Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/549 E. 2018/490 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/549 Esas
KARAR NO : 2018/490
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2016
KARAR TARİHİ: 24/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … Konfeksiyon ve Tekstil Tic. ve San. Ltd. Şti. arasında “hisse devir sözleşmesi” yapmak üzere 27.02.2015 tarihli protokol imzalanmış olduğunu, davalı şirket …nin 19.06.2015 tarihi itibariyle bölünme yolu ile davalı …ye devredildiğini, protokole göre müvekkilinin … Plastik San. ve Tic. A.Ş’de bulunan ve toplamda 23/100 oranındaki hisselerinin tamamını davalı şirkete devredeceğinin, karşılığında ise; dava dışı …’na 2.013.000,00 USD bedel ödeyeceğinin, bu nakdin dışında ayrıca 3 adet gayrimenkulün devrini de 2016 yılı Mart ayında yapacağının kararlaştırıldığını,ancak bugüne kadar taşınmaz devrinin yapılmadığını ve bu nedenle … 5.Noterliğinin 22.03.2016/5914 sayılı ihtarnamesi ile bildirilmiş olduğu, 3 adet gayrimenkulün … ili, … ilçesi, … Mah. … pafta, … ada, … parsel ve 3, 6, 9 no’lu bağımsız bölümler olup sahiplerininde davalı şirketin sahipleri ile aynı kişiler olduğunu, müvekkili ve diğer hisse sahibi dava dışı …’nun; protokol gereği, sahibi bulundukları 23/100 hisselerinin tamamını 27.02.2015 tarihinde davalıya devrettiklerini, buna karşılık davalı ise ödemesi gereken sadece 2.013.000,00 USD’yi ödediğini, ayrıca devretmesi gereken 3 adet taşınmazın devrini vermediğini, bu protokol gereği 27.02.2015 tarihi itibariyle 60 gün içerisinde taşınmazların her birine ipotek şerhi işleneceğinin protokolde yazılı olmasına rağmen uygulanmadığını, protokole uyulmadığından, 6/B maddesi gereğince davalının 375.000,00 USD cezai şart bedeli ödemekle yükümlü olduğunu, öne sürerek, davacı vekili tarafından sözleşme konusu 3 adet taşınmazın tapu sicil müdürlüğünde müvekkili adına tescil edilmesi, bu talebin kabul görmemesi halinde 3 adet taşınmazın mahkeme tarafından belirlenecek piyasa değerleri tespit edilerek dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesi ve protokoldeki cezai şart olan 375.000,00 USD’nin dava tarihindeki kur ile hesaplanacak tutarın avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan …vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği gibi bir bölünmenin söz konusu olmadığı, bu durumun vergi dairesi ve ticaret sicil kayıtları ile sabit olduğunu, dolayısıyla yapılan protokol ile de bir bağlantısının ve ilgisinin bulunmadığını, öne sürerek, davanın …ye yöneltilemeyeceğini, pasif husumetin söz konusu olmadığını beyanla davanın husumet yokluğundan reddini, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; harca esas dava değer bakımından davanın kısmi olarak açılamayacağını, zira bölünebilir nitelikte bir dava olmadığını, yine davacının iddia ettiği cezai şart alacağının da bölünebilir nitelikte olmadığını, davacının dayandığı protokolde karşı tarafın davacı ile birlikte dava dışı … olduğunu, davacı ile dava dışı …’nun ayırt edilmeksizin bir bütün olduğu, davacılar açısından zorunlu dava arkadaşlığı olduğu, davadışı …’nun da davaya katılması veya muvafakat vermesinin gerektiğini, davalı … Konfeksiyon ve Tekstil Tic. ve San. Ltd. Şti. ile davacı arasında … Plastik San. ve Tic. A.Ş.’deki hisselerin devri ile ilgili olarak 27.02.2015 tarihinde yapılan protokole göre değil, 02.03.2015 tarihinde yazılı olarak yapılan “Hisse Devir Sözleşmesi” ile hisselerin devir alınmış olduğunu, karşılığında da 2.844.457,00 TL devir bedelinin … Bankası … şubesi aracılığıyla ödenmiş olduğunu, davacının hukuken sözleşme sayılmayacak protokol hükümlerine göre bu davayı açmasının kötüniyetli ve hukuken geçersiz iddialara dayandığını, 27.02.2015 tarihli protokol incelendiğinde davacının ve davadışı …’nun yükümlülüklerini yerine getirmediğini, yükümlülüklerin yerine getirilmemesiyle de hisse devri konusunda şartların değiştiğinin, yeniden 02.03.2015 tarihinde taraflar arasında hisse devir sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme uyarınca 2.844.457,00 TL ödendiğini ve davacının hiçbir alacağının kalmadığını, 27.02.2015 tarihli protokol hükümleri ve protokolün hukuken geçerli olduğu kabul edilmemekle birlikte bir an için geçerli olduğu kabul edilse dahi cezai şart isteminin geçerli bir talep olmadığını, protokole göre hem borcun hem de cezai şartın istenemeyeceğini, hukukun temel prensibi uyarınca hiç kimsenin kendi üzerine düşen edimi tam olarak yerine getirmeden, karşı tarafın edimini yerine getirmesini isteyemeyeceği kuralına göre davacının iddialarının haksız ve hukuksuz olduğunu öne sürerek, haksız ve hukuki himayeden yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Anonim şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği herhangi bir şirket bölünmesinin ve Devrinin söz konusu olmadığını, bu hususun vergi dairesi ile ticaret sicil kayıtları ile sabit olduğunu, müvekkilinin dava konusu yapılan protokol ile bir bağlantısının ve ilgisinin olmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini beyanla müvekkili hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini savunmuştur
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip, celbi gerekli deliller celp edilerek dosyamız arasına girmiştir.
Mahkememizce dava konusu edilen taşınmazlar üzerinde değer tespitine ilişkin değerleme uzmanları … ve … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 12/12/2016 tarihli rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
Dava dosyasında mübrez 4 adet emsalin ortalaması: (5.622,00 + 5.980,00 + 5.717,00 + 5.980,OOJ/4 =5.825,00 TL. çıkmaktadır. Bundan %5 de pazarlık payı düşmemiz gerekmektedir. Bu durumda m2. birim değeri: 5.825,00 TL. x (1,00 – 0.05)= 5.534,00 TL./m2. hesaplanmıştır. Bu değer, bilirkişi raporunun hazırlandığı 12.12.2016 tarihindeki değerdir. 12.05.2016 dava tarihindeki m2. birim değerini bulmak için ÜFE’den yararlanılır. 12.05.2016 Dava tarihindeki m2. birim değeri:
(5.534,00 TL./m2. /266,16) x 256,21 ÜFE. =5.327,00 TL./m2. çıkmaktadır. Bu sonuca göre; 12.05.2016 dava tarihi itibariyle:
1.Katta 50/700 arsa paylı,3 bağımsız bölüm nolu dairenin değeri: 72,00 m2. (Dairenin brüt alanı) x 5.327,00 TL/m2.=383.544.00 TL. hesaplanmıştır.
3.Katta 50/700 arsa paylı. 6 bağımsız bölüm nolu dairenin değeri: 66,00 m2. (Dairenin brüt alanı) x 5.327,00 TL./m2.=351.582,00 TL. hesaplanmıştır.
4.Katta 50/700 arsa paylı.9 bağımsız bölüm nolu dairenin değeri: 72,00 m2. (Dairenin brüt aianı) x 5.327,00 TL./m2.=383.544,00 TL. hesaplanmıştır.” şeklinde beyan ve mütalaada bulunmuşlardır.
Mahkememizce bu doğrultuda harç eksikliği ikmali için davacı tarafa süre tanınmış ve harç eksikliğinin giderildiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların ve üçüncü şahıs … Plastik San ve Tic. AŞ.’nin ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda işletme iktisatçısı Prof. Dr. … ve mali bilirkişisi Dr. … ve Doç Dr. …. marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 30/10/2017 tarihli rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Taraflar arasında, önce 27.02.2015 t. bir protokol, daha sonra da 02.03.2015 t. “Hisse Devir Sözleşmesinin imzalanmış bulunduğu, tarafların 02.03.2015 t. Hisse Devir Sözleşmesinden mütevellit edimlerini yerine getirdiği, (1).nolu davalı şirketin davacıya ait davadışı “… Plastik Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin 260.000,00 TL nominal bedelli hisselerini 2.844.457,00 TL bedelle satın aldığı, bedelini ödediği, davacının da 260.000,00 TL nominal bedelli … Plastik Sanayi ve Ticaret A.Ş.ndeki hissesini, (1).nolu davalı şirkete devir/temlik ve teslim ettiği, dava dosyası ile sabittir. Davacı, (1).nolu davalı şirketin 27.02.2015 tarihli1. Protokolde mevcut; (3) adet taşınmazın tapuda müvekkili adına tescil etme yükümlülüğünü yerine getirmediğini öne sürerek, mahkemece (3) adet taşınmazın müvekilinin adına tescilini, olmazsa mahkemece tespit edilecek (3) adet taşınmazın rayiç bedelleri ile birlikte 27.02.2015 t. protokol ile belirlenen 375.000 USD tutarındaki ceza-i şartın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir,
Taraflar arasında münakit 27.02.2015 t. Protokole göre, davacı, davadışı … Plastik Sanayi ve Ticaret A.Ş.de mevcut nominal bedeli 260.000,00 TL olan hissesi ile davadışı …’nun mezkur şirkette mevcut 200.000,00 TL nominal hissesini, toplam 2.013.000 USD bedelle satmayı, (2). davalı şirketin ise, davacı ile davadışı …’na 2.013.000 USD ödemeyi ayrıca, … ili … ilçesi … mahallesi … pafta … ada, … parselde kain (3), (6) ve (9) nolu bağımsız bölümlerin mülkiyetini davacı ve davadışı …’na devredilmesini kararlaştırmışlardır.
(1).nolu davalı … Konfeksiyon ve Tekstil Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde kısmi bölünme yönünde bir girişimde bulunduğu ancak bu durumdan vazgeçtiği yada sonuçlandırmadığı anlaşılmaktadır. Bu bölünme girişiminin rapor tarihi itibariyle söz konusu olmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda (2). davalı …Ş. için bir husumet söz konusu olmayacaktır.
Uyuşmazlığın çözülebilmesi için ilk olarak 27.02.2015 tarihli “Protokol”ün geçerli olup olmadığını irdelemek gerekmektedir. Söz konusu protokolde davacının, …’yla birlikte devredeceği hisselerin ne olduğu, hangi bedelle ödeneceği, tarafların yükümlülükleri ve cezai şart hususları düzenlenmiştir. Bu sözleşmede … Plastik AŞ’ye ait %23’lük hissenin bedeli olarak “Devir Bedeli” başlıklı 2. maddede 2.013.000 USD ve 3 adet gayrimenkulün 2016 martta davacı …’na devri kararlaştırılmıştır. Bu noktada öncelikle gayrimenkul satış vaadinin noterde düzenlenmesi gerektiğini ve fakat, sözleşmedeki yükümlülükler yerine getirildikten sonra sırf sorumluluktan kurtulmak için şekle aykınlığın ileri sürülmesinin Yargıtay’ca MK m.2’ye aykırı bulunduğunu dikkate almak uygun olacaktır. Somut olayda da davalı … Ltd. Şti. protokole uygun biçimde hisse devir sözleşmesini imzalamış, hisseleri devralmış, 2.013.000 USD’yi satıcılara ödemiş bulunduğuna göre artık protokolün salt şekle aykırılık nedeniyle geçersizliğinin ileri sürülmesi durumunun emredici olan dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği kanaatini taşımaktayız. Söz konusu 27.02.2015 tarihli protokol dikkatlice incelendiğinde, protokolün düzenlediği en önemli konulardan birinin taraflar arasında bir “Hisse Devir Sözleşmesi” imzalanması olduğu görülecektir. Şöyle ki; daha giriş paragrafında taraflar “aşağıda saptanan koşullarda bir ‘Hisse Devir Sözleşmesi’ imzalamak üzere işbu protokol ile mutabık kalmışlardır. Protokolün ikinci paragrafında “işbu protokol… hisse devir sözleşmesi’nin karşılıklı imzalanması…ile kendiliğinden sona ermiş olacaktır”. 3.a ve 4.a maddelerinde ayrı ayrı taraflara hisse devir sözleşmesini imzalama yükümlülüğü getirilmiştir.
Ayrıca, m. 4.c, 5. ve 6. maddelerde de Hisse Devir Sözleşmesinden bahsedilmektedir. Sözleşme üzerinde daha dikkatli bir inceleme yapıldığında da Hisse Devir Sözleşmesi’nin ilk harflerinin bilinçli bir şekilde büyük harfle yazıldığı görülmektedir. Diğer bir deyişle, taraflar imzalanacak belirli bir sözleşmeyi tanımlamışlar ve bir özel isim olarak kullanmışlardır. Zaten, tarafların 02.03.2015 tarihinde imzaladıkları sözleşmenin adı da “hisse devir sözleşmesi”dir. Bütün bu açıklamalardan çıkan sonuç şudur ki 02.03.2015 tarihinde taraflar arasında imzalanan Hisse Devir Sözleşmesi 27.02.2015 tarihli protokolün konusudur. Bu itibarla, hisse bedeline ilişkin tarafların iradesi 02.03.2015 tarihli sözleşmede değil, bu sözleşmenin hangi şartlarda imzalanacağını düzenleyen asıl sözleşmeyle yani 27.02.2015 tarihli protokol ile ortaya konulmuştur.
Kaldı ki, 27.02.2015 cuma gününe denk gelmekte, 02.03.2015 tarihi pazartesiye tekabül etmektedir. Yani iş günü olarak hemen ertesi gün imzalanmıştır. Eğer cuma günü belirlenen fiyattan 3 adet gayrimenkul düşülecek olsa idi bu kadar önemli bir miktara ilişkin tarafların bu gayrimenkulleri belirtecek, en azından gayrimenkullere işaret edecek bir düzenleme öngörmelerinin ticari hayatın olağan akışına uygun olarak beklenebileceği kanaatindeyiz. Oysa, tarafların imzaladığı Hisse Devir Sözleşmesinin 27.02.2015 tarihli protokolün bedel hükmünü değiştirmek üzere değil Protokolde ismen belirtilen ve tarafların imzalamak zorunda oldukları “Hisse Devir Sözleşmesine dair imzalama yükümlülüğünün yerine getirilmesi için yapıldığı sonunca ulaşmış bulunmaktayız. Son olarak, satıcının (davacının) 4. maddede yer alan yükümlülüklerini yerine getirmediğine dair … Ltd. Şti’nin herhangi bir delilini dosyada göremediğimizi ifade etmek isteriz. Örneğin, Protokolün 4. b maddesinde … tarafından talep edilen değişikliklere dair bir delil; 4. c’deki 2 günlük hafta sonu süresinde davacının izinsiz hangi harcamayı yaptığına dair herhangi bir delil; 4.d’deki incelemelerine müsaade edilmediğine dair bir tutanak gibi deliller olmaksızın iddiaların bu haliyle ispata muhtaç olduğu kanaatini taşımakta olduğumuzu Sayın Mahkemenizin takdirlerine arz ederiz. Buna karşın, (davalı şirket dilekçelerinde protokoldeki ifadeleri kullanmamasına ve madde numarası belirtmemesine rağmen) m.2/v’de yer alan teminat senedinin davacı tarafça verilmesi hususunu dikkate almak gerekir. Dosya münderecatında böyle bir senet tespit edilememiştir. İspat yükü davacıdadır. Buna mukabil davalı yanda m. 2/iv’e göre her 3 gayrimenkul üzerinde davacı lehine teminat ipoteği vermemiştir. Dolayısıyla, her iki tarafın da karşılıklı olarak teminat verme taahhütlerini yerine getirmedikleri kanaatine ulaşmış bulunmaktayız. Fakat, bu teminatların karşılıklı olarak verilmemiş olmasına rağmen kararlaştırılan AŞ Hisse Devri yapılmış, nakit bedel ödenmiştir. Kanaatimizce bedelin tarafların ortak iradesiyle değiştirildiğine dair bir bilgi-belge dosyada mevcut olmadığından … Ltd. Şti’nin satın aldığı hisselerin bedelini ödemek borcu devam etmektedir.
Sonuç itibariyle, dosyanın mevcut münderecatı kapsamında 1. nolu davalının 3 adet gayrimenkulün m. 2/b/iv uyarınca …’na devredilmesi gerektiği kanaatine ulaşmış bulunmaktayız.
Teminatların karşılıklı olarak verilmemesi nedeniyle iki tarafın da kusurlu olduğu sonucuna ulaşılmış olup cezai şart ödenmesinin koşullarının oluşmadığı” şeklinde beyan ve mütalaada bulunmuşlardır.
Mahkememizce itirazların karşılanması maksadı ile alınan ek raporda bilirkişi heyetinin kök rapordaki görüşlerini yineledikleri görülmüştür.
Dava; … Plastik San. ve Tic. A.Ş’deki davacı ve dava dışı …’na ait hisselerin satış bedeli karşılığı nakit ödeme yapılmasına rağmen bakiye alacağına istinaden devri taahhüt edilen gayrimenkullerin devredilmediğinden bahisle tapu kaydının iptaliyle müvekkili adına tapuya tescili veya bedelinin tahsili ve sözleşmenin ihlali nedeniyle cezai şart isteminden ibarettir.
Davalı …; protokollerle ilgisinin olmadığı, şirket bölünmesi veya devrinin söz konusu olmadığını beyanla davanın husumetten reddini, davalı … Konfeksiyon, usulü itiraz olarak hisselerin tamamının davacıya ait olmayıp aynı zamanda dava dışı …na’da ait olduğunu, adı geçenler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunu, davacının tek başına dava açamayacağını, ayrıca esasa ilişkin olarak; taraflar arasında 27.02.2015 tarihinde yapılan hisselerin satılacağı taahhüdünü içeren protokol şartlarının davacı tarafça yerine getirilmemesi nedeniyle protokolde değişikliğe gidilerek 02.03.22015 tarihli hisse satış sözleşmesinin akdedildiğini ve sadece nakdi ödemenin sözleşme bedeli olarak belirlendiğini, gayrimenkulün devrinin bu sözleşmede kararlaştırılmadığı gibi bu sözleşme ile müvekkilinin ibra edildiğini, cezai şartın ise ifaya ekli cezai şart olmadığını, ifa ile birlikte talep edilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davacı ile dava dışı … ve davalı … Konfeksiyon arasında dava dışı … Plastik şirketindeki davacı şirket ile dava dışı …’ na ait hisselerin satışına ilişkin olarak 27.02.2015 tarihli protokol ile 02.03.2015 tarihli hisse devir sözleşmelerinin imzalandığı, hisselerin devredildiği, satış bedeli karşılığı 2.013.000 USD’nin davacı tarafça davalı … Konfeksiyon şirketine ödendiği hususlarında taraflar arasında herhangi bir ihtilaf yoktur.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davacının dava dava dışı …’nun onayı olmaksızın tek başına dava açıp açamayacağı, davalı …’ya husumet yönetilip yönetilemeyeceği, davacının davalılardan hisse devrine karşılık dava konusu gayrimenkullerin tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescilinin veya bedellerinin tahsili ve sözleşmenin ihlali nedeniyle cezai şart talebinde bulunup bulunamayacağı hususlarına ilişkindir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler kök ve ek raporında; 27.02.2015 tarihli protokolün ön protokolü olup 02.03.2015 tarihli sözleşmenin yapılmasının taahhüt edildiğini, bu sözleşmede hisse bedeli olarak gayrimenkullerin devrininde düzenlendiğini, geçerli olduğunu, 02.03.2015 tarihli hisse devir sözleşmesinin 27.02.2015 tarihli protokolün konusu olduğunu, hisse bedeline ilişkin tarafların iradesinin 02.03.2015 tarihli sözleşmede değil, bu sözleşmenin hangi şartlarda imzalanacağını düzenleyen asıl sözleşmeyle; yani 27.02.2015 tarihli protokol ile ortaya sunulduğunu, bedelin tarafların ortak iradesiyle değiştirildiğine dair herhangi bir bilgi ve belge olmadığından davacı talebinin yerinde olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Davalı … Konfeksiyon ile davacı ve dava dışı … arasında 27.02.2015 tarihli protokolün imzalandığı, protokolde … Plastik şirketinin 23/100 oranındaki hissenin satışının taahhüt edildiği, hisse adedinin belirtilmediği, bedel olarak 2.013.000 USD ve üç adet gayrimenkul devrinin kararlaştırıldığı, gayrimenkuller davalılara ait olmayıp …, … ve …’e ait olduğu, protokolde 23/100 hissenin ne kadar veya adedinin davacıya, ne kadarının ise; dava dışı Yasin’e ait olduğunun belirlenmediği, bilahare 02.03.2015 tarihinde davacı ile davalı … Konfeksiyon arasında hisse devir sözleşmesi imzalandığı, dava dışı …’nun sözleşmenin tarafları arasında yer almadığı, bu sözleşmenin de konusu … Plastik’teki hisse satışı olduğu, hisselerin oransal olarak değil 260.000 adet olarak belirlendiği, hisse bedelinin 2.844.457 TL yer aldığı, bu miktara satıldığının beyan edildiği, önceki protokole atıfta bulunulmadığı, gayrimenkullerden bahsedilmediği, gayrimenkullerin hüküm altına alınmadığı ve protokolde kayıtsız şartsız ibra edildiği ibaresinin bulunduğu görülmüştür.
Davacı tarafça her ne kadar davamız … Yapı Anonim şirketine karşı … Konfeksiyon Anonim şirketinin bölünme ve devirle adı geçen şirketin bünyesine katıldığından bahisle dava açıldığı görülmüş ise de; bölünme ve devir suretiyle şirket bünyesine katılma halinin söz konusu olmadığı, davaya dayanak protokol ve sözleşmelerde adı geçen şirketin taraf olmadı görülmekle bu şirkete ilişkin davanın husumetten reddi gerekmiştir.
Davaya dayanak 27.02.2015 tarihli protokol sözleşme yapılmasının taahhüt edilmesine ilişkin ön sözleşme olup asıl olan ise; hisse satışının düzenlendiği 03.03.2015 tarihli Hisse Satış sözleşmesidir. Mahkememizce, bilirkişilerin görüşlerine iştirak edilememiştir. Satış sözleşmesi ile ücret yeniden belirlenmiş, ücret ödenmiş ve davalı taraf ibra edilmiş. Protokolde farklı şartlarda söz konusu, davalı taraf bu şartların yerine getirilmemesi nedeniyle değiştirildiğini savunuyor. Bedelin ne sebeple değişikliği önemli değildir. 27.02.2015 tarihli protokol ve 03.02.2015 tarihli hisse satış sözleşmesi arasında birkaç gün gibi çok kısa bir süre bulunması ve fiyatın değiştirilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması gibi bir gerekçe ”yazılı delille kanıtlanma” ispat kuralı nazara alındığında itibar edilecek bir gerekçe olmadığı, bu şekilde yorum tarzının benimsenemeyeceği, sonuçta taraflar arasında yapılan son sözleşmenin hisse satış sözleşmesi olduğu, son yapılan sözleşmenin diğer sözleşmenin aleyhe olan hükümlerini ortadan kaldıracağı, taraflar arasında hisse bedeli belirlendiği ve ödendiği, bakiye alacakların saklı tutulmadığı anlaşılmakla davalı … Konfeksiyon’a yönelik tapu kaydının iptali, adına tescili, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline ilişkin talebinin yerinde olmadığı, yine sözleşme ihlal edilmediği için cezai şart talebinin de yerinde olmadığı anlaşılmakla; davanın reddi gerekmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davalılardan … yönünden davanın reddine, diğer davalı …Ş. Yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 38.124,00 TL peşin harçtan 35,90 TL. Karar harcının mahsubu ile arda kalan 38.088,10 TL’lik kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı … KONFEKSİYON VE TEKSTİL TİC. VE SAN. LTD. ŞTİ. kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 83.686,30 TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
4- Davalı …Ş. kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, ve davası husumet
yokluğu nedeniyle red olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan
2.180,00 TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzereoy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …