Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/546 E. 2019/96 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/546
KARAR NO : 2019/96

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 12/05/2016
KARAR TARİHİ : 06/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31.03.2014 tarihinde müvekkilinin iş yerinde kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen hırsızlık sonucunda, müvekkiline ait büyük bir kasa kapısının kesici aletlerle açılarak yaklaşık olarak 750.000.-TL tutarlı 30’a yakın sayıda çekin çalınmış olduğunu, söz konusu hırsızlık sebebiyle olay sonrasında … polis merkez amirliğine şikayette bulunulduğunu, müvekkili şirketin yapmış olduğu şikayet neticesinde polis tarafından olay mahalline gelinerek fotoğraflar çekilmiş olduğunu, parmak izi incelemesi yapıldığını ve tutanak tutulduğunu, davalının elinde bulunan … bankası … şubesine ait, keşide yeri Samsun, keşide tarihi 30.09.2014 keşidecisi … olan 7.000,00.-TL bedelli, … Bankası … Şubesi’ne ait, keşide yeri İstanbul, keşide tarihi 05.10.2014 keşidecisi …Ltd. Şti. Olan 3.000,00.-TL bedelli ve … Şubesi’ne ait keşide yeri …, keşide tarihi 30.09.2014, keşidecisi …- … Otomotiv olan 8.000,00.-TL bedelli 3 adet çekin de çalınan çekler arasında olduğunu, davalı şirketin dava konusu üç adet çeki bankaya ibraz eden …’den temlik alındığını, çalınan tüm çeklerle birlikte dava konusu çeklerin de iptali için … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında çek iptal davası açıldığını, … Asliye Hukuk Mahkemes’nin 13.11.2014 tarihli … E. Ve … K. Sayılı kararı ile dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, bu karar üzerine çek iptaline dair yargılamaya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası üzerinden devam edilmekte olup dosyanın derdest olduğunu, açılan çek iptal davası kapsamında mahkemece dava konusu çekler hakkında 03.04.2014 tarihinde ödeme yasağı kararı verilmiş olup bu kararlar derhal ilgili bankalara ulaştırıldığını, davada yapılan ilanlar neticesinde temlik eden-müdahil …’de bulunan 7 adet çekten sadece dava konusu üç çekin ( … Bankası … ve … Şubesi ile … Şubesi çekleri) … Tarafından mahkemeye ibraz edildiğini, diğer dört adet çekin ise dosyaya ibraz edilmediğini, sonrasında ise bu çeklerin davalı şirkete temlik edildiğini, böylece söz konusu çeklerin davalı şirket nezdinde olduğu öğrenildiğini, bugüne kadar çeki elinde bulunduran birçok üçüncü şahsın icra takibi yapmak sureti ile meşru hamil olan müvekkili şirketin iş yerinde haciz yapmak istediğini ve haciz baskısı altında müvekkili şirketin alacaklı olduğu çek bedellerini ödemek zorunda kaldığını, ekte sunulan belgelerden, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasından ve polis soruşturma dosyasından da anlaşılacağı üzere; davalının bankaya ibraz ettiği çekin gerçek ve meşru hamili müvekkili şirket olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu çekleri elde edişi ticari defter ve kayıtlarda tespit edilebilir olduğunu, davalı şirketin temlik aldığı … Tarafından dava konusu yedi adet çek incelendiğinde bir kısım çeklerde müvekkili şirketin kaşesinin olmadığını, bir kısım çeklerde ise ise müvekkili şirket kaşesinin bulunduğunun görüldüğünü, dava konusu yedi adet çek te temlik eden …’ye … İnşaat – … cirosu ile geçtiğini, bunlardan bir kısmında müvekkili şirketin kaşe ve imzası varken diğer çeklerde müvekkili şirket cirosunun olmamasının esasında ciro silsilesinde kopukluk olduğunu ortaya koymakta olduğunu, nitekim müvekkili şirket tarafından bir kısım çekler ertesi gün bankaya ibraz edilmek için ciro edilmiş vaziyette iken bir kısmı da ciro edilmemişken şirket kasasından çalındığını, müvekkili şirketten çekler çalındıktan sonra bu çeklerin arkası … Ltd. Şti. … Ltd. Şti. Ve … İnşaat- … tarafından ciro edilmiş olduğunu, temlik eden … Tarafından basit bir inceleme ile birlikte ibraz edilen dava konusu yedi çek yönünden ciro kopukluğu ve çalıntı olduğunun tespit edilmesi ve çekin alınmaması gerektiğini, buna rağmen çekleri alan … Ve dolayısıyla davalık temlik alan davalı şirketin bu çeklerle ilgili iyi niyet iddiası ile talepte bulunma imkanının olmadığını, bilindiği üzere bilhassa faktoring şirketleri tarafından herhangi bir çeke ilişkin istihbarat yapılmada ve ilgili bankaya sorulup çek hakkında bilgi alınmadan teslim alınmamakta olduğunu, genel uygulamanın bu yönde olduğunu, bu nedenle bilhassa faktoring firmalarının özellikte temlik eden …’nin ve dolayısıyla temlik alan davalı şirketin çek hakkında istihbarat yapmadıkları ve bu çekin çalıntı olduğunu bilmediklerinin düşünülemeyeceğini, aksi düşünce hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, şu halde temlik eden …’nin ve dolayısıyla temlik alan davalı şirketin ağır kusurlu olduğunun ortada olduğunu, çekin artık bir vade ile ödenmesi, görüldüğünde ödenme vasfının kanun koyucu tarafından değiştirilmiş olması gerçeği karşısında artık çekin tedavül aracı olduğu mazereti de muteber olmayacağını, çeklerin çalınma zamanı, ödeme yasağı kararı ve derhal bankaya işlenmesi, çeklerin vadesi ve aradan geçen zaman ile çeklerin miktarı ve temlik …’nin çekleri kontrol ederek ve istihbarat yaparak teslim alması gerçeği karşısında temlik alan davalı şirketin dava konusu çeklerin çalıntı olduğu bilmemesinin hayatın olağan akışına ve piyasa gerçeklerine aykırı olduğunu, bu sebeple dava konusu çeklerin istirdatı için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, sonuç olarak haklı davanın kabulü ile hırsızlık nedeni ile müvekkil şirketin elinden rızası hilafına çıkan … Bankası … Şubesi’ne ait, keşide yeri Samsun, keşide tarihi 30.09.2014 keşidecisi … olan 7.000,00.-TL bedelli, … Bankası … Şubesi’ne ait, keşide yeri İstanbul, keşide tarihi 05.10.2014 keşidecisi Ltd. Şti olan 3.000,00.-TL bedelli, … Şubesi’ne ait keşide yeri …, keşide tarihi 30.09.2014, keşidecisi … – … Otomotiv olan 8.000,00.-TL bedelli 3 adet çekin gerçek ve meşru hamil olan müvekkil şirkete iadesini, fazlaya dair her türlü hakkın yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …’nin davaya konu alacakları, dilekçe ekinde mübrez Alacak Temlik Sözleşmesi uyarına müvekkili … A.Ş’ye devir ve temlik edildiğini, müvekkili şirket bir varlık yönetim şirketi olduğundan bankacılık kanunu 143/5 maddesi gereği 488 sayılı damga vergisi kanununa göre ödenecek damga vergisinden ve 492 sayılı harçlar kanununa göre ödenecek harçlardan istisna olduğu hususuna dikkate alınmasını talep ettiğini, temlik eden … A.Ş. BDDK ve Hazine Müsteşarlığı denetiminde ve Fİnansal Kiralama, Faktoring ve Finansman şirketlerinin kuruluş Ve faaliyet esasları hakkında yönetmelik hükümlerine göre faaliyet gösteren, mal ve hizmet satışlarından doğmuş veya doğacak alacakları temellük ederek tahsilini üstlendiğini, bu alacaklara karşılık ödemelerde bulunarak finansman sağlayan bir faktoring şirketi olduğunu, … A.Ş. Bahse konu çekleri yasal düzenlemelere uygun şekilde iktisap etmiş olduğunu; meşru hamil iken müvekkil şirkete devir ve temlik ettiğini, hiçbir suretle kabul anlamına gelmemekle birlikte çalındığı iddia olunan davaya konu çeklerin, temlik eden … A.Ş.’nin imzalanan Faktoring sözleşmesi gereği yasal düzenlemeler çerçevesinde mal veya hizmet satışından doğmuş, fatura ile tevsik edilmiş bir alacağından temlik edildiğini, temlik işlemine istinaden temlik eden şirkete verilen çeklerin dayanağı fatura, ticari ilişkinin varlığını teyit etmekte olduğunu, temlik eden … A.Ş.’nin iyinetli hamil olduğunu, faktoring hükümleri çerçevesinde fatura ile tevsik edilmiş alacağın temlik alınmış olduğunu, temlik eden şirketin hizmetin verildiğine ilişkin belge ve hizmeti tevsik etme ve ilişkilendirme yükümlülüğünün bulunduğunu ve bu yükümlülüğün de yerine getirildiği ve iyiniyetli olduğu hususları gözetilmeksizin açılan huzurdaki davanın Reddinin gerektiğini, davaya konu çeklerin meşru hamili temlik eden faktoring şirketi olduğunu, hamiline yazılı çekte ciro silsilesinin görünüşte düzgün olması yeterli olduğunu, temlik eden faktoring şirketine başkaca bir sorumluluk yüklemesinin beklenemediği, davacı yanın hırsızlık iddiaları ispat dahi edilemediğini, ciro silsilesinin görünüşte düzgün olmasının yeterli olduğunu ve temlik eden faktoring şirketinin ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olarak elinde bulundurduğunu ve alacak temlik sözleşmesi uyarınca müvekkili şirkete teslim ettiği anlaşıldığından, davacı yan çek istirdadı isteminde bulunamayacağını, iş bu aşamada davacı yanın hırsızlık iddialarının gerçek olup olmadığı bilinmemekte olduğunu, kaldı ki yukarıda belirtilen YHGK kararında da görüleceği üzere çekteki imzanın sahte olması ihtimalinde dahi temlik eden faktoring şirketi söz konusu çekleri yasal düzenlemelere uygun şekilde elinde bulundurduğu için meşru hamil olduğunu, ayrıca temlik alınan alacağın dayanağı alışverişin gerçek bir alışveriş olup olmadığının ispat yükümlülüğü belirtilen Yargıya kararı uyarınca ne müvekkili şirkette ne de temlik eden faktoring şirketinde olduğunu, buna rağmen sayın mahkememizce ibrazı istenecek ise temlik eden … A.Ş.’ye müzekkere yazılarak davaya konu çeklerin dayanağı alışverişin fatura ve belgelerinin celbini talep ettiğini, hiçbir suretle kabul anlamına gelmemekle birlikte temlik eden … A.Ş.’nin davaya konu çeklerin bankaya ibrazından önce teslim alınmasında kötüniyetli olduğunu veya ilgililerin bilerek ve isteyerek zararına davrandığını, davaya konu çeklerin çalındığı hususları davacı yan tarafından ispat edilemediğinden, davacı yanın açmış olduğu haksız davanın reddinin gerektiğini, sonuç olarak davacının hiçbir hukuki dayanağı bulunmayan tüm taleplerinin ve davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; hırsızlık suçuna konu olduğu iddiasına dayalı 3 adet çekin istirdadı istemine ilişkindir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma dosyası celp edilmiştir.
Davalı factoring şirketi tarafından factoring işlemine esas sözleşme, fatura, çek sureti ile işlem dosyası ibraz edilmiştir.
Yargılama sırasında factoring şirketi ile davalı … arasındaki temlik sözleşmesi ibraz edilmiştir.
Her ne kadar ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi icrası yönünde ara karar tesis edilmiş ise de davacı defterlerinin ibraz edilememesi nedeni ile rapor temin edilemediği anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada ihtilaf; dava konusu çeklerin davalıdan istirdadının talep edilip edilemeyeceği hususlarında toplanmaktadır. Davaya konu çekler bakımından uygulanması gereken 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun TTK 792. maddesi uyarınca; “Çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek sözkonusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü geçerlidir. Kanunun 710/3 c. 2 hükmüne göre ise; ödeyen kişi, cirolar arasında düzenli bir silsile bulunup bulunmadığını incelemekle yükümlü ise de; cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir. Bu hükmün …’i uyarınca, ödeyen kişinin (senet borçlusu gibi), senedi devralan kimselerin de ciro silsilesinde şeklen mevcut gözüken ciroların (imzaların) geçerliliğini (sıhhatini) araştırma yükümlülüğü mevcut değildir. Bu nedenle, ciro silsilesinde şeklen mevcut görünen imzalardan birinin temsil yetkisinin bulunmaması sahte imzanın söz konusu olması gibi bir nedenle geçersiz olması, ciro silsilesinde bir kopukluk olarak değerlendirilmez. Zira ciro silsilesinin, vadeden önce ödeme hali için TTK. m. 710/2 hükmünde öngörülen istisnai hal hariç olmak üzere, senedi ödeyecek olan kimse için dahi ancak ve sadece şeklen (imzaların teselsül edip etmediği yönünden) incelenmesi yasal bir yükümlülük olarak öngörülmüştür. Bu itibarla, kambiyo hukuku anlamında ciro silsilesinde bir kopukluğun mcvcut olmadığı ve davalıların şeklen meşru hamil konumunda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar genel kural olarak faktoring şirketine yapılan ciro alacağın temliki hükümlerine tabi olmakla şahsi defiler faktoring şirketine karşı ileri sürülebilirse de bu durum ancak lehtar veya ciranta açısından kendinden sonraki cirantaya karşı sahip olduğu defiler için uygulama alanı bulmakta olup somut olayda böyle bir durum söz konusu olmadığından şahsi defiler davalıya temlik eden faktoring şirketine karşı ileri sürülemeyecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 710/3 c. 2 hükmüne göre; ödeyen kişi, cirolar arasında düzenli bir silsile bulunup bulunmadığını incelemekle yükümlü ise de; cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir. Bu hükmün …’i uyarınca ödeyen kişinin (senet borçlusu), senedi devralan kimselerin de ciro silsilesinde şeklen mevcut gözüken ciroların (imzaların) geçerliliğini (sıhhatini) araştırma yükümlülüğü mevcut değildir. Bu nedenle, ciro silsilesinde şeklen mevcut gözüken imzalardan birinin temsil yetkisinin bulunmaması sahte imzanın söz konusu olması gibi bir nedenle geçersiz olması, ciro silsilesinde bir kopukluk olarak değerlendirilmez. Zira ciro silsilesinin, vadeden önce ödeme hali için TTK. m. 710/2 hükmünde öngörülen istisnai hal hariç olmak üzere, senedi ödeyecek olan kimse için dahi ancak ve sadece şeklen (imzaların teselsül edip etmediği yönünden) incelenmesi yasal bir yükümlülük olarak öngörülmüştür ve şeklen ciro silsilesi düzgündür. Yine TTK 687 maddesine paralel olarak düzenlenen 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3 maddesi; “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” şeklindedir ve davacı yan davalının iktisapta kötüniyetli olduğunu ve zararına hareket ettiğini kanıtlayamamıştır.
Tartışılması gereken bir diğer husus davalıya temlik eden faktoring şirketinin dava konusu çeki faktoring mevzuatına uygun olarak faturaya dayalı ciro yoluyla devralıp almadığı hususudur ki dava konusu çekler faktoring şirketince aralarında factoring sözleşmesi bulunan dava dışı … Yarar’dan faturaya dayalı olarak alınmış olup davalı taraf bu hali ile meşru hamil olarak görünmektedir. Davacı tarafça mahkememiz ara kararı gereğince ticari defterlerin ibraz edilmemesi nedeni ile çekin davacı ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı, bir sonraki ciranta ile aralarındaki ticari ilişkinin boyutları denetlenememiştir. Ayrıca celp edilen soruşturma dosyası kapsamında daimi arama kararının verildiği, şüpheli yahut şüphelilerin tespit edilemediği anlaşılmakla neticesinin beklenmesine yer olmadığı sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla davacı tarafından, çekin çalıntı olduğu ve bu hususunda davalı tarafından bilindiği, buna rağmen bile bile çekin devralınarak tahsil için bankaya ibraz edildiği, kötü niyetin bulunduğu hususları geçerli delillerle ispat edilememiştir. Anılı gerekçeler ışığında sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL ret harcından peşin alınan 307,40-TL harcın mahsubu ile artan 263-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı tarafça yapılan toplam 27,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya veirlmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekili yararına karar tarihindeki AAÜT gereğince 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/02/2019

Katip …

Hakim …