Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/611 E. 2021/808 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/611
KARAR NO : 2021/808
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2014
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflarınca 02/09/2008 tarihinde … Limited Şirketi aleyhine … İş Mahkemesi’nde alacak davası açılmış olduğunu, davanın kabulüne karar verildiğini, alacakların tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün 2012/… Esas numarası ile icra takibi başlatıldığını, takibin açıldığı gün itibariyle alacağın 89.122,25 TL olduğunu, bu dosyanın 2014/… Esas sayılı dosyası ile devam ettiğini, icra dosyasında 14/10/2014 tarihinde davalı şirketin tasfiyeye giridğini, tasfiye memuru atanmış olduğunu, tasfiye memurunun … … olduğunu, şirketin tasfiyesini gerçekleştirdiğini, 24/12/2009 tarihinde şirketin sicil kaydının terkin edildiğini öğrenmiş olduklarını, davalı … …’in aynı zamanda şirketin ortağı olduğunu, davalının tasfiye halinde bulunan şirketin faaliyette bulunduğu dönemde başlamış ve sonuçlanmamış iş ve işlemleri tamamlayarak, sonuçlandırmakla yükümlü olduğunu, 6762 sayılı TTK’nın 445. maddesi uyarınca müvekkilinin alacağı ile ilgili sorumluluğu yerine getirmediğini, tasfiyeyi şeklen sonuçlandırdığını, kusur sorumluluğuna riayet etmediğini, bu nedenle müvekkilinin alacağını tahsil edemediğini, zarara uğradığını, 6762 sayılı TTK’nın 224. maddesi uyarınca davalının bu zarardan sorumlu olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin maddi zararının ve kötüniyet tazminatının …. İş Mahkemesi’nin 2008/… Esas sayılı dosyasındaki karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, yargılama talep ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iş akdinin, iş yeri olan … Tic. Ltd. Şti.’nin kapanıp tasfiyeye gireceği gerekçesi ile 15/07/2008 tarihinde feshedildiğini, bilahare davacının 02/09/2008 tarihinde, şirket aleyhine işçi alacağı davası açtığını, bu dava sürerken şirketin tasfiye kararı aldığını, bu kararın alacak davası içerisinde davacı tarafından öğrenildiğini, kanunen tasfiye kararının ilan edildiğini ve yine kanun gereği alacaklılara 3 kez ilan yapıldığını, davacının söz konusu ilanlara rağmen alacağının tasfiye masasına kaydedilmesi için başvuruda bulunmadığını, tasfiyenin 14/12/2009 tarihinde sonuçlandığını, 24/12/2009 tarihinde bu hususun ilan edildiğini, tasfiye kapandıktan sonra davacının açtığı davanın neticelendiğini, davacının aldığı ilamı icra koyduğunu ve alacağını tahsil edemediğinden bahisle iş bu davayı açtığını, müvekkilinin davada taraf sıfatı bulunmadığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının şirketin tasfiye sürecine girdiğini bildiğini, herhangi bir başvuru yapmadığını, defterlerde de kayıtlı olmayan bir alacak nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin tasfiye sürecindeki işlemleri yasaya uygun şekilde yerine getirdiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, limited şirket tasfiye memurunun sorumluluğuna dayanan tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce, dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin sicil dosyası, … İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ve … İcra Müdürlüğü’nün 2012/… takip sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; dava dışı şirketin 17/11/2008 tarihli karar ile tasfiye sürecine girdiği, davalının tasfiye memuru olarak atandığı, Ticaret Sicil Gazetesi’nde alacaklılara ilan çağrılarının 28/11/2008, 05/12/2008 ve 12/12/2008 tarihlerinde, tasfiyenin kapatıldığının ise 30/12/2009 tarihinde ilan edildiği, şirketin sicil kaydının 24/12/2009 tarihinde terkin edildiği, davacının … İş Mahkemesi’nin 2008/… Esas sayılı dosyası ile dava dışı şirket aleyhine işçi alacağı davası açtığı, dava dışı şirket vekili tarafından dosyaya sunulan 07/06/2010 tarihli dilekçe ile şirketin tasfiye sürecine girdiğinin beyan edildiği, Mahkemece … ‘ne yazılan müzekkereye, 14/09/2010 tarihinde cevap verildiği ve şirketin tasfiye sürecine girdiğine dair kararın, alacaklılara ilan çağrılarının ve tasfiyenin kapatıldığına dair kararın ilanlarına dair sicil gazetesi suretlerinin dosyaya gönderildiği, dosyamız davalısı tasfiye memuru tarafından sunulan 28/11/2010 tarihli dilekçe ile şirketin tasfiyesinin kapatıldığının Mahkemeye bildirildiği, Mahkemece alınan 30/11/2010 ve 02/06/2011 tarihli bilirkişi raporları ve davacının ıslahı doğrultusunda, 2008/… Esas, 2011/… Karar sayılı ve 02/09/2008 tarihli karar ile davanın kabulü ile, davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve fazla mesai alacaklarının dava dışı şirketten tahsiline karar verildiği, davacının söz konusu ilamı …. İcra Müdürlüğü’nün 2012/… Esas sayılı dosyasından 15/12/2011 tarihinde icraya koyarak toplam 89.122,25 TL alacağın tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin dava dışı şirket vekiline 03/05/2012 tarihinde tebliğ edildiği, şirket vekilinin 10/05/2012 tarihinde tebligatı, şirketin tasfiyeye girdiğini beyan ederek iade ettiği, davacı tarafından bu aşamada icra dosyasının işlemsiz bırakıldığı ve 10/10/2014 tarihinde yenilendiği ve işlemlere devam edildiği, Mahkememiz dosyasının ise 11/11/2014 tarihinde … İş Mahkemesi’nde açıldığı, Mahkemece verilen görevsizlik kararı neticesinde Mahkememize geldiği, davalı tarafa dava dilekçesinin 01/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin15/12/2014 tarihli dilekçesi ile cevap verme süresinin uzatılmasını talep ettiği, Mahkemece talebin kabulü ile davalı vekiline cevap verme süresinin bitiminden itibaren iki haftalık ek süre verildiği, davalı vekilinin 29/12/2014 tarihinde verdiği cevap dilekçesi ile süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava, limited şirket tasfiye memurunun sorumluluğuna dayanan tazminat davası olup her ne kadar dava açılış tarihi itibariyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu yürürlükte ise de, davacının, sorumluluğu dayandırdığı ve usulüne aykırı olduğunu iddia ettiği tasfiye sürecinin başlangıç ve bitiş tarihleri itibariyle, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 2/1-a maddesi uyarınca uygulanması gereken mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 224. maddesinde tasfiye memurlarının sorumluluğu; ” Kanun, şirket mukavelesi veya iş görme şartlarını tesbit eden diğer hükümlere aykırı hareket ederek üçüncü şahısları veya ortakları zararlandıran tasfiye memurları kusursuz olduklarını ispat etmedikçe müteselsil olarak mesul tutulurlar. Tasfiye memurları, tayin ve istihdam ettikleri kimselerin kanun, şirket mukavelesi veya iş görme şartlarını tesbit eden diğer hükümlere aykırı hareketlerinden dolayı da Borçlar Kanununun 100 üncü maddesi hükmünce gerek üçüncü şahıslara gerekse ortaklara karşı müteselsil olarak mesuldürler. Bu davalar, davacının zararı ve failini öğrendiği tarihten itibaren iki yılda ve her halde zararı doğuran fiilden itibaren beş yılda müruruzamana uğrar. Şu kadar ki, zararı doğuran fiil bir suç teşkil ettiği ve Ceza Kanununa göre müddeti daha uzun bir müruruzamana tabi olduğu takdirde tazminat davasına da o müruruzaman tatbik olunur.” şeklinde düzenlenmiştir. 6301 sayılı Kanun’un 6/1. maddesi uyarınca Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tâbidir. 6102 sayılı TTK’nın 36 ve mülga 6762 sayılı TTK’nın 38. maddesi uyarınca; ticaret sicili kayıtları nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üçüncü kişiler hakkında, tescilin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edildiği; ilanın tamamı aynı nüshada yayımlanmamış ise, son kısmının yayımlandığı günü izleyen iş gününden itibaren hukuki sonuçlarını doğurur. Bu açıklamalar ışığında davalı tarafın zamanaşımı itirazının değerlendirilmesi neticesinde; davacının, tasfiye sonucu sicilden terkin edilen dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’den olan alacağını şirketin tasfiye ve terkin edilmiş olması sebebiyle tasfiye edemediği, tasfiye memuru olan davalının 6762 sayılı mülga TTK’nın 224. maddesi uyarınca zarardan sorumlu olduğundan bahisle iş bu davayı 11/11/2014 tarihinde açtığı, zararın doğmasına sebep olduğu iddia edilen tasfiyenin kapatıldığının 30/12/2009 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği, bu tarih itibariyle tasfiyenin kapatılmasının 6102 sayılı TTK’nın 36 ve mülga 6762 sayılı TTK’nın 38. maddesi uyarınca davacı hakkında hukuki sonuç doğurduğu ve davacının bu tarih itibariyle tasfiye memurunun davalı olduğunu öğrenmiş kabul edileceği, iş bu davaya konu ettiği zararı yani, davalıdan olan alacağını ise …. İş Mahkemesi’nin 2008/… Esas sayılı dosyasının 02/09/2008 olan dava tarihi itibariyle öğrenmiş olduğu, zarar miktarının dava tarihi itibariyle belirsiz olduğunun kabul edilmesi halinde ise en geç, 30/11/2010 tarihli bilirkişi raporu ile öğrendiği, Türk Borçlar Kanunu’nun 154/2 ve 156 ve mülga 818 sayılı TBK’nın 133 ve 135. maddeleri uyarınca … İcra Dairesi’nin 2014/… Esas sayılı dosyası ile 15/12/2011 tarihinde takip açılmış olması ile zamanaşının kesildiği ve yeniden işlemeye başladığının kabulü halinde dahi, 15/12/2013 tarihi itibariyle 2 yıllık sürenin dolduğu ve dava tarihi itibariyle talebin zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 59,30 TL’nin peşin alınan 1.522 TL harçtan mahsubu ile kalan 1.462,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 12.385,87 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18/11/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır