Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/885 E. 2018/876 K. 03.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/885
KARAR NO : 2018/876

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/08/2016
KARAR TARİHİ : 03/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin … A.Ş.’de bulunan hesapları nedeni ile … A.Ş.’den alacaklı oldukları bedeli 21/12/2010 tarihinde Alacağın Temliki Sözleşmesi ile davalı/borçluya temlik edildiğini, davalı şirketin de kendisine temlik edilen alacak karşılığında temlik edilen bedeli Temlik Sözleşmesinde yazan vadelerle ödeyeceğini beyan ederek müvekkillerine borçlandığını, müvekkillerini Temlik Sözleşmesi’ne konu olan bedeli temlik ettiğini, edimini ifa ettiğini ve sözleşmede yazan vadelerin geçmiş olmasına rağmen davalının borcunu ödemediğini ve edimini ifa etmediğini, davacının davalıdan alacaklı olduğu ve ödenmeyen sözleşmeye konu alacağın 5.852,88 USD’nin tahsili için … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu fakat davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile bu icra takibini durdurduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin borcun ne şekilde ve hangi vadede ödeneceği açık ve net olmasına rağmen borcunu ödemeyen davalının bu itirazda haksız olduğunun açıkça belli olduğunu, itirazında haksız olan ve takibin durmasına sebep olan davalının %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davalının haksız itirazının iptali için iş bu davayı açmak zaruretinin hasıl olduğunu, sonuç olarak borçlunun … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış oldukları haksız itirazın iptalini ve takibin devamını, borçlu/davalının %20 oranında az olmamak üzere icra inkar tazminatını mahkum edilmesini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça asıl alacağa sebebiyet veren sözleşmenin hukuki nitelendirilmesi alacağın temliki olarak ifade edilmesine karşın gerçek anlamda alacağın temlikinden değil ancak ve ancak borcun nakli sözleşmesinden bahsedilebileceğini, çünkü müvekkil şirketin tavsiye halindeki asıl borçlu … A.Ş.’nin davacıya olan katılım kar ve zarar hesabında doğacak muhtemel borcunu üstlendiğini, yani müvekkilinin alacaklının açık rızası ile ileride … nezlinde doğacak olası alacağın yerine getirilmesine üstlendiğini, ayrıca davacı ile … arasındaki devir ilişkisinde alacaklı sıfatının değil bizzat borçlu sıfatının değiştiğini, dolayısıyla alacağın temliki değil doğrudan borcun nakli sözleşmesinin söz konusu olduğunu, davacı ile dava dışı … arasında tanzim olunan alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi ile davacının tavsiye halinde … A.Ş. neznindeki kar ve zarar katılım hesap bakiyesinin temliki hususunda mutabakata varıldığını, söz konusu takip dayanağının teknik anlamda borcun nakli sözleşmesine istinaden takip alacalısının tavsiye halindeki … A.Ş. nezlinde henüz vadesi gelmemiş mutlak ödenmesi de hukuken garanti edilmeyen kar ve zarar katılım bakiyesinin devrine dayandığını, müvekkil şirketin iş bu borcun nakli sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirebilmesi için öncelikle kar ve zarar katılım tavsiyesinin beklenmesinin gerektiğinin açık olduğunu, Yargıtayın çeşitli tarihlere vermiş olduğu emsal niteliğindeki kararlarda tavsiye işlemlerinin tamamlanması, kar ve zarara katılım payının netleşmesinin açıkça vurgulandığını, davacılar …-…’in … şube kodlu … Şubesi Hesap No: … IBAN NO: … nolu hesabına 2011 haziran – 2012 şubat arası bugüne kadar toplum 7 taksit (999 USD) ödendiğini ve banka kayıtlarının celbini, sonuç olarak emsal bilirkişi raporu ve yargı kararları nazarı alınarak davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; temlik sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi marifeti ile mali bilirkişi raporunun temin edildiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında reesen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle görev noktasında incelenmiştir. Bu kapsamda yapılan tetkik neticesinde; TTK’nun 4 ve 5.maddeleri ile ticari davalar; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Anılı düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1. maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
İlgili kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; huzurdaki davada, davacı tarafından, temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle itirazın iptali isteminde bulunulmuş olup, davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki tasfiye halindeki … A.Ş bu davada taraf olmadığı gibi, uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesiyle ilgili değildir. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2017/8010 esas, 2017/9945 karar sayılı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/14950 esas, 2016/3539 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere) Bu durumda, uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nın 183. vd. maddeleri uygulanacağından, yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığı anlaşılmış olup, bu hali ile uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği kanaatine varılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2- Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3- HMK nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4- Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/10/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza