Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/831 E. 2018/674 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/324
KARAR NO : 2018/598
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 23/03/2016
KARAR TARİHİ : 19/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka tarafından davalı …’a 20.10.1998 tarihli kredi sözleşmesi ile 2.500 TL lik tüketici kredisi kullandığını , diğer davalının tüketici kredisi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalayarak borcu teminat altına aldığını, söz konusu kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı borçlulara Noter kanalı ile ihtarname gönderilerek kredi borcunun faiz ve ferileriyle birlikte ödenmesi talep edildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini beyanla; davanın kabulü ile 67.472,84 TL alacağın fazlaya ve hesap hatasına ilişkin her türlü hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 05/10/2009 tarihinden itibaren %153 oranında temerrüt faizi yürütrülmesine, BSMV nin de sözleşme gereği davalılardan müşterek müteselsilen tahsiline tahsiline karar verilmesini, dava masraf ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı bankadan kredi kullanmadığını, bu durumun Ağır Ceza Mahkemesindeki dava ile de tespit edildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu beyanla; davanın reddine masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
…. Tüketici Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas ve … Karar sayılı 24/09/2014 tarihli bozma ilamı ile;
“1-Dava kredili mevduat hesabı sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında tüketici kredisi sözleşmesi düzenlendiğinin ileri sürülmediği ve taraflar arasında 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı Yasa’nın 10. maddesinde tanımlanan nitelikte tüketici kredisi sözleşmesi, geri ödeme planının ibraz edilmediği, taraflar arasında yasaca tanımlanan tüketici kredisi sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceği, uyuşmazlık hakkında 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı Yasa’nın 10. maddesinin uygulama olanağının bulunmadığı, bu nedenle davacı banka ile davalılar arasında anılan Yasa’nın 3/h maddesinde tanımlanan tüketici işleminden söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın genel hükümlere göre genel mahkemelerde bakılıp sonuçlandırılmasının yasal zorunluluk olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken doğrudan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı banka vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, işbu dosya …. Tüketici Mahkemesinin … sayılı esasına kayıt edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
…. Tüketici Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında 18/11/2015 karar tarihinde görevsizliğine karar verildiği, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine hükmün 12/01/2016 tarihinde kesinleşmiş olup, işbu dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Dosya kapsamına alınan 16/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Tetkik konusu 20/10/1998 tarihli, 2.500.000.000-Lira limitli kredi mevduat hesap sözleşmesi aslında müşterek borçlu ve müteselsil kefil …’ya atfen atılmış imzanın mevcut mukayese imzalarla aynı elden çıktığını gösterir yeterli grafolojik ilişki kurulamadığını, imzanın üst tarafında bulunan isim yazısının da mevcut mukayese yazılarak kıyasla …’nın elinden çıkmadığının kabulü gerektiğini, tetkik konusu 20/10/1998 tarih, … fiş nolu kasa tediye fişinde … ismine atfen atılmış herhangi bir imza mevcut olmadığından herhangi bir inceleme yapılamadığını mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 26/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalılardan … yönünden dava tarihi itibariyle toplam alacağın 12.444,93-TL olarak hesaplandığı, 2.500,00-TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren değişen oranlarda 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereği ticari yasal faiziyle birlikte tahsilinin gerekeceğini, incelenen banka kayıtları, teftiş raporları ve …. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas ve … Karar sayılı kesinleşmiş ilamında …’a kullandırılan tüketici kredisi de dahil olmak üzere pek çok … San ve Tic. Ltd. Şti çalışanı adına açılan tüketici kredileri ile kredili mevduat kredi hesaplarından çekilen paraların … San ve Tic. Ltd. Şti tarafından kullanıldığının maddi vakıa olarak belirlendiği, bu itibarla banka zararından … San ve Tic. Ltd. Şti’nin sorumlu olması gerektiğini, somut olayda alacağın usulsüz krediden kaynaklanmış olması, bankanın tacir olması nedeniyle faizin tarafların sıfatı ve uyuşmazlığın niteliğine göre 3095 sayılı kanun hükmüne göre ticari yasal faizi ile tahsilinin talep edilebileceğini mütalaa etmiştir.
Dava; Kredili mevduat hesabı sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı banka tarafından davalı …’a 20.10.1998 tarihli kredi sözleşmesi ile 2.500 TL lik tüketici kredisi kullandığını, diğer davalının tüketici kredisi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalayarak borcu teminat altına aldığını, söz konusu kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı borçlulara Noter kanalı ile ihtarname gönderilerek kredi borcunun faiz ve ferileriyle birlikte ödenmesi talep edildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini beyanla; 67.472,84-TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
…. Ağır Ceza Mahkemesinin … – … ve … – … E.K. sayılı dosyalarına ait kararlarda, banka yetkilileri ile ilgili şahısların çalıştıkları şirketlerin yetkililerinin ortak hareket ederek usulsüz kredi kullandırdıkları, kredi sözleşmelerindeki imzaların şirket yetkililerince tamamlandığı, kullanılan kredilerin şirketler tarafından alındığı, kredi borçlularının ve kefillerinin bankaya hiç gelmedikleri tespit edilmiştir. Suç tarihinde … Bankası … şube müdürü ve yardımcısı olan sanıklar … ve …’nün sanık …’in azmettirilmesi ile birlikte nitelikli zimmet suçundan cezalandırıldıkları görülmüştür. …. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.05.2009 tarih, … E. ve … K. sayılı kararı, Yargıtay … Ceza dairesinin 23.06.2010 tarihli, … sayılı ilamı ile onanarak 13.09.2009 tarihinde kesinleşmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, banka kayıtları ve dosya incelenerek, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmak üzere dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, ibraz edilen bilirkişi raporu dosya kapsamına alınmıştır.
Dava dosyası, dava dosyasına sunulan bilirkişi raporları, Kredi sözleşmesinde bulunan imzanın davalı …’ya ait olmadığına ilişkin 16.10.2017 tarihli bilirkişi raporu, başka Mahkemelerin aynı konuda verdiği gerekçeli kararlar ile Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … E. / … K. sayılı ve 04.11.2011 tarihli ilamına gibi bu konudaki diğer ilamları da birlikte değerlendirildiğinde; Huzurdaki davanın davalılarından sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzalayan …’nın sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığının belirlendiği, yine …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında banka memurlarının zimmetinde olduğu tespit edilen meblağ içinde davalılara kullandırılan kredi iadelerinin de bulunduğu, bu durumda krediyi kullandığı iddia edilen … ile kefil olarak görülen diğer davalı …’nın krediyi almadıkları gibi kredi sözleşmesini imzalamaya gelmedikleri, işlemleri krediyi asıl kullanan Müflis … San.ve Tic.A.Ş.’nin olduğu, kendi çalışanları olan diğer davalılara işveren olma gücünü kullanarak evrakları tamamladığı, banka çalışanlarının işbirliği ile kredi kullandığı … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı kesinleşmiş ilamı ile sabit olduğundan krediyi kullanmadıkları anlaşılan davalılar … ve … aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Tüketici Mahkemesince peşin harç alınmadığından 35,90-TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı …, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 7.772,01-TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile ilgili davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair davacı ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/06/2018

Katip Hakim