Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/547 E. 2018/1201 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/547
KARAR NO : 2018/1201

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2016
KARAR TARİHİ : 26/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile davalı … İnş. Malz. Tic. ve San. Ltd. Şti. arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, taraflar arasında akaryakıt bayilik sözleşmeleri imzalandığını, bu ticari ilişki çerçevesinde müvekkili tarafından satılan ve teslim edilen ürünler ile alakalı olarak, müvekkil tarafından davalı firmaya keşide edilen 25.05.2015 düzenleme 16.08.2015 ödeme tarihli … nolu 34.835,85-TLlik fatura (16.901,73-TL lik kısmı takibe konu edilmiş ve faiz bu tutar üzerinden hesaplanmıştır), 31.07.2015 düzenleme 20.08.2015 ödeme tarihli … nolu 885,00-TLlik fatura, 31.08.2015 düzenleme 21.09.2015 ödeme tarihli … nolu 885,00-TLlik fatura, 30.09.2015 düzenleme 20.10.2015 ödeme tarihli … nolu 885,00-TL lik fatura ödenmemiş bulunduğunu, davaya konu faturalarda belirtilen ürünler ve hizmetler davalı firmaya teslim edildiğini ve yerine getirilmiş olup bu durumun davalı firma tarafından kaşelenerek imzalanan “Sefer Emri ve Taşıma Evrakı” belgelerinden de açıkça görüleceğini, bu faturalardan 25.05.2015 düzenleme 16.08.2015 ödeme tarihli … nolu 34.835,85-TLlik fatura mal alımına binaen düzenlenmiş olup irsaliyeli fatura ve faturadaki davalı borçlu şirket kaşesi ve imzasının, ayrıca dilekçe ekinde yer alan taşıma evrakı ve sevk emri dikkate alındığında raalm. teslim alındığının açıkça görüleceğini, yine bu konuda borçlu davalı şirket tarafından EPDK ya ulaşan verilerin celbi ile görüleceği üzere davalının yakıt tanklarına toplamda 8923 lt motorin yakıtının dolumunun yapıldığının görüleceğini, yasal takibe konu edilen diğer 3 fatura ise EPDK mevzuatı ve Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinden dayanak alınarak davalı ile müvekkil şirket arasında imzalanan İstasyon Otomasyon Sistemi Servis Bakım, Automatic ve Lojistik Kart Sözleşmeleri ve diğer sözleşmeler gereği düzenlendiğini, yine aynı doğrultuda Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 27.06.2007 tarihli toplantısında, Petrol Piyasasında Dağıtıcı Lisansı Sahiplerinin Bayi Denetim Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında karar alındığını, karar gereği yükümlülük haline gelen bu gibi hizmetlerin müvekkil şirket gibi diğer dağıtıcı şirketler tarafından yerine getirilmekte ve maliyetinin de dağıtıcı ve bayi arasındaki anlaşmaya ve yazılı sözleşmelere göre belirlendiğini, netice olarak anılan fatura bedelleri ödenmediğinden, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış olup, davalı tarafından avukatı vasıtası ile takibe itiraz edilmiş bulunduğundan, huzurdaki davayı ikame etmek zorunluluğunun doğduğunu, fatura içerik olarak V.U.K md. 230’da öngörülen şekil şartlarına uygun düzenlendiğini, fatura davalı şirkete teslim ve tebliğ edildiğini ve buna rağmen içeriğine itiraz edilmediğini, bu anlamda alacaklarının varlığının da belgeye dayalı olarak ispat edildiğini, kaldı ki davalı borçlu vekili itirazında borcun ödendiğine dair herhangi bir kayıt da sunmadığını, bilindiği üzere, TTK. 1530. maddesindeki düzenleme uyarınca ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşeceğini, bu nedenler ile davamızın kabulü ile fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile Yetki itirazının reddini, Borçlu -davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini, takibin; İcra takibindeki alacağın-asıl alacak tutarının 19.556,73 TL’lik kısmı ve 793,07 TL takipten önce işlemiş faiz olmak üzere takip tarihi itibarıyla toplam 20.349,80 TL alacak ve bu tutara tekabül eden-takip tarihinden itibaren işleyen faiz ve takibin sair ferileri bakımından davacı … A.Ş. adına devamını, Asıl alacak tutarlarına işlemiş-işleyecek 3095 SY. 4/a maddesi gereği Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranında faizi ile tahsilde tekerrür olmamak ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla devamını, davalı borçlunun alacağın en az % 20’si oranında icra inkâr tazminatına mahkûmiyetini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak, müvekkil firmaya ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı 31.08.2015 tarihli müvekkilime ait 70.000,00 TL bedelli teminat mektubunu paraya çevirerek bu bedelleri içinden aldığını, müvekkili şirketin 36 yıllık petrol istasyonu bayisi olduğunu, bugüne kadar herhangi bir şekilde buna benzer aksaklık veya ödeme yapılmaması gibi bir durum yaşamadığını, ayrıca müvekkili tarafından davacıya kesilmiş çekler bulunduğunu, davacının bu çekleri hesaba katmadığını, bu nedenlerle haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; akaryakıt bayilik sözleşme ilişkisi kapsamında faturaya dayalı (ürün ve hizmete ilişkin) alacak istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 19.556,73 TL asıl alacak ve 793,07 TL işlemiş faiz ( avans faiz) olmak üzere toplam 20.349,80 TL alacağın takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) işleyecek avans faizi ile takip başlatıldığı, davalı takip borçlusunun borca ve borcun ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Davalı/ takip borçlusu tarafından öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ise de İİK’nın 50. maddesinin HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yaptığı, kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 17. maddesi bağlamında taraflar arasında itiraza uğramayan bayilik sözleşmesinin 15. maddesi kapsamında yetkili mahkeme ve icra müdürlüklerinin İstanbul olarak kararlaştırılmış olması nedenleriyle İstanbul icra müdürlüğünün yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı yanın yetki itirazının yerinde olmadığına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 18/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Huzurdaki dava itirazın iptali davası olup, davacı tarafından …-İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyası ile toplam 20.349,80 TL bedelle, İcra takibe geçmiş olup, davalının vaki itirazı üzerine iş bu davanın ikame edildiğini, takip dayanağı olarak; 25.05.2015 düzenlenme 16.08.2015 ödeme tarihli … NOLU 34.335,85 TL’lik fatura, 31.07.2015 düzenlenme 20.03.2015 ödeme tarihli … NOLU 885,00 TL’lik fatura, 31-08.2015 düzenlenme 21.09.2015 ödeme tarihli … NOLU 885,00 TL’lik fatura, 30.09.2015 düzenlenme 20.10 2015 ödeme tarihli … NOLU 885,00 TL’lik fatura ve bayilik sözleşmesi gösterildiğini, davalı şirket ile 14.01.2010 tarihli Satış Protokolü; bila tarihli 23 maddeden oluşan 3 sayfalık Ariyet Sözleşmesi, bila tarihli 15 maddeden oluşan 5 sayfalık Protokol ve ekleri, bila tarihli 38 maddeden oluşan 11 sayfalık … A.Ş. İstasyon Bayilik Sözleşmesi, bila tarihli … Aş. İstasyonu Bayilik Sözleşmeleri yapıldığını, taraflar ticari defterlerini sunmadığı için incelenmediğini, davacı taraiından sunulan 0l-0cak-2015 – 08-Ekim-20l5 dönemini kapsayan Cari Hesap Dökümünün incelenmesinde; takibe konu faturaların cari hesap dökümlerinde bulunduğunu, davalı yanın cevap dilekçesinde ifade ettiği 70.000,00 TL teminat mektubunun paraya çevrilerek davalının hesabından düşüldüğünü, davalının alacaklıya birçok çek verdiğini ve bu çeklerin davalının hesabından düşüldüğünü, davalı yan her ne kadar müvekkili tarafından davacıya kesilmiş çekler bulunduğunu, davacının bu çekleri hesaba katmadığını ifade etmekte ise de, kesildiğini iddia ettiği çek bilgileri, davalı yan, icra takibine konulan faturalara konu malların ve hizmetlerin alınmadığına ilişkin bir itirafı bulunmadığından, bu hususta bir değerlendirme yapılmadığını, davalı yan, ….İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına sundukları 26.11.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, “Müvekkilim herhangi bir borcum olmadığını, ilgili faturaların alacaklıya ödendiğini belirtmektedir” şeklide itiraz etmişse de, takibe konu faturaların ödendiğine ilişkin bir belge ibraz edemediğini, … Valiliği Defterdarlık Vergi Dairesi Müdürlüğünden gönderilen davalı şirkete ait Ba-Bs formlarının incelenmesinde, davacı şirkete ait kayıtlar tespit edilemediğini, davalı yan cevap dilekçesinde asıl alacak bedeline itiraz etmediğini, bu asıl alacağın 31.08.2015 tarihli müvekkiline ait 70.000,00 TL bedelli teminat mektubunu paraya çevirerek bu bedelleri içinden aldığını, ayrrcı müvekkili tarafından davacıya kesilmiş çekler bulunduğunu, davacının bu çekleri hesaba katmadığını iddia etmekte ise de yukarıda da ifade edildiği üzere, 70.000,00 TL teminat mektubunun paraya çevrilerek davalının hesabından düşüldüğünü, bakiye kalan borcun ödendiğine ilişkin bir belge ibraz edilmediğini, bu durumda, davacının icra takibine konu 19.556,73 TL’den dolayı alacaklı olduğunun hesaplandığını, davacı yan takip talebinde, 3095 say. 2/2 maddesine göre TCMB Reeskont işfemlerinde uygulanan avans faizi oranında ( %10,50) ticari temerrüt faizi talep ettiğini, icra takibine konu faturalar her ne kadar davacı şirket cari hesap dökümde görünmekte ise de alacaklı tarafından borçluya, alacak miktarını ve ödeme talebini içerir ihtar gönderildiğine ilişkin bir ihtar tespit edilemediğinden takibe konu faturaların usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilerek davalının temerrüde düşürülüp düşürülmediğinin tespit edilemediğini, bu nedenle, faiz hesaplaması seçenekli olarak değerlendirildiğini; alacaklı tarafından borçluya, alacak miktarını ve ödeme talebini içerir ihtar gönderilmediği takdirde temerrüdün takip tarihinde oluştuğu kabul edilmesi gerektiğini, dava dosyası içerisindeki belgelerden, davacı alacaklı tarafından takip tarihinden önce davalıya temerrüde düşürücü nitelikte ihtar gönderildiğinin iddia ve ispat edilmediğini, bu durumda takip öncesine ait işlemiş faiz alacağına ilişkin talebin yerinde olmadığını değerlendirildiğini, faturaların usulüne uygun olarak davalı yana tebliğ edildiğini ve davalının temerrüdü düşürüldüğünün kabulü halinde toplam 496,43 TL faiz işlemiş olduğunu ve netice olarak takip tarihi itibariyle 19.556,73 TL Asıl alacak, 496,48 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.053,21 TL alacaklı olduğunun hesaplandığını, sonuç olarak; davacının, ….İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına konu faturalardan dolayı davalıdan asıl alacak bedeli olan 19.556,73 TL alacaklı olduğunu, dava dosyası içerisindeki belgelerden, davacı alacaklı tarafından takip tarihinden önce davalıya temerrüde düşürücü nitelikte ihtar gönderildiğine ilişkin bir iddia bulunmadığı gibi, buna ilişkin bir belge de bulunmadığından, faiz talep edemeyeceğini, mahkememizce faturaların usulüne uygun olarak davalı yana tebliğ edildiğini ve davalının temerrüdü düşürüldüğünün kabulü halinde ise itibariyle 19.556,73 TL Asıl alacak, 496,48 TL işlemiş faiz olmak iiıere toplam 20.053,21 TL alacaklı olduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 27/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı tarafın 2015 yılı ticari defterlerini sunduğunu ve buna ait noter tasdik bilgilerinin tablo şeklinde sunulduğunu, davalı yanın herhangi bir delil sunmadığını, davacı şirkete ait 2015 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının yasal süresinde alındıklarını, envanter defterinin açılış tasdikinin de yasal süre içerisinde yaptırıldığını, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, davacı şirket ticari defterlerinde, davalı ile aralarındaki ticari ilişkinin 2015 yılı öncesine dayandığını, ticari ilişkiye ait muhasebe hareketlerinin 120 numaralı “alıcılar” hesabında takip edildiğini, takibe konu edilen faturaların bu hesap altında kayıtlı olduğunu, anılan hesabın 17.11.2015 takip tarihi itibarıyla bakiyesine göre davacı yanın davalı yandan 19.556,70 TL alacaklı olduğunu, dava dosyasında taraflar arasında imzalanan “… A.ş. İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi” ve “… A.ş. Otogaz Bayilik Sözleşmesi”, “Ariyet Sözleşmesi”, “Satış Protokolü” ve “Taahhütname”nin sunulu olduğunun görüldüğünü, dava dosyasında davacı yan tarafından davalı yan unvanına düzenlenen 25.05.2015 tarihli … numaralı “motorin” muhteviyatlı 34.835,85 TL tutarlı, 31.07.2015 tarihli … numaralı 885,00 TL tutarlı, 31.08.2015 tarihli … numaralı 885,00 TL tutarlı ve 30.09.2015 tarihli … numaralı, 885,00 TL tutarlı, “İst. Otomasyon ve iletişim bedeli” açıklamalı faturaların sunulu olduğunu, motorin faturasına ilişkin olarak davalı yanın kaşesi üstüne atılmış imzanın mevcut olduğu 25.05.2015 tarihli Sefer Emri ve Taşıma evrakının sunulu olduğu görülmekle, fatura muhteviyatı ürünün davalıya teslim edildiğinin anlaşıldığını, diğer faturalar hizmet faturası niteliğinde olduklarından sevk irsaliyesine bağlı olmamakla, dava dosyası içerisindeki belgelerden, söz konusu hizmet faturalarının davalı yana tebliğ edilip edilmediği hususunun tespit edilemediğini, dava dosyasında bulunan … Bankası’nın 31.08.2015 tarihli banka dekontundan anlaşılacağı üzere davalı yanın verdiği 70.000,00 TL tutarındaki teminat mektubunun nakde çevrilerek tanzim edildiğini ve hesap bakiyesinin bu işlemden sonra 19.566,70 TL olduğunun görüldüğünü, davalı yanın cevap dilekçesinde davacıya kesilmiş çekler bulunduğunu beyan etmiş olmakla, davacı yanın incelenen ticari defter kayıtlarında davalı yandan çekler aldığını ancak bu çeklerden 52.345,06 TL ve 34.835,85 TL tutarındaki çeklerin davalı yana iade etmiş olduğunun müşahede edildiğini, bu sebeple çek tutarları kadar cari hesapta tekrar borçlandırılan davalının, teminat mektubu paraya çevrilmesine rağmen davacı şirkete borçlu kaldığı anlaşıldığını, davalı yanın bu çekleri ödediğini iddia etmesi halinde, söz konusu çek bilgilerinin mahkemeye sunularak ilgili bankalardan çeklerin akıbetinin sorulması gerektiğini, davacı yanın rapora karşı beyan dilekçesinde işlemiş faiz talebine ilişkin olarak TTK m. 1530/2 maddesini işaret etmiş olmakla, anılan maddede “sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde” demek sureti ile bir “sözleşme” nin varlığına ve o sözleşmede yer verilen ödeme şartlarına atıfta bulunduğundan, taraflar arasındaki sözleşmenin incelendiğini, ödeme şartlarını ve vadesini belirleyen herhangi bir düzenlemeye rastlanmadığını, bu nedenle davacı yanın takipte işlemiş faiz talep edemeyeceğinin değerlendirildiğini, sonuç olarak incelenen davacı şirkete ait 2015yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının yasal süresinde alındıklarını, envanter defterinin açılış tasdikinin de yasal süre içerisinde yaptırıldığını, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, takibe konu edilen faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduklarını, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 17.11.2015 takip tarihi itibarıyla davalı yandan 19.566,70 TL alacaklı göründüğünü, 25.05.2015 tarihli … numaralı “motorin” muhteviyatlı 34.835,85 TL tutarındaki faturaya ilişkin olarak, davalı yanın kaşesi üstüne atılmış imzanın yer aldığı 25.05.2015 tarihli Sefer Emri ve Taşıma evrakının sunulu olduğu görülmekle, fatura muhteviyatı ürünün davalıya teslim edildiğinin anlaşıldığını, takibe konu, her biri 885,00 TL tutarındaki diğer 3 fatura, hizmet faturası niteliğinde olduklarından sevk irsaliyesine bağlı olmamakla, dava dosyası içerisindeki belgelerden, söz konusu hizmet faturalarının davalı yana tebliğ edilip edilmediği hususunun tespit edilemediğini, … vergi dairesinin göndermiş olduğu davalıya ait BA formlarının 2015 yılı 8-9-10. Aylara ait olduğunu, davacı yanın bu dönemlerde davalıya düzenlediği faturalar 5.000,00 TL nin altında olduğundan söz konusu bildirimlerde yer almadığını, ancak davacının takibe konu ettiği 5.000,00 TL nin üstündeki faturanın 2015 Mayıs ayında düzenlemiş olduğunu fakat … vergi dairesinden bu döneme ilişkin davalı BA formunun talep edilmediği anlaşılmakla, 34.835,85 TL tutarındaki faturanın davalı kayıtlarında yer alıp almadığının anlaşılabilmesi açısından 2015/Mayıs dönemine ait BA formunun … Vergi Dairesinden celp edilmesi gerektiğini, davacı yanın tüm faturaları davalı yana tebliğ ettiğini ispatlaması halinde, takip tarihi itibarıyla davalı yandan 19.566,70 TL alacaklı olduğunun kabulünün gerekeceğini, rapor içerisinde ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle davacı yanın takipte işlemiş faiz talep edemeyeceğini…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada; taraflar arasında bayilik ilişkisi bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacının akaryakıt satımından/ hizmet ifasından kaynaklı cari hesap alacağının mevcut olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesi kapsamında davacı ticari defterlerinin münhasır delil olacağı kararlaştırılmış, ayrıca mahkememizce yapılan ihtara rağmen davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmekten imtina etmiştir. Davalı taraf mal / hizmet teslimine vaki itiraz yöneltmemiş olup 31/08/2015 tarihli … Bankası’nın … şubesine ait teminat mektubunun davacı tarafça nakde çevrildiğini, bu nedenle davacı tarafa borcunun kalmadığı savunmasını ileri sürmüş ve banka cevabi yazısı ile teminat mektubunun davacı tarafça nakde çevrildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla teminat mektubunun nakde çevrilmesine rağmen davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususu aydınlatılmaya çalışmıştır. Ayrıca yargılama sırasında kredi risk sigortası kapsamında … sigorta şirketi tarafından davacı tarafa 15.462,82-TL tutarında ödeme yapıldığı beyan dilekçesi ve ekinde ibraz edilen dekont ile tespit edilmiş olup TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca; “Sigortacı, sigorta tazminatı ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulura karşı dava hakkı varsa bu hak tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikâl eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” düzenlemesi kapsamında dava konusunun halefiyet kuralına göre kısmî olarak devir ve temliki söz konusu olduğundan sigorta şirketinin davaya katılma talebi anılı yasa hükmü uyarınca kabul edilerek, hükmün dava konusunun devir ve temlik edilen kısmı yönünden sigorta şirketi hakkında, temlik dışında kalan kısım yönünden ise davacı şirket hakkında kurulması gerektiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan “… A.ş. İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi” ve “… A.ş. Otogaz Bayilik Sözleşmesi”, “Ariyet Sözleşmesi”, “Satış Protokolü” ve “Taahhütname”nin ibraz edildiği, davacı tarafından davalıya düzenlenen 25.05.2015 tarihli … numaralı “motorin” muhteviyatlı 34.835,85 TL tutarlı, 31.07.2015 tarihli … numaralı 885,00 TL tutarlı, 31.08.2015 tarihli … numaralı 885,00 TL tutarlı ve 30.09.2015 tarihli … numaralı, 885,00 TL tutarlı, “İst. Otomasyon ve iletişim bedeli” açıklamalı faturaların sunulu olduğu, motorin faturasına ilişkin olarak davalı yanın kaşesi üzerine atılmış imzanın mevcut olduğu, 25.05.2015 tarihli Sefer Emri ve Taşıma evrakının sunulu olduğu görülmekle, fatura muhteviyatı ürünün davalıya teslim edildiği sonucuna varıldığı, diğer faturalar hizmet faturası niteliğinde olduklarından sevk irsaliyesine bağlı olmadıkları, davalı tarafça açıkça mal/hizmet teslimine itirazın yöneltilmediği, ayrıca ödeme savunması ileri sürülmekle ve davacı taraf defterleri münhasır delil vasfında kararlaştırılmakla Ziraat Bankası’nın 31.08.2015 tarihli olup davalı yanın verdiği 70.000- TL tutarındaki teminat mektubunun nakde çevrilerek tanzim edildiği ve hesap bakiyesinin bu işlemden sonra 19.566,70 TL olduğu, dosyada mübrez raporla tetkik edildiği üzere davacı yanın usulüne uygun tutulmakla delil vasfını haiz olan ticari defterlerine göre 19.566,70 TL alacaklı göründüğü, anılı tespitler ışığında takip tarihi itibariyle davacının ibraz edilen fatura, sevk irsaliyesi, ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibari ile 19.566,70-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu noktadan sonra mal/hizmet alım bedelinin ödendiğinin ispat yükünün davalı/alıcı üzerinde bulunduğu, davalı takip borçlusunun mal/hizmet bedelini ödediğini HMK’nın 200. maddesi uyarınca yazılı herhangi bir delille ispat edemediği, tüm bu nedenlerde davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 19.566,70-TL alacaklı olup, bu tutar yönünden başlatılan icra takibinin davalı takip borçlusunun itirazının haksız olduğu, her ne kadar davacı taraf işlemiş faiz/ vade farkı alacağı talep etmiş ise de sözleşmede vade farkına ilişkin düzenlemenin mevcut olmadığı, bu yönde taraflar arasında herhangi bir teamülün de tespit edilemediği, davalının takipten önce temerrüte düşürülmediği, bu nedenlerle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, alacağın fatura, cari hesap alacağına dayanıp likit olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası kapsamında davacı tarafın davalıdan takip tarihi itibari ile (15.462,82-TL’si TTK 1472. Maddesi uyarınca halef olan davacı … Sigorta AŞ ye ait olmak üzere) 19.566,70-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki davalı yanın itirazının iptaline, 19.566,70-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren (15.462,82-TL’ye ödeme tarihi olan 15/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek faizin halef olan davacı … Sigorta AŞ ye ait olmak üzere) yıllık % 10,50 oranını geçmemek üzaere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile, takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davalının (15.462,82-TL’ye tekabül eden % 20 lik kısmın halef olan davacı … Sigorta AŞ ye ait olmak üzere) sorumlu olduğu alacak miktarının % 20 sine tekabül eden 3.913,34-TL icra inkar tazminatından sorumlu tutulmasına,
3-Alınması gereken 1.335,91-TL harçtan peşin alınan 245,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.090,73-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 29,20-TL başvuru harcı ve 245,78-TL peşin harç olmak üzere toplam 274,98-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 1.100-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 167-TL olmak üzere toplam 1.267-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 1.217,62-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.346,80-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 783,10-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/12/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza