Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/893 E. 2021/697 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/893 Esas
KARAR NO : 2021/697
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2017/… ESAS SAYILI DAVASINDA
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2016
BİRLEŞEN DAVA T.: 27/03/2017
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ile davalı … A.Ş arasında Kalkan’daki … OTEL’in sonsuzluk ve çocuk havuzlarının inşaasının ince işleri ile mekaniğinin müvekkili tarafından tarafından yapılması konusunda 13.03.2015 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme sonrasında yapılan işler dolayısıyla 09.06.2015 tarihli … nolu 118.000 TL ve 28.08.2016 tarih … nolu 74.340 TL tutarlı iki adet fatura kesilerek davalı şirkete gönderildiğini, faturalara her hangi bir itiraz olmadığını, müvekkilinin sözleşmesel yükümlülükleri yerine getirip havuzların kullanıma açıldığını, faturalara ilişkin ödemelere 25.03.2015 tarihinde başlandığını, aralıklarla farklı bakiyelerde ödemeler yapıldığını ve 09.06.2015 tarih … nolu 118.000 TL tutarlı faturaya dayalı olan borcun bittiğini, 03.02.2016 tarihinde yapılan 5.000 TL’lik ödeme sonrasında 28.08.2016 tarihli … nolu 74.300 faturadan kaynaklı alacak bakiyesinin 15.000 TL kaldığını, bakiye kalan 15.000 TL’nin ödenmesi konusunda birçok kez talepte bulunulmuş ise de çeşitli bahanelerle bakiye tutarın ödenmediğini, taraflar arasındaki sözleşmeden doğan borcun ödenmesi için davalı şirket aleyhine …. İcra Md. 2016/… E Sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının 20.07.2016 tarihli dilekçesi ile takibe, borca ve tüm ferilere itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı şirketin ödeme güçlüğüne düşünceye kadar borcuna itiraz etmediğini, gecikmeli de olsa ödemelerde bulunduğunu, bakiye kalan 15.000 TL ödenmediğinden icra takibi başlatılmasının zaruri hal aldığını beyanla, açıklanan nedenlerle davalı şirketin itirazının iptali takibin devamına, davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin KALKAN’da bulunan Turistik … OTEL’in işletmesi olduğunu, müvekkil ile davacı 13.03.2015 tarihli teklif formu sözleşme ile otelin havuzlarının mekanik ve ince işlerinin yapılması hususunda anlaşmaya vardıklarını, 13.03.2015 tarihli sözleşme kapsamında davacı otel havuzunun pahlama, sıva, şap, izolasyon, havuz içi yüzeyin kaplanması, seramik işleri gibi imalat işleri ile ekolojik havuz elektro mekanik sistemlerinin kurulması işini yüklendiğini, BK.470 Maddesine göre eser sözleşmesinin “.. Yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir..” şeklinde olduğunu, yüklenicinin borcunun üstlendiği edimleri iş sahibin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle ifa etmek olduğunu, yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışın esas alınacağını, davacının yüklendiği işin tamamlamasından sonra havuzdan su sızıntısının başladığını, otele ait mutfak, restaurantın sızan sulardan dolayı kullanılamaz hale geldiğini, ayrıca sızan suların elektrik sistemine zarar verdiğini, aynca havuz fayanslarının kırılıp döküldüğünü, otel müşterilerine zarar verir hale geldiğini, bu durumun müvekkil tarafından davacıya bildirildiğini, eksiklikler davacının bilgisi dahilinde olmasına rağmen davacıya gönderilen 07.09.2015 tarihli e.mail ile havuzdaki eksikliklerin giderilmesi için görüşme talebinde bulunulduğunu, davacının müvekkil şirket yetkililerine gönderdiği 14.01.2016 tarihli e.mailde eksik ve düzeltilecek işler için gerekli malzemeleri aldığını ve gerekli tadilatla ilgili programını yaptığını bildirdiği, davacının müvekkile gönderdiği 11.01.2016 tarihli e.mailde: “..Bahsi geçen yerlerdeki işçilik kalitesinin şirketimin standartlarına göre düşük olduğunu düşündüğümden bu tutarı cebimden ödedim…” demek suretiyle üstlendiği işin kusurlu ve eksik olduğunu kabul ettiğini, yapılan işlerin bedeli olarak 177.340 TL müvekkil tarafından davacıya ödendiği ve davacıya borcunun kalmadığını, davacı tarafından ileri sürülen alacak iddiası işin sözleşmeye aykırı olarak eksik ifa kapsamında yapılması nedeniyle yersiz ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafından üstlenilen işin sözleşmeye ve fenni koşullara aykırı olduğu yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, davacının, dava dilekçesinde ileri sürülen müvekkilin ödeme güçlüğü içinde olduğunu ve bu nedenle ödeme yapılmadığı yönündeki iddiaların soyut iddialar olduğunu beyanla, her türlü dava ve talep hakkı saklı tutularak, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Birleşen dava dosyasında dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 13.03.2015 tarihli sözleşme ile davalının müvekkiline ait … Otelin havuzunun pahlama, sıva, şap, izolasyon, havuz içi yüzeyin kaplanması, seramik işleri gibi imalat işleri ile ekolojik havuz elektro mekanik sistemlerinin kurulması işini yüklendiğini, havuz yapımı tamamlandıktan sonra, havuzdan sızıntılar olduğunu, davalının meydana gelen eserdeki ayıpların tadilatlarını yapmış ise de, sonucun değişmediğini, kusurlu imalat neticesinde başkaca firmalara tamirat ve tadilat bedeli ödemek suretiyle müvekkilinin 63.537,08 TL zarara uğradığını beyanla, davanın kabulü ile şimdilik 30.000 TL’lik tazminatın davalıdan tahsilini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava dosyasında cevap dilekçesinde özetle; davacı dava dilekçesinde zarar iddiasını 63.537,08 TL gibi net bir tutar belirtmesine karşın davayı 30.000 TL üzerinden açması nedeniyle usule aykırılık nedeniyle davanın kötü niyetli açıldığını, havuzda oluşan problemlerin nedeninin müvekkili olmadığını, taleplerin yersiz olduğunu, havuzun bozulmasına davacının sebep olduğunu, havuzun sezon boyu müşterileri tarafından kullanıldığını, otel müşterilerinin memnun kaldığını, davanın reddinin talep edildiğini, süresinde ve kanuna uygun bir ayıp ihbarının olmadığını, davacının kusurlu işleri düzelttirmek için ödeme yaptığını iddia ettiği şirketin müvekkilinin iş kapsamı dışındaki işleri yapan ve havuzun bozulmasına sebep olan yüklenici olduğunu beyanla, bu sebeplerle davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine fatura alacağına istinaden faizler dahil toplam 16.229,79 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/… Talimat sayılı dosyası ile aldırılan 08/10/2018 tarihli talimat bilirkişi heyet raporunun sonuç kısmında özetle;
“Antalya İli … İlçesi Kalkan Mahallesi 1344 nolu 4.892,98 m2 yüzölçümlü parselde yapılan keşifte yapılan incelemeler, tüm iddialar ve dosya kapsamının değerlendirilmesi sonucu; dava konusu havuzun su akıntısının giderilmesi için savakların tekrardan giderleri ile tadilat yapılmasının sorunların temeli olduğu, savakların ve giderlerin tadilat yapılıp eski haline getirilmesi için dava tarihi itibariyle 12.500 TL maliyeti olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/… Talimat sayılı dosyası ile aldırılan 25/02/2019 tarihli talimat bilirkişi heyeti ek raporunun sonuç kısmında özetle;
“”Davalı – birleşen davada davacı tarafın, dosyaya sunduğu 3. kişi firmaca yapılan tadilat faturasına konu havuzdaki sızmanın mutfak ve restoran tavanlarının kabarmasına sebep olduğu bu durumun davacı tarafça üstlenilen işler kapsamında kalıp kalmadığının raporda muğlak olduğu,” muğlaklığın giderilmesi konusunda;
Mutfak ve restoran kısımlarında karşılaşılan akıntı izlerinin ve tavanların kabarmasının, davacı kapsamında kaldığı, görüş ve kanaatine varılmıştır. “şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/… Talimat sayılı dosyası ile aldırılan 05/08/2019 tarihli talimat bilirkişi heyeti ek raporunun sonuç kısmında özetle;
“Dava konusu havuzun su akıntısı meydana gelmesinde yapılan yorumlar şudur;
Davalı karşı davacı olan otel sahibinin, davacı- karşı davalı olan havuz izolasyonunu üstlenen şirketin işini iyi yapmadığını iddia etmesi ve şirketin yapmış olduğu işlerin üzerine, başka bir kişi ile anlaşarak havuzun mutfak ve restoran bölümündeki su akıntılarını çözdüğünü belirtmiştir. Ancak bu işleri yapan şirketin ne yaptığı veya daha önceki durum hakkında dosya kapsamında tespit yoktur. Bu nedenle keşif tarihinde mahallinde yapılan incelemelerde mutfak ve restoran bölümünde su akıntısı görülmemiştir. Ancak mutfak ve restoran bölümünde daha önce bir su akıntısı olduğu, kabarmalar olduğu görülmüştür. Bu su akıntılarının hangi kişi tarafından yapılan imalat sonucu oluştuğu konusunda dosya kapsamında bilgi belge yoktur. Denge tankında da herhangi bir sorun yoktur. Havuzun savak kısmında yapılmış olan cam koruma ve savak boşaltma kısmından su akıntıları olduğu keşif tarihinde mahallinde görülmüştür. Savak kısmının izolasyonu ve mozaik işlerinin uygun yapılmamış olması, savaktan oluşan su akıntılarının ilgili şirketin sorumlu olduğu kanaatine varıldığı ek raporumuzda belirtilmiştir.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 16/10/2020 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle;
“Asıl dava yönünden,
Taraf ticari defter kayıtlarına göre, davacı/karşı davalının, davalı/karşı davacı şirketten 12.07.2016 takip tarihi itibariyle bakiye 15.000 TL alacaklı olduğu, taraf ticari defterleri birbirini doğruladığı, davacı/karşı davalı tarafından … A.Ş aleyhine … İcra Md 12.07.2016 tarih 2016/… E Sayılı Takip dosyasından:
15.000.00 TL asıl alacak
686.10 TL işlemiş faiz
15.686.10 TL toplamı alacak talep edilebileceği, işbu asıl alacak için takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince 410.50 ve değişen oranlarda Ticari faiz talep edilebileceği,
Birleşen dava yönünden,
Fatura açıklamalarında, ilk 4.781.08 TL bedelli fatura içeriğinde havuzda kullanılan bir takım malzemeler olduğu, diğer fatura açıklamalarında yapılan tadilatların doğrudan havuz ile ilgili olmadığı, sezon sonu otelin genel bina tadilatı, boya tamiratı ile ilgili olabileceği ihtimal dahilinde olduğu, karşı davacının 2015 sezonunda kullanılan havuz inşaatı ile ilgili olarak 3.kişilere yaptırılan işler içinde ne kadarlık bir harcama oluşturduğuna dair somut her hangi bir belge dosya kapsamında bulunmadığı, karşı davacının, Havuz inşaatı ile ilgili de eksik ve hatalı işlerle ilgili delil tespitinde bulunulmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 16/06/2021 tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında özetle;
“Dosyadaki bilgiler ve bilirkişi raporlarından, su akıntısının drenaj borularından ve savaktan sıçrayan sular nedeniyle meydana geldiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre savakların yalıtım ve seramik kaplamaları ile elektromekanik işler ve ilgili tesisatlar davacı tarafın sorumluluğundadır. … drenajları da bu sistemin bit parçası olduğundan bu imalatların da davacı sorumluluğunda olduğu değerlendirilmektedir.
Savaklardan kaynaklanan su akıntılarının havuzun suyla doldurulmasıyla ile birlikte anlaşılabileceğinden ve izolasyondan kaynaklandığı için hemen anlaşılacağından açık ayıp niteliğinde olduğu düşünülmektedir.
Dosyaya sunulmuş olan faturaların açıklamaları ve miktarları dikkate alındığında, bunların Otelin sezon sonu genel bina tadilatları ile ilgili olabileceği görüş ve kanaatine varılmıştır. Üçüncü kişilere yaptırılan işler içinde ne kadarlık bir harcamanın havuz ile ilgili olarak oluşturduğuna dair somut her hangi bir somut bilgi veya belge dosya kapsamında bulunmadığı için bu konuda bir görüşe ulaşmak mümkün olamamaktadır. “şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Asıl dava; davalıya ait Kalkan’da bulunan … Otel’in sonsuzluk ve çocuk havuzlarının inşasının ince işleri ile mekaniğinin davacı tarafından yapılması konusunda taraflar arasındaki 13/03/2015 tarihli sözleşme uyarınca kesilen faturalardan kalan bakiye alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine davalı yanın itirazının iptali isteminden ibaret olup, Birleşen dava; davacı birleşen davalı tarafça yapılan havuz işlerinin hatalı ve eksik yapılması sebebiyle dava dışı Salih Kahraman isimli firmaya tadilat ve tamirat işlerinin yaptırıldığı, dava dışı firmaya 63.537,08 TL ödeme yapılması sebebiyle zarara uğranıldığından bahisle, TBK’nun 475/2. maddesindeki genel hükümlere göre tazminat talebi kapsamında şimdilik 30.000 TL tazminatın davacı birleşen davalı taraftan tahsili istemi ile açılmıştır.
Asıl dava, faturaya dayalı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkememizce alınan 16/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda, tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmekle, her iki tarafın süresinde tasdikleri yaptırılmış, birbirini doğrulayan ve usulüne uygun olarak tutulmuş defter ve kayıtlarına göre davaya konu faturanın ödenmeyen bakiyesi kadar davacının davalıdan alacaklı olduğu, davalının anılı faturaya süresinde itiraz ve faturayı iade etmeksizin ticari defterlerine kaydettiği, asıl davada sözleşme bedelinin eksik ödendiğinin, bakiye davacı alacağı konusunda tarafların mutabık olduğunun dosya kapsamındaki mail yazışmaları vb. sair delillerle ve HMK’nun 222. maddesi uyarınca sübut bulduğu, davalının taraflar arasındaki sözleşmenin eksik ve ayıplı ifa edildiği savunması hakkında ayrıca bir dava ikame ettiği, aşağıda açıklanacak gerekçeler sebebiyle birleşen dava reddedildiğinden asıl davada ileri sürülen savunmaların mahkememizce yerinde görülmediği, davacının davaya konu fatura bakiyesine ilişkin olarak TTK’nun 18/3. maddesi gereğince davalıyı usulüne uygun şekilde temerrüde düşürmediği ve somut olayda TTK’nun 1530. maddesinin koşullarının da bulunmadığı anlaşıldığından, takipte talep edilen işlemiş faizin yerinde olmadığı, yalnız ödenmeyen asıl alacak yönünden itirazın iptali ile takibin devamının gerektiği anlaşılmakla, asıl davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline, takibe haksız itiraz nedeniyle alacağına geç kavuşan davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davanın, taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince davacı birleşen davalı yüklenicinin eksik ve ayıplı ifada bulunduğundan bahisle eksik ve ayıplı işlerin düzeltilmesi için yapılan masrafların tazmini talebiyle açıldığı, birleşen dava dilekçesinde işin geç teslimi nedeniyle zarara uğranıldığı da ifade edilmiş ise de, talep sonucunda yalnızca üçüncü kişiye yapılan ödemenin kısmen davalıdan tahsilinin talep edildiği, bu nedenle taleple bağlılık ilkesi uyarınca mahkememizce somut olarak ileri sürülen talep yönünden inceleme yapılabileceği, ayıba ilişkin hakların kullanılabilmesi için öncelikle ayıp ihbarında bulunulmasının zorunlu olduğu, ayıp ihbarının herhangi bir şekli şartının bulunmadığı, davalı birleşen davacı yanın, davacı birleşen davalının verdiği garanti süresi içinde ayıplı olduğunu düşündüğü işlerle ilgili ayıp ihbarında bulunduğunun dosya kapsamında taraflarca inkar edilmeyen mail yazışmaları ile ispatlandığı, ayıp ihbarının yapılmış olması nedeniyle ayıp iddiası ile ilgili olarak söz konusu inceleme kapsamında; mahkememizce davalı birleşen davacıya ait otelin bulunduğu … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmakla, ilgili otelde keşif yapılması suretiyle alınan raporda özetle; “su akıntısının havuz yalıtımından değil, drenaj borularından ve savaktan sıçrayan sulardan kaynaklandığı, havuza su eklenmesi, havuza elektrik getirilmesi, su hattının havuza getirilmesi, denge havuzunun yapılması, havuzun beton altyapı zeminin yapılması işlerinin davacı sorumluluğunda olmadığı, davacının denge tankı ile ilgili işlerinin yalnızca sıva fayans ve mekanik tesisat olduğu bu nedenle denge tankında yaşanan su taşmasının davacının sorumluluğunda olmadığı, gaz betonun suyun tabanına yaptığı basıncı karşılayabileceği, havuzun taban kısmında keşif tarihi itibarıyla deformasyon olmadığı, havuzdaki su akıntısının gazbeton nedeniyle olmadığı, dinamit patlamalarının uzakta olduğu ve havuz inşaatını etkilemeyeceği, havuzda yalnızca savaklardan sıçrayan ve savak giderlerinden kaynaklanan su akıntılarının bulunduğu, savak giderlerinin tekrardan açılıp, yalıtım yapılıp, mozaik kaplanması ve savak duvarları olan camların yükseltilmesi ve taban duvar ve yan camlarla birleşim kısımlarının yalıtılması ile sorunun çözüleceği, savak giderlerinin kırılıp, gider borularının yalıtılması ve tekrardan kırılan yerlerin düzeltilmesi, 5×5 mozaik uygulanması ve tamamlanmasının 24/08/2016 dava tarihi itibarıyla malzeme + işçilik bedelinin 12.500 TL olacağı” hususlarının belirtildiği, mahkememizce anılı raporda davalı birleşen davacı tarafça dosyaya sunulan üçüncü kişi faturalarına konu havuzdaki sızmanın mutfak ve restoran tavanlarının kabarmasına sebep olduğu bu durumun davacı tarafça üstlenilen işler kapsamında kalıp kalmadığının muğlak olması sebebiyle muğlaklığın giderilmesi ve itirazların karşılanması için bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verildiği, alınan ek raporda mutfak ve restoran kısımlarında karşılaşılan akıntı izlerinin ve tavanların kabarmasının davacı kapsamında kaldığının belirtildiği, bu defa kök ve ek rapor arasında çelişki hasıl olduğundan çelişkinin giderilmesi için dosyanın ikinci kez ek rapor alınması için talimat mahkemesine gönderildiği, ikinci ek raporda özetle; “mutfak ve restoran bölümündeki önceki su akıntısı ve kabarmaların hangi kişi tarafından yapılan imalat sonucu oluştuğu konusunda dosyada bilgi belge bulunmadığı, denge tankında sorun olmadığı, keşif tarihinde mahallinde görülen cam koruma ve savak boşaltma kısmındaki su akıntılarının savak kısmının izolasyonu ve mozaik işlerinin uygun yapılmamış olması, savaktan oluşan su akıntılarının ilgili şirketin sorumlu olduğu kanaatine varıldığı” şeklinde görüş bildirilmek suretiyle ikinci ek raporla, ilk ek rapordaki tespitten dönüldüğü, mutfak ve restoran duvarlarındaki kabarmaların kim tarafından yapılan işten kaynaklandığı tespit edilemediğinden ve ayrıca bu işle ilgili eksikliğin tespit edildiği delil tespiti dosyası bulunmadığından, bu zararla ilgili davacı birleşen davalının sorumlu olduğu olduğundan bahsedilemeyeceği, taraflar arasındaki sözleşmeye göre denge tankının taşmasının davacı birleşen davalının sorumluluğundaki işlerden olmadığı, ancak davacı birleşen davalının sorumluluğunda olan havuzun tabanında ayıp bulunduğuna dair davalı birleşen davacı iddiasının talimat mahkemesince yapılan keşif tarihi itibarıyla bilirkişilerce herhangi bir sorunun tespit edilememiş olması ve yine bu işle ilgili eksikliğin tespit edildiği delil tespiti dosyası bulunmadığından ispatlanamadığı, yine taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacı birleşen davalının sorumluluğunda olan savak giderlerinin ve mozaiklerin yalıtımındaki ayıp konusunda davacı birleşen davalı sorumlu ise de, mahkememiz nezdinde oluşturulan yeni bilirkişi heyetince üçüncü kişi faturaları incelenmek suretiyle hazırlanan raporda tespit edildiği üzere, üçüncü kişiye yaptırıldığı ileri sürülen işlerin fatura içeriklerinden davacının sorumluluğundaki işlerle ilgili olduğunun tespit edilememesi ve dosya kapsamında üçüncü kişi ile davalı birleşen davacı arasında yapılan işlerin kapsamını gösterir sözleşmenin bulunmaması sebepleri ile davalı birleşen davacının bu sebeple uğradığını iddia ettiği zararının miktarını kanıtlayamadığı, davalı birleşen davacının fatura içeriklerinin teyidine dair üçüncü kişiye yazı yazılması talebinin savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı kapsamında kaldığından mahkememizce kabul edilmediği, sonuç olarak davalı birleşen davacı yanın bilirkişi raporlarında davacı birleşen davalı sorumluluğunda ve ayıplı olduğu tespit edilen savak giderleri ve mozaiklerin yalıtımındaki ayıbın varlığını ispatladığı ancak buna ilişkin tazminat talebinin kabul edilebilmesi için zararının varlığını da ispatla mükellef olduğu, davalı birleşen davacı yanın birleşen davadaki talebinin yalnız TBK’nun 475/2. maddesindeki genel hükümler çerçevesinde maddi zararına ilişkin olması fakat sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim isteme, eserin ücretsiz onarımına ilişkin herhangi bir talebinin bulunmaması ve asıl talep ettiği zararı bakımından üçüncü kişiye yaptırılan işlerin içeriğinin davacı birleşen davalının sorumluluğundaki işlere ilişkin olduğunu ispatlayamaması nedeniyle kabule şayan olmadığı, davacı birleşen davalının tadilat yaparak taraflar arasındaki mail yazışmalarında kendi cebinden ödediğini beyan ettiği kısımlarla ilgili olarak davalı birleşen davacıya ayrıca bir fatura tanzim ederek alacak talebinde bulunmadığı anlaşıldığından davalı birleşen davacı zararının söz konusu olamayacağı, üçüncü kişi faturaları arasında havuzda kullanılan bir kısım malzemelere (clor, parlatıcı, havuz çöktürücü, havuz PH, vb.) ilişkin 4.781,08 TL bedelli bir fatura mevcut ise de, havuz suyunun doldurulmasının davacı birleşen davalının sorumluluğunda olmaması nedeniyle davalı birleşen davacı zararı olarak kabul edilemeyeceği, yine diğer faturaların doğrudan havuz ile ilgili olmayıp otelin genel tadilatı ile ilgili olabileceği tespit edildiğinden davalı birleşen davacı zararı olarak sayılamayacağı anlaşıldığından, açıklanan gerekçelerle birleşen davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
A)Asıl dava yönünden;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
… İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 15.000 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alacağın % 20’si oranındaki 3.000 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 1.024,65 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 277,17 TL’nin mahsubu ile 747,48 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 277,17 TL peşin ve 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 308,57 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre davanın kabul kısmı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın ret kısmı üzerinden hesaplanan 1.229,79 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Asıl ve birleşen davalarda davacı tarafından yapılan 4.450,00 TL bilirkişi ücreti, 383,20 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 4.433,20 TL yargılama giderinin yarısı olan 2.216,60 TL’nin kabul ve ret oranına göre hesap edilen 2.048,64 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B)Birleşen dava yönünden;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 512,32 TL’nin mahsubu ile arda kalan 453,02 TL’nin davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın ret kısmı üzerinden hesaplanan 4.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Asıl ve birleşen davalarda davalı tarafından yapılan 4.450,00 TL bilirkişi ücreti, 383,20 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 4.433,20 TL yargılama giderinin yarısı olan 2.216,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır