Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/756 E. 2019/1205 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/756
KARAR NO : 2019/1205

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2016
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil şirket tarafından davalı borçlu aleyhine İstanbul.. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ilgili dosyadan ödeme emri borçluya tebliğ edildiğini, borçlu haksız ve kötüniyetli olarak 29/03/2016 tarihli itiraz dilekçesi ile faize, asıl alacağa itiraz ettiğini ve icra takibi haksız yere borçlu tarafından durdurulduğunu, davalı taraf işbu haksız ve hukuka aykırı itirazının ardından kötüniyetli olarak takibin durdurulmasına sebebiyet vermesi üzerine 10/06/2016 tarihinde KDV hariç hali ile 101.694,92-TL kısmi ödeme ve 18.305,09-TL %18 oranında KDV ödemesi yaptığını, ancak bakiye 91.870,58-TL borcun ödenmediğini, bakiye alacağı bakımından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine devam edilebilmesi için işbu davayı ikame etme zorunluluğu hasıl olduğunu, haklı davanın kabulü ile davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalı tarafça haksız ve kötüniyetle yapılmış olan itiraza karşılık davalı aleyhine hükmolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İtirazın iptali davasının, davacı şirketin taraflar arasındaki …Noktası Sözleşmesini feshetmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan reddine ve haksız takip nedeniyle müvekkil şirket lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davanın kabulüne karar verilmesi halinde davadan önce yapılan ödemenin dikkate alınmasını, icra inkar tazminatı talebinin reddini, cezai şart alacağı davasının öncelikle zamanaşımı yönünden esasa girilmesi halinde de sözleşmenin davacı tarafından feshi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan esastan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/763 Esas ve 2016/652 Karar sayılı dosyasında davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, şirket/bayi eli ile dağıtımını yaptığı gazlı ve gazsız ürünlerin ve ileride dağıtımını yapabileceği gazlı ve/veya gazsız ürünler ile kullanım amaçları bakımından eş ürünlerin bayiden düzenli ve süreli satın alınması ve halihazırda işletmiş olduğu satış noktasında müşterilere yeniden satışının gerçekleştirilmesi maksadıyla davalı ile 16.10.2012 imza tarihli (Gazlı ve Gazsız Ürün Miktar) Direkt Satış Noktası Sözleşmesi akdedildiğini, hal böyle iken müvekkili şirketin, davalı şirketin sözleşmede belirlenen “müvekkili şirkete ait gazlı/gazsız ürünlerin devamlı ve sürekli satışı için bulundurma” ile “başka firmalara ait gazsız ürünleri bulundurmama/satmama” yükümlülüğüne aykırı davrandığı haricen öğrenilmiş olup durumun mahkeme kanalı ile İstanbul Anadolu … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti talebinde bulunulduğunu ve müvekkili şirkete ait hiçbir ürünün satışının gerçekleştirilmediği ve davalı tarafından muhtelif sayıda ve markada müvekkili şirket tarafından satış ve dağıtımı yapılmayan ve müvekkili şirket ürünleriyle rekabet halinde bulunan veya bulunabilecek olan ürünlerin satışının yapıldığının tespit edildiğini, bilirkişi raporları ile tespit olunan davalının sözleşmeyi ihlali sebebiyle müvekkili şirket tarafından ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, davalının müvekkili şirkete ödemekle mükellef olduğu 270.000,00-TL tutarlı cezai şart alacağının fazlaya dair hakları saklı tutulmuş hali ile 10.000,00-TL tutarındaki kısmının ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ödenmeyerek temerrüde düşüldüğünü, bu bağlamda sözleşmede belirlenen 270.000,00-TL cezai şart bedelinin kıstalyevm usulü belirlenen 129.438,75-TL kısmının 10.000,00-TL’si İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile talep olunduğundan bu defa fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydı ile bakiye 119.438,75-TL cezai şartın huzurdaki dava ile davalıdan talebinin gerektiğini, ayrıca her iki davanın arasında bağlantı olması sebebiyle birleştirilmesi gerektiğini talep ve dava etmiştir.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında Mahkemece 21/07/2016 tarihinde Mahkememizin işbu dosyasıyla birleştirilmesine ilişkin karar verildiği anlaşılmış olup, dosyanın Mahkememiz işbu dosyasının arasına alındığı anlaşılmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… takip sayılı dosyasında özetle; 165.904,23-TL tutarındaki toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faiz ile birlikte tahsilini talep ettiği, davalı tarafça borca ve takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 25/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; İncelenen davacı şirkete ait 2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve yılsonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğunu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 18.03.2016 takip tarihi itibarıyla davalı yandan 19,48-TL alacaklı olduğunu, incelenen davalı şirkete ait 2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve yılsonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğunu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 18.03.2016 takip tarihi itibarıyla davacı yana 19,46 TL borçlu olduğunu, davalı yanın pazarlama faaliyetlerine katılım bedeli ile promosyon bedelinin kıstelyevm usulüne göre hesabının doğru yapılmadığını, miktarların fazla hesaplandığı yönündeki itirazları dikkate alındığında, davacı vanın davalı vana sattıfeını beyan ettiği koli adedini belgelemesi, diğer yandan davalı yanın, 120.000,00-TL tutarındaki ödemenin borcu kapatması gerektiği yönündeki beyanlarına dayanak hesaplamayı izah etmesi ya da davacı yandan teslim aldığı koli adedini belgelemesi gerektiğini, bu hususta takdirin Mahkememize ait olduğunu, davacı yanın davalı yana teslim ettiği koli adedinin doğru olduğunun kabul edilmesi halinde, takibe konu ettiği alacak miktarlarının geçerli olacağını, ihtarnamenin tebliğ tarihine göre hesaplanan 16.07.2015 temerrüt tarihinden 22.07.2015 ilk takıp tarihine (yetkisiz icra dairesinde açılan takip dosyası) kadar geçen süre için takipte talep edebileceği işlemiş faiz tutan toplamının 289,74 TL olduğunu, bu itibarla davacı yanın takip alacağı toplamının 165.855,94 TL olacağını, davalı yanın 10.06.2016 tarihinde 120.000,00-TL ödediği dikkate alındığında, 165.855,94-TL alacak içîn 18.03.2016 ikinci takip (yetkili icra dairesine kayıt tarihi) tarihinden 10.06.2016 ödeme tarihine kadar geçen süre için yapılacak kapak hesabına göre kalan takip alacağı bakiyesinin belirlenmesi gerektiğini, davalı yanın cezai şart yönünden yapmış olduğu itirazın ise takdirin Mahkememize ait olduğunu, birleşen davada davacı yanın, sözleşmenin “genel hükümler” başlıklı 8. Maddesinde yer alan 270.000,00 TL tutarındaki cezai şarkın, kıstelyevm usulüne eöre hesaplanan 129,438,75-TL’lik kısmının, huzurdaki davaya konu icra takibinde talep edilen 10.000,00-TL’si dışında kalan 119.438,75-TL nin tespit ve tahsilini talep ettiği anlaşılmakla, davalı yanın bu davaya zaman aşjmı iddiasıyla yapmış olduğu itirazlar hususunda takdirin Mahkememize ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 30/04/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Mali yönden yapılan tespit ve değerlendirmelere ilişkin sonuçların aynen muhafaza edildiğini, davacı tarafın 250.000-TL’lik katkı payı ve 25.000-TL’lik özendirme bedeli hesaplarında kıst-el yevm hesabı yaparak talep ettiği 141.423,82-TL ve 14.142,38-TL alacak kalemlerindeki haklılığını, dava dosyasına 2.kez sunduğu yeni belgelerle de ispat edemediğini, davalı yanın, taraflar arasındaki sözleşmenin 1. ve 2. maddesini ihlal ettiği yapılan keşifler ve düzenlenen bilirkişi raporlarıyla da belli olduğu üzere, sözleşmenin cezai şartı olan 270.000-TL cezai şartı ödemek zorunda olduğunu, ancak davacının 270.000 TL lik cezai şartı, takip tarihinde 10.000 TL ve sonradan … Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı dava ile de 119.438,75 TL daha ikmal ederek toplamda 129.438,75 TL olarak talep ettiğini, bu miktar bir cezai şartın davalının mahvına sebep olup olmayacağının değerlendirilebilmesi için davalı yanın ödeme dönemi göz önüne alınarak, 2018/ Nisan ayı sonunda verilecek 2017 yılına ait kurumlar vergi beyannamesinin sunulması gerektiğini mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 11/02/2019 tarihli bilirkişi 2. ek raporunda özetle; Tarafların kök ve ek raporlarına vaki itirazlarının raporlarda herhangi bir değişiklik gerektirmediğini, oradaki tespit ve görüşlerin aynen muhafaza edilmesi icap ettiği kanaatine ulaştığını, bilcümle hukuki tavsif ve değerlendirme münhasıran Mahkememize ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 24/07/2019 tarihli bilirkişi 3.ek raporunda özetle; Davalı taraf 250.000-TL olarak davacıdan tahsil ettiği pazarlama faaliyetlerine katkı payının 118.615-TL’sini ve yine 25.000-TL olarak davacıdan tahsil ettiği “tanıtım ve promosyon faaliyetleri bedelinin 11.861,00-TL’sini sözleşmenin özel hükümler 1 ve 2 maddesine göre davacı tarafa geri vermesi gerektiğini, bu bedellerin kıstelyevm hesabı yapılarak davalı tarafından davacıya geri verilmesi için yegane koşul ise yine sözleşmenin özel hükümler 1 ve 2 maddesinde yazılı olduğu gibi; “…Ancak işletmeci, sözleşmenin iş bu sözleşmede öngörülen yükümlülüklerine aykırı davranması neticesinde süresinden önce sona ermesine sebebiyet vermesi üzerine, bu meblağın kıstelyevm usulü belirlenecek olan kısmını KDV’si ile birlikte şirkete derhal iade edecektir” koşulundaki davalı tarafın kusurunun tespit edilmesi gerektiğini, bu konuda 25/09/2017 evrak kayıt tarihli bilirkişi raporunun sektörel değerlendirmeler kısmında 3.maddede ifade ettiği görüşlerinin geçerliliğini korumakla birlikte, Mahkememizin takdirinde olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 18/11/2019 tarihli bilirkişi 4.ek raporunda özetle; Davacı taraf bilirkişi heyeti 3. Ek raporunda itirazlarında kıstelyevm hesabının yanlış yapıldığını belirterek itiraz ettiğini, hesabı nasıl yaptığı 3.ek raporda açık açık belirtilmesine rağmen, davacı taraf davanın en başından bu yana dava dosyasına sürekli koydukları bir excel tablosundaki rakamlarla, bilirkişi heyetinin bulduğu rakamların sonuç kısımlarını mukayese ederek itiraz ettiğini, bu konuda tarafların 3.ek rapordaki kıstelyevm hesabı yapılarak faturalarla ilgili durum tespiti; başlıklı maddeyi tekrar okumalarını rica ettiğini, böylelikle hangi faturalar ile bu hesabın yapıldığı anlaşılacağını, dosyaya davacı taraf hangi faturaları arz etti ise o faturalarla hesap yapıldığını, davacı tarafın dava dosyasına sunduğu bu faturalar 3 poşete ayrılmış ve üzerleri tek tek taraflarınca inceleme sırasında numaralandırıldığını, numaralandırılan her bir fatura suretinin de üzerine hesaplamaya esas olacak notlar yazıldığını, böylelikle bilirkişi heyetinin nasıl hesap yaptığının …’inin sürülmesi ve denetime elverişli hale getirilmesi amaçlandığını, sonrada sektörel inceleme ve tespitler başlığının altındaki c maddesinde yer alan tablo-2 hazırlandığını, bu tabloda dava dosyasına koyduğu şu tarihli ve şu nolu irsaliyeli faturadaki, miktar hesaplamasını şu kadar koli olarak belirlediğini, yaptığı hesaplama şu nolu paketteki şu sıra numarasındaki fatura sureti üzerinde de belli olduğu anlamına geldiğini, şimdi eğer bilirkişi heyetinin yaptığı hesaplamaya itiraz edilecek olur ise itiraz edecek olan tarafın 01/07/2019 tarihli inceleme günü dava dosyasının en üstünde ve 3 paket halinde dosya içeriği ile birlikte teslim alınan faturaların üzerindeki hesaplamalardan hangisi yanlış ise ona itiraz etmesi ve heyetin de bunu tekrar incelemesi doğru olacağını, eğer hesaplamalara itiraz eden davalı taraf olur ise; dava dosyasından hesaplama yaptığı faturalardan bir suret alarak hesaplamalarını kontrol edebildiğini, yok eğer hesaplamalara itiraz eden davacı taraf olur ise, dosyadan hesaplamaların olduğu fatura suretlerini onların almasına gerek olmadığını, 3.ek bilirkişi raporundaki tablo-2’de numara ve tarihleriyle fatura-fatura belirttiği hesaplamayı kendi şirket sistemlerinden kontrol edip yanlış hesap yapılan fatura hangisi ise ona itiraz edebildiğini, denetime elverişli şekilde yapılan incelemede hesaplama anlamında nasıl itiraz edilmesi gerektiği ile ilgili bu kısa bilgileri verdikten sonra diyebileceğini, heyetin yaptığı hesaplama, tüm fatura suretleri üzerinde ve 3.ek rapordaki tablo-2’de açıkça belirtilmiş olmasına rağmen bu hesaplamaların hangisine ve neden itiraz ettiği belli olmayan taraf itirazları nedeniyle itirazların heyetçe tekrar incelenmesi teknik olarak mümkün olmadığını, davalı tarafın 36.000 kolilik kotadan aldığı ve kotadan kalan rakam konusunda davacı ile bilirkişi heyeti arasındaki farklar aşağıdaki şekildedir.
TABLO-1
(koli) Davacıya göre Bilirkişiye göre
Kota 36.000,00 36.000,00
Gerçekleşen 18.741,5 18.919,5
Fark 17.258,5 17.080,5

Davacı taraf davalı tarafın bilirkişi heyetinin hesaplamasına göre 178 koli daha az ürün aldığını iddia ettiğini, bilirkişi heyeti 3.ek raporundaki tablo-2’de yer alan faturalardan hangilerinde 178 kolilik hata olduğunu davacı taraf bildirse incelemenin bu yönde yapabildiğini, davacı tarafın hesaplaması ile bilirkişi heyeti hesaplaması arasındaki fark 178 koli olduğu için, bu fark kıstelyevm hesabının yapıldığı TL hesaplamasına da aşağıdaki Tablo-2’de yer aldığı gibi yansıdığını, bu rakamlar KDV hariç rakamlar olduğunu, aşağıdaki tablo-2’deki rakamlar davalının geri ödemesi gereken rakamları ifade ettiğini,

TABLO-2
Farklar (TL) Davacıya bilirkişiye
Konu göre göre
Paz.kat payı(250.000) 119.850,69 118.615,00
Reklam (25.000) 11.985,07 11.861,00
TOPLAM 131.835,76 130.476,00
FARK 1.359,76

Davalı tarafın 07/08/2019 tarihli ve bilirkişi 3.ek raporuna karşı beyan dilekçesinin içeriğinde, kök raporunda ve sonraki 3 ek raporda yer alıp da yanıtlanmamış ve yeni bir itiraz yer almadığını, davalı itirazlarının tamamı tekrar ve daha önce yanıtlanmış itirazlar olduğunu, ayrıca; 3.ek raporda; “Cezai şartın ödenmesine hükmedilecek olursa, şirketin bugünkü şartlar ile ödeme yapacağı göz önünde bulundurularak, takdirin Mahkememize ait olduğunu, davalı şirketin kesinleşmiş son mali verisi olan 2018 yılına ait kurumlar vergi beyannamesi ile 31/03/2019 tarihi itibariyle ara bilançosunun sunulması halinde, şirketin mevcut durum itibariyle söz konusu cezai şartı ödemesinin, mahvına sebebiyet verip vermeyeceği hususu ayrıca değerlendirilecektir.” ifadelerine yer verilmiş olduğunu, bu defa dava dosyasına sunulan, davalı yana ait 2018 yılı kurumlar vergi beyannamesi ekinde yer alan bilanço tablosundan, öz kaynaklarının -38.364,30 TL olduğunu, bu anlamda 1.000.000,00-TL tutarındaki ödenmiş sermayenin tamamen yitirilmiş olduğu anlaşılmakla, davalı yanın borca batık olduğu anlaşıldığından, davacı yanın birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesin’de ikame ettiği dava da dahil olmak üzere toplam 129.438,75-TL olarak talep edilen cezai şart miktarının, var olan borca batıklık durumunu arttıracağı değerlendirildiğini mütalaa etmiştir.
Asıl dava; Davacı yanın, taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinden bahisle davalı şirkete ödenen pazarlama faaliyetlerine katılım karşılığı bedelin kıstelyevm usulü ile davalı taraftan tahsili talebi ile cezai şart talebine ilişkin itirazın iptali davasıdır. Birleşen dava ise; cezai şart alacağı talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Dava konusu alacak; davacı taraf ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki gereği davacı şirketin, bayi eli ile dağıtımını yaptığı gazlı ve gazsız ürünlerin ve ileride dağıtımını yapabileceği gazlı ve/veya gazsız ürünler ile kullanım amaçları bakımından eş ürünlerin bayiden düzenli ve sürekli satın alınması ve davalının halihazırda işletmiş olduğu satış noktalarından müşterilerine yeniden satışının gerçekleştirilmesi maksadı ile yapılan, 16.10.2012 imza tarihli Direkt Satış Noktası Sözleşmesi (Gazlı ve Gazsız Ürün Miktar)’ nden kaynaklanmaktadır.
Taraflar arasında akdedilen gazlı ve gazsız ürün- miktar bayilik bölgesi direkt satış noktası sözleşmesinin 1. maddesi; “İşletmeci, işbu sözleşmenin yürürlüğü süresince, Şirket’in dağıtımını yaptığı ve ileride dağıtımını yapabileceği “Gazsız Ürünler” ile kullanım amaçları bakımından eş ürünleri Şirket’ten satın almak suretiyle, işlettiği Satış Noktası’nda müşterilerine yeniden satmayı ve bu ürünlerin tanıtımına ilişkin reklam ve sair malzemeyi satış noktasında bulundurmayı ve bu ürünlerin tanıtımını yapmayı ve fakat bu ürünlerle rekabet halinde bulunan veya bulunabilecek olan, bir başka firma tarafından sağlanan her türlü alkolsüz içecek türünü satın almamayı, Satış Noktası’nda yeniden satış gayesiyle bulundurmamayı, satmamayı ve sattırmamayı; keza, bu ürünlerin her türlü tanıtımına ilişkin reklam ve sair malzemeyi Satış Noktası’nda bulundurmamayı ve bu ürünlerin tanıtımını yapmamayı; işbu sözleşme konusu ürünlerle rekabet halinde bulunan ürünleri Satış Noktası’nda veya haricinde üretmemeyi, yeniden satış amacıyla tedarik etmemeyi ve satmamayı kabul ve taahhüt eder….” şeklinde düzenlenmiştir. Bu bağlamda; davalı tarafın, davacı şirketin dağıtımını yaptığı ve ileride dağıtımını yapabileceği “gazsız ürünler” ve kullanım amaçları bakımından eş ürünler yönünden bu ürünlerle rekabet halinde bulunan ürünleri satış noktasından ve haricinde üretmeyeceği yeniden satış amacıyla tedarik etmeyeceği satmayacağı ve ürünleri davacı şirketten satın almak suretiyle müşterilerine yeniden satacağı hususunda karşılıklı olarak anlaştıkları; eş söyleyişle taraflar, davalının davacı şirkete ait gazsız ürünler ile bu ürünlere kullanım bakımından eş ürünleri düzenli ve sürekli biçimde satışa sunmak üzere satış noktasında bulunduracağı ve davacı şirket ürünleriyle rekabet halinde bulunan veya bulunabilecek olan gazsız ürünlerin satışının yapmayacağı hususlarında mutabık kaldıkları anlaşılmıştır.
Taraflara arasında düzenlenen sözleşmenin 8. maddesinde ise; “İşletmeci, bu Sözleşme ve oluşmuşsa eklerinde yer alan yükümlülüklerinden herhangi birine uymaması halinde Şirket’in önceden kendisine uyarıda bulunması, önel tanıması, hüküm alması veya başkaca bir merasim uygulaması asla gerekmeksizin, hem işbu Sözleşmeyi tek yanlı olarak feshetmekte (bozmakta) serbest ve yetkili olacağını ve hem de 270.000,00-TL(yalnız ikiyüzyetmişbintürklirası) tutarını cezai şart olarak Şirket’e derhal ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Satış noktasında başka marka gazlı ürünlerin satılması hali işbu madde kapsamı dışındadır ve bu durumda cezai şart hükmü uygulanmayacaktır.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Davacı şirket tarafından; İstanbul Anadolu… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti talebinde bulunulmuş ve “Cevizli Mah. …Yolu No… Maltepe/İSTANBUL (… AVM)” adresinde mahallinde gerçekleştirilen keşif icrası neticesi tanzim olunan 26.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda; yukarıda belirtilen adreste yapılan keşif sonucunda; davacı şirkete ait hiçbir ürünün satışının geçekleştirilmediği ve davalı tarafından muhtelif sayıda ve markada davacı şirket tarafından satış ve dağıtımı yapılmayan ürünlerin satışının yapıldığının tespit edildiği, yine Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …D.İş sayılı dosyası ile davacı yanca delil tespiti talebinde bulunulmuş ve “Yeşilköy Mah…. Sok. No:.. Yeşilköy/İSTANBUL” ve “Zeytinlik Mah. … Cad. …AVM, K:.. 16 BA Bakırköy/İSTANBUL” adreslerinde mahallinde gerçekleştirilen keşif icrası neticesi tanzim olunan 19.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda; yukarıda belirtilen adreslerde davalı tarafından muhtelif sayıda ve markada davacı şirket tarafından satış ve dağıtımı yapılmayan ve başka firmalara ait gazlı, gazsız ve alkollü ürünlerin bulunduğu, “Zeytinlik Mah. … Cad…. AVM, K:2 16 … Bakırköy/İSTANBUL” adresinde davacı tarafça satış ve dağıtımı yapılan ürünlerden sadece 20 adet schweppes marka ürünün satışının yapıldığı, “Yeşilköy Mah. …ı Sok. No:.. Yeşilköy/İSTANBUL” adresinde ise; davacı şirkete ait hiçbir ürünün satışının geçekleştirilmediğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davacı şirket tarafından, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “Genel Hükümler” başlıklı kısmının 8. maddesi gereği davalı tarafa Kartal … Noterliği’nin 06.07.2015 tarih ve … yevmiye numaralı feshi ihtarnamesi keşide edilerek davacı tarafça sözleşmenin feshedildiği ve sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinden bahisle cezai şart ve davacı şirket tarafından davalıya ödenen pazarlama faaliyetlerine katkı bedeli ile promosyon faaliyetleri bedelinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında da belirlendiği üzere; dosya kapsamında bulunan Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile İstanbul Anadolu … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında delil tespiti sonucu alınan bilirkişi raporları ile; davalı yanın taraflar arasındaki sözleşmenin 1. maddesi hilafına bahse konu iş yerlerinde davacı şirkete ait hiçbir ürünün satışının geçekleştirilmediği ve muhtelif sayıda ve markada davacı şirket tarafından satış ve dağıtımı yapılmayan ürünlerinin satışının yapıldığının tespit edildiği, bu bağlamda davalı yanca taraflar arasındaki sözleşme hükmünün ihlal edildiği, dolayısı ile davacı yanın taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesi gereğince sözleşmenin feshinde haklı olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı yan cevap dilekçesinde; tüketicinin değişen damak zevk ve beğenilerini göz önüne alması gerektiğinden sürümü az olan ürünlerin değiştirilmek zorunda kalındığını, bu ürünler nedeniyle kotanın dolma süresinin uzadığından sözleşmedeki bu hükümlerin davalının iradesini fesada uğrattığını ve bu sebeple davacı tarafından sözleşmenin feshedilmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu iddia etmişse de; davalının iş yerlerinde davacı şirkete ait hiçbir ürünün satışının geçekleştirilmediğine ilişkin tespit karşısında bu savunmasının dinlenemeyeceği gibi sözleşme imza eden davalının bu sözleşme ile taahhüt ettiği borç ve kabul ettiği hükümlere yönelik bağlılığı bulunduğu, bu hususta gerekli dikkat ve özeni göstermek yükümlülüğünde olduğu, sözleşme düzenleyen ve borç altına giren tacirin alabileceği tedbirlerle önleyemeyeceği bir imkansızlığın söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin “Özel Hükümler” bölümünün 1. maddesi gereğince davalı yana ödenen 250.000,00-TL tutarlı katkı bedeli adı altında yapılacağı kararlaştırılan ödeme ile, yine aynı bölümün 2. maddesi gereğince 25.000,00-TL tutarlı özendirme bedeli adı altında davalı yana yapılacağı kararlaştırılan ödemelerin ilgili maddelerde belirtildiği üzere; “…Ancak işletmeci, sözleşmenin iş bu sözleşmede öngörülen yükümlülüklerine aykırı davranması neticesinde süresinden önce sona ermesine sebebiyet vermesi üzerine, bu meblağın kıstelyevm usulü belirlenecek olan kısmını KDV’si ile birlikte şirkete derhal iade edecektir” hükmü gereğince davacı yana iadesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda; davacı yanca dosya kapsamına sunulan, davalı tarafça tanzim edilen… seri nolu fatura ile bu faturaya istinaden davacı yanca yapılan ödemeye ilişkin dekont içeriği (davalı yanın cari hesaptan kaynaklı borcunun düşümü sonucu) ile bu tutarların ödendiği belirlenmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 16.10.2012 tarihli (Gazlı ve Gazsız Ürün-Miktar) Direkt Satış Noktası Sözleşmesi 3. maddesi uyarınca davalı haksız bir nedenle davacı şirkete iade etmemek koşulu ile toplam 36.000 koli bedelli 330 ml kutu ve 250 ml geri dönüşümsüz şişe ürünü, davacı şirketten satın almak suretiyle müşterilerine satmayı planlamaktadır. Dava konusu sözleşmenin 36.000 kasa/koli ürün miktarlı olarak düzenlendiği ve herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın iş bu satış miktarının tamamlanması ile birlikte kendiliğinden sonra ereceğinin kararlaştırıldığı; ancak anlaşma koşulu taahhüt edilen 36.000 kasa/koli ürün satımından davalı yanın yalnızca 23.07.2019 tarihli ek bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere; 18.919,50 adet koli ürün aldığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda kıstelyevm usulü ile yapılan hesaplama sonucunda; 139.965,70-TL (%18 KDV eklenmek suretiyle tespit edilen rakam) katkı bedeli, 13.995,98-TL (%18 KDV eklenmek suretiyle tespit edilen rakam) özendirme bedeli olmak üzere toplam 153.961,68-TL’ nin davacı tarafa iadesi gerektiği belirlenmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 8. maddesinin; “İşletmeci, bu Sözleşme ve oluşmuşsa eklerinde yer alan yükümlülüklerinden herhangi birine uymaması halinde Şirket’in önceden kendisine uyarıda bulunması, önel tanıması, hüküm alması veya başkaca bir merasim uygulaması asla gerekmeksizin, hem işbu Sözleşmeyi tek yanlı olarak feshetmekte (bozmakta) serbest ve yetkili olacağını ve hem de 270.000,00-TL(yalnız ikiyüzyetmişbintürklirası) tutarını cezai şart olarak Şirket’e derhal ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Satış noktasında başka marka gazlı ürünlerin satılması hali işbu madde kapsamı dışındadır ve bu durumda cezai şart hükmü uygulanmayacaktır.” şeklinde düzenlendiği, davalı yanın sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerine uymadığı ve iş yerlerinde davacı şirkete ait hiçbir ürünün satışını geçekleştirilmediğinden davacı tarafça sözleşmenin haklı nedenle feshi sebebiyle yukarıdaki madde kapsamında davacı yanın cezai şart talep edebileceği, cezai şartın kıstelyevm usulü ile hesaplanması sonucunda; davacı yanın 129.438,75-TL cezai şart talebinden ilk 10.000,00-TL lik kısmını asıl dava ile kalan kısmını ise birleşen dava ile talep ettiği, cezai şartın davalının ekonomik olarak mahvına sebebiyet verip vermediği yönünde yapılan 11.02.2018 tarihli bilirkişi incelemesin de; davalı yanın 2017 tarihli kurumlar vergi beyannameleri gereğince dava tarihi itibariyle cezai şartın davalı tarafın ekonomik mahvına sebebiyet vermeyeceğinin tespit edildiği; ancak davanın devamı sırasında davalı şirketin konkordato talep ettiği ve ödenmiş sermeyesinin tamamen yitirildiğine ilişkin 19.11.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda varılan tespitlerin Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2012/16805 Esas ve 2013/ 2740 Karar numaralı emsal kararında da belirlendiği üzere ekonomik mahvın dava tarihi itibariyle irdelenmesi gerektiği belirlendiğinden cezai şarttan takdiri indirim yapılması yoluna gidilmemiş, davacı tarafın asıl dava ile talep ettiği 10.000,00-TL cezai şart ile birleşen davada talep ettiği 119.438,75-TL cezai şarta hükmetmek gerekmiş, her ne kadar davacı yanca birleşen dava ile temerrüt tarihi itibariyle faiz talep edilmiş ise de; davacı yanın davalı yana keşide ettiği ihtarnamede cezai şartın 10.000,00-TL’lik kısmı talep edildiğinden davalı tarafın birleşen dava tarihi ile temerrüde düştüğü anlaşıldığından birleşen dava tarihi itibariyle avans faizine hükmedilerek birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Asıl davada ise; 139.965,70-TL katkı bedeli, 13.995,98-TL özendirme bedeli, 10.000,00-TL cezai şart olmak üzere 163.961,68-TL asıl alacağa ödeme tarihi olan 15.06.2016 tarihli kapak hesabında belirtilen takip tarihine kadar işlemiş masraflar toplamı olan 27.337,38-TL’nin ( tespit edilen asıl alacak miktarına orantılamak suretiyle tespit edilen) eklenmesi sonucu bulunan 191.299,06-TL’den davalı yanın 120.000,00-TL’lik ödemesinin, ödemenin öncelikle faiz ve masraflardan mahsubu sonucunda belirlenen 71.299,06-TL üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiş, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında davalı yanın itirazının kısmen iptaline dair asıl davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ilişkin karar tesis etmek gerekmiş, koşulları oluştuğundan davalı yan aleyhine asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen icra inkar tazminatına hükmedilerek buna ilişkin aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE;
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında davalı yanın itirazının kısmen iptali ile takibin bu defa; 139.965,70-TL katkı bedeli, 13.995,98-TL özendirme bedeli, 10.000,00-TL cezai şart olmak üzere 163.961,68-TL alacağın davalı yanın 120.000,00-TL’lik ödemesinin ödeme tarihi itibari ile kapak hesabından ödemenin öncelikle faiz ve masraflardan mahsubu sonucunda belirlenen 71.299,06-TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Takip tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık %10,50’yi geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Alacağın %20si üzerinden hesap edilen 14.259,81-TL icra inkar tazminatının davalı yandan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Birleşen davanın KABULÜ ile;
119.438,75-TL cezai şartın dava tarihi olan 20.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı yandan alınarak davacı yana verilmesine,
ASIL DAVADA;
3- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 4.870,44 -TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 739,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.131,04-TL harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 8.192,90-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 3.118,85-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 2.420,48-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça yatırılan 739,40-TL peşin harç ile 29,20-TL başvuru harcı olmak üzere toplam768,60-TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
BİRLEŞEN DAVADA;
8- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 8.158,86-TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 2.039,72-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.119,14-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
9- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 12.305,10-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
10-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına
11-Davacı tarafça yatırılan 2039,72-TL peşin harç ile 29,20-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 2.068,92-TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
12-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
13-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/12/2019

Katip …

Hakim …