Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/522 E. 2018/46 K. 24.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/522 Esas
KARAR NO : 2018/46
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/05/2016
KARAR TARİHİ: 24/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkil şirket arasında 01/08/2010 başlangıç tarihli ve 30/09/2015 tarihine kadar yenilerek devam eden Enerji Satış Sözleşmesi tanzim edildiğini, işbu sözleşmeye istinaden müvekkil şirketin davalıdan satın aldığı elektrik enerjisine istinaden davalı şirket tarafından ilki 31/12/2010 olmak üzere sözleşmenin sona erdiği 30/09/2015 tarihine kadar her ay elektrik bedellerine ilişkin fatura tanzim edilmiş ve işbu faturalar müvekkil şirket tarafından ödendiğini, söz konusu aylık periyotlarda düzenli olarak tanzim edilen ve müvekkil şirket tarafından ödenmiş olan elektrik faturalarıda müvekkil şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak kayıp-kaçak bedeli altında tahsilatlar yapıldığını, kayıp kaçak bedeli olarak bugüne kadar tahsil edilmiş olan bu tutarlar, faturalarda bazen ayrı bir kalem olarak gösterilmesine rağmen bazen iletim bedeli adı altına tahsil edildiğini, bu nedenlerle davalı ile yapılmış olan elektrik alım sözleşmesine istinaden davacıya ilki 31/12/2010 tarihinde keşide edilmiş olan ve sözleşmenin sona erdiği 30/09/2015 tarihine kadar aylık periyotta tanzim edilen faturalara istinaden davacıya ödenmiş olan elektrik faturalarında yer olan kayıp kaçak bedellerinin yapılacak bilirkişi incelemesi ile hesaplanacak miktardan şimdilik 5.000,00TL belirsiz alacak davası olarak ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesini, fazlaya ilişkin dava ve alacak taleplerimizin saklı tutulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen tutarların tamamen yasal düzenlemelere EPDK kararlarına ve tarifelerine uygun olarak nihai tüketici olan davacı taraftan tahsil edildiğini, kayıp kaçak bedellernin tedarik şirketleri tarafından Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nin 28.maddesi uyarınca tüketiciden tahsil edildiğini, ancak daha sonra mevzuata uygun olarak tamamıyla hiçbir komisyon vs bedel kesintisi yapılmaksızın ilgili dağıtım şirketlerine ödendiğini, dolayısıyla tedarik şirketleri kayıp ve kaçak bedellerinin tüketiciden tahsiline sadece aracılık ettiğini, işbu bedellerden herhangi bir kar ya da gelir sağlamadığını, abonelerden alınan kayıp kaçak bedellerinin alınmasının hukuka ve mevzuata uygun olduğunu, müvekkil şirketin elektrik piyasasında serbest tüketicilere elektrik tedarik eden onlarca tedarik şirketinden biri olduğunu, müvekkil şirketin davacı tarafından rekabetçi piyasa koşullarında ekonomik ve sair imkanlar bakımından en avantajlı ve lehe koşulları sağladığı için seçildiğini, Perakende Satış Hizmet bedelleri bakımından Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2 maddesinde düzenlenen 8 günlük yasal süresinde içeriğine itiraz edilmeksizin fatura bedellerinin ödendiğini, şu aşamada münderecatına itiraz edilmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle husumet itirazının kabulünü ve davanın husumet yönünden reddini, haksız ve yasaya aykırı olarak açılan davanın reddini, yargılama ücreti ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; faturaya yansıtılan kayıp kaçak bedelinin haksız ve hukuka aykırı olduğundan bahisle haksız tahsil edilen bedellerin iadesi istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, …Elektrik AŞ’ye yazı yazılarak taraflar arasındaki sözleşme, sayaç endeks surumu, sayaç çarpanı, her bir kalem için uygulana birim fiyatlar, talebe konu döneme ait faturalar celbedilmiştir.
Faturaya yansıtılan kayıp kaçak bedelinin iadesinin talep edilip edilemeyeceği hususunda en önemli referanslardan birisini Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/7-2454 ve karar 2014/679 sayılı 21.5.2014 tarihli kararı teşkil etmiştir. Nitekim istikrarlı surette atıf yapılan karar uyarınca; ”…Kayıp kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır. Kayıp kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ..şeffaflık hukuk devletinin ayrılmaz parçasıdır…” gerekçeleri ile kayıp kaçak bedeli tahsilinin hukuka aykırı olduğu yönünde pek çok hüküm verilmiştir.
Dava tarihinden sonra 04/06/2016 tarihinde kabul edilen ve 17/06/2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 6446 sayılı yasada bir takım değişiklikler yapılmıştır. 6719 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre; Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükmü uygulanacaktır. 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik, 6446 sayılı kanunun 17/10. maddesine göre de Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi bu bedellerin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacaktır.
Aynı zamanda yürürlükteki 6719 sayılı yasayla değişik 6446 sayılı yasanın geçici 20. maddesi gereği bu Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış davalarda da uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle bilirkişi tarafından yapılması gereken iş yalnızca 6719 sayılı yasa ile değişik, 6446 sayılı yasanın 17/10 maddesi gereği davalı kurum tarafından yapılan tahakkukların EPDK’nun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacaktır.
Bahsedilen yasal düzenlemeler kapsamında dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi Profesör Doktor İbrahim Şenol 03/05/2017 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu , EPDK Kurul Kararları, 6719 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun , Yargıtay 3.H.D’nin 29/12/2016 gün, 2016/6993esas 2016/17081 karar sayılı ilamı, diğer ilgili mevzuatlar ile dosya içindeki belge ve deliller kapsamında , 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinin 2.fıkrasında belirtildiği üzere EPDK’nın elektrik faturalarında bulunacak ve ücretlendirilecek tarife unsurlarını belirleme yetkisine sahip olduğu, kurulca düzenlemeye tabi tarifelerin; bağlantı ve sistem kullanım tarifeleri, iletim tarifesi, toptan satış tarifesi, dağıtım tarifeleri, perakente satış tarifelerinden oluştuğu, dolayısıyla EPDK’nın düzenleyebileceği tarifeler arasında Kayıp Kaçak Bedeli Tarifesi adı altında bir tarifenin bulunmadığı, elektrik enerjisi tüketim bedellerine her ay %9-10 oranında artış getiren Kayıp Kaçak Bedeli içinde yer alan Kayıp Bedeli’nin tüketiciden talep edilmesinin hukuksal açıklamaları yapılabilir ise de, tüm ülkemizi kapsar şekilde Kaçak Elektrik Enerjisi Bedelinin tüm tüketicilere yansıtılmasının hukuka uygunluğunun ileri sürülmesinin olanaksız olduğu, kayıp kaçak bedelleri dışında faturaya yansıtılan diğer bedellerinin(iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, sayaç okuma bedeli) alınmasının 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu çerçevesinde EPDK’nın yasal mevzuatına uygun olduğu, bu mevzuat değiştirilmedikçe kayıp kaçak bedeli dışındaki bedellerinin tahsil edilebileceği, ancak kayıp kaçak bedelinin 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu kanunla ilgili mevzuatlarda alınma gerekçesini açıklayan tam bir yasal karşılığı olmadığı, zira; özellikle alçak gerilim hatlarının iyi işletilmemesinden dolayı meydana gelen teknik kayıpların bir türlü istenilen düzeye indirilememesi ve buna ek olarak kaçak olarak kullanılan elektrik enerjisinin fiili kullanıcısı ve hukuki abonesinden değil tüm dürüst kullanıcılardan tahsil edildiği, oysa hatların iyi işletilmesi ve kaçağın önlenmesi dağıtım şirketlerinin sorumluluğunda olduğu, buna rağmen 17/06/2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un rapor içeriğinde açıklanan maddeleri ile kayıp kaçak bedellerinin tüketiciye yansıtılmasının yasal kılınıldığı, dava konusu yapılan aboneliğe dair TL bazında Tüketim Ekstreleri vb, belgeler incelendiğinde yapılan uygulamanın 3’er aylık periyotlar halinde EPDK tarafından onaylanmasına takiben yayımlanarak yürürlüğe giren tarifelerle örtüştüğü, sonuç olarak 17/06/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi 17/06/2016 tarihinden sonra 26. Maddesi de 17/06/2016 tarihine kadar, açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsadığından davacı tarafın ödediği kayıp kaçak bedellerini ve diğer fatura bileşenlerini geri isteyemeyeceği, dava konusu faturalar üzerine yapılan kontrollerde dağıtım ve perakende satış şirketlerince bu bedellerin tahsil edilmesinin EPDK tarifelerine uygun olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Anılan yasa değişiklikleri ve bilirkişi raporu bütün olarak değerlendirildiğinde; EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan davalar, yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kalmıştır. Bu gerekçelerle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Son olarak değerlendirilmesi gereken husus, yargılama giderleri ile yükümlü olan tarafın belirlenmesi noktasındadır. Davacı taraf izah edilen gerekçelerle davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Dolayısıyla davanın açılmasına sebebiyet veren taraf, davaya konu bedelleri tahsil eden davalıdır. Karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, yargılama sırasında yürürlüge giren yasa değişikliğinin bir sonucudur ve dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu ortadadır. ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/2534 esas, 2017/3956 karar sayılı ilamı) Tüm bu nedenlerle; davacı yararına maktu vekalet ücreti ile davacının yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Konusu kalmayan davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Peşin alınan 85,39-TL harçtan alınması gereken 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 49,49-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı tarafın yapmış olduğu masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili kendisini vekille temsil ettirmiş ise de; dava yargılama aşamasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa nedeniyle dava konusuz kaldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dava, yargılama aşamasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa gereğince konusuz kaldığından, davalı yan davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden ve davanın açılış tarihi itibariyle dava haklı görüldüğünden davacı tarafça yapılan 600 TL bilirkişi ücreti, 664,91 TL posta masrafı, 85,39TL harç masrafı olmak üzere toplam 1.350,30TL masrafın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı yararına taktir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı vekili ve ihbar olunan vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/01/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza