Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/523 E. 2022/540 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/523 Esas
KARAR NO : 2022/540
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/04/2016
KARAR TARİHİ : 21/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26.09.2013 günü sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … istikametinden … istikametine seyri sırasında … Caddesinde karşıdan geçen yaya …’e çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, …’in yaralandığını, davalının … plakalı aracın yeşil kart poliçeli olması nedeniyle maddi tazminattan sorumlu olduğunu, müvekkilinin kazadan sonra tedavi gördüğünü, …’nden %3 maluliyeti olduğuna dair rapor alındığını, müvekkilinin kazadan sonra meydana gelen sıkıntılardan dolayı tuvaletini tutamadığını ve hasta bezi kullandığını, hayatının maddi ve manevi olarak zor bir hal aldığını beyanla 100,00TL maddi tazminat ve 40.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yabancı plakalı araçların yeşil kart sigortalısı olması halinde Türkiye’de meydana getirdikleri kazadan dolayı ZMMS kapsamında ve limitleri ile sorumlu olduğunu, manevi tazminata ilişkin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının kusuru bulunduğunu ve yabancı aracın kusurunu kabul etmediklerinden yapılacak inceleme sonucunda çıkan kusur oranınında sorumlu olacaklarını, davacının kazaya sebebiyet verdiğini ve asli kusurlu olduğunu, yabancı plakalı aracın sürücüsünün kazanın oluşumunda bir kusurunun bulunmadığını, kaza sebebi ile davacının aracın sigortasına başvurması sonucunda %3 maluliyet üzerinden hesaplanan maddi tazminatın kendisine aracı kurum tarafından ödendiğini ve davacının ibraname düzenlemek kaydı ile bu hakkını sona erdirdiğini, bu nedenle talepte bulunamayacağını, çünkü hesaplanan bedelin kendisine ödendiğini, ayrıca faize ilişkin talebin de yerinde olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; yaralamalı trafik kazasından kaynaklı geçici ve sürekli iş göremezlik ile bakıcı giderine dayalı maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketine yazı yazılarak hasar dosyası celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacıya davaya konu trafik kazası nedeni ile ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin kurum kayıtları ve araç tescil kaydı celp edilmiştir.
Tedavi evraklarının celbine müteakip davacıya ait maluliyet raporu dosyamız arasına alınmıştır.
ATK … İhtisas Kurulu marifeti ile kusur raporu temin edilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan aktüerya bilirkişi … tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; “…A)KUSUR DURUMU
Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 02.08.2017 tarihli kusur raporu ile kazanın meydana gelmesinde;
a) … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’in %30 oranında kusurlu olduğu,
b)Davacı/müteveffa yaya …’in %70 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
B)DAVACININ GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK DÖNEMİ
a)Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacının iyileşme süresi 3 ay olarak belirlenmiştir. Bu durumda;
b)Davacının 3 aylık iyileşme dönemindeki maddi zararı %100 malul gibi hesaplanacaktır.
C)DAVACININ SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK(MALULİYET) DURUMU
Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda bu olayın davacıda araz bırakmaması nedeniyle sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı belirlenmiştir. Bu durumda sürekli iş gücü kaybı nedeniyle zarar hesabı yapma imkanı bulunmamaktadır.
D)BAKICI GİDERİ:
a)Adli Tıp Kurumu tarafından davacının iyileşme döneminin 2 ayında bakıma muhtaç olduğu belirlenmiştir.
b)Bu konudaki Yargıtay kararlarına göre bakım dönemindeki 1.021,50 TL.lık brüt asgari ücret esas alınarak 2 aylık dönemdeki bakıcı gideri zararı hesaplanacaktır.
E)KAZANÇ DURUMU
Dava dosyasında davacının yaptığı iş ile elde ettiği ücret ve kazançları gösterir yazılı bir belge bulunmadığından zorunlu olarak kaza tarihinde yürürlükte olan aylık net 803,68 TL.lık asgari ücret hesaba esas alınacaktır.
2)TENZİLİ GEREKEN ÖDEMELER
a)Davalı tarafından davacıya bu olay nedeniyle 18.12.2015 tarihinde 2.233,00 TL maddi tazminat ödemesi yapılmıştır.
b)Davacının bu olay nedeniyle sadece 3 aylık geçici iş göremezlik dönemi ile 2 aylık bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının söz konusu olması, her iki zarar kaleminin de olay tarihindeki asgari ücrete göre yapılacak olması ve sürekli iş göremezlik dönemi için bir zararının söz konusu olmaması nedeniyle davalı tarafından yapılan ödeme güncellenmeyerek davacının maddi zararından aynen tenzil edilecektir.
c)Her ne kadar davalı tarafından geçici ve sürekli işgücü ile bakıcı gideri ayrımı yapılmaksızın ödeme yapılmış ise de; davacıya yapılan ödemenin bu olaya ilişkin maddi tazminatı ödemesi olması nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye neden olmamak adına ödeme davacının bu olay nedeniyle oluşan toplam maddi zararından tenzil edilecektir.
2)MADDİ ZARAR HESABI :
Davalı tarafın %30 kusur durumuna göre maddi zarar hesabı aşağıdadır;
a)Geçici İş göremezlik döneminde
%100 kazanç kaybı maddi zararı:
803,68 x 3 ay x %30 kusur = 723,31 TL
b)Bakıcı gideri nedeniyle maddi zararı:
1.021,50 x 2 ay x %30 kusur + 612,90 TL
c)Davacının maddi zarar toplamı = 1.336,21 TL
d)Davalı ödemesinin tenzili – 2.233,00 TL
e)Davacının bakiye maddi zararı = KALMAMIŞTIR
S O N U Ç: Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 26.09.2013 tarihinde meydana trafik kazasında davalının %30 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı/müteveffa …’in,
a)Geçici iş göremezlik dönemindeki kazanç kaybı ile bakıcı gideri zararının davalı tarafından yapılan ödeme ile karşılanmış olması nedeniyle talep edilebilir bakiye maddi zararının belirlenemediği,
b)Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacı/müteveffanın malul kalmadığı belirlendiğinden sürekli iş gücü kaybı nedeniyle maddi zararının bulunmayacağı,
c)Motorlu Taşıtlar Bürosunun sorumluluğunun ülkemizde geçerli olan zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında olması, zorunlu trafik sigorta poliçesinin manevi tazminat taleplerini kapsamaması nedeniyle manevi tazminattan davalının sorumlu olup olmayacağı hususundaki hukuki durumun takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki davada; 26/09/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı geçici/sürekli iş göremezlik ve bakıcı giderine dayalı maddi tazminat ve manevi tazminat istemi ileri sürülmüş olup somut olaydaki uyuşmazlığın; davacı yanın sürekli ve geçici iş göremezliğe uğrayıp uğramadığı, bakım ihtiyacında kalıp kalmadığı, dava dışı yabancı plakalı araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığı, davacıya dava tarihinden önce davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yeterli olup olmadığı, dava sureti ile talep edilen maddi ve manevi tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilip verilemeyeceği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
İşbu davada ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ile ülkemizin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi mensuplarının 20 Nisan 1959 tarihinde Strazburg şehrinde imzaladıkları “B. M. Mesuliyet Sigortası İhdası” ile ilgili anlaşma hükümleri uyarınca, yabancı plakalı motorlu araçların, şayet milletlerarası geçerli olup Türkiye’de de kabul edilen sigortaları varsa, bunların sigorta yaptırmalarına gerek olmaksızın araçlarının neden olacağı zararların, zorunlu trafik sigorta güvencesinde olacağı hüküm altına alınmıştır. Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu’nun çalışma esas ve usulleri hakkındaki 26.10.1991 gün ve 21033 Sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan yönetmeliğin “Büronun amacı” başlığını taşıyan 5. maddesinin 3. bendi uyarınca, yurt dışında sigortalanmış bulunan ve geçerli olan sigorta sertifikası taşıyan motorlu kara taşıt araçları sahipleri veya sürücüleri tarafından Türkiye’de sebebiyet verilmiş hasarların, doğrudan doğruya idare ve ödenmesi hususundaki işlemleri yapmak, büronun amaçları arasında sayılmıştır.
Somut olayda yabancı plakalı aracın dava dışı sürücü idaresinde iken davacı yayaya çarpması sureti ile 26/09/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümlerinden (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) yararlanılarak yapılan inceleme neticesinde İstanbul Adli Tıp Kurumu marifeti ile düzenlenen rapor kapsamında davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin 3 ay olup 2 ay boyunca bakıma muhtaç olduğu tespit edilmiş olup adli raporun ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun olması ve dosyada mübrez raporlar ile önemli ölçüde çelişki teşkil etmekten uzak olması nedenleri ile itibar edilir olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun tanzim edilmekle mahkememizce itibar edilir bulunan ATK kusur raporu, kaza tespit tutanağındaki (KTT) maddi tespitler ışığında; davacı yayanın %70, dava dışı sürücünün %30 kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Anılı tespitlerin ve davacıya atfedilen kusur yoğunluğunun KTT ve mahkememiz dosya kapsamı ile çelişmediği anlaşılmakla, kusur yönünden yeniden inceleme yapılması yoluna gidilmemiştir.
Yargılama devam ederken davacı Müminet …’in vefat ettiği, dahili davacılar/ mirasçılar adına düzenlenen vekaletname ile veraset ilamının ibraz edildiği görülmüştür. Nitekim dava devam ederken taraflardan birisinin ölmesi durumunda, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulmaktadır. (TMK m. 28/1). Eldeki davada olduğu gibi yalnız öleni değil mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların mal varlığı haklarını etkileyen davalar ise tarafın ölümü ile konusuz kalmamakta olup bu davalara, tüm mirasçılar tarafından mecburi dava arkadaşı olarak devam edilmesi gerekmektedir. Somut olayda davacı mirasçıların, murislerinin ileri sürdüğü maddi ve manevi tazminat istemlerini devam ettirdikleri ve taraf teşkilinin gerçekleştiği anlaşılmakla, yargılamaya dahili davacı/ mirasçılar yönünden devam edilmiştir.
Davacı yanın geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri yönünden talep edebileceği maddi tazminat miktarının hesaplanması noktasında aktüerya bilirkişi incelemesi yapılmış olup aktüerya bilirkişi raporundaki tespitlerin dosya kapsamına ve kanuni düzenleme ile yargısal içtihatlara uygun olmakla itibar edilir olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı sigorta şirketinin dava tarihinden önce davacı yana maddi tazminat ödemesi yaptığı hususu dosya kapsamında sabit olup 2918 sayılı KTK’nın 111. maddesinde, bu kanunda öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu, tazminat miktarlarına ilişkin olan ve yetersiz veya fahiş olduğu “açıkça belli olan” anlaşmalar ya da uzlaşmaların, yapıldıkları tarihten başlayarak “iki yıl içinde” iptal edilebileceği düzenlenmiştir. Anılı süre niteliği itibari ile hak düşürücü süre mahiyetinde olup ödeme tarihleri (18/12/2015) ile dava tarihi (27/04/2016) arasında 2 yıllık hak düşürücü sürenin dolmadığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda KTK’nın 111. maddesi çerçevesinde dava tarihinden önceki ödemenin yeterli olup olmadığına ilişkin hesaplama yapılması gerekmiş olup sürekli maluliyeti bulunmayan davacı yönünden geçici iş göremezlik ve bakıcı giderine dayalı maddi zararının dava tarihinden önceki ödeme neticesinde tazmin edildiği, bakiye maddi zararının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı yönünden talep edilen manevi tazminat istemi kapsamında yapılan değerlendirme kapsamında ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, Hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vermesi mümkün olup … Ltd. Şti’ne müzekkere yazılarak, kazaya ilişkin manevi tazminat ödemesinin yabancı sigorta kapsamında bulunup bulunmadığı ve varsa limiti sorulmakla manevi tazminat ile ilgili onayın mevcut olduğu ve limitin bulunmadığı bilgisinin verildiği görülmüştür. Dolayısıyla yabancı plakalı araç kazaları sonucu zarar gören kişilerin maddi ve manevi zararları yurt dışı sigorta şirketlerinden talep edilebilmekte olup yabancı plakalı aracın Yeşil Kart sigortası var ise kaza sonrasında tazminat talepleri için Motorlu Taşıtlar Bürosu’nun yabancı ülke sigorta poliçesi maddi ve manevi tazminat kapsamına göre ödeme yapmakla yükümlü olduğu anlaşılmakla, davalı sürücünün tâli kusuru (%30) neticesinde uğramış olduğu kaza neticesinde tedavi görmek zorunda kalan 3 ay geçici iş göremezliğe düçar olan davacı yayanın bu suretle manevi zarara uğradığı ve davalı şirketin anılı açıklamalar ışığında işbu manevi zararı tazminle yükümlü olduğu sonucuna varılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi noktasında kanun ve içtihatlar kapsamında değerlendirme yapılmış olup taktiren 8.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline dair karar verilmesi gerekmekle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
A-Maddi tazminat talebinin REDDİNE,
B-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE;
8.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak dahili davacılara miras payları oranında ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-a)Maddi tazminat yönünden; davacı tarafça peşin olarak yatırılan 136,97 TL harçtan , 80,70 TL karar ve ilam harcının düşümü sonucu başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
b)Manevi tazminat yönünden; kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 546,48 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşin olarak yatırılan (136,97 TL – 80,70 TL ) 59,27 TL harcın düşümü sonucu kalan 487,21 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-a)Maddi tazminat yönünden; davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya ödenmesine,
b)Manevi tazminat yönünden; davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 8.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara ödenmesine,
c)Manevi tazminat yönünden; davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 8.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya ödenmesine,
4-Tüm talepler birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraflarca yapılan 1.845,00 TL ATK ücreti, 700,00 TL bilirkişi ücreti ve 1.064,80 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.609,80 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 720,16 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
5-Tüm talepler birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafça yapılan 99,80 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 79,89 TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
8- Davacı taraflarca yatırılan 59,27 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Dair; dahili davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır