Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/840 E. 2018/1235 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/840
KARAR NO : 2018/1235

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 04/08/2016
KARAR TARİHİ : 27/12/2018

Mahkememizin 2016/38 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esasına açılan hisselere ilişkin mülkiyet ihtilfına dair açlına dava mahkememiz dosyası ile birlikte görülemeyeceğinden dosyamızdan tefrik edilerek mahkememizin 2018/840 esasına kaydı yapılmış ve yargılamaya bu esas üzerinde devam olunmuştur. Mahkememizce ticari şirket (fesih istemli) davanın yapılan yargılamasının sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette %27,5 hissesinin bulunduğunu, diğer davalı …’in %42,5 ve …’inde %30 ortaklık payı olduğunu, müvekkili ile davalı şahısların akraba olduğunu, müvekkilinin babası öldüğü 1999 senesinden beri davalı şirketin yönetiminin ve her türlü tasarruf hakkının davalılardan …’in eline geçtiğini, bu yetkisini diğer davalı ile birlikte olabildiğince kendi lehine ve kötüye kullandığını, müvekkilini yok sayarak şirketi kendi insiyatifleri doğrultusunda ve usulsüz olarak yönetmeye başladıklarını, şirketin kurulduğu 1995 yılından 2016 dava tarihine kadar davacıya verilen tek kuruş kar payının olmadığını, müvekkilinin şirkete dahi sokulmadığını, şirket işleri ile ilgili hiç bir bilgi verilmediğini, genel kurula çağrılmadığın, müvekkilinin haberi ve izni olmadan davalı şirkete ait dükkanın …’e çok düşük bir bedel karşılığı devir ve temlik ettiklerini, yine bankadan şirket adına yüklü miktarlarda krediler çekildiğini, taraflarınca … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayılı dosyası ile ortaklığın haklı nedenle feshi ve tasfiyesi davası açtıklarını belirterek, müvekkilinin davalılardan …’nin %27,5 hisse ile pay sahibi ve ortağı olduğunun HMK 106.madde gereğince tespitini, 20/06/1997 tarihli hisse devrinin kabulüne dair ortaklar kurulu kararındaki … ve … imzalarının bu kişiler eli mahsulü olmadığı için HMK 106.madde gereğince bu belgenin sahte olduğunun tespitini, yine sözde hisse devirlerinin işlendiği pay defterlerindeki …, … ve … imzalarının sahte ve bu kişilerin eli mahsülü olmadığının HMK 106.maddesi gereğince tespitini, pay defterlerinin tespitini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, hisse devrinin usulüne uygun olarak noterden düzenlendiğini, yasal süreç içerisinde de davacı tarafça herhangi bire itiraz ileri sürülmediğini, ticaret sicildeki yapılan tescilin bildirim niteliğinde olduğunu, aile şirketi olması nedeniyle ticaret sicile gizlilik nedeniyle bildirim de bulunulmadığını, devrin yasal şartlara uygun olarak gerçekleştiğini, bu sebeple davacı yanın aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, devrin gerçek devir olduğu, davacı tarafça ve tüm aile bireylerince bilinmekte olduğunu beyan ederek; davacı tarafın iddialarının yersiz ve mesnetsiz olması sebebiyle davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili 27/12/2018 tarihli dilekçesi ile; davada tarafların her konuda anlaşarak sulh olduğunu beyan ederek davadan feragat ettiklerini bu doğrultuda karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 27/12/2018 tarihli dilekçesinde davacı vekili ”feragat dilekçemiz doğrultusunda davanın reddine karar verilsin” şeklinde, davalı vekili feragate bir diyeceğimiz yoktur. yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce; davanın vaki feragat sebebiyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın vaki feragat nedeniyle reddine,
2-Talep edilmediğinden karşılıklı vekalet ücreti ve yargılama gider takdirine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli harç peşin alınmakla harç konusunda karar verilmesine yer olmadınağı
4-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzereoy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/12/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …