Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/639 E. 2021/352 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/639 Esas
KARAR NO:2021/352

DAVA:Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/05/2015
KARAR TARİHİ:01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ihale neticesinde almış olduğu iş neticesinde … Köyü … mezrasına sondaj kuyusu güneş enerji sisteminde kullanmak üzere davalıdan satın aldığı 28 adet akümülatörün görev yapmadığı, arızalandığı, dolayısıyla elektrik enerjisi üretimi ve içme suyu çekme işleminin yapılamadığını, akülerin değişmesi konusunda görüşmeler yapıldığını, ancak sağlıklı bir neticenin alınamadığını beyanla ortaya çıkan zararın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu cihazların …’da hazırlandığı ve 17/07/2013 tarihinde …’da kargoya verildiği bildirilerek sözleşmenin ifa yerinin … olması nedeni ile uyuşmazlığa … Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının akülerin kalitesiz olduğu iddiasını kabul etmediklerini, müvekkilinin ürünlerinin sektörde uzun yıllardan beri yüksek kalitesi ile tanındığını, üründe ayıbın söz konusu olmadığını, akülerin kullanılmak üzere bekletildiği veya bulundurulduğu fiziksel ortamın ne olduğunun da belirsiz olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Huzurdaki dava…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış,… Esasına kaydedilmiş olup, 14/07/2015 tarihinde verilen yetkisizlik kararı ile mahkememize tevzi olmuş ve … Esasına kaydedilmiş, yargılamaya bu dosya üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce dosya üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda mali bilirkişi … ve elektrik elektronik mühendisi Dr. … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 20/11/2017 tarihli kök rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı kök raporlarında özetle;
“Teknik İnceleme ve Yorum:
Dava konusu olan fotovoltaik sistemin elektrik projesinde birbirine paralem bağlı 7 tane akü grubu vardır. Her grupta 12 V luk 4 tane… seri bağlıdır. Bu biçimde 48 V, 700 Ah lik bir doğru akım kaydaığı oluşturulmuştur. Sistemde toplam 28 tane akü vardır. Bu fotovoltaik sistem, su şebekesini beslemesi amacıyla kullanılan 5,5 kw’lık bir dalgıç pompa motorunu beslemektedir. Burada verilen 5,5 kw’lık güç, pompa motorunun mil gücüdür, yani mekanik güçtür. Projede pompanın plaka değerlerine ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle motorun verimi bilinmemektedir.
Projede akü sistemi her biri 240 W’lık 24 tane güneş paneli tarafından beslenmektedir. Paneller 8’erli biçimde 3 gruba ayrılmıştır. Sistemin toplam kurulu gücü 24*240=5760 wp’dir.
Kurulan sistem ada işletmesinde çalışmaktadır. Yani elektrik şebekesi ile bağlantısı yoktur. Güneş panellerinin ürettiği ve akülerde depolanan elektrik enerjisi ile pompa beslenmektedir.
Dosya incelendiğinde söz konusu sistemin yaklaşık bir buçuk yıl sorunsuz çalıştığı, ardından akülerde sorunlar oluşmaya başladığı, akülerin enerji depolama yeteneklerini kaybettikleri, önce sekiz tanesinin ardından büyük bir kısmının bozulduğu anlaşılmaktadır.
04 Şubat 2015 tarihli bilirkişi raporunda kurulan PLC sisteminin pompayı yaz aylarında günde 2 saat, kış aylarında ise günde yarın saat çalıştıracak biçimde programlandığı, sistemin bara geriliminin otomatik olarak kontrol edildiği, bu değerin 48 W ‘un altına düşmesi halinde sistemin kendiliğinden kapandığı, yani beslemeyi kestiği, sistemde 3 tane kontrol panelinde bulunan SD kart ile sistemin elektrik verilerinin kayıt altına alındığı ve verilerin bir kopyasının alınarak incelendiği belirtilmektedir.
Ayrıca aynı raporda, fotovoltaik panellerden elde edilen enerji ile 3 adet … marka …-… tipinde şarj cihazı kullanılarak akülerin şarj işleminin sağlıklı biçimde yapıldığı, kesinlikle aşırı şarj olmadığı, pompa çalışırken akülerin bağlı olduğu bara geriliminin bir yazılım ile kontrol altında tutulduğu, bu gerilimin genelde 48 Voltun altına inmediği, akü odasındaki sıcaklık değerlerinin normal sınırlarda olduğu, akülerin havalandırma şartlarının sağladığı, keşif sırasında akülerin pek çoğunun deforme olduğunun ve kullanılmaz durumda olduğunun görüldüğü belirtilmektedir.
Proje üzerinde teknik açıdan aşağıdaki inceleme aşağıda açıklanmaktadır.
Kullanılan dalgıç pompanın motorunun mil gücü 5,5 kW’tır.
Motor verimi ortalama %80 ile %85 arasında bir değer alınabilir. Burada %80 alınmıştır.
Bu durumda pompanın elektriksel gücü
P =5,5 kW/0,80 =6,875 kW.’dır.
el
Bu güç eviriciden çekilen güçtür.
Eviricilerin verimi yaklaşık %90 düzeyindedir. Bu durumda evirici girişindeki, yani akü grubunun çıkışındaki güç,
P =2*7,640 =15,28 kWh enerji,
Aküçıkış
Kış aylarında
W =0,5 * 7,640 =3,820 kWh enerji çekilecektir.
Optimum deşarj seviyesi kuru akülerde %50, jel akülerde %80 civarındadır. Burada bu değer ortalama %65 olarak alındığınrda yaz ayları için toplam akü kapasitesin enerji değeri
W =15,28 kWh/0,65 =23,510 kWh olarak bulunur.
akütoplam
Sistemin gerilimi 48 V =490 Ah olarak bulunur.
Bulunan bu değer, tasarım değeri olan 700 Ah in altındadır.
Motorun kalkış sırasında çektiği akımı da incelemek gerekir. Motor doğrudan kalkış yaptığında anma akımının 4…7 katı bir akım çeker. Kurulan sistemde motor doğrudan kalkış yapmaktadır. Kalkış yaklaşık 5…10 saniye sürer. Dosya içeriğinde motorun iki saatlik çalışma süresince kaç defa kalkış yaptığı belirtilmemektedir.
Dalgıç pompanın iki saatlik çalışma dönemi boyunca bir kere kalkış yaptığı ve ardından durmadan çalıştığı düşünülebilir. Çünkü yaptığı iş kesintili değildir. Motorun kalkış süresi iki saatlik toplam çalışma süresinin yanında çok küçük bir değer olacaktır. Toplam sürenin 1/720’sidir. Bu kadar kısa süre motor anma akımının 7 katı değerinde bir akım çekse de akım bakımından akü grubunu zorlanamayacaktır. Yeterince güvenlik payı vardır. Ancak bu büyük akım, kalkış sırasında evirici grubuna zarar verebilir. Bu da dava konusu değildir.
Güneş panellerinin aküleri şarj edecek kadar enerji üretip, üretmediği, bir diğer teknik konudur. Sistem yaz aylarında iki saat, kış aylarında ise yarım saat çalışmaktadır. Bölge güneşlenme bakımından oldukça iyi konumdadır. Bu nedenle güneşlenme miktarının aküleri şarj etmeye yeteceği kanısına varılmıştır. Tasarım değerleri paylaşılırsa bu konu ayrıca yorumlanabilir. Öte yandan, güneşlenme miktarları ulusal ve uluslararası meteoroloji ortamında yapılmaktadır. Bu noktada panel sayılarında hesaplama hatası yapılması çok düşük bir olasılıktır.
Bu tür sistemler kontrol elemanları bakımından son derece ileri bir teknoloji ile donatılmaktadır. Bilirkişi raporunda belirtilen teknik özellikler dikkate alındığında, akülerde motoru beslemeyecek kadar güç bulunmaması durumunda, sistemin kendini korumaya alacak ve beslemeyi kesecek biçimde tasarlandığı ve donatıldığı anlaşılmaktadır.
Burada yapılan teknik incelemede motorun çalışma süresi olarak bilirkişi raporunda verilen değerler dikkate alınarak yapılmıştır. Sistemin sağlıklı çalıştığı bir buçuk yıllık dönemde de sistemin aynı zaman aralıklarında, yani yazın iki saat, kışın yarım saat çalışıp çalışmadığına dair bir bilgi yoktur. Bu dönem içerisinde PLC programı değiştirilerek sistemin daha fazla çalışması da sağlanmış olabilir. Ancak o zaman da elektriksel sistem, besleme gerilimi fazla düşeceği için kendisini korumaya alacak ve beslemeyi kesecektir.
Sistemin tasarım değerleri, tasarımda dikkate alınan işletme kriterleri, hesaplamada kullanılan radyasyon değerleri ve bir buçuk yıla ilişkin elektriksel kayıtlar dosya içerisinde yoktur. Ancak bilirkişi raporunda bir buçuk yıllık verileri alındığı ve incelendiği belirtilmektedir. Bu incelemede çalışma sürelerinde ve elektriksel değerlerde, tasarım değerleri ve çalışma süreleri ile ilgili bir farklılık olsa, raporda belirtileceği açıktır.
Sonuç olarak;
Dava dosyası içerisinde bulunan belgeler, sistemin elektrik projesi ve bilirkişi raporunda belirtilen sistemin çalışma koşulları dikkate alınarak yapılan inceleme sonucu, sistemdeki akü gruplarında oluşan arızanın kullanım kusuru nedeniyle oluşmadığı, ürünün garanti süresi içinde arızalandığı, ürünün taahhüt edilen çalışma performansını sağlamadığı, ayıplı ürün olduğu ve bu nedenle davacı tarafın tazminat talebinde haklı” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce davalı yanın rapora itirazlarının değerlendirilmesi baabında bilirkişilerden ek rapor alınarak konuya ilişkin 15/04/2019 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“04/12/2017 tarihli dilekçede “5,5 KVA gücünde bir dalgıç pompa 48 V’lukbir sistemde ne kadar akım çeker ve kullanılması gereken akü adeti kaçtır? başlığı altında bir hesaplama yapılmış ve 1375 A bir akım değeri hesaplanmıştır. Bu hesaplama yöntemi yanlıştır. Aşağıda maddeler halinde yanlışlıkları özetlenmektedir:
Motorun gücü 5,5 KVA değildir. Motor güçleri mekanik güçtür ve kW biriminde gösterilir. Burada 5,5 kW olan güç, motorun milinden elde edilen bir mekanik güçtür. Motorun şebekeden çektiği elektriksel gücü bulmak için, bu güç motorun verimine bölünür. Böylelikle evirici çıkışından motorun aldığı elektriksel güç bulunur.
Dilekçe akım hesabı için
5500 = 380V*I
Biçiminde bir denklem kullanılmıştır. Bu denklem doğru değildir. Zira, motor üç fazlıdır. Bu nedenle denklemde 380 V un önünde 1,732 çarpanı olması gerekir.
Dilekçede hesaplanan bu hatalı akım kullanılarak, bir doğru orantı ile 48 V luk sistem için bir akım değeri hesaplanmaktadır. Gerekli akımsaat (Ah) değerinin enerji tüketiminden gidilerek hesaplanması gerekir. Çünkü, motorun çalışma süresi dikkate alınmadan gerekli akü miktarını ve akü kapasitesini, hesaplamak doğru değildir. Öncelikle gerekli enerji miktarının hesaplanması gerekir.
Davalı vekili sunduğu dilekçede, bilirkişi raporunun dava dosyasında bulunan ve kendilerinin itiraz ettiği bilirkişi raporu esas alınarak hazırlandığını belirtmektedir.
Dilekçede, daha önce sunulan bilirkişi raporu hazırlayan kişi ile, davacının aynı üniversitede çalıştıklarını belirtilerek, raporun taraflı olduğunu yazmaktadır.
Bilirkişi heyeti değerlendirilmelerinde dava dosyası içerisinde bulunan, olayı aydınlatacak yöndeki bilgileri kullanarak, kendi mesleki deneyimleri ve bilimsel hesaplamalar doğrultusunda görüş ve kanaate varmaktadır.
Hazırlanan raporda, olay yerinde yapılan keşif ve keşif sırasında yapılan değerlendirmeler elbette dikkate alınmıştır. Öte yandan, böyle bir güneş enerji sisteminde bulunması gereken donanımlar, koruma sistemleri ve arızaların oluşabileceği durumlar çok belirgindir. Bu doğrultuda, dava dosyasında bulunan belgeler değerlendirilmektedir. Temel bir çelişki olmadığı sürece dosya içerisindeki bilgi ve belgelere güven esastır.
Örneğin, davalı vekili daha önce verilen bilirkişi raporunda yalnızca bir gün için elektriksel verilerin incelendiğini belirtmektedir. Oysa ki, raporda “1,5 yıllık tüm verilerin incelendiği ve Örnek olması açısından yalnızca bir günlük değerlerin raporda verildiği” yazmaktadır. Örnek verdiğimiz bu konu için, raporu hazırlayan bilirkişilerin doğruyu yazmadıklarını düşünmemizi gerektirecek bir bilgi ve belge yoktur. Kaldı ki kendileri yemin etmiştir ve mesleki sorumlulukları bakımından somut verileri kullanarak doğruyu yazmaları şarttır.
Sistem 1,5 yıl güvenli bir biçimde çalışmıştır. Sistemde bulunan kontrol elemanları akü gerilimlerinin sınır değerin altına düşmesi durumunda devreyi kesecek biçimde programlanmıştır. Bu düşük gerilim kontrolü, yalnızca dava konusu olan tesise ilişkin değildir, bu tür akü gruplarından beslenen sistemlerinin en temel özelliğidir. Dava dosyasında elektrik tesisatındaki kontrol-kumanda elemanlarının ve şarj cihazının bozuk olduğuna dair bir kanıt yoktur. Bu durumda, sistemi koruyan, akü gerilimlerinin azalması durumunda devriye kesen elemanların sağlıklı çalıştığı, elektriksel bakımdan bir zorlanma olmadığı kanısı hasıl olmuştur. Eğer davalı tarafın bu durumu aydınlatabilecek veya sistemdeki elektriksel verilerin normal sınırlar içerisinde kalmadığını gösterebilecek bir somut bulgusu ve belgesi var ise, yalnız yazı ile değil, ölçüm sonucu, yerinde tespit tutanağı ile görüşünü desteklemesi gerekmektedir. Şüphesiz ki, böyle bir bulgu ve belge veya teknik sonuç bilirkişi heyeti tarafından değerlendirilecektir.
Sunduğumuz raporda “… Pompaların 2 saatlik süre içerisinde kaç defa kalkış yaptığı belirtilmemektedir. Dalgıç pompanın 2 saatlik çalışma dönemi boyunca 1 defa kalkış yaptığı varsayılmıştır.” yazmaktadır. Davacı vekili buna dayanarak “kesin olmayan veri ile akülerin ayıplı ürün olduğuna karar vermek mümkün değildir.” yargısına varmıştır. Gerçekte su pompaları bir defa kalkış yapar bir defa kalkış yapar ve önemli bir arıza olmadığı sürece çalışma dönemi boyunca durmazlar. Genel tasarım ilkesi böyledir. Pompa motorları kesintili çalışmaya uygun değildir. Yani bir kalkış yapar ve işi bitince durur. Raporda sistem görülmediği için bir güvenlik cümlesi kurulmuştur. Eğer farklı bir tasarım varsa, davalı taraf bu bilginin sunulmasını sağlamalıdır.
Daha önce alınan bilirkişi raporunda, pampa sistemini besleyen elektrik düzeneklerinin PLC (programlanabilir mantık kontolörü) ile kontrol edildiği ve PLC’nin, sistemi yaz aylarında iki saat ve kış aylarında yarım saat çalıştıracak biçimde programlandığı belirtilmektedir. Bu bilgi, son derece bilimsel verilere dayanmaktadır. Kişiye özel, göreceli değildir. Elbette yaptığımız teknik hesaplarda kullanılmıştır. Eğer sistemin farklı bir program kodu ve çalışma aralığı varsa, davalı vekili tarafından mahkeme heyetine sunulmalıdır. Dava dosyası içinde bulunan bilgiler bunlarla sınırlıdır ve değerlendirme yapmaya elverişlidir.
Güneş enerji sistemlerinin projeleri bilgisayar ortamında, hazır yazılımlar kullanılarak yapılmaktadır. Radyasyon değerlerinde ve hesaplamada hata olması çok düşük bir olasılıktır. Kış aylarında bulutlanma nedeniyle sorunlar oluşabilmektedir. Burada kullanılan sistem, kış aylarında günde yalnız yarım saat çalışması için programlandığından, panel sayısı yeterlidir. Daha ayrıntılı bir inceleme için projenin tekrar yapılması ve sonuçlarının dava konusu olan sistemle karşılaştırılması gerekmektedir. Dava kapsamında bilirkişi heyetinin bu şekilde bir yükümlüğünün olmadığı açıktır.
Dava dosyası içerisinde akülerin alımından sonra nerede saklandığı ve işletme sırasında ortam sıcaklığı konusunda yeterli bir bilgi yoktur. Bu nedenle bu konuda herhangi bir yorum yapılmamıştır.
Dava konusu olan sistemde kullanılan 12 V 100 Ah akülere ait katalog, üretici ve/veya tedarikçi firmadan temin edilmiştir. Katalogda akünün normal kapasitesinin C 20 tipi olduğu, yani anma çalışmasında 20 saatlik dönemde 5 A çekilebileceği yazmaktadır. Gerçekte akünün anma değeri 1,80 V hücre geriliminde, 20 saatlik dönemde 4,80 A dir. Yani akü 96 Ah dir. Dava konusu olan pompa besleme sistemi 2 saat çalışmaktadır. Bu nedenle, katologda 2 saatlik çalışma için inceleme yapılmıştır.
Buna göre katalogdan iki saatlik çalışma için hücre gerilim 1,8 V kalacak biçimde aküden 29,1 A çekildiği anlaşılmaktadır. Yani akünün iki saatlik kapasitesi 2*29,1 A=58,2 Ah.’dir.
Bu durumda akünün iki saatlik çalışma dönemi için 1,80 V hücre gerilimi için deşarj seviyesi
58,2/96 =%60,625’dir.
Bu değer kök raporda %65 olarak alınmıştır. Elde edilen bu yeni değere göre hesaplamanın son kısmı aşağıda yeniden yapılmaktadır.
Sistemin yaz aylarında 2 saat, kış aylarında günde yarım saat çalıştığı dikkate alınırsa bir gün içinde akü grubundan yaz aylarında,
W =2*7,640 =15,28 kWh enerji,
aküyaz
Kış aylarında
W =0,5*7,640 =3,820 kWh enerji çekilecektir.
akükış
Hesaplanan yeni deşarj seviyesi %60,625 kullanılırsa,
Yaz ayları için toplam akü kapasitesin enerji değeri
W =15,28 kWh/0,60625 =25,204 kWh olarak bulunur.
akütoplam
Sistemin gerilimi 48 V dur. Bu duruma gerekli akü kapasitesi,
I =25204 Wh/48 V=525 Ah olarak bulunur.
Bulunan bu değer, tasarım değeri olan 700 Ah in altındadır.
Motorun kalkış sırasında çektiği akımı da incelemek gerekir. Motor doğrudan kalkış yaptığında anma akımının 4…7 katı bir akım çeker. Kurulan sistemde motor doğrudan kalkış yapmaktadır. Kalkış yaklaşık 5….10 saniye sürer. Pompa sistemleri yukarıda da açıklandığı üzere kalkış yapar ve bir arıza olmadığı sürece durduruluncaya kadar sürekli çalışır. Kesintili çalışmazlar. Hesaplanan ve gerçek akü kapasiteleri arasında kalkış akımını karşılayacak kadar güvenlik payı vardır. ” şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce davalı yanın bölgenin sıcaklık değerlerine ve akünün ömrüne ilişkin itirazlarının tetkiki hususunda meteorolojiden alınan verilere göre akülerin saklanmak koşulları da gözetilerek ve davacı tarafnı akülerden istifade etmiş olması nazara alındığında istifade bedelinin ve var ise neticeten talep edilebilecek davacı alacağının da tespit edilmesi baabında bilirkişilerden 2. Ek rapor alınarak konuya ilişkin 01/07/2020 tarihli 2. Ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı 2. Ek raporlarında özetle;
“Dava konusu olan akülerin anma çalışma sıcaklıkları 25+-3C’dur. Çalışma sıcaklık aralıkları ise -20….55 C dir. Akülerin çalışma ömürleri, işletme sıcaklıkları ile azalmaktadır. Bu değişimi gösteren eğri, söz konusu olan akü için rapor ekinde verilen katalogda yuvarlak içine alınmıştır. Öte yandan dosyada bulunan … numaralı standart 24/03/2016 tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır.
Su pompa istasyonu … Havalimanı’na yakındır. Bu nedenle değerlendirmelerde … havalimanı istasyonundan alınan sıcaklık değerleri dikkate alınmaktadır. Bu sıcaklık değerleri incelendiğinde; özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında en yüksek sıcaklığın 40 C a kadar çıktığı, ortalama sıcaklığın ise aynı aylarda 30 C civarında olduğu görülmektedir.
Ölçülen bu değerler dış ortam sıcaklığıdır. Bu nedenle, akülerin bulunduğu kapalı hacmin sıcaklık değeri hakkında doğrudan bir bilgi vermemektedir. Dış ortam sıcaklığının akülerin bulunduğu bölümün sıcaklığını artıracağı kesindir. Ancak akülerin bulunduğu hacmin sıcaklığının, doğrudan dış ortam sıcaklığına eşit olduğunu düşünmek mümkün değildir. Kaldı ki en yüksek sıcaklık günün birkaç saatinde görülmektedir. Ayrıca akülerin bulunduğu hacimde, üst kısmında pencere açılarak doğal hava akımı sağlayan bir sistem yapılmıştır.
Öte yandan akülerin şarj edilmesi sırasında da sıcaklık değerinin önemi vardır. Bu sıcaklık değeri akü girişlerine yerleştirilen ısıl algılayıcılarla denetlenmektedir. Bu sistem dava konusu olan akü gruplarında mevcuttur.
Dava konusu olan sistemde kullanılan aküler… dür. Bu aküler özellikle güneş enerji sistemleri gibi zorlu çevre koşullarında kullanılmaktadır. Çünkü zorlu çevre koşullarında ve yüksek dış ortam sıcaklıklarında kurşun-asit akülere göre daha iyi performans sağlamaktadır.
Olay bu çerçeveden değerlendirildiğinde, bilirkişi heyetinde dış ortam sıcaklığının akülerin 22 aylık kullanım süresi içerisinde arızalanmasını doğrudan etkileyecek değerlerde olmadığı, ancak akülerin genel çalışma ömürlerini kısaltabileceği görüşü hasıl olmuştur.
Akülerin genel ömür süresini öngörmek için, rapor ekinde verilen, yuvarlak içerisine alınan eğri dikkate alınmaktadır. Buna göre, ortalama ortam sıcaklığının 30 C olduğu ve dış çevre koşulları değerlendirilerek akülerin genel ömrü 6 yıl olarak öngörülmüştür.
Kök raporda 28 adet akü bedeli olarak 17/07/2013 tarihli fatura ile 9.935,13 TL ödeme yapıldığı belirtilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalara göre, bu bedelin 6 yıllık işletme ömrü için ödendiği düşünülebilir.
Aküler 01/01/2013-31/07/2014 tarihleri arasında yani 22 ay çalışmıştır. Bu durumda toplam bedelin 22 aylık kısmı istifade bedeli olarak alınabilir. Bu bedel olay tarihi itibari ile;
9.935,13*22/(6*12)=3.035,72 TL’dir.
Buna göre davacı alacağı, olay tarihi itibari ile
9.935,13 – 3.035,73=6.899,40 TL.’dır.
Sonuç olarak;
Dış ortam sıcaklığının akülerin 22 aylık kullanım süresi içerisinde arızalanmasını doğrudan etkileyecek değerlerde olmadığı, ancak akülerin genel çalışma ömürlerini kısaltacağı,
Kök raporda belirtildiği gibi 28 adet akü bedeli olara 17/07/2013 tarihli fatura ile 9.935,13 TL ödeme yapıldığı,
Davacının aküleri için 22 aylık istifade bedelinin olay tarihi itibari ile 3.035,73 TL olduğu,
Sonuç olarak; olay tarihi itibari ile davacının 6.899,40 TL alacağının olduğu” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce dosyamız raporları, delil tespiti raporu ve tüm dosya kapsamı ile tarafların iddia ve savunmaları üzerinde inceleme yapılarak, taraf vekillerinin raporlara itirazları ve özellikle davalı yanın akü projelendirmesinin hatalı yapılması ve sıcaklık koşullarının uygun olmaması nedeniyle akü ömrünün kısaldığına ilişkin itirazı değerlendirilerek, mevcut raporlar ile farklı bir görüş sahibi olunması halinde o görüşten ayrılma nedenlerinin gerekçelendirildiği, gerekçe eksikliği nedeniyle çelişki yaratmaktan uzak, ayrıntılı, hüküm kurmaya, mahkeme, taraf, istinaf ve temyiz denetimine elverişli rapor alınmak üzere dosya elektrik elektronik mühendisi Ali Saffet Altay, makina mühendisi … ve makina mühendisi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 07/04/2021 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Dosyada bulunan bilgilerde davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı halde, davalı … Akümülatör firması tarafından davacı adına düzenlenmiş 17.07.2013 tarihli faturara 28 adet teknik özellikleri 12 V 100 Ah … karşılığı davalı tarafa KDV dahil 9.935,13 TL. ödendiği görülmüştür.
Sözleşme konusu iş elektrik enerjisi kullanmadan dalgıç pompanın elektrik enerjisini güneşten karşılanmasıdır. Bu sistemin ismi fotovoltaik (güneş) pilidir. Elektrik projesinde paralel bağlı 7 tane akü grubu vardır. Her grupta 12 V luk 4 tane… seri bağlıdır. Bu biçimde 48 V, 700 Ah lik bir doğru akım kaynağı oluşturulmuştur. Sistemde toplam 28 tane akü vardır. Bu fotovoltaik sistem, su şebekesini beslemesi amacıyla kullanılan 5,5 kW lık bir dalgıç pompa motorunu beslemektedir. Burada verilen 5,5 kW lık güç, pompa motorunun mil gücüdür, yani mekanik güçtür. Projede pompanın plaka değerlerine ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle motorun verimi bilinmemektedir. Ancak, bu bilgilerden anlaşılacağı üzere motorun 5,5 kW mil gücünü sağlaması için kabaca motor verimi 0,9 alınırsa 5,5/0,9=6,12 kWe elektrik gücüne ihtiyaç vardır. Bu karşın elektrik enerjisi her biri 240 W olan 24 adet güneş panelinden beslenecektir. Paneller akü bağlantılarına benzer şekilde 8’li gruplar halinde üç gruba ayrılmıştır. 24 adet panelin sağlayacağı akım gücü ve voltaj ile birlikte toplam elektriksel gücün 5,76 kWe elektrik gücü hesaplanmaktadır.
Dosyada kuruan sistemle ilgili olarak … … Köyü Ges Tek Hat Şeması bulunmaktadır. Bu şemaya göre; toplamda 24 adet her biri 240 Watt olan güneş panelleri 8’er üç gruba ayrılmıştır. Güneş panelleri Watt gücüyle tarif edilir. Bunun nedeni alınan gerilim ve akım seviyelerinin değişken olmasıdır. 240 Watt nominal değerdir. Toplam elektriksel güç 5,76 kWe’dir. Her bir gruptan 2x(4 mm2) faz ve nötr kablolar ile doğru gerilim iletilmektedir. Her bir grubun faz iletkeni 25 A’lik W otomattan geçirilmiştir. Teknik olarak, bu gerilimleri tek bir noktada birleştirmek mümkün olmayıp, bunun yapılması durumunda ani değişen farklı potansiyeller nedeniyle güneş panelleri grupları arasında sirkülasyon akımları akacağı, panellerden istenilen performansın alınamayacağı ve muhtemelen arızalanmaların meydana gelebileceği açıktır. Bunun önlenmesi için her bir grup … modelinde Xantrex marka toplam 3 adet doğru akım kıyıcılardan (DC to DC) kıyıcılardan geçirilmiştir. Bu kıyıcının görevi çıkışlarında sabit 48 V DC gerilimin elde edilmesini sağlayarak sonraki bağlantılarda bulunan akülere ve eviricilere gerekli kW güç değerlerinin sağlanmasıdır. Bu kıyıcı Güç Elektroniği ve Endüstriyel Uygulamalar derslerinde anlatılan bir alçaltıcı/yükseltici doğru akım kıyıcıdır. Yani girişteki gerilim dalgalansa bile çıkış sabit 48 Volt DC’dir. Böylece değeri değişmeyen 48 V DC’lik güçlü bir bara elde edilmiştir. Bu baranın hemen altında 48 V 700 Ah’lik içinde 7’li sıralı herbir sırada 4 akü bulunan bir doğru akım kaynağının olduğu görülmektedir. Doğru akım kaynağı denmesinin sebebi akımın standartlar dahilinde az dalgalanması ve akülerin kapasitelerinin Ah ile ifade edilmesidir. Bu nedenle bağlantılı olduğu bara gerilimide sabit olup, bu gerilim sonraki 3 adet evirici için çok önemlidir. Eviriciler aralarında 120 derece faz farkı olacak şekilde birbirinin aynı üç faz gerilimi üreterek motora uygulamaktadır.
Bu aşamaya kadar herhangi bir proje hatası yoktur. Doğru akım kıyıcılar içinde bulunan bobinler ve kondansatörler düzgün 48 V DC gerilim için gerekli olan manyetik alan ve elektrik alan enerjilerini depolamakta ve gerektiğinde bu enerjiler kullanılmaktadır. Bu nedenle panel güçlerinin toplamı düşük olabilir. Aynı şekilde akülerde hücreleri içinde elektrik alan enerjisi depolamakta ve deşarj sırasında bu enerjiyi kullanmaktadır. Elektrik Mühendisliğinin kurallarından biri elektrik akımının yüksek potansiyeden düşük potansiyele doğru akmasıdır. Bu sistemde de akü gerilimleri düşmeye başlarsa otomatik olarak 48 V’luk bara akımı akülere doğru akarak aküleri dolduracak aynı anda da motoru çalıştıracaktır. Bir şekilde bu sistem kesintisiz güç kaynağına benzetilebilir. Sistemde bulunan PLC kontrolör akülerin gerilimlerini ve ısıyı algılayarak, bu şekilde kontrol sağlayarak aşırı şarj ve deşarj durumlarında koruma amaçlı enerjiyi kesmektedir. Sistemin asıl çalışma ilkesi güneş panellerinden sağlanan gücün eviricilere aktarılmasıdır. Akü grubu ise doğrudan bir enerji sağlayan sistem değildir. Ancak, güneş panellerindeki güç azalmaya başladığında yukarıda belirtilen kural gereği potansiyel farkı olduğunda kendiliğinden devreye girmekte, motorun talep ettiği gücün başka bir deyişle çalışmanın devamlılığını sağlamaktadır. Gün içindeki meteorolojik koşullara bağlı olarak güneş panellerinin hepsi düşük gerilim üretirse, bu durumda motoru sadece aküler besleyecektir. Dosyadaki bilgilerde, sistemin yaz günleri günde 2 saat, kış günlerinde ise 0,5 saat çalıştırıldığı söylenmektedir. Tüm dosya okunduğunda çalışma saatlerinin sistemin çalışmasını bozacak, özellikle akülerin dosyada belirtildiği gibi arızalanmasına sebebiyet verebilecek bir çalışma olmadığı, sistemin gündüz çalıştırıldığı, böylece amaca uygun olarak güneşten faydalanıldığı görülmektedir.
Teknik olarak, aküler kısa süreli olarak yüke büyük akım sağlayabilirler. Bunun en önemli uygulaması bir araçtaki aküdür. Akü normalde 10-15 A akım seviyesi sağlarken, ilk çalıştırma sırasında marş motoru aküden 70-80 A akım çekilmektedir. Birkaç saniyeliğine depolanmış elektrik alan enerjisinden faydanılmakta, sonrasında ise alternatör aküyü normal çalışma seviyesine getirmektedir. Bu sistemde de elektrik motoruna yolverme uygulanmadığından doğrudan yol verme ile hem akü grubunun hem de panellerin güçlerini kullanmakta, 7-8 saniye sonra motor devrini aldıktan sonra akım normal seviyesine indiğinde PLC set değerlerinin belirlediği düzeye kadar aküler şarj olmaktadır. Bir daha söylemek gerekirse, eğer akü grubunun içinde potansiyeli değiştirecek bir bozukluk yoksa akülerin aşırı şarj veya aşırı deşarj durumuna girmeleri mümkün değildir.
İncelemesini yaptığımız sistem bir elektromekanik enerji dönüşümü yapan sistemdir. Aktif parçaları elektrik motoru ve buna bağlı olan pompadır. Bu tür bir sistemde elektrik kısımların boyutlandırılması yük kısmından başlayarak eneji kaynağına doğru gidilerek yapılır. Tek hat şemasında elektrik motoru 5,5 kW yazılıdır. Derslerde anlattığımız gibi, bu güç aktif güç olup, milden pompaya verilen güçtür. Elektrik motoru ile pompa akuple bir sistem olduğundan ikisinin birlikte düşünülmesi gerekmektedir. Yani, hem motorun hem de pompanın verimleri motora verilecek elektrik gücünü belirlemektedir. Bu durumda motor terminalinden verilecek elektriksel güç 5,5 kW’tan büyük olmak zorundadır. Sistemin verimi %80 alınırsa, motorun talep edebileceği elektriksel güç 5,5/0,8=6,875 kW hesaplanır. Het hat şemasında da L1, L2 ve L3 fazlarına ait eviricilerin toplam elektriksel gücünün en az 7,5 kW olacağı yazılıdır. Bu durumda evirici grubunun motora gerekli gücü sağlayacağı açıktır. Akü grubunda azımsanmayacak kadar fazla akü vardır. Yine, çeşitli derslerde anlatıldığı gibi bir akünün matematiksel modeli bir DC gerilim kaynağına seri bağlı iç direnci ile verilir. Bu direnç akünün gerilim düşümünü başka bir deyişle kaybını verir. Burada da akü sayısının fazlalığı nedeniyle, ihmal edilemeyecek şekilde bir kaybın olduğu görülmektedir. Bu kaybı evirici içindeki yarı iletken elemanların tetikleme ve anahtarlama kayıpları ile birlikte %10’luk bir kayıp olacağı düşünülürse, panellerin devre dışı kaldığı, akü grubunun deşarj yani eviricilere güç sağlaması durumunda, verebileceği elektriksel güç 6,875/0,9= 7,64 kW hesaplanır. Bu çalışma koşulu aküler için enerjilerini kaybettiği/zorlandıkları çalışma durumudur. Bu nedenle akü grubunun bu gücü sürekli sağlayıp sağlamayacağı için katalog değerlerine bakılmalıdır.
Dosyada bulunan çalışma koşullarına göre akü grubu tam şarjlı halde iken yaz saatlerinde 2 saat deşarj olduğunda 2 h x 7,64 kW = 15,28 kWh elektrik enerjisi sağlayacaktır. 12 V 100 Ah’lik akülere ilişkin katalog bilgilerinden akünün normal kapasitesinin C20 tip olduğu, bunun 20 saatlik çalışmaya karşılık geldiği, akünün bir hücresinde 1,8 V gerilim üretildiği, o halde 20 saatte akünün C20 değerinde 5 A yerine 4,8 A sağlayacağı, kısaca akünün 100 Ah yerine 96 Ah akım verebileceği, bununda yukarıda açıklanan iç direnç kaybından dolayı olduğu görülmektedir. Yine katalog değerlerinden 1,8 V hücre geriliminde aküden 29,1 A akım çekilebileceği görülmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi bir akü 2 saat deşarj durumunda akünün kapasitesi 2hx29,1 A=58,2 Ah hesaplanmaktadır. O halde, bir akünün 2 saatlik dönemde 1,8 V hücre geriliminde deşarj seviyesi 58,2/96= %60,625 olmaktadır. Yaz aylarındaki uzun süreli çalışma durumunda akünün sağlaması gereken enerji değeri 15,28/0,60625=25.204 kWh hesaplanmaktadır. Bu enerjinin 48 V üzerinden iletilebilmesi için gerekli olan akü sayısı ise 25204 Wh/48 V = 525 Ah hesaplanmaktadır.
Tek hat şemasında akü grubu 48 Voltta 700 Ah’lik hesaplandığı görülmüştür. O halde, teknik gerekçelerden dolayı tesisteki akülerin Ah değerleri bu çalışma için uygun olduğu görülmektedir. Yapılan bu açıklamalar Sayın davalı vekilinin itirazlarını karşılar şekildedir. Sayın davalı vekili yaptığı diğer itirazlarda ise, akülerin bulunduğu bina koşullarının ve bölgenin meteorolojik şartlarının aküleri arızalanmasına sebebiyet verdiğini beyan etmektedir. Sözü edilen hususlar tüm 28 akü içinde geçerli olup, böyle bir durumda gelişecek zincirleme etkiler tüm akülerin birbirlerine benzer şekilde arızalanmasına sebebiyet verirdi. Oysa, akülerde böyle bir durum olmamış, sadece 8 adedinin kullanılamaz hale geldiği rapor edilmiştir. Ayrıca, meteoroloji evrakının ekinde bulunan CD’nin yerine olmadığı görülmüş olup, meteorolojik veriler dosyada bulunan 2. ek rapordan okunmuştur. Dosyada görülen sistemin bulunduğu fotoğraflar ve meteorolojik şartlar birlikte değerlendirildiğinde söz konusu akülerin doğrudan dış ortamla bir ilgilerinin olmadığı, odanın havalandırmasının olduğu, sıkışık bir ortam olmadığı, ortamda nem olamayacağı bu şartlar nedeniyle de arızalanamayacakları ve ömürlerinin azalmasına etki edemeyecekleri görülmektedir.
Bilirkişi heyetimizin akülerin bir kısmının arızalanmasına sebebiyet veren olay hakkındaki görüşü ise, yukarıda yapılan tüm açıklamalara göre, akülerin hepsinin tek bir akü grubu olarak değerlendirilmesi gerektiği, akülerin 48 V’lık barar gerilimini ve 700 Ah’lik kapasiteyi elde edebilmek için seri ve paralel bağlandıkları, eğer, akülerin bazılarında ilk tesis edildikleri andan itibaren bozulmalar başlamış ise, bu bozulmaların geri dönüşü olmadan şiddetlerinin artacağı, diğer akülerdeki şarj ve deşarj gerilim seviyelerine ulaşamayacakları, 48 V’luk DC gerilim barasında akımda daha fazla dalgalanmalara sebebiyet vereceği, her ne kadar bu dalgalanma eviriciler içindeki bobin ve kondansatörler ile azaltılacak ise de, 48 V bara ile akü grubu arasında dinamik değişen sirkülasyon akımların oluşabileceği, bu akımların zamanla daha büyük gerilim düşümlerine sebebiyet vererek PLC’deki set değerler nedeniyle akü grubunun devreye alınamamasına sebebiyet verebileceği, neticede, ilk tesis anında 28 adet akününde aynı elektriksel şartlarda olması gerekiren bazılarının gerekli elektriksel değerleri sağlamadığının anlaşıldığı, bu nedenle yavaş gelişen bir bozulma süreci içinde bazı akülerin hasarlandığı kanaatlerine varılmıştır. Yine bilirkişi heyetimizin görüşüne göre, akü grubunun tek bir akım kaynağı gibi görülmesi gerekmekte olup, bunun bir parçasının bozulması tümünün bozulması anlamına geleceğinden, davacının iddialarında haklı olduğu, akülerin sözleşmeye göre garanti süresi içinde arızalandıkları, davalı tarafından tüm akülerin gerekli şartları sağlayacak kullanılmamış olanları ile değiştirilmesi gerektiği, davalı taraf buna yanaşmadığından davacı tarafın toplamda 9.935,00 TL.’yi davalıdan talep etmekle haklı olduğu kanaatlerine varılmıştır.
Bilirkişi heyetimiz dosyaya ilk sunulan 20.11.2017 tarihli bilirkişi raporu ile aynı görüştedir. ” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Dava; taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu enerji projesinde kullanılmak üzere 17/07/2013 tarihinde davalı yandan satın alınan akülerin ayıplı olduğundan bahisle ödenen meblağın iadesi talebiyle açılmıştır.
Davaya konu akülerin davalı tarafça 01/10/2013 tarihinden itibaren başlamak üzere iki yıl süreyle her türlü fabrikasyon arızaya karşı garanti altına alındığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, satış sözleşmesine konu akülerin ayıplı olup olmadığı, arızanın akülerin uygun koşullarda tutulup tutulmaması ile mi ilgili olduğu veya arızanın kurulan sistemde yeterli akü bulundurulmamasından mı kaynaklandığı hususlarında toplanmaktadır.
Davacı yanın ihale işi kapsamında kurduğu sistemde akü gruplarının arızalı olup sistemin çalışmadığı ve elektrik üretemediği … İli Kalkındırma ve Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanlığı tarafından davacı yana çekilen ihtarname ile 08/01/2015 tarihinde bildirilmekle davacı yanın ayıba bu tarih itibarıyla muttali olduğu kabul edilmiştir. Söz konusu ayıbın davalı yana ne zaman bildirildiği ise, ayıbın iki yıllık garanti süresi içinde gerçekleşmiş olması nedeniyle ayıp ihbarı gerekli görülmediğinden araştırılmamıştır. Gerçi ayıp ihbarında bulunulduğunun davalı yanın da kabulünde olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; ayrıntılı ve gerekçeli olmakla hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, davaya konu akülerin arızalanmalarının kullanım hatası nedeniyle olmadığı, ürünlerin taahhüt edilen çalışma performansını sağlamadığı, ayıplı oldukları, yapılan teknik hesaplamalara göre akü sayısının sistemde yeterli sayıda oldukları, meteoroloji verileri ve fotoğraflar incelendiğinde akülerin bulunduğu ortamın havalandırmalı oluşu, ortamın sıkışık ve nemli olmaması nedenleriyle ortam dış sıcaklıklarının akülerin ömrünün azalamasına ve arızalanmalarına etki edemeyeceği, aksi halde 8 adet akünün kullanılamaz hale gelmek yerine tamamının bu hale geleceği ve sair hususlar belirtilmek suretiyle davalı yanın savunma ve itirazlarının değerlendirilerek karşılandığı, akülerin bir buçuk yıllık kullanımın ardından garanti süresi içinde arızalanmaları nedeniyle kullanılan süre boyunca elde edilen faydanın sebepsiz zenginleşmeye sebep olmamak adına hak ve nefaset ilkesi gereğince talep oluna meblağdan tenzilinin gerektiği, bu nedenle ilk bilirkişi heyetinin ikinci ek raporundaki akülerin ömrünün tespit edilerek kullanıldıkları süre boyunca istifade edilen 3.035,73 TL’lik kısmının toplam fatura bedelinden çıkarılarak bulunan 6.899,40 TL’nin davacı yana iadesinin mahkememizce yerinde görüldüğü, her ne kadar davacı yan fatura tarihinden itibaren temerrüt faizi istemiş ise de, davaya konu talebi bakımından davalı yanı davadan önce usulüne uygun olarak temerrüde düşürmediğinden temerrüt faizinin dava tarihi itibarıyla istenebileceği anlaşıldığından, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
6.899,40 TL’nin 05/05/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 471,29 TL karar harcından 169,67 TL peşin harcın mahsubu ile 301,62 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 169,67 TL peşin harç ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 97,37 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 3.035,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan (bilirkişi ücreti, tebligat v.s posta masrafları v.s.) 4.072,75 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 2.828,33 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza