987 doğumlu olan davacı …’in 24.09.2008 kaza tarihi itibariyle (21) yaşında olup P.M.F.1931 yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrünün (45) yıl olduğunu ve muhtemelen (66) yaşına kadar yaşayacağını, müştekinin ifade tutanağında kazalının oto tamircisi olarak çalıştığının belirtildiğini, davacı aktif devrede olduğundan, bu olay sebebiyle uğradığı maluliyete rağmen aktif olarak çalışmasını devam ettirecek ve kazanç elde edebileceğini, buna göre; değerlendirmelerde 5510 sayılı Sosyal Güvenlik yasası hükümleri emsal olarak dikkate alınacağını, Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre, kadın-erkek ayırımı yapılmaksızın kural olarak aktif çalama yaşı sonunun (60) olarak kabul edildiğini, bu itibarla, davacının aktif çalışmasını (60) yaşına kadar devam ettireceği kabul edilerek, kaza tarihi itibariyle (21) yaşından itibaren, (60) yaşına kadar zarar gördüğü bakiye aktif devresinin (39) yıl olduğunu, Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında (60) yaşından sonra devam edecek olan pasif devreye ait maddi zararın da hesaplanması gerektiğinin belirtildiğini, buna göre davacının (60-66) yaşları arası zarar gördüğü emeklilik ve pasif devresinin (61) yıl olduğunu, … nın 17.01.2018 tarihli raporunda; davacının maruz kaldığı trafik kazası nedeniyle davacının; sürekil iş göremezlik oranının %9,3 olduğunun, geçici iş göremezlik süresinin (12) ay olduğunun, bakıcıya ihtiyaç duyduğu sürenin (4) ay olduğunun belirtildiğini, Yargıtay 4., 9., 10., 11., 19. Hukuk Dairelerinin bu konudaki yerleşmiş İçtihatlarında belirtildiği üzere maddi tazminatlar, kazalı davacının gerek kaza tarihindeki gerekse kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre hesaplanması gerektiğini, müşteki ifade tutanağında kazalının oto tamircisi olarak çalıştığının belirtildiğini, ancak davacının kazançlarına ilişkin belge bulunmadığını, buna göre bekar çalışanlar için uygulanan net aylık yasal asgari ücretlerin hesaba esas alınacağını, davacının 24.09.2008 – 24.09.2018 arasında (10) yıllık işlemiş aktif devre net kazançları olan; 24.09.2008-24.09.2009 arasındaki (1) yıllık işlemiş aktif devrede %100 maluliyet dönemi net kazançları ve 24.09.2009-24.09.2018 arasındaki (9) yıllık işlemiş aktif ve %9,3 malul devrede net kazançların tablo şeklinde sunulduğunu, 24.09.2018’den itibaren işleyecek devre sonuna kadar geçecek süre içinde ekonomik konjonktür, iş hayatındaki toplu sözleşme ve pazarlık düzeni, sigortalının zamanla uzmanlaşma ve meslekte ilerleme olasılığı işçi ücretlerinin henüz milletlerarası normların altında olması, ülke gerçekleri, milli gelirdeki artış ve bu artıştan çalışanlara ayrılabilen pay oranlan gibi unsurlar ile uygulama ve Yargıtay tarafından da benimsendiği üzere, davacının yıllık kazançlarında, işleyecek devre başından sonuna kadar meydana gelecek asgari artış nispetinin ve peşin ödeme nedeniyle yapılacak iskontonun %10 olarak belirlenmesinde yarar gördüklerini, Yargıtay 9., 10. ve 21. Hukuk Dairelerinin bu konudaki Yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususların da nazara alınarak ortalama yıllık kazanç esasına göre değil, her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve yine her yıl için ayrı ayrı %10 iskontolama esasına göre değerlendirme ve hesaplama yapılacağını, kazalının işleyecek aktif devre başındaki hesaba esas net aylık ücretinin 1.603,12 TL ve hesaba esas aylık net işleyecek pasif devre kazancının 1.450,91 TL olduğuna göre müteveffanın; işleyecek aktif devre hesabına esas yıllık net kazancı = 1.603,12 TL x 12 Ay = 19.237,44 TL olduğunu, işleyecek pasif devre hesabına esas yıllık net kazancı = 1.450,91 TL. x 12 Ay = 17.410.92 TL olduğunu, 29 yıllık işleyecek aktif devrenin peşin değerinin hesaplanarak tablo şeklinde sunulduğunu, 6 yıllık işleyecek pasif devrenin peşin değerinin hesaplanarak tablo şeklinde sunulduğunu, davacının ilk (10) Yıllık Maddi zararının 24.09.2008-24.09.2013 tarihleri arası geçmiş yılları kapsamakta olup Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına göre geçmiş (10) yıllık işlemiş aktif devredeki maddi zararlar herhangi bir iskontoya tabi tutulmayacağını, davacının geçici iş göremezlik nedeniyle maddi zararının tespitinin şu şekilde olduğunu: 6.303,35 TL x % 100 Maluliyet = 6.303,35 TL, davacının sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi zararının tespitinin şu şekilde olduğunu: 9 Yıllık İslemiş Aktif Devrede ve İskontosuz maddi zararının tespitinin şu şekilde olduğunu: 103.330,02 TL x %9,3 maluliyet = 9.609,69 TL, 29 yıllık işleyecek aktif devrede %10 artış ve %10 iskontolu maddi zararının tespitinin şu şekilde olduğunu: 557.885,76 TL x %9,3 maluliyet = 51.883,38 TL, 6 yıllık işleyecek pasif devrede %10 artış ve %10 iskontolu maddi zararının tespitinin şu şekilde olduğunu: 104.465,52 TL x %9,3 maluliyet = 9.715,29 TL ve davacının sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi zarar toplamının 71.208,36 TL olduğunu, dava dilekçesinde davacının bakıcı gideri nedeniyle maddî zararı talep edildiğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E., 2011/10149K., 2012/12157 T. 7.11.2012 kararında özetle: “25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13,02.2011 tarih, 6111 sayvlı Yasanın 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesinin açık lafzından da anlaşıldığı üzere, yapılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak, maddenin devamında ve geçici 1. maddede düzenlenen “aktarım’ın gerçekleşmesi koşuluyla, hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve …nın yükümlülükleri sona erecektir Kazazedelerin, bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketlerinin ve …nın tedavi teminatları kapsamında, yine sigorta şirketleri ve … tarafından karşılanmaya devam edecektir” denilerek hüküm kurulduğunu, ayrıca; … Hukuk Dairesi’ nin 28.12.2017 T., … E., … K. sayılı kararında özetle; “Sigorta poJifesfncte belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 saydı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 6111 sayılı Yasa, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup somut olayda dava 18.09.2012 tarihinde açılmıştır. Davanın,6111 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığının anlaşılmasına göre, davalı SGK 6111 sayılı yasaya göre talep edilen tedavi giderinin tamamından sorumludur. Öte yandan, Danıştay Onbeşinci Dairesinin önce 14.11.2013 tarihinde yürütülmesinin durdurulması kararı ve 16/03/2016 tarih, … esas ve … saydı karart ile Trafik kazaları nedeniyle ilgililere sunulan sağlık hizmet bedellerinin tahsiline ilişkin usul ve esaslara ilişkin Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin 1 inci bendinde yer alan “… Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiştir. Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar ışığında söz konusu faturalara göre, tedavi giderlerinin tamamından SGK’mn sorumlu olduğu, 6111 sayılı Yasa uygulamasıyla İşletenin yatırdığı primlerin aktarılmasıyla sürücü ve işletenin de sorumluluğunun bulunmadığı dikkate alınmadan hatalı gerekçe ve eksik inceleme ile yaztlı şekilde hüküm kurulması isabetli bulunmamış, bu hususlar temyiz eden davacı vekili ve davalı … vekili yararına bozma nedeni yapılmıştır” denilerek hüküm kurulduğunu, … Hukuk Dairesi’ nin 28.12.2017 T., … E., … K. sayılı kararına konu olan dava ve talep kazalının faturalı (belgelenmiş) harcamalarının rütu talebine ilişkin olduğunu, o halde; anılan karara göre; davacının belgelenmiş olan harcamalarından SUT kapsamında olsun veya olmasın SGK sorumlu olup, sigortacı, sürücü ve işletenin belgeli harcamalar yönünden sorumluluğunun sona erdiği ve belgelenmiş olan tedavi giderleri hesabına yer olmadığı kanaatine varıldığını, bununla birlikte; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yukarıda anılan E. 2011/10149 K. 2012/12157 T. 7.11.2012 kararı gereğince; SGK tarafından karşılanmayan (belgesiz) tedavi gideri kapsamında olan bakıcı ve refakatçi giderleri yönünden davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiği kanaatine varıldığından takdirin mahkememize ait olmak üzere bakıcı giderleri yönünden değerlendirme yapılacağını, …nın 17.01.2018 tarihİi raporunda; davacının maruz kaldığı trafik kazası nedeniyle davacının; bakıcıya ihtiyaç duyduğu sürenin (4) ay olduğunun belirtildiğini, bununla birlikte; Yargıtay … Hukuk Dairesinin 10.10.2017 T, … E., … K. sayılı kararında özetle; “dava dilekçesinde bakıcı gideri de talep edilmiş, hükme esas
alınan maluliyete ilişkin bilirkişi raporunda davacı …’nın geçici iş göremezlik süresinin 6 ay olduğu ve bu süreçte % 100 oranında malul sayılması gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda davacı yararına %100 malul sayıldığı geçici iş göremezlik dönemi için bakıcı giderinin belirlenmesi yönünden bilirkişiden ek rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir” denilerek hüküm kurulduğunu, yukarıda anılan Yargıtay … Hukuk Dairesinin 10.10.2017 T. … E., … K. sayılı kararı dikkate alınarak davacının %100 malûl sayıldığı geçici iş göremezlik süresinin aynı zamanda bakıcıya ihtiyacı olduğu kabul edilerek bakıcı gideri hesabı yapılacağını, Yargıtay … Hukuk Dairesi 08.03.2011 tarih ve … Esas, … K. sayılı kararında ve diğer bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında, bakıcı gideri brüt asgari ücretlere göre belirlenmesi gerektiği belirtildiğinden; davacının bakıcı giderlerinin memleketimizde uygulanan brüt yasal asgari ücretlere göre, bakıcı gideri nedeniyle maddi tazminatı hesaplanacağını, davacının 24.09.2008 kasa tarihinden itibaren 24.01.2009 tarihine kadar gecen (4) aylık işlemiş ve iskontosuz bakıcı giderinin hesaplanarak tablo şeklinde sunulduğunu, olayın meydana gelmesinde davacı %75 oranında kusurlu bulunduğundan %75 oranında kusur tenzili yapılacağını, başka bir anlamda sigortasız araç sürücüsünün %25 kusuruna isabet eden maddi zarar tutarının davacı yararına maddi tazminat olarak dikkate alınacağını, dosyada SGK tarafından davacıya iş göremezlik nedeniyle ödeme yapılıp yapılmadığı, maluliyet geliri bağlanıp bağlanmadığına ilişkin bilgi ve belge bulunmadığını, somut olay trafik-iş kazası olmadığından davcının maluliyet derecesi %10 oranının altında kaldığından ve davacının malul kalmasında üçüncü şahısların kastı olduğuna dair belge olmadığından 5510 sayılı yasanın 19., 21 ve 39. Maddesine göre davacıya iş kazası sigortasından sürekli maluliyet geliri bağlanması ve rücuya tabi geçici iş göremezlik ödemesi yapılmasının mümkün olmadığını, o halde rücuya tabi ödemeler hususunda indirime yer bulunmadığını, davacıya maluliyeti nedeniyle ve bakıcı gideri nedeniyle maddi tazminat ödemesi yapıldığına dair dosyada belge bulunmadığından ödeme tenziline yer bulunmadığını, davacının geçici iş göremezlik nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının tespitinin şu şekilde olduğunu: = 6.303,35 TL x %25 kusur = 1.575,84 TL, davacının sürekli iş göremezlik nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının tespitinin şu şekilde olduğunu: = 71.208,36 TL x %25 kusur = 17.802,09 TL, davacının bakıcı gideri nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının tespitinin şu şekilde olduğunu: = 2.576,64 TL x %25 kusur = 644,16 TL olarak hesaplandığını, davalı …na sorumluluk yöneltilmesinin gerekçesinin kazaya karışan … plakalı aracın davaya konu 24.09.2008 kaza tarihinde geçerli ZMSS poliçesinin bulunmaması olduğunu, 5684 sayılı Sigorta Kanununun 14/2/b maddesinde “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilînde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zarariar için ” … na başvuru yapılacağının düzenlendiğini, …na yapılan başvurular sebebiyle yapılacak tazminat ödemelerinde “ilgili zorunlu sigortanın” teminat miktarlarının dikkate alındığını, … Yönetmeliğinin 9/1/b maddesinde de yasanın 14/2/b maddesinde yapılan düzenlemenin aynısı yer aldığını, … plakalı aracın kaza tarihinde geçerli trafik poliçesi bulunmadığı hususunun sabit olup dava konusu edilen talep ve maluliyet tazminatı talebine ilişkin olması nedeniyle bedensel zarar kapsamında olduğunu, davacının 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14. ve … Yönetmeliğinin 9. maddeleri uyarınca …na başvuru şartları oluştuğunu, dava konusu olayda söz konusu olan zorunlu poliçenin, Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi olup tazminatın varlığının değerlendirilmesinde Trafik Poliçesi genel şartları ve KTK hükümleri dikkate alınmakta olup teminat limitinin 125.000,00 TL olduğunu, tedavi giderleri yönünden ise teminat limitinin ayrıca 125.000,00 TL olduğunu, davacının geçici iş göremezlik maddi zararının 1.575,84 TL ve sürekli iş göremezlik maddi zararı 17.802,09 TL olmak üzere nihai ve gerçek maddi iş göremezlik maddi zararları toplamının 19.377,93 TL olduğunu, 125.000,00 TL tutarındaki sakatlık teminat limitinin altında kaldığını, davacının bakıcı gideri nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 644,16 TL olup, 125.000,00 TL tutarındaki tedavi gideri teminat limitinin altında kaldığını, Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “…MADDE 99- Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağım veya bilirkişi raporunu, sigortacmtn merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren (8) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sın ırları için de kaian m iktariarı h ak sahibine Ödemek zorundadırlar…” dendiğini, dosyada mevcut ihtarnameden ve teslim belgesinden davalı tarafa ihtarname ve gerekli beigeierin 16.08.2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığını, buna göre temerrüt başlangıç tarihi 16.08.2016 tarihinin (8) iş günü sonrası olan 29.08.2016 tarihi olduğunu, … yönünden işleyecek işleyecek faizin yasal faiz olduğunu, sonuç olarak hukuki durumun ve delillerin takdiri mahkememize ait olmak üzere 24.09.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %9,3 oranında malul kalan davacı … ile davalı arasındaki uyuşmazlık noktaları yönünden; sürücü …’in % 25 (yüzdeyirmibeş) oranında kusurlu olduğunu, davacı sürücü …’in % 75 (yüzdeyetmişbeş) oranında kusurlu olduğunu, davacının nihai ve gerçek geçici ii göremezlik maddi zararının 1.575,84 TL olduğunu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 17.002,09 TL olduğunu, davacının nihai ve gerçek bakıcı gideri maddi zararının 644,16 TL olduğunu, temerrüt tarihinin 29.08.2016 tarihi vc işleyecek faizin yasal faiz olduğunu…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Davacı vekilinin 23/07/2018 tarihinde ıslah dilekçesi sunduğu, 1.575,84-TL geçici iş göremezlik dönemine ait maddi tazminatın, 17.802,09-TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatın ve 644,16-TL bakıcı tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep ettiği, ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiği görülmüştür.
… Yönetmeliği’nin “Hesaba Başvurulabilecek Haller” başlıklı 9.maddesi; ”Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için …’na başvurulabilir.” şeklinde düzenleme altına alınmıştır.
Anılı kanuni düzenlemeler, ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun olmakla itibar edilir bulunan bilirkişi raporu ve dosya kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; kaza tarihi olan 24/09/2008 günü poliçe kapsamında olmayan dava dışı araç sürücünün %25 kusuru ile meydana gelen trafik kazası neticesinde %9,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılan ve geçici iş göremezlik süresinin 12 aya kadar uzayabileceği, bakıcıya ihtiyaç duyulan sürenin 4 ay olarak saptanan davacının maddi zarar toplamı olarak hesap edilen 1.575,84-TL geçici iş göremezlik dönemine ait maddi tazminatın, 17.802,09-TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatın ve 644,16-TL bakıcı tazminatından oluşan maddi tazminatı davalı güvence hesabının tazminle mükellef olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Kazaya neden olan aracın hususi nitelikte olması nedeni ile yasal faize hükmedilebileceği, ıslah dilekçesi ile arttırılan tazminat talepleri yönünden HMK’nın 26. maddesi uyarınca temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinin gerektiği, … Yönetmeliği’nin 14/1. maddesi uyarınca davalı …nın başvuru ile birlikte somut olayda 17/02/2016 tarihinde temerrüte düştüğü anlaşılmakla; davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
17.802,09-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı tazminatın, 1.575,84-TL geçici iş göremezlikten kaynaklı tazminatın, 644,16-TL bakıcı giderinden kaynaklı tazminatın davalıdan temerrüt tarihi olan 17/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 1.367,70-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL harç ve 57-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.281,50-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 29,20-TL peşin harç, 57-TL ıslah harcı, 1.200-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 208-TL olmak üzere toplam 1.523,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.402,65-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/12/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza